eşinin adını alyans gibi parmağına yazdıran patronumun, ondan ayrılınca yaşadığı sıkıntıyı hatırlatan başlık. küçücük bir ismi bile sildiremeyip üstünü karalatmıştı.
dövme yapmaktan daha saçma olan bir şey varsa o da, sevgilinin/eşin ismini dövme yaptırmaktır.
devamını gör...

her şeyi ölçüyle paylaşmaktır. evet çikolatayı cetvelle kesen biziz.
devamını gör...

çok uzun zamandır var olup da henüz fark edilmemiş geometrik şeklin keşfi bilim dünyasına bomba gibi düştü. bilim insanları, epitel hücrelerin matematikçiler tarafından tanımlanmış bir şekle büründüğünü gördüler. hafif bir eğime sahip iki kenarı olan ve bir köşesi kesilmiş bir prizmayı andıran bu şekle scutellum ismini taşıyan bir böceğin üçgen şeklindeki toraksından esinlenerek “scutoid” adını verdiler.
--- alıntı ---

kaynak: özçekim dergisi, eylül-ekim 2018, sayı 7.

buradan

dilerseniz yukarıdaki linkten barış özcan’ın bu yeni geometrik şekil hakkında çektiği videoyu izleyebilirsiniz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ne böyle sevdalar gördüm

ne zaman seni düşünsem
bir ceylan su içmeye iner
çayırları büyürken görürüm.

her akşam seninle
yeşil bir zeytin tanesi
bir parça mavi deniz
alır beni.

seni düşündükçe
gül dikiyorum elimin değdiği yere
atlara su veriyorum
daha bir seviyorum dağları.

-ilhan berk -
devamını gör...

bugün daha bir mânâlı daha bir yaralayıcı çalıyor sanki.

annem 1 saat önce ameliyata girdi, ameliyathanenin önündeki son sözü ben sana etimle kemiğimle hakkımı helal ettim, kardeşlerine de söyle dedi.

cevap veremedim, yutkunamadım, içimde kaldı.


oturdum bir köşe de bu şarkıyı dinliyorum şimdi, belki anama diyemedim ama buraya yazabilirim sanırım. senin hakkın ödenmez annem, o mübarek ellerinden tekrar tekrar öperim.

seni emanetlerini kaybetmeyen allah'a emanet ettim. ne olur anne bir de sen koyup gitme beni, lütfen..
devamını gör...

gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
devamını gör...

aşırı tatlı bir yazar ayrıca tam bir görev adamı. çok hızlı geri dönüşler sağlıyor. profil resmine bakarak tam bir kedi manyağı olduğunu tahmin etmek zor değil. teşekkür ediyoruz kendilerine.
devamını gör...

leş bir durumdur. bir tanım girdik diye cahil damgası yediğimiz oluyor. insanlara hakaret etmek veya bir ithamda bulunmak bu kadar kolay mı diye soruyorum size.
devamını gör...

bir insanın başına gelebilecek en talihsiz olaydır.
devamını gör...

w...
sonrası yok bende.

t: benim elendiğim başlık.
devamını gör...

kürtçe ülkenin her yerinde özgürce konuşulabilen bir dil. bu ülkede kürtler ve kendilerine ait olan bir yerel dilleri var. bu ön kabulü yapmayan insan zaten farklı bir oksijen yakıyordur bünyesinde. fikirleri veya eylemleri mühim değildir.
fakat konunun gelip tıkandığı başka bir nokta var.
''kürtçe konuşamıyoruz'', ''dilimize kelepçe vurdular'' ağlak ajitasyonu üzerinden sürekli duygu sömürüsü yapanlar. bu grubun da ilk gruptaki ilkel dürtüye sahip çomarlardan bir farkı yok.
hatta diyebilirim ki ''kürt yoktur'' diyenler bu ülkede azınlık iken ''kürtçe konuşamıyoruz ''diye manipülasyon yapanlar çoğunlukta.
akp dahil tüm siyasi partilerin kilit noktalarında, özellikle batı anadolu, ege ve akdeniz bölgelerinde esnaf ağırlığı kürt kökenli vatandaşlarımızda.
bu ayrımcılık dilini asıl körükleyenler kürtçülerdir.
sen nasıl bu kadar peşin yargılara varabiliyorsun diye soracak olanlara cevabım hazır.
ben doğulu bir türk'üm kardeşim.
sürekli türk kimliğine ve atatürk'e kin kusan emperyal uşağı kürtçünün de,
üç kuruşa tarlada, fabrikada, tezgahta emeği heba edilen,
feodal kürtçü siyasetçiler tarafından dili ve kimliği sömürülen gariban kürdün de ciğerini bilirim.
bana martaval okumasınlar.
devamını gör...

1817 abd doğumlu yazar, şair, düşünür, kölelik karşıtı aktivist ve filozoftur. thoreau, yazılarında pek çok kere kölelik karşıtlığına yer vermiş ve devlete vergi ödemeyi reddederek hapis yatmıştır.

yazarın ideal devlet ve yönetiminde çoğunluğun kararı ve doğru olan ters düşüyorsa doğru olandan vazgeçmek doğru mudur? ya da her türlü vicdani karar yasa koyucuya bırakılmalı mıdır? gibi daha pek çok sorunun irdelediği eseri ''sivil itaatsizlik ve pasif direniş'' adlı eseri gandhi'ye ilham kaynağı olmuştur.

kendisini ziyarete gelen arkadaşının ''senin gibi bir adam nasıl oluyor da hapiste anlamıyorum'' sözü üzerine ''sen nasıl hala dışardasın asıl ben anlamıyorum'' diyen thoreau'nun ve ironik dilinin en güzel eseri olan ve walden gölü kenarına inşa ettiği bir kulübede modern toplumdan uzak yaşadığı ve modern toplum eleştirisi niteliği taşıyan iki yılını kaleme aldığı ''walden'' adlı kitabı okunmaya değerdir.

''asıl problem sivil itaatsizlikte değil, sivil itaatliliktedir. vicdanını hükümet otoritesine teslim edenler felaket tehlikelidirler. unutmayın körü körüne teslimiyetçilerin olduğu yerde “derebeyleri” türer.''
devamını gör...

bizi güldürmeyi kendilerine görev edinmiş çok kıymetli yazarlarımızdan 8 mart'a özel düşündüren bir kesit. burada hep beraber gülüp eğlenirken ülkemizin yadsınamaz acı gerçeklerine değinmeyi ihmal etmedikleri için kendi adıma teşekkür ediyorum. bu bilince toplum olarak bir gün değil, her gün sahip olmamız dileğiyle.
devamını gör...

cumhurbaşkanı yardımcısı bir zatın talebi.
ben artık bu ülkenin dert edindiği şeylerle baş edemiyorum. ben artık kendi ülkemde ötekileştirilmekle baş edemiyorum. ben artık kendi ülkemde kiracı konumda olmakla baş edemiyorum. ben artık susup oturmakla baş edemiyorum.
ben bıktım.
devamını gör...

bu şiirin en çarpıcı özelliği edebiyat tarihinin en eski şiirlerinden biri olup kökeninin sümerler'e dayanmasıdır.aynı zamanda tevrattaki eyüp peygamber hikayesinin kaynağı olduğu varsayılmaktadır.alıntı yaptığım kitap ise muazzez ilmiye çığ'ın ortadoğu uygarlık mirası serisinin 1.kitabıdır.eğer ilginiz varsa okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
(bkz: muazzez ilmiye çığ)

"ben bir insanım,anlayışlıyım fakat şimdi bana kimse değer vermiyor.
doğru sözüm yalana döndü,
hilenin adamı beni güney rüzgârı gibi sardı,
ona hizmet etmeye zorlandım,
yoldaşlarım doğru bir söz söylemediler bana,
arkadaşlarım dürüst sözümü yalanladılar,
hilenin adamı bana tuzak kurdu,
ben bilgin,neden cahiller içine sokuldum,
ben anlayışlı,neden bilgisizler arasında sayıldım?
her yerde yiyecek var,benim aşım açlık,
herkese paylar dağılırken,benim payım üzüntü oldu,
tanrım gün ışıdı ülkeye,benim günüm karanlık,
gözyaşları,ağıt,keder sardı beni,
fena hastalıklar...yakıyor bedenimi,
tanrım beni var eden babam,yüzünü kaldır."
devamını gör...

aklı başında insan zaten burada böyle saçma sapan şeyler ile ilgili konuşmaz.
partilerin adresi, yeri, ofisi belli.
devamını gör...

vasili kandinski veyahut wassily kandinsky, 1866-1944 yılları arasında yaşamış rus bir ressamdı. özellikle ilk cümlede nasıl bir ressam olduğunu hızlıca yazıp geçmek istemiyorum zira kendisi soyut sanatın ilk temsilcisi, öncüsüdür. aynı zamanda bir sanat kuramcısıydı.

moskova'da dünyaya gelen, hukuk ve ekonomi eğitimi alan kandinsky dünyayı gözlemlemeye henüz öğrenciyken başlamıştı. vologda'ya düzenlenen bir araştırma gezisine katılan sanatçı sonradan gelişecek olan karanlık arka plan üzerine canlı renkler ile çalışma fikrini burada gördüğü boyalı evlerden esinlenmişti. bu gezisinden sonra bir makale de yazan sanatçının üzerindeki etkiyi ilk dönem resimlerinde de izlemek mümkündü. mezuniyeti sonrası hukuk ve ekonomi alanlarında dersler veren ressam birkaç yıl sonra ziyaret ettiği bir fransız empresyonist sergisi ardından ders vermekten vazgeçerek münih'e gitti.

burada belli ressamlardan ve güzel sanatlar akademisi'nden eğitim alan kandinsky 1904-1908 yılları arasında avrupa'yı gezdi. kandsky'nin sanatı aslında hayatı ile birlikte şekil alıyordu. farklı kaynaklarda yaptığımı okumalara göre sanat akademisine gittiği zaman öğretmeni onun renk paletini fazla açık bulmuştu. bu sebeple o zamanlar daha çok siyah-beyaz spektrumda resimler çıkarmıştı. gabriela munter ile tanışıp avrupa'yı gezdiğinde ve bavyera'ya, almanya'ya geri geldiklerinde buraya yerleşmişlerdi. resimleri, renk uyumsuzlukları içeren manzaralardı. gerçeklik yerini yavaş yavaş imgeselliğe bırakıyordu. savaştan sonra rusya'ya gittiği zaman oranın ideolojik ortamından da etkilendi. eserleri ve bakış açısı, ülkedeki diğer sanatçılar tarafından kabul edilmiyordu. almanya'ya geri dönecekti. burada ilgileneceği sanat bauhaus olacaktı. fakat buradaki kalışı da uzun sürmedi, fransa'ya gitti...

goemetrik şekiller, renk teorileri, form ve biçim anlayışları, imgeselliğin dışavurulması, sembolizmin tesiri vb. pek çok terim söyleyebiliriz sanatçının anlayışı hakkında. fakat kesin olan şey yalnızlaşmasıydı. sanat düşüncesi sebebiyle gittiği yerlerde meslektaşlarının, sanatını tanımamasıydı. fakat o kendi resmini geliştirdikçe geliştirdi. 1944 yılında da paris'te hayatını kaybetti.

kronolojik anlatımı bir kenara bırakırsak sanatçı, özellikle avrupa gezileri sırasında, diğer sanatlar hakkında da araştırmalar yapıyordu. empresyonistleri inceliyordu ve araştırdığı tek şey resimler değildi. bir sanatçı olmasının yanında bir sanat teorisyeniydi de. teosofiye ilgi duydu. etnoloji, doğa bilimi ve müzik gibi ilgi alanları da vardı. görüntü ve ses arasındaki bağlantıları temellendirmeye başladı. eserlerine kompozisyon, doğaçlama gibi müzik terimlerini kullanarak isim veriyordu. aynı zamanda tinsellik, zihinsellik de onun için önemli bir noktaydı.

münih'te 1911 yılında kandinsky, birkaç sanatçı ile birlikte der blaue reiter grubunu kurdu. ismini sanatçının 1903 tarihli bir resminden (mavi süvari) alan grupta bulunan sanatçıların bireysel olarak yaklaşımları farklı olsa da eserleri tinsel gerçeklikleri ifade etmeyi amaçlıyordu. doğa ile kurulan yeni bir ilişki yaratmaya çalıştığını söylüyordu kandinsky. soyut eserler yaratacak ilk sanatçılardan biri oluyordu. 1914'te dünya savaşı ile birlikte grup dağılmıştı. her ne kadar soyut resimden bahsetsek de bu grubun ismi ekspresyonizm, dışavurumculuk ile de anılmaktadır.

1912 yılında kandinsky bir makale yayınladı. ismi ''sanatta zihinselliğe dair'' idi. sanat manevi değerleri betimliyordu, soyuttu. yani eserlerini sadece birer resim olarak değil, sanatın arayışı olarak da görmek gerekiyor. bu soruya hepimizin cevabı farklıdır fakat kandinsky cevabını tarihte bu kadar önemli bir konumda yer alacak şekilde yazmışlarımızdan birisiydi. yukarıda da bahsettiğimiz gibi sanatı, kendisi tarafından temellendirilmiş ve geliştirilmişti.

kaynakça ve daha fazlası: wassilykandinsky.net, vikipedi, wikipedia, sanatinoykusu.com, kitaptansanattan.com, sanat: büyük sanatçılar ve eserleri hakkında bilmeniz gereken her şey, susie hodge, gerçekten bilmeniz gereken 50 sanat fikri, susie hodge
devamını gör...

buradan moderatörlere adminlere
sesleniyorum.bence kafa sözlük olarak ingilizce öğrenmek üzerine discord kanalı kuralım bu kanalı da a1/a2/a3-b1/b2-c1 gibi sınıflara ayıralım kapasiteleride 10 ar kişi olsun.böylece herkes seviyesine göre birbiriyle diyalog kurarak konuşma kısmını ücretsiz halledebilir hemde toefl ıelts gibi sınavlar için birbirimizle bilgi alışverişinde bulunabiliriz.bu uygulama faaliyete geçerse çok hayır duası alırsınız . (bu kanalı kendim açma fikrindeydim fakat reklam yapıyor ya da dolandırıcı bu gibi düşüncelerle yanlış anlaşılacağımı düşündüğümden ve ban yememek için maderatörlerden ve adminlerden medet ummaya karar verdim umarım hayata geçer)
devamını gör...

benim seven ve benim sevdiğim arasında kaldım! *
seven insanın gözünün içine bakmıyor mu memnun olunsun diye...birşey istesin de yapayım diye..
ama gönül bu.ille sevmeyen olacak.
sevmeyenin peşinde koşacak,kendinden ödün vereceksin.
olmayacak olsa dahi insan çırpınmıyor mu,içler acısı (kalbim sızlıyor)*
devamını gör...

gecenin bu saatinde sevilmeyen yemekleri okuyunca acıktığım başlık.
hadi kapuskayı, pırasayı sevmediniz; hadi diyelim ki karnabahar da sevilmez ama börülce, mantı, taze fasulye, kısır, mercimek köftesi, yeşillik sevmemek nedir arkadaşlar?
yazarken biraz daha acıktım, benim için rota oluşturuluyor. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim