sabah 4.30 da afyon dinlenme tesisleri soğuğu ile katıldığım tespittir. öyle bir soğuktur ki nefesiniz havada donar siz de sessiz sessiz onu izlersiniz. sigara içmek için inmişsinizdir ama cesaret edip elinizi cebinizden bile çıkaramazsınız.
devamını gör...

13 yaşındaki çocuk dersin ama dünyaya at gözlükleri ile bakan ak çomarlardan çok çok daha ileri görüşlü ve aklı başında.
devamını gör...

putin aşı mız , kalaşnikof'muz kadar etkili diyor, adam malına güveniyor demekki.
devamını gör...

kapalı alan korkusudur. genelde panik atakla birlikte görülür. kişiler genelde asansör, dar koridor, penceresiz odalara giremez, kapıları kapatmak istemez. bireylerin bazen atak dönemleri vardır. öyle ki kişiler avmlere bile girmek istemeyebilir. duvarların üzerine geldiğini, nefes almakta zorlandıklarını ifade ederler.
devamını gör...

bir zamanlar sevgili olduğun insanla oturup yeni sevgilini mi konuşacaksın. millet olarak o kadar medenileşmedik diye düşündüren başlık.
devamını gör...

birileriyle sohbet ederken 'ne' yerine dediğim sözcüktür.
devamını gör...

birine aşık olup ondan vazgeçtikten sonra meydana gelen, bir daha asla aşık olamayacak kadar çok sevdiğini anlayan kişilerin yaşadığı hayal kırıklığına denir. bodo diline ait bir söylem olduğu söylenir.

bodo dili: güney amerika'da konuşulan dillerden biri.
devamını gör...

patates haşlarken geçen süreyi temel alan bir yöntemi zaman hesaplaması yaparken kullanmışlardır.
devamını gör...

uzaktan hayran olmak daha iyidir. hele internetten birileriyle tanışmak düpedüz kumardır. kimin ne olduğu asla bilinmez. ama güzel kalpli insanlar da yok değil, görüyoruz, seviyoruz.*
devamını gör...

kaçırmamak için özen göstereceğim yayındır. bu tip aktiviteler kesinlikle sözlük içerisindeki arkadaşlığı kuvvetlendiriyor.
devamını gör...

gerçekten çıldıracağım bir gün bu insanlar yüzünden. bu ne ya, kız istemişmiş. ulan o yaştaki çocuk ne anlasın ondan. zihniyetinize tüküreyim, inşallah sürüne sürüne acılar içinde geberip gidersiniz.

bu embesiller yüzünden yaşamaya korkuyor kadınlar. o kız büyüdüğünde ne hale gelecek, nasıl yaşayacak hiç düşünüyor mu? tabii düşünmüyor çünkü uçkuru ve kendisi dünyadaki her şeyden daha önemli. 2 3 güne yine dadanır birine kesin sonuçta ülkede bunlar normalleşti, almıyorlar içeri gündem olmadıkça. gündem olunca da azıcık tutup salıyorlar.
devamını gör...

normal şartlarda kendini sevdirmeyen kedimin, ben tuvaletteyken dibimde bitmesi ve kucağıma oturması.

araştırmalarıma göre;
banyonun onlar için çok ilgi çekici olması ya da ailesi olarak gördüğü insanı, tuvalet esnasında savunmasız kaldığından dışarıdan gelen tehlikelere karşı korumak istemesi.

kaynak
devamını gör...

adını her duyduğumda içimin burkulduğu, boyundan büyük yüreği olan yakışıklı aslan parçası kardeşim.

hani deriz ya "her türk asker doğar", "kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için" işte bunların en temel kanıtısın sen çocuk. çanakkale'de savaşan "hey 15li" ruhunu hala içinde taşıyan milyonlarca gencin yol göstericisisin. ne seni, ne de annene ev anahtarı verilirken yapılan iğrenç şovu hiç unutmayacağım..

ay yıldız uğruna şehit, uçmağa vardı eren adlı yiğit. iyi ki varsın eren!
devamını gör...

kimse sormamış fakat ben sorayım, kızlar nasılsınız iyi misiniz keyfiniz nasıl?
devamını gör...

annen baban ne iş yapıyor? bir çocuğa ergenlik çağına kadar sorulmaması gereken elzem soru. yani kendimden biliyorum babamı erken kaybettiğimden. benim zamanımda bu soru olmazsa olmazdı lise de bile ve şu an ne kadar normal bir durum gelse de o zamanlar beni strese sokardı. sadece ölüm de değil işsizdir veya çocuklar arasında yersiz şakalara sebebiyet verebilir.
devamını gör...

chuck shuldiner'ın veliahtı muhammed suiçmez'in kurduğu, dünyanın en iyileri arasında gösterilen death metal grubudur.

şarkılarını dinlemesi de yorumlaması da yürek isteyen gruptur.
devamını gör...
(tematik)

ölçekleri 1/500.000'den küçük olan haritalara denir.

duvar haritaları bu harita türüne örnektir.
devamını gör...

3.

küçük kız annesinin elinden sıyrılıvermişti hızla. uçup giden balonunun arkasından küçük bacaklarının el verdiği son hızla koşuyor bir yandan da 'balon, balon...' diyerek bir feryat koparıyordu. sahilin arnavut kaldırımlarından yola fırlamısına ise çok az bir zaman kalmıştı. ilk anda ne olduğunu anlayamayan kadın ise koşmaya başlamıştı ama içimden asla yetişemeyecek diye geçirdim. zaman donmaya başlar ya bir an, bende hızlanıyordu. ne olduğunu bile anlamadan banktan hızlıca kalkıp küçük kızı kolundan tutup sertçe kucağıma aldım panikle. o esnada yanımızdan hızla bir araba geçti. zaten bu yolda insanlar neden bilmem hız düşürüp denizi selamlamak yerine bir telaş gaza basa basa geçer. hep yakalamak zorunda oldukları, o bir başka ana yetişmeye çalışırlardı.
kadın yanıma geldi. çocuğunu bağrına bastığı an ağlamaya başladı. bir yandan içini çeke çeke ağlıyor bir yandan da bana bakıyordu. çantamdan su çıkardım, verdim. çocuğunu asla bırakmadan bir dikişte içti. 'iyi misiniz?' soruma, 'kusura bakmayın çok korktum, çok...' yanıtını verdi. hala daha kesik kesik nefesler alıyor, arada bir iç çekip sakinleşmeye çalışıyordu. birkaç dakika sonra kendine geldi, teşekkür etti, ben de biraz önce kalktığım banka bırakıverdim kendimi.
hiç kimse benim için bu kadar korkmamıştı sanırım bu hayatta. ya da bir anne şefkati ile sarmalanmamıştım hiç. üşüdüğümde yorganlara sarılmış, korktuğumda yine onların altına gizlenmiştim. peşinden koştuğum bir balonum bile olmamıştı. balon almasını isteyeceğim, bunu istiyorum diye şımaracağım biri de. daha küçücük bir veletken bile koca bir adam olmak zorundaydım. çünkü yalnızsanız; ağlayacak omzunuz, teselli edeniniz yoksa ağlamak bile anlamsızdı. alamayacağınız oyuncakları, oynayamayacağınız oyunları da düşünmek küçük kalbinizi acıtmaktan başka bir işe yaramıyordu. bu yüzden koca bir adama dönüşüyor, mızmızlanmamayı çok çabuk öğreniyordunuz.
öğrendim ben de. hayatta kalmak için masum yanımı gömdüm derinlere; mücadeleci, küçük bir adama dönüştüm. ve sevilme isteğimi karşılayamayacak da olsa ortamlarda en neşeli, en eğlenceli kişi oldum ki insanlar biriktireyim hayatta. ve çalıştım, çok çalıştım. çünkü biliyordum ki büyüdüğümde de elimden tutacak kimsem olmayacaktı.
benimle yola çıkan birçok insan dağıldı gitti hayat karşısında. kimi kayboldu, kimi mücadeleyi bıraktı, kiminden haber alamaz olduk. geriye bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az insan kaldı o eskinin küçük, bugünün koca adamlarından.
boğazıma o bildik yumru oturdu yine. acının vücutta dirilme hali ya da vücudun acıya direnme hali. hangisi, bilmiyorum. ama ne zaman geçmişi düşünsem ne zaman canım yansa yüreğim küçük bir çocuğunkine dönüşür, boğazımda bu his belirir.
"ahhh be anne!.. bir çocuğun yükünü taşımadı da mı kalbin ben hep böyle yalnız, ben hep eksik kaldım?"
devamını gör...

hayır adama şey diyemezsin “onda bulup bende bulamadığın ne?” onda olan sende yok sende olan onda yok. tansiyonum düştü.
devamını gör...

kabataş ve üsküdar'dan kalkan teknelerle ulaşılabilecek, kişinin boğazı değişik bir açıdan izleme imkanı bulabileceği adacık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim