bir kaç gün önce de (bkz: şebnem tüfekçi) isimli kadına şort giydiği için müdahale edildi. şimdi de bu kardeşimiz. sabır diliyorum. ne olur biri beni sakinleştirsin. yoksa kalkıp bu ve bunun gibi insanları ipe dizeceğim.
size ne kardeşim? bir insan istediğini giyer. kendisine yakıştığını düşünüyorsa giyer. inandığı dini emrettiyse giyer. aynı kişi yarın öbür gün başörtüsünü artık bir daha takmamak suretiyle çıkarırsa da size laf düşmez. önce kendi hayatınıza bakacaksınız.
vurucam birini az kaldı.
devamını gör...

hep beraber bir beyin jimnastiği yapalım.
herkesin yıllardır kullandığı grip aşısını düşünelim.
bunun, sürekli değişen formları üretilmekte ve herkeste aynı sonucu vermemekte.
yüzlerce farklı formda grip virüsü var.
eğer kullandığınız aşı, karşılaştığınız virusle uyumluysa, etkili oluyor, fayda sağlıyor, aksi halde siz tekrar grip olmaktan kurtulamıyorsunuz.
duyarız çevremizde, 'aşı oldum ama yine de grip oldum.'
ışte bu virüsün çeşitliliğiyle alakalı bir sonuç.
covid-19'la ilgili hızlandırılmış biçimde yapılan aşı çalışmaları da, mevcut virüsün formu baz alınarak yapılan çalışmalar.
haa, belki bunun birbirine yakın birkaç formunda da etkin sonuç alınabilecek.
peki ya virüs çok farklı bir forma dönüştüyse ? o zaman üretilen aşı nasıl etkili olacak ?

ıs adeta falcılığa dönüşmüş durumda. bilim adamları bile ikiye bölünmüş, kimisi işe yarar derken, bir grup da bizim yazdığımız sebeplere bağlı olarak etkili olamayabileceğini söylüyor.
ınsanoğlu, adeta şansa bağlı bir yaşam mücadelesinin içinde, oradan oraya savrulmaya devam ediyor .
devamını gör...

mahlasımdan bahsederdim.
devamını gör...

akrepten beter sokan varlıklar bütünü.
devamını gör...

1976 yılında çıkan çizgi filmdir.

--! spoiler !--

galyalıların, romalılar tarafından tanrı olduğunun iddia edilmesi üzerine, ispat edebilmek için asterix ve oburix'e 12 görev verilir.

--! spoiler !--

devamını gör...

kedilerimin hergün bakışları ile anlatmak istediği olay. dayanamam hiç hemen otururum aralarına.
devamını gör...

el pueblo unido jamas sera vencido ile başlayan bir radyo yayını. hmm. alırım bikaç dal!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


"anlamlı her şey harikadır!hatta o anlam yalan bile olsa; ki çoğunlukla öyledir,insan anlamsızlığa katlanabilir,ama asıl felâket basitliktir,adîliktir."
ıvan turgenyev: babalar ve oğulları
devamını gör...

çok isterdim. kedim geldi kucağıma yattı mesela ama ben alsaydım kalkar giderdi. bir duruşu var yani. sabah 6-7 arası acı acı miyavlıyor. kalkıyorum oturuyorum yatağa kucağıma zıplıyor. bıkana kadar kendisini öpmem için kafasını havaya kaldırıyor. öpüyorum öpüyorum sıkılınca yastığıma ilerliyor. yastığa kafamı koyar koymaz kafama sarılıp uyuyor. kızamıyorum. kedi olmak böyle sevilmek isterdim.
devamını gör...

doğruları anlatan medya demişler*. kendi kitlesinin istediği haberleri veren medya kuruluşudur.
devamını gör...

pavlov'un köpeğinden ziyade köpekleri olacak. bir labaratuvar dolusu hemde. sindirim sistemi ve özellikle mide konusunda yoğun çalışmalar yapan pavlov bilinen deneylerinin tamamını köpekler üzerinde yapmıştır. alfred nobel 'in pavlova çalışmaları için bağışladığı para ile köpeklerinin yaşayacağı barınak, ameliyathane ve özel bakım ünitesi olarak hazırlanan laboratuvarı aynı zamanda dünyada ki ilk fizyoloji laboratuvarı olma ünvanınıda taşıyordu burada ki laboratuvarın köpeklerin mide asitleri ve sindirim sistemleri üzerinde yaptığı çalışmalar sırasında köpeklerin pavlov'un gelişinde çıkardığı sesleri duydukları andan itibaren sindirim salgıları salgılamaya başladığını fark etmiştir. bu çalışmalar sırasında kısmen tesadüf denilenebilecek bir şekilde koşullu/koşulsuz şartlanma terimleri ortaya çıkmıştır ama aslında pavlov bu olayın fizyolojik kısmıyla ilgileniyordu bu sebeple daha sonradan da çalışmalarını zihinsel aktiviteleri de fizyolojik terimlerle açıklamak oldu.
devamını gör...

sözleri halk ozanı ali kızıltuğ'a , müziği aşık emrah mahlasıyla bilinen hamza başyurt' a ait eserdir. cem adrian düzenlemesini yapmıştır.
devamını gör...

bana deniyor ki bahadırcığım senin kafa store’unda 6500 karma puanın var. teşekkür ederim, sağ olun. ya benim canım geçen akşam sevgilime tektaş almak istedi, alamadım ya. benim canım geçen akşam sevgilime tektaş almak istedi, alamadım ya! kusura bakmayın ama böyle köklü yazarlığın ben anasına portakal atayım ya. böyle köklü yazarlığın ben anasına portakal atayım. ne iş yapıyorum ben? benjamin bey siz söyleyin, ne iş yapıyorum ben? yazarlık yapıyorum ben, yazarlık! kafa store’umda 400 karma puan var şu anda. ben ne yapıyorum? yazarlık yapıyorum!
devamını gör...

yürüyüp temiz havayı içime çekmek. ardından gökyüzüne bakmak. bunlar bana çok iyi geliyor.
devamını gör...

yunanca bir kelime 'dir. asil, soylu ve kibar anlamında kullanılır.
devamını gör...

"ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım yok. hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben yalnızca buna inanabilirim, ben."

yıllar önce bir dergide bu sözüne denk gelmiş, tam olarak anlayamamıştım neden böyle dediğini. şimdi o kadar iyi anlıyorum ki; hiçbir yere ait olamama duygusunu, varoluş sancılarını, içine düştüğü boşluğu. başta tatlı gelen o özgürlük hissinin yerini zamanla yalnızlığa bırakmasını ve artık o sancıları çekmiyormuş gibi yaşamanın ne kadar zor olduğunu.
devamını gör...

vefat etmiş. şoktayım ve çok üzgünüm. güle güle kartal âbi. yeşilçam sizi unutmayacak.
aslâ.
devamını gör...

kadın sözcüğü köken olarak türkler için kutsal öneme sahip olan kayın ağacına dayanır. anaerkil dönemde alt sibirya orman kabileleri olarak yaşam süren topluluklar, suyu ile besleyici, kabuğu ile barınak sağlayıcı, koruyucu olarak gördükleri kayın ağacına mitolojik anlamlar yüklemişlerdir. kadın ise aileyi bir arada tutan, besleyen, koruyan ve yeni insanları dünyaya getiren olduğu için kutsiyet sahibidir. kadın sözcüğü ise kayın sözcüğünden dönüşerek günümüz türkçesine geçmiştir.
devamını gör...

çok çok kabaca üreme karşıtlığı denilse de, temelleri ve açıklamaları mantıklı ve etik sebeplere oturtulmuş felsefi bir görüştür.

bu konuyu tartışmak için önce insanı nereye konumlayacağımıza karar vermek gerekir. eğer insanı içgüdülerinin kölesi olan bir canlı olarak düşünürsek, yaşam amacını hayatta kalmak ve üremek olarak varsayarak konuyu basitçe kapatmak mümkün. fakat insan aklının içgüdüleri ile savaşa girdiğine kani olduysak konu artık tartışmaya açıktır. bir de dini temellerle konuyu tartışmak çok zor olacaktır. çünkü ahiret inancı yaşamın zorluklarına katlanmanın karşısında bir ödül vadeder ve konuya etik olarak yaklaşmak kolay olmaz.

antinatalistler üremeye ahlaki açıdan baktıklarında etik bulmazlar. çünkü ortada söz hakkı olmayan yeni doğacak olan birey vardır. ve yaşama fırlatılmak büyük riskleri de beraberinde getirir.

yaşamdan alınabilecek iki karşıt duyguyu baz alırsak, bunlar haz ve acı olacak, acı çoğu insan için terazide ağır basan kefede olacaktır. acıyı her zaman büyük buhranlar olarak düşünmek hatalı olur. yaşadığımız ufak stresler de acı kefesini yavaşça dolduracaktır. kendi yaşamına uzaktan bakmayı başarabilen insanların çoğu bu iki duygu arasındaki kıyasta hangisinin kazandığını görebilecektir.

bu görüşü düşünürken ana merkeze yaşayanı değil, yaşayan adayını koymak gerekir. çünkü yaşayan için artık geç kalınmıştır. henüz yaşamda olmayan için ise haz ve acıdan bahsedilemez. hiçlik vardır. ve eğer doğmazsa , farkındalık olmayacağından yaşayacağı hazlardan mahrum olması söz konusu olamaz. evet haz yoktur ama bir mahrumiyet de yoktur. aynı zamanda acı da yoktur. bu ise mazoşist bireyler haricinde kimse için sorun olmayacaktır.

peki neden hep üreme desteklenir. bunun en büyük sebebi çoğu insanın hala çok içgüdüsel davranarak konunun üzerinde hiçbir şekilde düşünememesidir. bile isteye değil, çoğu insan neden ürediğini düşünemez. sadece ister ve ürer. bu mekanizmaya ise en büyük katkıyı devletler sunar. tüm uygulamaları ile üremeyi destekler. çünkü devletin ihtiyacı tarih boyunca işgücü, asker ve vergi olmuştur.

konunun derinlerine inmek isteyenler için son dönem antinatalistlerden olan david benatar’ın better never to have been: the harm of coming into existence ( türkçeye, keşke hiç olmasaydık :var olmanın kötülüğü, olarak çevrildi) kitabını öneri olarak bırakayım. bir de kitap içerisinde geçen bir sözü;
"hayata varolmayışın kutsal sükunetini bozan, faydasız bir zaman dilimi olarak da bakabilirsiniz."- arthur schopenhauer
devamını gör...

asıl maharet susulanları duymak değil mi zaten?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim