oysa tam da şahlanma yılı ilan edecektik. payına düşen patates soğan da yoldaydı.

allah rahmet eylesin. umarım intihar yazılmaz hanesine; katilini içinde yaşadığı toplum sayarlar.

alttaki yazara ithafen: siyaset toplum bilimidir.
devamını gör...

"akbabaların" diye okudum bir an ama yanlış anlamamışım sonuçta eş anlamlı diyebiliriz. tüm gençlerimizin allah yardımcısı olsun dediğim gündür. *
devamını gör...

köy domatesi ile yapılmasını tavsiye etmediğim çorbadır. evet organik ve sağlıklı oluyor ama köy domatesinin ekşimtrak olmasından sebep, çorbanın tadını biraz değiştiriyor.
üzerine taze fesleğen ile denemenizi tavsiye ederim. mis kokulu, ohhh... afiyetler olsun.
devamını gör...

kızımın kokusudur... evlat kokusu cennet kokusudur.
devamını gör...

sözlükte garibanların nefes alamayacak hale gelmesini sağlayan rütbelerdir.

olan hep garibana oluyor. rozet , rütbe , madalya derken koptu gitti olay.
umarım rütbe falan almışımdır gidip kontrol edeyim.

edit: rütbe falan vermemişler.

edit yine: vermişler.

en büyük rütbe rütbesiz olmaktır.
-ıvan mılınskı
devamını gör...

tarihin seyrini değiştiren ve dört kitaptan oluşan rousseau eseri. ayrıca bu eser , rousseau 'yu bu fikrin babası konumuna yükseltmiştir fakat hobbes , locke hatta suarez 'in fikirleri üzerine şekillendirilmiş bir eserdir. okunduktan sonra rousseau'nun ; ' l'homme est né libre, et partout il est dans les fers'aforizmasına hak vermemek elde değil.

--- alıntı ---

ıl y a donc trois sortes d'aristocratie : naturelle, élective, héréditaire. la première ne convient qu'à des peuples simples ; le troisième est le pire de tous les gouvernements. la deuxième est le meilleur ; c'est l'aristocratie proprement dite.

--- alıntı ---
devamını gör...

fen bilgisi dersiyle yeni tanışan bir öğrenci için neden bu kadar "cool" bir organel adı olduğu sonsuza dek gizemini koruyacaktır.
devamını gör...

isviçre'nin köle çocuklarına verilen isim. insanlık tarihinin ayıplarından biri.

1789 da isviçre'de 14 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının yasaklanmasıyla, zenginler çocuk işçiliğinin ve sömürüsünün korkunç bir yöntemini bulmuşlardı. bu yasaklamadan sonra ailesi boşanmış, ölmüş ya da devlete borçlu olan çocuklar, bir müzayedeyle şatışa çıkarılıp, zengin ailelere satılmaya başlanmıştı. ve artık zengin bir ailenin vesayeti ve sorumluluğu altına giren çocukla ve orada başına ne geldiğiyle ise ne acıdır ki kimse ilgilenmezdi. çünkü onlar, kilise, toplum ve devlet nezdinde iyi bir aileye verilmiş olmanın mutluluğunu yaşaması ve şikayet yerine minnet etmesi gereken sorunlu çocuklardı.

oysa gerçek hiç de öyle değildi. bu köle çocuklar, satıldıkları zengin aileler tarafından en ağır işlerde çalıştırılıyor, ahırlarda yatırılıyor, aç bırakılıyor hatta yeni ulaşılabilen bazı kayıtlara göre tecavüze uğrayıp öldürülüyorlardı.

ve bu çocukların en önemli özelliklerinden biri de çıplak ayaklı olmalarıydı. çünkü bu onları, diğer çocuklardan ayırmak için getirilen bir zorunluluktu.

bu çocukların gördüğü insanlık dışı muameleye, o dönem bazı duyarlı insanlar tarafından tepkiler gösterilmeye çalışıldıysa da sistematik bir biçimde ve devlet eliyle hepsinin üzeri örtülüyordu.

bu uygulama 1970’li yıllara kadar sürdü. isviçreli tarihçi marco leunberg'in araştırmalarına göre verdingkinder' lerden 10 bin kadarı hâlâ hayatta. leunberg, 1920 ile 1970 yılları arasında 300 bin isviçreli çocuğun bu şekilde satılarak çalıştırıldığına, 1930'lu yıllarda yalnızca bern kantonunda tarım işçilerinin yüzde 10'unu verdingkinder' lerin oluşturduğuna dikkat çekiyor.

isviçre hükümeti ise ancak 2013 yılında bu vahşi uygulamanın sorumluluğunu kabul etti ve tüm mağdurlardan özür diledi. 2016 yılında da halen hayatta olan verdingkinder’lere federal hükümet tarafından tazminat ödenmesi kararlaştırıldı. bu uygulamada büyük etkisi ve sorumluluğu olan kilise ise halen özür dilemedi.

bu konu ile ilgili çekilen tek film ise 2011 yapımı der verdingbub. ve bu gerçeği yaşamış on bine yakın insanla yapılan röportajlardan doğan bu senaryo, markus ımboden tarafından filme çekildi.

ve bazı insanlar tarafından hepimizin bildiği, okuduğu ya da izlediği çıplak ayaklı heidi' nin de aslında bir verdingkinder olduğu ve yazarı tarafından bu soruna parmak basmak için kaleme alındığı rivayet edildi.

haberuskudar.com/bir-medeni...

daimakadin.com/heidi-cizgi-...

de.m.wikipedia.org/wiki/Ver....
devamını gör...

uğur mumcu suikastinden bahsettiğinde gözlerim doldu.. bu ülkenin en temiz gazetecisini, pislikleri ortaya çıkartan, namussuzları ifşa eden adamını öldürdüler arkadaşlar.. arabasına koydukları bomba ile paramparça ettiler.. yıllar sonra gelen bu ifadeleri lütfen araştırsınlar, kanı yerde yeterince kaldı yiğidimiz aslanımızın..
devamını gör...

suyun altından köpek balığı gelecekmiş hissiyatı oluşturan eylem.
devamını gör...

hiçbir şeyden memnun olmayan, bencil insanlar. ne kadar uğraşırsan uğraş memnun edemezsin, her zaman daha fazlasını isterler ama en sonunda elindekilerden de olurlar.
devamını gör...

demogogların ve işi bilmeyen kimselerin başa geçmesi ihtimali yüzünden demokrasiye karşı çıkmış bir filozoftur.
platon'un bir kitabında demokrasinin hatalarını göstermek için şu soruyu sorar:"bir gemi yolculuğu yapılacak olsa geminin kaptanını kimlerin seçmesini isterdin? rastgele ve herhangi bir insan topluluğunun mu yoksa deniz deneyimi olan kaptanların mı?"
sokrates, "atina gençliğini yozlaştırmak" suçuyla 500 atinalının bulunduğu mahkemece %52'e %48 oy sonucunda baldıranotu zehriyle idam edilmiştir.
devamını gör...

yıkanabilir bir tür ince ve pamuklu kumaş.

nazım'ın şiirinde de geçer:

'demek ki şile bezi
bir de memedin yüzü
bir de saman sarısı
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı'

(bkz: haziranda ölmek zor)
devamını gör...

sürahi hanım az sinirlerimizi zıplatmadı zamanında.
devamını gör...

dilimize arapça'dan geçen bir kelimedir ve nihayetten türemiştir.
"sonsuza doğru" anlamına gelir.

reşat nuri gültekin der ki;
"bu çıplak karakol odasında, ilânihâye unutulup kalmak istiyorlardı.
devamını gör...

akıl oyunları.
devamını gör...

gerçekliğinden şüphe duymadığım, durum.
gecenin kaçı olursa olsun, gündüz hangi saat olursa olsun online listesinde gördüğüm birkaç yazar var. bazen görünce, neden uyumuyorsun, bir derdin mi var? diye mesaj atmamak için kendimi tutuyorum. e tabi, ben de demek ki o saatlerde uyumamışım, online olmuşum ki görüyorum. fakat onlar sanki ben oflineken de online gibi.
(bkz: derdini seveyim butonu gelsin kampanyası)
devamını gör...

formatının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. özellikle üç gündür gördüğüm, yanlarında parantez ile açılmış başlıkları bir bir toplayıp gaz odasında eritmek istiyorum.

benim tavsiyem, başlıkların sonuna şu sıralar eklenen (dizi), (film), (kitap) gibi ibarelerin konulmamasıdır. mükerrer başlıklar, büyük karışıklığa yol açacaktır. şimdi değilse de belki daha sonrası için toparlanamayacak kadar fazla entry olduğunda sevgili moderatorlerimizin yetişemeyeceğini düşünmekteyim. örnek veriyorum: otomatik portakal hem bir film adı, hem de kitap adı. bunun (kitap) başlığıyla açıldığını sol frame'de gören yazar arkadaşlar, "filmi de vardır kubrick'ten" diye entry dolduracaklar. bu iki başlığı da girmemiş yazar arkadaşımız, otomatik portakal başlığını açıp "kitabı da var, filmi de var" diyerek entry dolduracaklar. bunun çözümü, sol frame'e #kitap #film şeklinde sütunlar koyulmasıyla olabilir. ama asla başlığa parantezle müdahale edilmesi değildir.

ikinci tavsiyem, bir şeyin türkçesi zaten popüler ise, gerek olmadıkça yabancı dildeki karşılığıyla başlık açılmamasıdır. misal veriyorum, eternal sunshine of the spotless mind'ın ingilizcesi bilinir. ama also sprach zarathustra, daha çok böyle buyurdu zerdüşt ismiyle bilinir. ertesi günü almanca başlığı görmeyen yazar arkadaşlarımız türkçe popüler olanının altında "böyle de bişiy var ya" diyecekler. gerek var mı salata gibi karıştırmaya?

üçüncü ve son tavsiyem, ben mobilden giriyorum. mobil uygulama güzel olur hoş olur da, şu sağ üstteki uçak ikonunun işlevini kaydolduktan üç gün sonra anladım diyebilirim. ben onu hep "çıkış yap", uç git anlamında algılamıştım. o menü ikonunu tematik bir ikonla değiştirmenizi tavsiye ederim sevgili yöneticiler.

son söz, istiklal marşı ve kapanış...

beni linç etmenizi hiç istemem, aynı geminin yolcusuyuz ve buranın gelişmesini, ilerlemesini canı gönülden istiyorum. bu yazdıklarımın bir ego tatmini gibi görünmesini asla istemem. burayı çok sevdim. entry doldurmak için sürekli araştırıyorum ve hakikaten emek veriyorum. bu yazdıklarımın en azından yönetim kurultayınızda bir masaya yatırmanızı diliyorum. öpt.
devamını gör...

armance kitabı da güzeldir. nitekim ilk kitabıdır ünlü yazarın.
devamını gör...

kendini you dizisindeki joe goldberg sanarak sözlükteki tüm üyeleri takıntı haline getirip stalklayacak ve edindiği bilgilerle hepimizi ifşalayacak olan şahıstır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim