erkeklerin regl hakkında bilinçlenmesi ve her b..u regle bağlamamasıdır.
devamını gör...

rehber matematik deyince aklıma "evde hanımı matematikte tanımı unutmayacaksın. " geliyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

semaver kumpanya'nın metot isimli oyunundan uyarlanan 4 bölümlük mini dizidir. gain'de yayınlanmıştır.

oyun yazarı ispanyol jordi galceran tarafından kaleme alınan bu eser, köklü bir şirketin satış direktörlüğü gibi önemli varsayılan pozisyonu için işe alım esnasında uyguladığı sıradışı mülakat metodunu konu almaktadır.

fazla sıkmadan gelelim bizdeki versiyonuna.
aynı zamanda serkan keskin'in ilk yönetmenlik tecrübesi olan mini dizide kendisi de başrol olarak çıkıyor karşımıza.
diğer oyuncular ise;
mustafa kırantepe
sarp aydınoğlu
şebnem hassanisoughi

spoiler mpoiler dinlemeden jordi ne verdiyse anlatacağım bu bölümde o yüzden öncesinde izlemek isterseniz okumanızı tavsiye etmem. * )

insan psikolojisi ne değişik ve değişken şeydir ya hu dedirten bir yapım olmuş, dizinin ilk bölümünde iş başvurusunda bulunmuş birçok insan arasından elene elene son 4'e kalmış ve işi kapmak için gözünü karartmış adaylar görüyorken işlemeye başlayan metot ilk olarak salonda bulunan dört adaydan birinin aslında insan kaynaklarında görevli personel olduğu bilgisini vererek ufak çaplı bir kriz oluşturuyor zira bu kişiyi 10 dakika içinde bulmaları gerekiyor.
olay örgüsünü tamamen anlatmadan durum üzerinden birkaç şeye değineceğim.
verilen veriler ve oluşturulan yapay krizler sırasında istediğini almak isteyen bir insanın ne derece gözünü karartabileceğine, telaşına, vicdan muhakemesine yahut umursamazlık derecesindeki kararlılığına şahit oluyoruz izlerken. adaylar arasında yer yer ağızlar bozuluyor, yıldırma politikası uygulanıyor, duygu sömürüleri yapılıyor ve daha bir sürü şey.
oynanan son hedef oyununda erkek adayımız kadın adayımızı görevi bu olduğu için yaşadığı trajediyi kullanarak ağlatıyor ve oyunu kazandığını zannediyoruz taa ki başrolümüz haricindeki 3 kişininde aslında insan kaynakları departmanında görevli psikolog olduğunu öğrenene kadar...
evet bu tür ters köşelerle sıkça karşılaştım izlerken ve evet hep o ters köşe gelmeden önce sezdim ama bu durum heyecanımı kaybetmeme yetmedi. oyunculuklar son derece doğal ve gerçekçi derece saçma, zaten karakterlerimizden biri oyun esnasında tam olarakta bunu söylüyor aslında "bu kadar saçma olduğuna göre gerçektir, ancak gerçek hayat bu kadar saçma olabilir."

son dönemeçte yediğimiz son ters köşe ise tüm kurgulanan oyunun aslında adayımızın araştırılmış geçmişinden alıntılanmış ve gerçekten yaşadığı olaylar olduğunu öğreniyoruz.
ve evet yine öğreniyoruz ki adayımız baştan sona kendine biçtiği sahte bir kişilik ile yürütmüş oyun boyunca işlerini.
açıkçası 4 bölüm süresince 'ulan bu nasıl bi insan! ' dediğim adam nihayetinde iyi, zaafları olan, incinmiş ve sevilesi biri çıkıyor. ancak bu işi almasına yetmiyor tabi ki. asıl mesaj şimdi geliyor.
psikologlardan biri adayımızı işe alamayacaklarını açıklarken şu cümleyi kuruyor;

"biz or.... çocuğuna benzeyen iyi bi adam aramıyoruz, bizim iyi bi adama benzeyen or.... çocuğuna ihtiyacımız var."

hah işte aynen böyle yürüyor işler! dedim tabii. iyiler bu yüzden kazanamıyor da dedim iç çekerek ve serkan keskin'le aynı anda yaktım sigaramı. dur bi dakika. biz kadınlarda bunu yapmıyor muyuz farkında olmadan? neyse bunu sonra konuşuruz.
dizi güzel, tavsiye ederim. dijital platformlarda bu denli kaliteli işler görmek ayrıca güzel. serkan keskin'in yapmış olması da apayrıca ballı lokma tatlısı.

içerik ve dizi sonu müziği şöyle, klibi izlemenizi de tavsiye ederim.

devamını gör...

teslim ettim bakalım. şimdiden dinleyecek olanlara teşekkür ediyorum.
devamını gör...

tatlı dil, merhamet.
devamını gör...


+kitap okur musunuz bay anderson?
-okumuyorum. eksikliğini de hissetmiyorum.
+ama biz hissediyoruz..
devamını gör...

keşke gerçek olmasaydı diyorum babam hala yanımda olsaydı diyorum. hala gittiğine inanamıyorum. keşke kapıyı çalıp gelsen bakın ben gitmedim desen. allah kimseye yaşatmasın.
devamını gör...

olmaz demeyin. böyle bir şey var.

inanmayanlar olmuş. o zaman biraz ayrıntısını anlatayım. o sıralar 20'li yaşlardaydım. sanırım 22 olmalı. henüz dindar takılan bir tiptim. cumalarımı hiç aksatmazdım filan. cami içerisinde ön saflardan bir yere oturdum. benim ardımdan gelen cübbeli sarıklı bir adam hemen önümdeki safa oturdu. adam biraz kirli bir tipti zaten. neyse zaman geçti, ilk sünneti kıldık, hutbe filan derken. adamın hastalıktan gözlerinin yaşardığını gördüm. elini yüzüne gözüne sürüp halılara da tutuyordu. iğrenç bir manzaraydı açıkçası. hemen götüm götüm bir saf geriye kaydım bir şekilde, kalabalık cami içerisinde. sonra farz için kalktık. neyse bu herife gözüm takılıyor sürekli. sonra, o kadar ki secdede bile gözüm gidiyor pisliğe. işte neyse bu herifin akan göz yaşları ile birlikte secde ettiği noktaya baya baya burnunu sildiğini gördüm. inanılmaz bir andı ben için hayatım boyunca aklımdan çıkmıyor pislik herif, neyse işte böyle.
devamını gör...

nezaketten zerre haberi olmayan, her durumda olayda sadece kendini düşünen ve sadece kendi iyiliği için çabalayan bunun için başka insan veya canlılara kötülük yapmaktan çekinmeyen, yüreğinde her daim kin, nefret olan insandan nefret ederim. kimse sevmez onları zaten. sadece kendileri severler.
devamını gör...

2002 doğumlu, canımdan çok sevdiğim beş yeğenimden en büyüğünü ciddiye alarak sıkça yaptığım eylem.
devamını gör...

illa söylemek zorunda değilsin. olmaz seninle bir ilişki düşünmüyorum falan dersin. kadına çirkin olduğunu profesyonel şekilde ima ettin diyelim, eline geçecek? saçma sapan bir ego masturbasyonu.
devamını gör...

1906 doğumlu, varoluşçuluk ve yahudi felsefesi ile alakalı yazıları ile tanınan , ünlü fransız filozof ve talmud eleştirmeni. ölüm üzerine denemeleriyle beni benden almıştır kendileri.
devamını gör...

asla modası geçmeyecek türkü, of of valla hemen hemen her gün kendime sorduğum soru, hakket niye doğduk???
devamını gör...

aha dersin, işte hayallerimdeki kadın, çocuklarımın anası. ilerleyen yıllarda kurbanlığı beraber şişirmenin hayalini kurup yüzünde bir tebessümle lark yakarsın bi tane.
devamını gör...

ulan sen de benim vergimle yapılan yoldan geçiyorsun demek istediğim tiptir. sanırsın bir tek kendisi vergi veriyor. sorsan bu sene ne kadar vergi verdin diye apışıp kalacaktır. çünkü aslında hiç vermemiştir. hatta eminim kaçırmıştırda.
devamını gör...

hayatta her şey olabilir dedirtir. yeter ki vazgeçme, kendinden ödün verme, umudunu kaybetme.



edit: morali bozuk bir yazara umut aşılamak istemiştim.. .pardon!!! my bad!
devamını gör...

aslında aktif yazarları da gösteren alışkanlık tespitidir.
sürekli olarak tanım giren, okuyan kaç kişi varsa oylayan kişi sayısı da o kadar.
hayalet olarak takılan bi kitle var, onları bulursam kızgın kızgın bakabilirim kendilerine.
devamını gör...

kendini entel sanan takintili restoran sahibinin kiz arkadasi ustundeyken yasadigi erken bosalma sorununu anlatan film.
devamını gör...

bina kapısının önüne konan ayakkabısıdır. dünyanın en acıklı kısa filmidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim