yazın yaşanan en büyük pişmanlıklardan birisi. düşersin bir gaflete, sürersin. zaten sıcak, terliyorsun, sürer sürmez şıpır şıpır yüzünden ter akmaya başlar. esktra ateş basar.
yüzünü sabunla yıkayarak çözüm bulabilirsin ama baştan ne gerek vardır sürmeye. her seferinde tongaya düşersin.
(bkz: derdini seveyim)
devamını gör...

beyoğlu

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ben bu olaydan da nefret ediyorum ha. ulan seviyorsanız sevgili olalım deyin, sevmiyorsanız ne oyalıyorsunuz? kelime oyunu yapmayın, insan olun.
devamını gör...

gününün 11 saatini sözlükte geçirmek de bunun dezavantajı.
alıştım, çıkamıyorum artık. ne yapsam aklım hep burada. aşık mıyım neyim sözlüğe. her an her saat yazacağım tanımları planlıyorum. rüyamda bile sözlüğü görüyorum, korkmaya başladım.
devamını gör...

benim ortancanın göbek adı.
yüzüklerin efendisinde yüzük delisi karakter kendileri.

benim ortanca da kapak delisi hele ki cam şişelerin demir kapakları evde ölümüne dövüşler düzenleniyor ve kazanan hep cokcok oluyor.

evimin gollom'u.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yıllardır pozitif enerji yollayıp bir sonuç alamayanlar başlığa küfür etmeye gelecekler .
devamını gör...

harry potter serisinde tanıdığımız, voldemort'un yoldaşı yılandır. aynı karakter fantastik canavarlar serisinde karşımıza çıktı. fantastik canavarlar serisinde de insan sahnelerini koreli model claudia kim'in canlandırdığı yılan karakteridir. maledictus bir insandır. maledictus doğuştan sahip olunan bir kan laneti demektir. bu lanet başlarda kendi isteği ile hayvana dönüşebilen insanın bir süre sonra dönüştüğü hayvan olarak kalmasını sağlar ve insan hayatı boyunca o hayvan olarak yaşar. nagini de güzel bir kadınken yılan olarak kalıyor ömrü boyunca. en sonunda daaaa
--! spoiler !--

neville adlı lavuk gryffindore kılıcıyla kafasını kesip şehit ediyor bizim naginiyi.

--! spoiler !--
gryffindorlulardan nefret ederim. nsndnsn
devamını gör...

entelmişiz haberimiz yokmuş, pehhh.
devamını gör...

“ölüyorum anlasana. gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar. ben işkenceler içinde kıvrılırken onların mutluluğundan ölüyorum”
devamını gör...

bir tek baharda bir şeye benzeyen, henüz çevre düzenlemesi görmemiş, ankara yol kenarları.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

beyni örümcek ağları ile örülü bir gerici.
devamını gör...

pide 4 tl olmuş.

(sanırım hatları karıştırdım.)
devamını gör...

bilime göre kadınla erkeğin arkadaş olarak kalabilmesi imkansız değil, ama çok kolay da değil.arkadaşlığın aynı cinsiyet arkadaşlıklarına kıyasla daha zor kurulduğunu, daha fazla iletişim ve şeffaflık istediğini söylüyorlar. evet olabilir yani herşey bizim elimizde.
devamını gör...

sen romada romanını okumaya devam et ve gerisine karışma.
devamını gör...

bazen dumur eden olaylar yaşatır.
eski şirketimde(yazılım sektörü) teknik konulardaki mülakatı ben yapıyordum. bir gün sabah telefon geldi "saat 1'e görüşme alsak uygun mudur?" dediler, "uygundur" dedim. görüşmeden yaklaşık 1 saat önce aday arkadaşın cv'sini alıp inceledim. farklı hiçbir şey görmedim gayet bizler gibi sıradan bir insan ve yazılım geliştirici.

görüşme saati geldi. gelen arkadaşı bekleme kısmından almak için kapımı açtım ve anne, baba ve bahse konu arkadaşın oturduğunu gördüm. birkaç saniye dondum denebilir. o arada cv'yi gözümün önüne getiriyorum. "acaba başka bir şehirde yaşıyordu da ailesiyle mi geldi?", "acaba bir rahatsızlığı mı vardı?", "acaba özel bir durumu mu vardı?"

birkaç saniyelik şoktan sonra bahse konu arkadaşa bakarak "buyrun görüşelim" dedim. babası elindeki yarım çayı bırakarak "hadi bakalım" diyerek kalktı. bütün aileyi içeri alırken danışmadaki arkadaş ilk kez gördüğüm bir yüz ifadesiyle yüzüme bakıyordu.

"acaba kamera şakası falan mı bu?" gibi düşüncelere kapılırken baktım herkes gayet ciddi. 4 kahve söyledim. köy hayatından, doğal sebze yetiştiriciliğinden, galatasaray ve türk futbolundan, teknolojinin ne kadar ilerlediğinden bahsedip görüşmeyi bitirdik. *

hala zaman zaman düşünürüm "acaba bir çeşit şaka mıydı?" diye.
devamını gör...

reis coştu, tutabilene aşk olsun. ülke koca bir reality show'a döndü resmen.
devamını gör...

hemen her partide az veya çok, dürüst ve onurlu insan varsa bir o kadar da namussuz ve dalkavuk kişiler var. bunlar birbiri ile cephe olarak uğraşmayı bırakıp, namuslu ve dürüst insanlar namussuzlara karşı işbirliği ve güçbirliği yapsa, herkes içindeki cahil ve ahlaksız adamlardan kurtulsa, kurtuluşa yakın oluruz ama bugün buna çok uzağız.
devamını gör...

tıp fakültesi okurken kimse rakibin değildir, not paylaşımı en üst noktadadır kimse kimseden notunu bilgisini saklamaz, tabi ki istisnalar mevcut, ki zaten hipokrat yemininde de bulunur bilginin karşılıksız aktarmaya olan sözümüz.

sınıf geçmek zaman zaman zorlayabilir zaten uzun olan mesleğe adımınız gecikeceği için stres altında hissedebilirsiniz kendinizi.
6.seneye geldiğinizde intörnlük denen ne olduğu belirsiz bir döneme girilir. yarı doktor yarı hemşire olursunuz , hemşirelerin yapmadığı işler ,asistanların angarya gördüğü işler ,nöbet ,hasta muayenesi , pratisyenlik için tecrübe kazanmak , düşünüyorsanız tus çalışma derken zorlu bi periyota girersiniz. tabi bu dönemin harika bir yönü vardır ; maaş almaya başlarsınız... şaka şaka ne harikası 600 lira bi şey alırsınız işte çok da şey etmeyin.

ama bu zorlu dönemin sonunda o hayallerini kurduğunuz harika gün gelir evet evet artık mezun olmuşsunuzdur. 6 senelik okulunuz bitmiş ve artık gerçekten doktorsunuzdur.. muhteşem değil mi? değil işte... şanslıysanız ilk tercihinize yerleşirsiniz dhy denen atamada. değilseniz devlet nereye atarsa belki şırnak belki diyarbakır şans işi. olsun be dersiniz en azından atandık yerimiz belli..başlarsınız göreve iki gün sonra başhekim gelir ve hop o da ne geçici görev selamun aleyküm demiş bile size..ama ev tutmuştum bu ilçeden diğeri daha uzak diyemeden imzalar atılır ve yeni hastanenize geçersiniz. toplum sağlığı merkezi veya acil serviste görev yapılır genelde. intörnlükte kimse size pratik bilgi vermediği için zorlanmanız kuvvetle muhtemeldir. maaş olarak 6civarı alırsınız. 6bin maaşı kalem kalem verdikleri için asıl maaşınız 3.5tir aslında. yani kalanı ekstradır. başakşehir çam sakurada bir dönem olduğu gibi 3.5 bine de insan hayatıyla uğraşabilirsiniz . döneri varsa hastanenizin şanslısınız 8e kadar varabilir maaş ama çoğu hastane battığı için o da zor sanırım. ha tus kazanamadıysanız geçici görev ,hastalar , verilen beyaz kodlar, gelen şikayetler ,pratisyenlik derken onunla da uğraşırsınız.

lan bi kazanayım tusu rahatım dersiniz dershaneler de bunu aşılar size verin parayı kazandıralım hayatınız kurtulsun... verirsiniz parayı çalışırsınız günde 6-7 saat kazanırsınız evet artık uzmanlığa geçiş yapmışsınızdır asistan doktorsunuzdur...herkes kazanayım mutlu olucam hayalleri kurarken mutlu olmaya zaman bulamadan ayda en az 10dan başlayan üst sınırı bulunmayan nöbetler gelir.bu nöbetlerse günde 3 saat uyursanı şanslı sayılırsınız. yaklaşık iki sene böyle devam eder.kafayı sıyırmazsanız çok şanslı sayabilirsiniz kendinizi çünkü altınıza çömez geldikçe rahatlamaya başlarsınız zira artık onlar zorlanmaya başlamıştır. uzmanlık eğitimi bitince zorunlu göreve başlarsınız maaşı pratisyen maaşından pek de farklı olmaz. bi de yan dal yapayım dersiniz binbir emek verip onu da kazanırsınız... yan dal sonrası tekrar zorunlu hizmet yaparsınız. yaşınız her sınavı ilkinde kazandığınızı hiç sınıfta kalmadığınızı her şeyin mükemmel gittiğini düşünürsek 35e dayanır. hayırlı olsun artık bir yandal uzmanısınızdır. bu kısımdan itibaren pek bilgim olmadığı için sonrasını bilemeyeceğim. ..

sonuç olarak bana sorarsanı tıp yazayım mı diye hayır yazmayın derim. siz bana tekrar tıp yazar mısın diye sorarsanız evet yazarım. samimi arkadaşlıklar hekim dayanışması ve benim karakterime uygun gelmeyen patrona yalakalık gibi muhabbetlere canınız istemediğini sürece girmezsiniz. kendi yağınızda kavrulursunuz halk sizi çok zengin sanırken. bu arada aldığınız her kuruş ananızın ak sütü gibi helaldir. bütün sağlık çalışanları için söylüyorum bunu. eksiği çok fazlası hiç yok bu maaşın. 48 saatte 40 saat insan hayatıyla uğraşmayan anlamaz bunu.

galiba dağınık yazdım ama içimden geldiği gibi planlamadan birinci sınıftan pratisyenliğime kadar olan zamanı gözümün önüne getirerek yazmaya çalıştım. sorusu olan bütün gençlere mesaj kutum açıktır.
devamını gör...

patella (diz kapağı) alt ucunun aseptik nekrozudur.
devamını gör...

karidesin erimiş tereyağ ile aşkıdır. müdavimlerin vazgeçilmezidir. bira, rakı ve şarap ile uyumludur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim