yazarların itiraf köşesi
bir dönem andy warhol sergisinde çalışır iken gelen insanların "andy beyefendi nerede sahi?" demeleri sonrası üzülerek yıllar önce hayatını kaybettiğini anlatırdım.
bir zamandan sonra gelen on kişiden en az sekizi bu soruyu sorunca ben de detaylıca ölümünü anlatmaya başladım ama adamı her seferinde farklı öldürüyordum. bi gün kendisinin samsun'da araba kazasında öldüğünü söyler, tüm eserlerini lösev'e bağışladığını söylerdim, ilk zamanlar balkondan düştü, araba çarptı, ikinci kez vuruldu, dostu tarafından bıçaklandı gibi şeyler söylüyordum.
sonraları bi tık daha farklı sallayayım bakayım dedim, "warhol'u cıa öldürdü, kgb adına casusluk yapmış...", "abi adamı kubrick gibi gizli örgütler yok etti, çorba konservelerine bakınca *burada her seferinde latince bir şey sallardım...* yazıyormuş, anlamı da bizi hep izlediler, bizi kontrol ediyorlarmış." diye gelişigüzel sallardım. bizim milletin bu kadar komplo teorisi aşığı olduğunu o dönem daha detaylı öğrendim, o zamana kadar kenarda köşede eserleri anlatan bi garibandan çok daha farklı bi yere terfi ettim, yaşlı amcalar, teyzeler, beyaz yakalı takım falan, kime anlatsam "ya başka neler biliyorsunuz? kafeteryada çay ısmarlayayım sizlere" demeye başladılar. çıkarken yüzünüze tiksinir gibi bakan bu insanlar çok daha nazik olmaya başladılar, çok şaşırıyordum. galerinin müdürüne gidip, "şu arkadaş çok güzel anlattı, size de ona da teşekkür ederiz..." diyen insanlar vardı.
neyse ki aks müdürü olayı fark etti de kandırma milleti günah dedi.
daha sonra kalben'in don kişotlu illüstrasyonunu soran insanlara "jeanne d'arc, orleans kuşatmasında en önde savaşıyor." diye anlatmışlığım da vardı. ne güzeldi aks'de çalışmak ya...
bir zamandan sonra gelen on kişiden en az sekizi bu soruyu sorunca ben de detaylıca ölümünü anlatmaya başladım ama adamı her seferinde farklı öldürüyordum. bi gün kendisinin samsun'da araba kazasında öldüğünü söyler, tüm eserlerini lösev'e bağışladığını söylerdim, ilk zamanlar balkondan düştü, araba çarptı, ikinci kez vuruldu, dostu tarafından bıçaklandı gibi şeyler söylüyordum.
sonraları bi tık daha farklı sallayayım bakayım dedim, "warhol'u cıa öldürdü, kgb adına casusluk yapmış...", "abi adamı kubrick gibi gizli örgütler yok etti, çorba konservelerine bakınca *burada her seferinde latince bir şey sallardım...* yazıyormuş, anlamı da bizi hep izlediler, bizi kontrol ediyorlarmış." diye gelişigüzel sallardım. bizim milletin bu kadar komplo teorisi aşığı olduğunu o dönem daha detaylı öğrendim, o zamana kadar kenarda köşede eserleri anlatan bi garibandan çok daha farklı bi yere terfi ettim, yaşlı amcalar, teyzeler, beyaz yakalı takım falan, kime anlatsam "ya başka neler biliyorsunuz? kafeteryada çay ısmarlayayım sizlere" demeye başladılar. çıkarken yüzünüze tiksinir gibi bakan bu insanlar çok daha nazik olmaya başladılar, çok şaşırıyordum. galerinin müdürüne gidip, "şu arkadaş çok güzel anlattı, size de ona da teşekkür ederiz..." diyen insanlar vardı.
neyse ki aks müdürü olayı fark etti de kandırma milleti günah dedi.
daha sonra kalben'in don kişotlu illüstrasyonunu soran insanlara "jeanne d'arc, orleans kuşatmasında en önde savaşıyor." diye anlatmışlığım da vardı. ne güzeldi aks'de çalışmak ya...
devamını gör...
felsefeden anlayan kadın vs mantı yapabilen kadın
tüm felsefecilere selam olsun...
oyum felsefe ve mantıyı aynı anda yapabilen kadın ve erkeğe.
ohh başlığıda sabote ederim.
sefam olsun..
oyum felsefe ve mantıyı aynı anda yapabilen kadın ve erkeğe.
ohh başlığıda sabote ederim.
sefam olsun..
devamını gör...
can yücel
'her şey sende gizli' şiirine hayran olduğum şairdir. merhum milli eğitim bakanımız hasan ali yücel'in oğludur. ünlü doktor gazi yaşargil hocanın da çok yakın arkadaşıdır.
devamını gör...
kitap alıntıları
"iyi ki dediğim o kadar çok olumsuzluk oldu ki hayatımda.
iyi ki diyemesem, nasıl devam edebilirim ki yoluma?
yeniden nasıl sevebilirim ki?
yeniden nasıl umut bağlayabilirim ki?
yeniden nasıl mutlu olabilirim ki?
iyi ki diyebilmek güç veriyor.
yoksa korkardım.
yoksa kapana kısılmış hissederim.
ayaklarıma prangalar bağlanmışcasına yaşamama neden olur iyi ki diyemediğim her şey.
yaşadıklarım güvenmemeyi öğretmedi, kendime nasıl güveneceğimi öğretti.
hayalkırıklıklarım kaçmayı değil, kırılganlığımla baş etmeyi öğretti.
bu bana yeniden ayağa kalkmayı öğretti ve sonrasında hiç düşürmedi hayalkırıklıklarım.
iyi ki "iyi ki" diyebiliyorum."
ziya ünlütürk
iyi ki diyemesem, nasıl devam edebilirim ki yoluma?
yeniden nasıl sevebilirim ki?
yeniden nasıl umut bağlayabilirim ki?
yeniden nasıl mutlu olabilirim ki?
iyi ki diyebilmek güç veriyor.
yoksa korkardım.
yoksa kapana kısılmış hissederim.
ayaklarıma prangalar bağlanmışcasına yaşamama neden olur iyi ki diyemediğim her şey.
yaşadıklarım güvenmemeyi öğretmedi, kendime nasıl güveneceğimi öğretti.
hayalkırıklıklarım kaçmayı değil, kırılganlığımla baş etmeyi öğretti.
bu bana yeniden ayağa kalkmayı öğretti ve sonrasında hiç düşürmedi hayalkırıklıklarım.
iyi ki "iyi ki" diyebiliyorum."
ziya ünlütürk
devamını gör...
at martini debreli hasan dağlar inlesin
bu kişi için söylenen türküde geçen "de, bre!" sözü sonradan yanlış anlaşılarak "debreli"ye dönüşmüş ve "galat-ı meşhur" haline gelmiştir. hasan, osmanlı dönemi yunanistan'ın drama kazasındandır ve "dramalı hasan" olarak bilinmektedir. türküde adı geçen drama köprüsü de bunun kanıtıdır. yunanistan'da "debre" diye bir yer yoktur. "bre" ünlemi türkçe'de de kullanılan "be!" ünlemi ile aynı anlamdadır ve onun trakya ağzıyla söylenişidir. rumlar da aynı ünlemi "vre" olarak kullanmaktadırlar. türküde "de bre!, hasan" denilerek cesaret duygusu aşılanmaktadır.
"at martinini de "bre!" hasan dağlar inlesin" türkünün doğru söylenişidir.
(bkz: galat-ı meşhur)
"at martinini de "bre!" hasan dağlar inlesin" türkünün doğru söylenişidir.
(bkz: galat-ı meşhur)
devamını gör...
ferhan şensoy
rasim öztekin'in ölümünden sonra yazdığı meltubunda bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne. buluşuruz gökyüzünde neşeli bir meyhanelerinde diye yazmıştı.. ah be bu kadar mı çabuk!
günaydın lan yaşamak... olmadı bu günaydın...
çok büyük bir usta kendisine çok hayrandım. bir gün bir söyleşisine denk geldim kavuğunu aldığı ustası münir özkul'u anlatırken ki o nahifliğe şahit oldum. gözyaşlarını tutamamasıyla birlikte gözlerim doldu o an ... o an bir kez daha hayran kaldım kendisine, düşüncelerine,duygularını anlatma biçimine. bu kadar etkileyici.. duygularını karşı tarafa bu kadar samimi geçiren bir ustaydı işte.
tiyatro'da oynamadılar, yaşadılar, yaşattırdılar. iyi ki geldiler bu dünya'ya elleri kolları dolu dolu geçtiler önümüzden. bize de paylaştırdılar ve bize de verdiler her aldıklarından.
bugün içim yandı sanki bir devrin kapandığını hissettim.
çok güzel insanlardınız be...
güle güle en sevdiğim meddah. ahhh bee..
günaydın lan yaşamak... olmadı bu günaydın...
çok büyük bir usta kendisine çok hayrandım. bir gün bir söyleşisine denk geldim kavuğunu aldığı ustası münir özkul'u anlatırken ki o nahifliğe şahit oldum. gözyaşlarını tutamamasıyla birlikte gözlerim doldu o an ... o an bir kez daha hayran kaldım kendisine, düşüncelerine,duygularını anlatma biçimine. bu kadar etkileyici.. duygularını karşı tarafa bu kadar samimi geçiren bir ustaydı işte.
tiyatro'da oynamadılar, yaşadılar, yaşattırdılar. iyi ki geldiler bu dünya'ya elleri kolları dolu dolu geçtiler önümüzden. bize de paylaştırdılar ve bize de verdiler her aldıklarından.
bugün içim yandı sanki bir devrin kapandığını hissettim.
çok güzel insanlardınız be...
güle güle en sevdiğim meddah. ahhh bee..
devamını gör...
agnostisizm
agnostisizm, tembellik degildir. aksine, bir insan uzun metafiziksel ve teolojik arayislardan sonra agnostik olabilir. agnostisizme göre, insan mantigi tanrinin olup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir. agnostik olabilmek için*insanin bir suru dini arastirip hicbir din tarafindan ikna olmamasina ragmen tanrinin yok oldugunu iddia eden dusunce bicimlerini de reddetmis olmasi gerekir.
bana kalirsa agnostisizm, din konusunda çok önemli bir noktaya parmak basar. ınsan mantigi tanrinin varolup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir cunku tanri metafiziksel bir seydir. mantik ile aciklanamaz. insanin tanriyi, tanrilari ya da herhangi bir maddeler uzeri bir konsepti anlamasi icin ruhu/kalbi ile bakmasi gerekir.
bana kalirsa agnostisizm, din konusunda çok önemli bir noktaya parmak basar. ınsan mantigi tanrinin varolup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir cunku tanri metafiziksel bir seydir. mantik ile aciklanamaz. insanin tanriyi, tanrilari ya da herhangi bir maddeler uzeri bir konsepti anlamasi icin ruhu/kalbi ile bakmasi gerekir.
devamını gör...
kanalize etmek
sistematik bir yönlendirme yapmak, rehberlik etmek anlamında kullanılan sözdür. belirlenen amaçların, plan ve düzen dahilinde gerçekleşmesi sağlanır. bildiğimiz kanal yollarının da yaptığı bu iştir aslında; suyun istenilen güzergahta kontrollü bir şekilde sona ulaşmasını sağlayan yapılardır.
nesneler için kullanıldığı kadar, kişi bazlı da ele alınabilir. çoğu davranış bir amaca hizmet eder. çoğu eylemimiz, bu sebeple, bir duruma kanalize olur. beynimiz aldığı kararlar doğrultusunda gerekli emirleri yağdırarak amaçladığımız sonuca yönelik iradeli davranışlarda bulunur. örneğin; üniversite tercihleri yaparken aldığımız rehberlik desteği beceri ve ilgi alanlarımıza göre seçimler yapabilmemiz adına önemlidir. "ben doktor olmak istiyorum, başarılı bir öğrenciyim, medikal konular hep ilgimi çekmiştir, elim neşter tutmak istiyordur.." sonuca baktığınızda ben tıp eğitimi almalıyım. bunu kendime amaç edinip bu doğrultuda çalışıp çabalıyorsam destek alıyorsam ben tıp eğitimi için "kanalize olmuş" oluyorum.
tip: ingilizceden direkt çeviri olduğundan olsa gerek, marjinal bir kelime olarak görülür. henüz ele ayağa düşmemiştir; kullanıldığı ortamlarda elitlik hissi verir.
nesneler için kullanıldığı kadar, kişi bazlı da ele alınabilir. çoğu davranış bir amaca hizmet eder. çoğu eylemimiz, bu sebeple, bir duruma kanalize olur. beynimiz aldığı kararlar doğrultusunda gerekli emirleri yağdırarak amaçladığımız sonuca yönelik iradeli davranışlarda bulunur. örneğin; üniversite tercihleri yaparken aldığımız rehberlik desteği beceri ve ilgi alanlarımıza göre seçimler yapabilmemiz adına önemlidir. "ben doktor olmak istiyorum, başarılı bir öğrenciyim, medikal konular hep ilgimi çekmiştir, elim neşter tutmak istiyordur.." sonuca baktığınızda ben tıp eğitimi almalıyım. bunu kendime amaç edinip bu doğrultuda çalışıp çabalıyorsam destek alıyorsam ben tıp eğitimi için "kanalize olmuş" oluyorum.
tip: ingilizceden direkt çeviri olduğundan olsa gerek, marjinal bir kelime olarak görülür. henüz ele ayağa düşmemiştir; kullanıldığı ortamlarda elitlik hissi verir.
devamını gör...
normal sözlük'te tüm yazarların evli olması
genelleme yapmaktaki amacının ne olduğu açıkça anlaşılan yazar beyanı.reklam kokan hareketler bunlar.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
/tenin sinmiş yastığıma
dün gece terk etmeden önce
içimde bıraktığın acıyla
kokunla uyudum bu gece…/
dün gece terk etmeden önce
içimde bıraktığın acıyla
kokunla uyudum bu gece…/
devamını gör...
ramazan bayramı
nerde o eski bayramlar dedirten bir bayram havası.buruk bir sevinç kapliyor yüreğimi.
devamını gör...
su cenderesi
pascal prensibi ile çalışan, sıvı ve hareketli pistonlardan oluşan bir çeşit boru sistemi.
çalışma şeklini şu resim üzerinden kısaca anlatayım:

su cenderesinde 2 bölüm bulunur. bunlardan birinin yüzey alanı küçük, diğerininki büyüktür. küçük tarafa uygulanan f1 kuvveti, oradaki küçük piston aracılığıyla, sıvı üzerinde basınç oluşturur. bu basınç, pascal prensibinin söylediği gibi, sıvının her tarafına, her yön ve doğrultuda iletilerek büyük yüzey alanı olan tarafa da ulaşır. ancak artık bu bölgede f1'den daha büyük olan f2 kuvveti olarak kendisini gösterir. bu şekilde hareketli büyük piston yukarıya itilebilir ve küçük bir basınç kuvveti kullanılarak büyük cisimlerin hareket ettirilebilmesi sağlanmış olur.
çalışma şeklini şu resim üzerinden kısaca anlatayım:

su cenderesinde 2 bölüm bulunur. bunlardan birinin yüzey alanı küçük, diğerininki büyüktür. küçük tarafa uygulanan f1 kuvveti, oradaki küçük piston aracılığıyla, sıvı üzerinde basınç oluşturur. bu basınç, pascal prensibinin söylediği gibi, sıvının her tarafına, her yön ve doğrultuda iletilerek büyük yüzey alanı olan tarafa da ulaşır. ancak artık bu bölgede f1'den daha büyük olan f2 kuvveti olarak kendisini gösterir. bu şekilde hareketli büyük piston yukarıya itilebilir ve küçük bir basınç kuvveti kullanılarak büyük cisimlerin hareket ettirilebilmesi sağlanmış olur.
devamını gör...
türk kadınlarının burnunun çok havada olması
artık genelleme yapmasak mı? burnu havada kadın/erkeklerin olduğu gibi olmayanları da vardır. rahatsız oluyorsan muhattap olmazsın.
devamını gör...
yazarların zenginlik ölçütü
birisi yardıma muhtaç birine yardım edebiliyorsa dünyanın en zengin insanıdır bence.
devamını gör...
ölümüne en çok ağlanan kişi
2007 babaannem, 2021 o.*
gözlerim doldu gene.
yaşanmışlıklar ağlatan insanı, onun kim olduğu değil.
ömrüne ne kadar girerse, insan o kadar ağlıyor.
gözlerim doldu gene.
yaşanmışlıklar ağlatan insanı, onun kim olduğu değil.
ömrüne ne kadar girerse, insan o kadar ağlıyor.
devamını gör...
sözlükte cinsellik üzerine yazabilen kadın yazarlar
gün geçmiyor ki bir başlığa şaşırmayalım.*
devamını gör...
sevgilinin kokusunun üzerine sinmesi
çok güzeldir çok. özellikle kadınlar kokulardan daha çok etkilendiği için böyle sevgilinizin kokusunu üstünüzde hissetmek var ya... bilmiyorum tarifi zor.
devamını gör...