felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir ingiliz filozoftur. en tanınmış eseri olan leviathan batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. tanım

insanları kötü olarak simgeler. bu konuda ona bir soru sorabilmek isterdim, insanlığın kötü olduğunu söylüyorsa iyi olarak aldığı bir şey olmalı. peki, referans olarak aldığı iyiyi kötüden ayıran nedir?
devamını gör...

namı diğer bilyalı kaykay. kafa sözlük yazarlarının ilk bisikletleri başlığını görünce aklıma düşüverdi. zira bizim ilk kullandığımız tekerlekli vasıta odur. bisikletle falan hava atmaya çalışan ukala başka mahalle çocuklarını tornetlerle yokuş aşağı sıkıştırır, düşen eden olursa yerden kaldırır, üzerindeki tozu alır sonra sırıtır ve geçmiş olsun derdik. kızdığımız şey bisiklet değildi. onunla hava atılmasıydı. o dönemlerde bisiklet denilen nane biraz lükse kaçıyordu. ha deyince alınacak bir şey değildi. hele tek çocuk değilseniz ailenizin şartlarını da düşünmek mecburiyetindeydiniz.

hal böyle olunca bizde ağabeylerimizden öğrendiğimiz metodu takip ettik ve tabiri caizse bilyalı kaykaylar çetesi olduk. şunun gibi bir şey;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bakın bu bakışlar öyle alelade bakışlar değil. bu çocuklar da en az bir kaç bisikletliyi yere indirmediyse bende hiç bir şey bilmiyorum. gözlerindeki muzırlık dikkatinizi çekmiştir. yapımı çok pahalıya gelmezdi ama emek isterdi. bilyaları * temin için dil dökmek gerekirdi. tahta işi kolaydı ama marangozdan almak daha afili ve sağlam oluyordu. bizim arkadaşlardan birinin babası marangoz olduğu için tahtalarımız bayağı bir kalite olmuştu. nizamına göre kesilip bize teslim edilmişti. tabi karşılığında biraz getir götür işi yapmıştık ama 3/4 tekerli ilk vasıtanız için bu bedel hiç bir şey sayılır. sonrasında ise dingiller güzelce tutturulur ve çiviler marifeti ile sağlamlaştırılırdı.

bizim çocukluk zamanlarımızın en keyifli oyun aletlerinden birisiydi. hatta yeri gelir mahalledeki ağabeyler bile ''ver bakalım bir tur ineyim şununla aşağıya'' diye sizin elinizden torneti alır ve kahkahalar atarak yokuş başına varırlardı. şunun gibi bir şey;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ha bisikletli çocuklara ne mi oldu? onlar da geldiler tornetlere bindiler, böylece düşmekten ve tozlarının alınmasından kurtuldular. fakat işin sonunda kazanan yine bisiklet ve kapitalistler oldu. tornetler ise ''eski dostlar'' şarkısı eşliğinde kömürlüklere, depolara kaldırılıp yok oldular. pek çok güzel şey gibi...
devamını gör...

insanların ruhsal acıya dayanamadığı durumda yapmaya karar verdikleri eylem çeşidi. bunun farklı versiyonları olabiliyor, konserlerde kendine zarar vermekten tutun da insanın hayatını sonlandırmasına kadar gidebilen geniş bir skalaya sahip olabiliyor..

çözüm değil tabi ki insanın kendine zarar vermesi ve fakat insanların ruhsal acılarla baş edemediği durumlarda tercih etmeleri ve fiziksel acıya dönüştürerek bu hissi bastırmaya çalışmaları da çok insani bir durum..

çözümü ise insanın kendi üzerine çalışma yaparak farkındalığını arttırması ki bu da egoyu törpüleyebilmeyi gerektiriyor..
devamını gör...

herkes birbirini tanıyormuş da ben elim cebimde avare dolaşıyormuşum gibi hissettiğim. tabi ortama uyum sağlamaya da çalışıyorum ehehehühe filan mod.
devamını gör...

sanırım bu başlığı çok fazla kullanıyorum; ama yapacak bir şey yok, en çok buraya dökebilirim içimi. üzgünüm sözlük, burayı ağlayacak bir omuz, sığınacak bir liman haline getirdiğim için.

bir süredir kimseyi sokamıyorum hayatıma, kimseyle konuşmak ya da görüşmek istemiyorum. birine dert anlatma düşüncesi bile yoruyor beni, birinin derdini dinleyecek de mecalim yok. bir süre alıp başımı gitmek ve herkesten uzakta kalmak istiyorum. korkunç bir haldeyim. kimse bana yazmasın diye erkenden "uyuyorum ben" diyorum, birinin elimi tutmasına izin versem aslında çekip çıkartır beni bu düştüğüm dipsiz kuyudan; ama ben yalnız mutlu gibiyim. depresyon değil bu, tükenmişlik sendromu da değil. bu bir geçiş süreci, kısa bir kendini bulma dönemi ama korkuyorum. yabani bir insan haline gelmekten ve kimseyi sevememekten korkuyorum. yorgunum sözlük, çok yorgunum...
devamını gör...

(bkz: norveç orman kedisi)
devamını gör...

yukarıda bir arkadaş bu tip başlıklarda siyaset değil çözüm konuşulması gerektiğini söylemiş.

tam da siyaset konuşulması gereken başlık bu başlıktır. çünkü bu olaydaki gibi insanları eğer onlar kendilerine ulaşılmasını istemiyorlarsa -ki gurur yaparak intihar edene kadar kimseden istemeyen çok- bulamazsınız kolay kolay.

hiç mi markette aldığı ürünü kasada bırakan, fiyatı etikettekinden yüksek diye kasada almaktan vazgeçen kimseyi görmediniz? sanıyor musunuz ki bu insanlar paraları var da bunu yapıyor?

işte bu yüzden durum buyken aslında çok süt limanmış gibi açıklama yapanları eleştirmemiz gereken başlık bu başlıktır. eleştireceğiz. eleştirmeliyiz ki kimse hiçbir seyin aslında kendi bulunduğu yerden göründüğü gibi olmadığını anlasın.
devamını gör...

allah'ın bile yetkilerini sorgulayan bendeniz için komik ve yersiz bir söylemdir.
devamını gör...

"feleğin bir suyu var, su değil kezzap gülüm.
feleğe dayandım gülüm, öldüm de uyandım gülüm. "
devamını gör...

telefonun yanında kahve geldi.
evde kahve içen yok onu düşünemediler.
40 yıl hatrı olur sandılar sanırsam.
sallama çay yollasalardı keşke.
devamını gör...

net anne tarafı, özellikle teyzelerim kendi çocukları gibi davranır bana.
devamını gör...

yakutça ojun, moğolca büga udagan, türkçe-tatarca kam, kırgızca-kazakça bakşı (baksı) sözcükleri şaman sözcüğünü anlamca karşılar. şaman, tanrılar ve ruhlara insanlar arasında aracılık yapma gücü olduğuna inanılan kişidir. kamlık (şamanlık) sanatı, öğrenmekle elde edilmez. kam olmak için belli başlı bir kamın neslinden olmak gerekir. bazı insanlara göre; geçmiş kam ataların ruhundan biri kam olacak torununa musallat olur, onu kam olmaya zorlar. ata ruhu musallat olan kişi şamanlığı kabul etmek istemezse delirir. şamanlık istidadı göstermeye başlayan kişi, ihtiyar ve tecrübeli bir şamandan eğitim almaya başlar. eğitimi tamamlayan şamana ihtiyar şamanın gözetiminde ilk ayini yaptırılır ve şaman böylece gerçek kam sıfatıyla ayin yapmaya yetki kazanır. toplumda şamanın sağaltma (tedavi), tanrıya kurban sunma, dinsel törenleri yönetme, kötü ruhları kovma, doğa ve tabiat ruhlarıyla iletişim kurma gibi görevleri vardır.

konuyla ilgili merak ettikleriniz için mesaj kutumu portakallarsanız bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışırım.
devamını gör...

coalcarbon isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

bazı nesneleri sıkmak ve tutmak için kullanılan bir alettir.

çift taraflı kaldıraç prensibi ile çalışır.
devamını gör...

helios'un ukdesini doldurmak ta bana nasipmiş.*

6 ocak 1957 doğumlu yazar,oyuncu ve gazeteci.
vikipedi sayfası

kendi bloğu
devamını gör...

tekli olarak verilen ıslak mendilleri kullandıktan sonra, mendili yine ambalaj içine tıkıyorum. ambalaj ve mendili ayrı bir şekilde çöpe atamıyorum. bir de, tüm pet şişeleri kapağını kapatıp çöpe atıyorum. kapak ve şişe ayrı atamıyorum. kısaca ben, nesnelerin bütünlüğünü bozmaya karşıyım sanıyorum.
devamını gör...

yeni bir topluluğa dahil olunca genelde söylenen '' hoş geldin, biz sana çok değer veriyoruz, iyi ki varsın '' gibi sözlerdir.
devamını gör...

prozac kafanı seviyorum..
devamını gör...

e-kitap okuyucu olarak ilk kez 2007 yılında satışa çıkmış ve o zamandan bu yana 10’un üzerinde farklı modeli üretilmiş harika cihaz.

geçtiğimiz 4 yıl içerisinde paperwhite 2-3-4 modellerini farklı dönemlerde uzun süreli kullandım. modeller arasında belirgin farklılıklar olmadığını söyleyebilirim. sadece hız konusunda biraz değişiklik oluyor ancak paperwhite 2’de dahi sayfa değişme hızı bir kitap yaprağını çevirmekten daha kısa sürmekte. paperwhite 4’te ekstra olarak su geçirmezlik ve bluetooth ile kulaklık bağlayıp sesli kitap dinleme imkanı var ancak bu telefon ile de rahatça yapılabileceği için çok da matah bir özellik değil. su geçirmez olması havuzda, denizde kullanım için biraz daha kafa rahatlığı sağlıyor ama o da olmazsa olmaz değil benim için.

en önemli tavsiyem eğer eski model olanlarından biri tercih edilecekse kendiliğinden ekran aydınlatması olmasına dikkat edilmesi, yeni modeller direkt olarak ışıklı üretiliyor zaten. böylece geceleri odanın ışığı kapalıyken kitap okuma keyfi sürülebilir.

bu cihazda bir şeyler okumak tablet ile okumakla kıyaslanamaz. basılı bir kitabı okurken ne kadar gözünüz yoruluyorsa kindle ile de en fazla o kadar yorulur.

şarj konusunda diyeceğim şudur ki çoğunlukla şarj aletini kaybediyorum ve kaybettiğimi farkedene kadar kitabı bitirmiş oluyorum. tam dolu batarya ile 300-400 sayfalık bir kitap rahatça okunabilir.

içine yüklenebilen sözlükler sayesinde yabancı metinleri okurken anlamını bilmediğiniz kelimenin üzerine dokunmanız yeterli oluyor, ayrıca wi-fi’ye bağlıysanız aynı şekilde kavramların vikipedi tanımları da ekranda küçük bir pencere şeklinde beliriyor.

kindle, farklı formatları çalıştırabiliyor olsa da en uygun olanı .mobi uzantılı dosyalar. bilgisayarınıza calibre uygulamasını indirerek farklı dosya türleri arasındaki çevirme işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmenin yanı sıra bu dosyaları cihazınıza da rahatça gönderebilirsiniz.

cihazınızda ayarlar kısmında görüntüleyebileceğiniz ve dilerseniz amazon hesabınız üzerinden değiştirebileceğiniz kindle’a ait kişisel e-posta adresine send to kindle olayı ile ufak tefek pdf’leri e-posta yoluyla gönderdiğinizde cihaza direkt olarak gitmesini sağlayabilirsiniz. bu işlemi telegram’daki send to kindle botlarını kullanarak çok daha efektif bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

eğer elinizdeki kindle reklamlı bir sürüm ise amazon support’a türkiye’de bu servisin kullanımda olmadığını ve reklamların bizi alakadar etmediğini bildirirseniz çok kısa bir sürede reklamları tamamen kaldırabilirsiniz.
devamını gör...

alevilik’te ölen kisi için söylenen cümle bu konuda bir yazi okudum ve paylasmak istedim.

göktürk yazıtlarına göre, türklerde insanın ruhu, öldükten sonra kuş yahut böcek şekline girmektedir. bu yüzden ölen kişi için “uçtu” derler. batı türklerinde, islamiyet’i kabul ettikten sonra bile “öldü” yerine “şunkar boldu” yani “şahin oldu” denir. yakut türklerine göre, insan ölünce “kut” yani “ruh” bedeni terk ederek, kuş şeklini alır. kâinatı kaplayan “dünya ağacı”nın dalları üstüne konar. yakutlarda ruh, hayvan şekline de girer. moğol şamanı’nın kuş şekline girmesini sağlayacak kanatları vardır. orhun yazıtları ve divanü lügati’t-türk’te cennet, “uçmak, uçmağ” terimi ile açıklanır. aleviler ise ölen kişi için “don değiştirdi”, “göçtü”, “hakk’a yürüdü” veya “kalıbı dinlendirdi” der, “öldü” demez. çepnilerde eğer ölen kişi kadın ise, elbiseleri ile gömülür. düğün giysisi üç eteklidir. ahrette de aynı elbiseyi giyeceğine inanır. bir daha o elbiseyi ölene kadar giymez. ancak ceset kefenlendikten sonra, üç etek elbise kefenin üstüne giydirilir ve ceset tabuta o şekilde yerleştirilir. hunlar ölülerini tabuta koyar, tabutun üzerini altın ve gümüş işlemeli kumaş ve kürklerle örterdi. oğuz boyları ve göktürklerde de ölüye ceket giydirilerek gömülmesi âdet vardır. göktürklerde ölüye ceket giydirilir, kuşağı kuşandırılır, yayı yanına konur. bütün mal ve eşyası çukura doldurulup, ceset buraya oturtulurdu. yine moğollar sandukayı hoş kokulu ağaçtan yapar ve ölüye de elbise giydirirlerdi. alevilikte eski türk dini (göktanrı inancı) ve şamanizmin etkileri orhan yılmaz islamiyet öncesi türk mezar taşları ; '' bal bal''lar .
devamını gör...

latince kökenli bir kelimedir. ex, out of olarak kullanılmış ve dışında manasına gelmekte.
sangui ise kan manasına gelmekte. ortaya dışarda ya da dışında kan gibi bir anlam çıkıyor.
türkçe yazılışı eksanguinasyon olan bir canlının kanını boşaltma işlemidir.
aynı zamanda kan kaybı manasına gelir. aşırı kan kaybından ölme olarak da bilinir.
hayvan kesimlerinde çokça uygulanan bir yöntemdir. insanda yaklaşık 4-6 litre kadar kan bulunur.
kişi bunun üçte birini kaybettiğinde dâhi ölebilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim