erkek kedi
içlerinden bir tanesiyle üç yıldır aynı evi paylaştığımız kedi. istediği zaman gayet sevecen bir bıcırken, istemediğinde tam bir sevimsize dönüşür. ne kadar şebeklik yaparsanız yapın asla yüz vermez, popişini dönüp uyumaya devam eder. biraz safçanadır, dişilerin o fırldır fıldır dönen gözlerini bu arkadaşlarda göremezsiniz. koridorda bekleyip gelip geçene sürtünmek, canlı ders esnasında klavyenin üstüne atlamak, yatak odasının kapısında ''mööuuuvv'' diye böğürmek gibi hobileri vardır. kulakları büzülesi, gıdısı sıkılasıdır. yenir ki bu.
devamını gör...
fyodor mihayloviç dostoyevski
gene hayata dönsem. ‘ bir sonsuzluk... her şey benim olurdu. dakikalar yüzyıl olurdu benim için. hiçbir şeyi kaybetmez, dakikaları gözetir, bir anı bile boşa harcamazdım. ‘
(bkz: dostoyevski-budala)
devamını gör...
bu devirde hala şekerli çay içen insan
hayatını anlık dahi olsa tatlandırmak istemiş olabilir,biz acıya alışkınlar şekersiz içeriz.*
devamını gör...
seks
herkes seks yapabilir. iyi seks diyebileceğimiz şey ise ne duygu ne ten uyumu ne odaklanmış bir zihin ne de aklınıza gelen diğer klişeleri gerektirir. bütün bunlar tabi ki önemli. ama yeterli değil. iyi seksin olmazsa olmazı doğallıktır. doğallık yoksa n'aparsanız yapın mutlu sona yaklaşamazsınız. naçizane öneri.
kendini, bedenini tanıyan, gerektiğinde ne düşünür, nasıl görünürüm diye düşünmeden müdahale ya da yönlendirmeden çekinmeyen biri olmanız gerekiyor arkadaşlar. ne hissediyorsanız onu yansıtın. mış gibi yapmayın. ve yatakta (ya da her nerdeyse işte) karşınızdaki kişi tarafından yadırganmayı kesinlikle kabul etmeyin. bu taraflardan birinin diğerine yapabileceği en büyük terbiyesizliklerden biri.
benim asıl bahsetmek istediğim şeyse şu; onlarca entry girilmiş, muhakkak kadın orgazmının öğrenilen, yöntemleri üzerinde düşünülmesi gereken bir süreç olduğundan bahsedilmiştir. ben daha çok bunun adaletsizliğinden söz etmek istiyorum. kadın orgazmının sadece fiziksel gereklerin gerçekleşmesi parametresine bağlı olmaması kadar seksin kadın için "de" genel geçer olarak bir ihtiyaç olarak düşünülmemesi, kodlanmaması çok büyük bir adaletsizlik. tam olarak bu adaletsizlik birçok kadının ömrü boyunca sadece erkeği "memnun etmek" için sevişmesine sebep oluyor. çılgınlık gerçekten. dünya adil bir yer değil tamam da en azından en primitif dürtümüzün eşit düzlemlere sahip olması gerekmiyor muydu?
erkek dünyası bee...
kendini, bedenini tanıyan, gerektiğinde ne düşünür, nasıl görünürüm diye düşünmeden müdahale ya da yönlendirmeden çekinmeyen biri olmanız gerekiyor arkadaşlar. ne hissediyorsanız onu yansıtın. mış gibi yapmayın. ve yatakta (ya da her nerdeyse işte) karşınızdaki kişi tarafından yadırganmayı kesinlikle kabul etmeyin. bu taraflardan birinin diğerine yapabileceği en büyük terbiyesizliklerden biri.
benim asıl bahsetmek istediğim şeyse şu; onlarca entry girilmiş, muhakkak kadın orgazmının öğrenilen, yöntemleri üzerinde düşünülmesi gereken bir süreç olduğundan bahsedilmiştir. ben daha çok bunun adaletsizliğinden söz etmek istiyorum. kadın orgazmının sadece fiziksel gereklerin gerçekleşmesi parametresine bağlı olmaması kadar seksin kadın için "de" genel geçer olarak bir ihtiyaç olarak düşünülmemesi, kodlanmaması çok büyük bir adaletsizlik. tam olarak bu adaletsizlik birçok kadının ömrü boyunca sadece erkeği "memnun etmek" için sevişmesine sebep oluyor. çılgınlık gerçekten. dünya adil bir yer değil tamam da en azından en primitif dürtümüzün eşit düzlemlere sahip olması gerekmiyor muydu?
erkek dünyası bee...
devamını gör...
müzik gurusu
keyif alınası, ruh iyileştiresi, kafa dağıtası, içe işleyesi, tam anına denk gelesi şarkıları bulup çıkarandır. adrese teslim edendir.
sözlükte bu tabirin karşılığı benim için
domestic hıyardır.
tam benlik şarkıları bulup yolluyor.
müziği çok sevdiğim halde, müziksiz edemediğim halde, bulduğum radyoyu dinlemekten daha fazla özen gösteremiyorum müziğe.
işin gücün arasında bir bakıyorum, bir şarkı gelmiş. a bakıyorum tam da bana iyi gelecek şarkı. hissikablelvuku resmen.
sözlükte bu tabirin karşılığı benim için
domestic hıyardır.
tam benlik şarkıları bulup yolluyor.
müziği çok sevdiğim halde, müziksiz edemediğim halde, bulduğum radyoyu dinlemekten daha fazla özen gösteremiyorum müziğe.
işin gücün arasında bir bakıyorum, bir şarkı gelmiş. a bakıyorum tam da bana iyi gelecek şarkı. hissikablelvuku resmen.
devamını gör...
güzel elbiseleri giyip kuşanıp sözlüğün önünden geçmek
kalbi kırık bir yazarın yapacağı şey. entry falan da girmez.
devamını gör...
kitaplığından ödünç kitap vermeyen insan
özellikle sevgiliye verilmemesi gerekiyor. biliyorum çok seviyorsunuz aşıksınız falan ama işlerin ne zaman değişeceği belli olmuyor. hayır bir de zamanla kitaplığın bir kısmı oraya taşındığı için terk etmeye kalktığınızda "kitaplarını vermem" şeklinde tehdit unsuru olarak da kullanılabiliyor.
tabii lanet olsun deyip bırakmak da bir seçenek ama vallahi baskısı yoktu bazılarının.
kendi kitaplarınızı gizlice çalmak hiç hoş değil.
tabii lanet olsun deyip bırakmak da bir seçenek ama vallahi baskısı yoktu bazılarının.
kendi kitaplarınızı gizlice çalmak hiç hoş değil.
devamını gör...
türk babalarının bir ömrü kaliteli beyaz peynir aramakla geçirmesi
arkadaşım nurettin ile dandanakan savaşı'nı konuşup horasan'ın jeopolitik önemi ve selçukluların devlet yönetiminde attığı adımları tartışıp analiz ederken aklıma gelen düşünce.
masanın üzerindeki karper peynire baktım. o da bana baktı. sonra yedim. afiyet olsun abi.
evet ne diyordum sevgili dostlarım. babalarımız bir kutu ezine peynirinin nerede olduğunu bulabilmek için bir ömrü arayışla geçiriyor. ellerine oradan buradan, işyerindeki arkadaşın köyünden vesair peynirler geçiyor lakin hiçbiri mükemmel beyaz peynir değil. hatta öyle ki, birçoğu mükemmel olmaktan fersah fersah uzak, fabrikasyon peynirler.
babacığınız sağsa yanına gidin, yanınızda değilse telefonla arayıp sorun:
"baba nasılsın?" diye.
"iyiyim aynı oğlum-kızım senden n'aber?" der.
bu pek düşünülmeden verilen cevabın arkasında aslında büyük bir anlam gizlidir. o da şudur: "bir ömrü mükemmel kalitede beyaz peyniri aramakla geçiriyorum."
babaların bu arayış halinde olduğu kutsal yiyeceği düşünmediği bir zaman dilimi yoktur. evet, uykuda bile...
şimdi babamı anlayabiliyorum. baba değilim henüz ama anlayabiliyorum babamı. bir gün onun durumunda olacağım çünkü. biz erkeklerin toplumsal kodlarında sünnet, ilk aşk, askerlik, iş, aşk, evlilik, çocuk sıralamasında son hedefi budur. bu arayışa hiçbir zaman ulaşamadan göçüp gideceğiz ancak...
mükemmel, tıpkı platon'un dediği gibi 'idealar' dünyasında gizlidir.
ama onu aramakla geçen bir ömür bile dostlarım, inanın boşa geçmez.
masanın üzerindeki karper peynire baktım. o da bana baktı. sonra yedim. afiyet olsun abi.
evet ne diyordum sevgili dostlarım. babalarımız bir kutu ezine peynirinin nerede olduğunu bulabilmek için bir ömrü arayışla geçiriyor. ellerine oradan buradan, işyerindeki arkadaşın köyünden vesair peynirler geçiyor lakin hiçbiri mükemmel beyaz peynir değil. hatta öyle ki, birçoğu mükemmel olmaktan fersah fersah uzak, fabrikasyon peynirler.
babacığınız sağsa yanına gidin, yanınızda değilse telefonla arayıp sorun:
"baba nasılsın?" diye.
"iyiyim aynı oğlum-kızım senden n'aber?" der.
bu pek düşünülmeden verilen cevabın arkasında aslında büyük bir anlam gizlidir. o da şudur: "bir ömrü mükemmel kalitede beyaz peyniri aramakla geçiriyorum."
babaların bu arayış halinde olduğu kutsal yiyeceği düşünmediği bir zaman dilimi yoktur. evet, uykuda bile...
şimdi babamı anlayabiliyorum. baba değilim henüz ama anlayabiliyorum babamı. bir gün onun durumunda olacağım çünkü. biz erkeklerin toplumsal kodlarında sünnet, ilk aşk, askerlik, iş, aşk, evlilik, çocuk sıralamasında son hedefi budur. bu arayışa hiçbir zaman ulaşamadan göçüp gideceğiz ancak...
mükemmel, tıpkı platon'un dediği gibi 'idealar' dünyasında gizlidir.
ama onu aramakla geçen bir ömür bile dostlarım, inanın boşa geçmez.
devamını gör...
ben onsuz yaşayamam
neden, oksijen tüpü mü!? * bu kadar yıkıksan yaşama zaten. triggerlandım yine durduk yere.
devamını gör...
yazarların en sevdiği mfö şarkısı
ali desidero.
devamını gör...
simit bitince ortasındaki boşluk nereye gidiyor sorunsalı
gecenin şu mevhum saatlerinde perperişan olmuş zihnime zerk olan, aklımın ve havsalamın idrak ve izanda muvaffak olamadığı bir sorunsal. nereye gidiyo bu boşluk?
devamını gör...
transseksüel
medeni toplumlarda herkes gibi normal işlerde çalışabilirler, türkiye'de olduğu gibi fuhuşa zorlanmazlar. los angeles'da yazılım mühendisi, elektronik mühendisi olarak çalışıp gayet de iyi paralar kazanan birkaç tanesine rastlamıştım. ayrıca hepsi de erkeklerle birlikte olmuyordu, kendileri gibi translarla sevgili olanları vardı. hatta hepsi de öyle frapan giyinmiyordu, teyze modeli koyu renk tayyörler giyenler vardı yani. bazılarının trans olduğu dışarıdan hiç anlaşılmıyordu hatta, özellikle de uzakdoğulu olanların.
devamını gör...
ama kafamız nasıl güzel radyo programı
ben kendimden memnunum ya.
valla billa.
beni iyi idare ediyor.
hüznümü bile gülümsemeye eviriyor.
buda mı başıma gelecekti diyorum
çok uzaklara bakıyorum.*
dudağımı burup, başımı camın kenarına dayıyorum.
sonra bir üşüme geliyor içime.*
tüm hücrelerime yayılıyor hüznüm.
ağzıma vişne tadı geliyor.
ne oluyor lan diyorum,
sonra kendim bana diyor ki,
bak şurda bir yıldız var,
sana bakıyor farkında mısın?
hadi ya diyorum,
niye bana baksın ki diyorum,
kız boşver diyor,
havaya gir işte, sana bakıyor diyorum
bir tane vuruyor kafama
kafamın acısı yüzünden, hüznüm kaçıp gidiyor.
cin çıkarır gibi hüzün çıkarıyor içimden
şiddete meyyal bir şey, kendim.
bazen, onu bana karşı saygısız görüyorum ama gene kafama vurur diye sesimi çıkartmıyorum.
canım kendim, bende seni seviyorum.
t: varlığı ile huzur veren yazarın radyo programı.
dinlemede olacam.
valla billa.
beni iyi idare ediyor.
hüznümü bile gülümsemeye eviriyor.
buda mı başıma gelecekti diyorum
çok uzaklara bakıyorum.*
dudağımı burup, başımı camın kenarına dayıyorum.
sonra bir üşüme geliyor içime.*
tüm hücrelerime yayılıyor hüznüm.
ağzıma vişne tadı geliyor.
ne oluyor lan diyorum,
sonra kendim bana diyor ki,
bak şurda bir yıldız var,
sana bakıyor farkında mısın?
hadi ya diyorum,
niye bana baksın ki diyorum,
kız boşver diyor,
havaya gir işte, sana bakıyor diyorum
bir tane vuruyor kafama
kafamın acısı yüzünden, hüznüm kaçıp gidiyor.
cin çıkarır gibi hüzün çıkarıyor içimden
şiddete meyyal bir şey, kendim.
bazen, onu bana karşı saygısız görüyorum ama gene kafama vurur diye sesimi çıkartmıyorum.
canım kendim, bende seni seviyorum.
t: varlığı ile huzur veren yazarın radyo programı.
dinlemede olacam.
devamını gör...
avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı
takiyüddin'in rasathanesi'ni kapatıyorlardı.
ne yazıkki din adamları pozitif bilimleri gereksiz görerek, inanılmaz ilerleme gösteren bilimsel gelişmeleri içi boş sebeplerle durdurdular. o günden beri durum pek de değişmedi. müslüman bilim insanlarını yine din insanlarının engellemesi ironik. gereksiz yatırımlar yerine bilim ve sanata yatırım yapılırsa her şey tersine dönebilir. hiçbir millet diğerinden üstün değil.
ne yazıkki din adamları pozitif bilimleri gereksiz görerek, inanılmaz ilerleme gösteren bilimsel gelişmeleri içi boş sebeplerle durdurdular. o günden beri durum pek de değişmedi. müslüman bilim insanlarını yine din insanlarının engellemesi ironik. gereksiz yatırımlar yerine bilim ve sanata yatırım yapılırsa her şey tersine dönebilir. hiçbir millet diğerinden üstün değil.
devamını gör...
normal sözlük belgesel veri tabanı
netflixden iki belgesel önererek destek olmak istediğim veritabanı:
1- connected: the hidden science of everything -> henüz sadece bir sezon, 6 bölüm çekilmiş, umarım devamı gelir. izlediğim en ilginç konseptlerden birine sahip belgesel serisi. her bölümde bir konuyu ele alıp aslında evrenin her noktasının birbiri ile ne kadar bağlantılı olduğunu göstererek bitiriyor. en azından kendi kararınızı vermek için mutlaka bir bölüm izlemelisiniz.
2- explained -> amerikanın 140journos'u olarak da düşünülebilecek vox ekibinin çektiği 20dk bölümlerden oluşan belgeselimsi seri. belgeselimsi diyorum çünkü bölüm bittiğinde ayrıntıya inmeden konu ile ilgili bilgi sahibi oluyorsunuz. geniş bir konu yelpazesi var, amerkadaki ırksal gelir açığından , kpop'a kadar. netflixde 2 sezon, 30 bölümü var.
1- connected: the hidden science of everything -> henüz sadece bir sezon, 6 bölüm çekilmiş, umarım devamı gelir. izlediğim en ilginç konseptlerden birine sahip belgesel serisi. her bölümde bir konuyu ele alıp aslında evrenin her noktasının birbiri ile ne kadar bağlantılı olduğunu göstererek bitiriyor. en azından kendi kararınızı vermek için mutlaka bir bölüm izlemelisiniz.
2- explained -> amerikanın 140journos'u olarak da düşünülebilecek vox ekibinin çektiği 20dk bölümlerden oluşan belgeselimsi seri. belgeselimsi diyorum çünkü bölüm bittiğinde ayrıntıya inmeden konu ile ilgili bilgi sahibi oluyorsunuz. geniş bir konu yelpazesi var, amerkadaki ırksal gelir açığından , kpop'a kadar. netflixde 2 sezon, 30 bölümü var.
devamını gör...
mantar soyulur mu soyulmaz mı sorunsalı
annemin bu tip sorular karşısında değişmez bir cevabı vardır:
"soyarsan soyulur."
bu kadar basit ya. attım hafızaya, on numara.
"soyarsan soyulur."
bu kadar basit ya. attım hafızaya, on numara.
devamını gör...
bir yazarın tüm kitaplarını okumak
tesadüfen keşfedilen bir kitabın beğenilmesi halinde, beyinde yarattığı hoşluğun devam etmesi amacıyla yapılan eylem.
dünya üzerinde milyarlarca veya daha fazla sayıda kitap vardır ama bunların çok azı sizi şaşırtır, hayranlık uyandırır. şuna benzetebilirim; bir yerde tesadüfen değerli bir şey bulduysanız,orada daha fazlasını bulmak için ,orayı araştırmak olayına benzer. severek okuyacağınız kitaplar olacaktır ama çok azı sizde hayranlık uyandırır.
bende de durum yukarıda anlattığım şekilde işliyor. o son okuduğum kitabının ağzımda yarattığı enfes tadın devamını istiyorum; bu nedenle de sevdiğim yazarı takip etme/okuma eğilimi gösteriyorum.
dünya üzerinde milyarlarca veya daha fazla sayıda kitap vardır ama bunların çok azı sizi şaşırtır, hayranlık uyandırır. şuna benzetebilirim; bir yerde tesadüfen değerli bir şey bulduysanız,orada daha fazlasını bulmak için ,orayı araştırmak olayına benzer. severek okuyacağınız kitaplar olacaktır ama çok azı sizde hayranlık uyandırır.
bende de durum yukarıda anlattığım şekilde işliyor. o son okuduğum kitabının ağzımda yarattığı enfes tadın devamını istiyorum; bu nedenle de sevdiğim yazarı takip etme/okuma eğilimi gösteriyorum.
devamını gör...



