kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir kelimedeki harflerin yerinin değiştirilmesi.

google'la yazınca, bunu mu demek istediniz, rana gam diyor.

bilinen örneklerinden biri de -tom marvolo riddle- -i am lord voldemort- ikilisidir.
devamını gör...

ufkumu genişleten bilgiler girerek dikkatimi çeken yazar.seviyorum böyle orjinal paylaşımları teşekkürler.
devamını gör...

zaman zaman bırakıp başladığım 7 sezonunu da bitirdiğim dizidir. bazen saçmaladıkları yerler olsa da çok güzel sezonları vardır. her sezon patlayan birden fazla olay vardır, hatta işler genelde fazlasıyla sarpa sarar ancak final bölüme doğru konuyu güzelce toplarlar. final sezonu da çok güzel başlamış ama pek de istediğim gibi bitmemiştir. dizinin bir de yan dizisi çıkacakmış, bu dizinin başladığı yerden daha öncesini anlatan. bakalım merakla bekliyorum.
devamını gör...

eskinin tik toku.
devamını gör...


sevgilim

sevgilim,
yetimim benim,

aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken

kapılar kapalı, dünya buzlu cam
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan

ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı

kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıralarının

sevgilim,
yetimim benim,
nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
öldüğünden haberi yok fotoğraflarının


murathan mungan - timsah sokak şiirleri
metis yayınları, sayfa 7.
devamını gör...

karaman hakkında bir şeyler yazılmasına bile şaşırıyorum. başka şehirden tanıştığım insanlar şehir olduğunu bile bilmiyor. hala konya-karaman mı diye soruyorlar.
ayrıca bir gün gelip görmek isteyen yazara tavsiyem , bir güne ihtiyacın yok yarım saat yeter burası için.
devamını gör...

kronik bir ruhsal rahatsızlık. şizofreni de aslında ms, migren gibi beyin hastalığı. ama aile içindeki olaylar, kişinin maruz kaldığı birtakım olumsuz yaşantılar, hastalığın başlamasında hatta gidişinde epeyce belirli olabiliyor. hastalığın oluşmasında biyolojik, genetik, sosyal, çevresel ve psikolojik faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. hastalık akut ve kronik belirtiler diye ikiye ayrılıyor.
belirtileri alevlenme ve yatışma dönemi olarak da tanımlayabiliriz.

alevlenme döneminde rahatsızlık yükselirken, yatışma döneminde de düşüşe geçer. hasta, banyo yapmak ve tıraş olmak gibi önemli gereksinimlerini karşılamaz. hasta, takip edildiğini, başarısının engellenmesi için kasten gürültü çıkarıldığını, kendisine tehditlerde bulunulduğunu düşünür. hasta, kendisine talimat veren, hakaret ve tehdit eden sesler duyduğunu anlatır. kafasından geçen düşüncelerin başkaları tarafından duyulduğunu sanır. uyanıkken başkasının fark etmediği görüntüler, hayaller, suretler gördüğünü söyler, hatta bu görüntü ve seslere göre hareket edip, onlardan gelen talimatları uygulamaya çalışır. bazen televizyonda hayatının gösterildiğini, alt yazıda kendisinden söz edildiğini ya da spikerin başkalarının anlayamayacağı şekilde kendisine mesajlar verdiğini söyler. çevreden kendisine zarar vermek isteyenlerin olduğunu iddia ederler, izlenme endişesiyle evden çıkmazlar.
devamını gör...

normal insan.

bakın şunları genellikle karıştırıyorsunuz: insanlar öncelikle tipini görür bir başkasının, karakterini ilk bakışta tabii ki görmezsiniz. bu nedenle elektrik almak denen şey herkes için geçerli olabilir ama sanıyorsunuz ki herkesin karşı cinsten ilk beklentisi çok güzel ya da çok yakışıklı olunması gerektiği. öyle değil.

evet tipe önem vermiyorum, yalan da söylemiyorum. insanları güzel/çirkin diye ayırmanın hoş olmaması bir yana, sizin oy birliği ile çirkin diyeceğiniz biriyle beraber olabilirim.

bir kişinin ilk bakışta size çekici gelmesi farklı, o kişide henry cavill yakışıklılığı ya da adriana lima güzelliği aramak ve bunu şart koşmak farklı şeyler. birinin sadece size çekici gelmesi, o kişinin toplum normlarına göre çirkin mi güzel mi olduğu gerçeğini görmenize engel değil. zaten çekicilik, karizmatik olmak, bir kişide şeytan tüyü olması gibi terimler tam da bununla ilgili işte. ilk bakışta çoğu kişinin tercih edeceği bir tip olmayan kişinin, davranışlarıyla herkesi etkilemesi durumu...

tipe önem vermek dediğimiz şey, güzellik ya da yakışıklılığı olmazsa olmaz şart olarak koşmak ve sadece fiziksel düzgünlüğü herkes tarafından kabul görmüş kişilerle beraber olmaktır ki her insanın böyle bir beklentisi yok.

ha derseniz ki temiz ve bakımlı olunması herkesin tercihidir, o ayrı konu tabi.

edit: bahsi geçen sosyal deneydeki durumun farklı bir sonuçla ilgili olduğunu düşünüyorum. giyimi kuşamı iyi olmayan insanlar son dönemlerde "buna yardım edersem başıma bela olur mu" türünden durumlara yol açıyor. tamamen toplumsal korkularımızla ilgili bence bu. en son üstü başı dökülen, yardıma muhtaç durumdaki birini evine alıp karnını doyurmak isteyen bir adam, o yardıma muhtaç kişi tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. dolayısıyla bu tip deneylerin bu şekilde yapılmasına karşı olduğum gibi, çıkan sonucun da bu konuyla bağdaştırılmasını pek olumlu bulmuyorum.
devamını gör...

üst edit: konuyu anladığım şekilde yorum yapacağım, yanlış anlamışsam affola. *

x kuşağı diğer kuşaklara nazaran daha fazla sorgulayan bir kitleyi barındırıyor. tabii bu dediğim hepsi için geçerli değil, hâlâ olanı olduğu gibi kabullenenler var.

biriyle evlenmeden önce yapılması gereken en önemli şey; kalbi bir kenara koyup beyinle iletişime geçmektir. artılar, eksiler, olması veya olmaması gerekenler iyice düşünülmeli. kişilerin birbirine uyumu gözlemlenmeli. basit gibi görünüyor fakat sonuçta adı evlilik. iki ailenin birleşmesi, iki kişinin ayrılana/ölene kadar birlikte yaşaması. yabana atılacak şeyler mi bunlar? işte x kuşağı tüm bunları su yüzeyine çıkardı. birbirinize uygun değilseniz evlenmenin manası ne?

düşünüyorum mesela çocuklar duymasın (dizi) dizisindeki haluk gibi bir eşim olmasını asla istemezdim. mız mız, her şeye hayır, her şeye olmaz diyen bir tiple geçinemezdim muhtemelen. hal böyleyken neden sırf sevdiğim için böyle biriyle evleneyim ki? neden onu kendimle, kendimi onunla yorayım? x kuşağı olması gerekenin bu olduğunu gösterdi. eğer uygun değilseniz, kafalarınız uyuşmuyorsa evlenmeyin mesajını verdiler alttan alttan. bu yüzden de evliliklerde başarılılar.
devamını gör...

güzel bi yayın evi. internet satış siteleri de var ve birçok siteden daha uygun fiyatlı. fakat kargolama çok yavaş. hatta yok galiba...
tam iki kere sipariş verdim. ilkinde kargo ben uyarmadan neredeyse 1 ayda geldi.
belli bir ücret limitinden sonra indirim de alabiliyorsunuz. benim ilk indirim siteye işlemememiş, mesaj attım, hesabıma geri yüklediler. ben de kanıp yeniden sipariş verdim... aferin bana....
hadi ilk siparişi verdin, ikinciyi niçin veriyorsun? benim salaklığım.
..ikinci siparişimde ise; haftalardır sipariş hazırlanıyor yazısı asılı durdu, en son mesaj yazdım siparişim ne zaman hazır olur? diye... . gönderdiler fakat asıl istediğim kitabı göndermemişler. bir de hızla kargolarken eksik falan olmasın aman dikkat edin lütfen demiştim, etmemişler. e tabi ben de tekrar mesaj yazdım. hemen geri döndüler: sipariş kodunuzu yazarsanız yardımcı oluruz diye... oldular mı dersiniz?.. hayır. nezaket edip geri dönüş de yapmadılar. bu sabah sinirle nazik bi geri dönüş yaptım ve soluğu burada aldım. şayet kitaplar, sınava girmeden önce lazımsa, fiyatlarına kanıp da bu siteden kesinlikle sipariş vermeyin. yanarsınız. benim için kaldı 3 ay. hala ortada kitap yok... teşekkürler. umarım batarlar .
devamını gör...

ben kesinlikle oğuz atay olurdum. detaycıyım ve edebi anlatımda bile teknik detaylardan bahsetmeyi seviyorum.
devamını gör...

sorsanız islam da kadının yeri öyle şişirilir ki, şöyle sultanımızdır, böyle çiçeğimizdir, böceğimizdir diye. ama gel gelelim işin aslı öyle değil tabi. şimdi gelir "gerçek islam bu değil"ciler. ama şeriat ile yönetilen bir ülkede kadının pantolon giydi diye kırbaçlanması mı dersin, toprağa diri diri boynundan aşağı gömülerek recm edipmesi mi dersin, 4 kadın 1 erkeğe helaldir deyip üstüne kuma getirilmesi mi dersin, mirasdan yararlananama ya da küçük bir kısım yararlanma mı dersin, şahitliğinin sayılmaması mı dersin, okula giderlerse namussuz damgası yemeleri mi dersin, kocaya hizmette kusur etmemenin sünnet sayılması mı dersin, erkeğin bulunduğu ortamlardan kendilerini soyutlamalari mı dersin. say say bitmez yani islam da kadının çilesini. kitap da yazılanlar değil de gerçek hayatta bizzat kadına yaşatılan konumuna bakın siz. kadını insan yerine koyan var mı?
devamını gör...

nba her şeyden önce çok büyük bir ekonomik güce ve organizasyona sahiptir. tam bir şov ve eğlence dünyasıdır. büyük bir pazarlama ağına sahiptir. dünyanın her yerinden hayranları ve müşterileri vardır. michael jordan'ı, kobe'yi, lebron'u, iverson'ı çinli bir çocuk da tanır kongolu çocuk da tanır. bir türk çocuğu nowitzki formasıyla basketbol oynar ve gece kafasını yastığa koyduğunda nowitzki olduğunu hayal eder. veya sabaha karşı uyanıp bir spurs maçı izlemek amacıyla uykusundan ferâgat eden çok insan vardır. dolayısıyla tabii ki takipçisi, hayranı ve seveni euroleague'in çok üzerindedir. euroleague'in ekonomik sınırları çok dardır ve başka bazı yönetimsel sıkıntıları vardır. yayın hakları fiyatları filan berbat durumdadır. ama yine de euroleague'in yeri bazı bakımlardan bambaşkadır. avrupa seyircisi çok daha tutkulu ve rekâbetçidir. kimileri pek hoşlanmasa da maçlarda savunmalar genellikle öne çıkar ve ben kıran kırana geçen bir euroleague maçı izlemeye bayılırım. sadece taraftarı olduğum fenerbahçe'yi ve sempatizanı olduğum efes'i değil maccabi ve kızılyıldız gibi takımları da izlemeyi severim. gözümüzün önünde parlayan oyuncuların nba'e gitmelerinden bazen hüzünlensem de genel olarak doncic gibi gelecek on yıla damgasını vuracak yıldızları çıplak gözle istanbul'da izleme şansı elde etmiş olmamdan dolayı keyif duyarım.
devamını gör...

bu davranışta bulunmak hiç bir insana yakışmayacak bir harekettir.
ne kadar zor olsa da terk etmeyi düşünen birine değil yalvarmak konuşmak bile doğru olmaz.
biten bitmiştir bunu anlamak lazım. insan kendini daha fazla bu şekilde düşürmemeli.
hayat devam ediyor sonuçta.
devamını gör...

günaydın sözlük , herkese mutlu pazarlar!
devamını gör...

tencereye biraz yağ damlat, soğanı kavur, biberi kavur, salçayı koy, sonra da ne koyarsan koy su ekle. bitti. tarif bu kadar.
devamını gör...

barış manço şarkısıdır.

gelen herkesin kabul edildiği ve doyduğu sofra anlamına gelir.
devamını gör...

açılın anunnaki soy ağacını açıklıyorum..;

anu'nun çocukları enki, enlil, ninmah (ninhursag) ve bau'dur..
enki'nin annesi orion kökenlidir. enki damkina ile evlenmiştir ve çocukları: marduk, toth (ningişzidda), nergal (afrika tanrısı-altın madenleri), gibil (madenci tanrı), ningal, dumuzi (tammuz), geştinanna ve ninsun'dur. ninsun gılgamış'ın annesidir. geştinanna dumuzi ve inanna'nın arasını yapan kızkardeştir. enki'nin 6 erkek ve 2 kız çocuğu vardır..aynı zamanda dünyalı kadını hamile bırakınca ortaya çıkan çocuk da adapa'dır. modern insanın babası olarak kabul görür..
enlil'in çocukları ninurta (çift kartal amblemi), nannar (sin) (el) ve adad (işkur) (tesup-hitit tanrısı)'dır... sin'in çocukları inanna (afrodit) (iştar) ve utu (şamaş) tır..bunlar ikizdirler..şamaş'ın eski türk tanrısı olduğuna inanılır..mevlana-şems ikilisindeki şems'in de aslında şamaş olduğunu söyleyen kaynaklar vardır..
marduk (amon-ra) sarpanit ile evlenmiştir ve çocukları osiris, seth ve nabu'dur...osiris isis ile evlenmiştir ve çocuklarının ismi horus'tur..marduk'un evlendiği sarpanit dünyalı bir insan olduğundan bu kararı çok tepki çekmiştir..
enki ve enlil klanları arasında çoğunlukla çekişme olmuştur...ben şahsen enki klanını desteklemekteyim..kova çağının başlaması ile de enki'nin gücü çok daha yoğun bir biçimde hissedilecektir..enki bilim adamıdır, genetik mühendislik bilgileri ile homo-erektustan homo-sapiensi yaratmıştır..kendisi bilim adamı olduğundan kova çağı döneminde her türlü bilimsel gelişme, farkındalık, bilinç uyanış hali üst düzeyde olacaktır..
devamını gör...

bir şeyi olması gerekenden fazla düşünmek. bir söz vardı; bir şeye karar verdikten sonra tekrar dönüp düşünmeyin. çünkü insanı haddinden fazla düşünmek kadar yoran başka bir şey yoktur. eylem aşamasına geçmeye bakın, en kötü tecrübe olur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim