majör depresyon
en sık görülen duygudurum bozukluğudur.tek uçlu(unipolar) depresyon olarak da bilinir.
klinik olarak en ağır depresyona verilen isimdir.2013'te son çıkan mental bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı olan dsm-5 kılavuzunda yer alan belirtilerin hemen her gün olması,en az iki hafta sürmesi* ve kılavuzda yer alan 9 belirtiden* en az 5'inin kişide mevcut olması gerekmekte.ayrıca tanı koşullarının sağlanması için bu belirtilerin günlük yaşamını engellemesi ve herhangi bir ilaca bağlı gelişmemiş olması gerekli.
bir majör depresif dönemin süresi 2 hafta ile 2 yıl arasındadır.
çoğu hastada akut dönemler iyi seyirlidir.ama mdb geçiren 3 hastadan birinde nüksler yaşam boyunca devam etmektedir.
mdb her yaşta sıktır ama özellikle 40-50'li ve orta yaşlarda en sıktır.
maalesef majör depresyonun ilaçsız tedavisi söz konusu değil. belirtiler mevcutsa en kısa sürede ilaçlı tedaviye başlamak üzere bir doktora başvurmak lazım.
klinik olarak en ağır depresyona verilen isimdir.2013'te son çıkan mental bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı olan dsm-5 kılavuzunda yer alan belirtilerin hemen her gün olması,en az iki hafta sürmesi* ve kılavuzda yer alan 9 belirtiden* en az 5'inin kişide mevcut olması gerekmekte.ayrıca tanı koşullarının sağlanması için bu belirtilerin günlük yaşamını engellemesi ve herhangi bir ilaca bağlı gelişmemiş olması gerekli.
bir majör depresif dönemin süresi 2 hafta ile 2 yıl arasındadır.
çoğu hastada akut dönemler iyi seyirlidir.ama mdb geçiren 3 hastadan birinde nüksler yaşam boyunca devam etmektedir.
mdb her yaşta sıktır ama özellikle 40-50'li ve orta yaşlarda en sıktır.
maalesef majör depresyonun ilaçsız tedavisi söz konusu değil. belirtiler mevcutsa en kısa sürede ilaçlı tedaviye başlamak üzere bir doktora başvurmak lazım.
devamını gör...
hünnap
yalova’da bolca aşılı fidanı bulunan meyve. fidanı da meyvesi de pahalı sayılır.
iğde desen değil, elma desen değil. çok sulu bi’ yapısı da yok. tadı, aroması var mı, o da yok. ama yemeye bir kere başlayınca şişene kadar durduramıyor insan kendini. tam da zamanı, her bahçeye lazım. ağaçtaki görüntüsü de şu şekilde*;

ağacının dalları çok kırılgan, meyvesini taşıyamayınca dalları kırılıveriyor. dikenli bir ağacı var ve dikenleri de çok fena, batınca bırakmıyor insanı ve battığı yeri de epey ağrıtıyor. yaprakları yuvarlakımsı, parlak. çiçekleri minicik. meyve oluşup biraz büyüyene kadar anlaşılmıyor neredeyse.
faydası da pek çok. şeker düzenleyici özelliği olduğu biliniyor. kabızlığa da faydalı. c vitamini ve magnezyum açısından da oldukça zengin. annem de sırf kalp damar sağlığına iyi geliyor diye ekmişti.
şöyle de bir şey;

bu aşılı olduğu için biraz büyük, normalde iğdeden biraz büyük oluyor ve asıl faydalısı da o.
yiyin, yedirin.
iğde desen değil, elma desen değil. çok sulu bi’ yapısı da yok. tadı, aroması var mı, o da yok. ama yemeye bir kere başlayınca şişene kadar durduramıyor insan kendini. tam da zamanı, her bahçeye lazım. ağaçtaki görüntüsü de şu şekilde*;

ağacının dalları çok kırılgan, meyvesini taşıyamayınca dalları kırılıveriyor. dikenli bir ağacı var ve dikenleri de çok fena, batınca bırakmıyor insanı ve battığı yeri de epey ağrıtıyor. yaprakları yuvarlakımsı, parlak. çiçekleri minicik. meyve oluşup biraz büyüyene kadar anlaşılmıyor neredeyse.
faydası da pek çok. şeker düzenleyici özelliği olduğu biliniyor. kabızlığa da faydalı. c vitamini ve magnezyum açısından da oldukça zengin. annem de sırf kalp damar sağlığına iyi geliyor diye ekmişti.
şöyle de bir şey;

bu aşılı olduğu için biraz büyük, normalde iğdeden biraz büyük oluyor ve asıl faydalısı da o.
yiyin, yedirin.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
mutluluğa bir adım kala yaşıyoruz… ama neden kala da mutlu değil ?
günler akıp gidiyor. zaman anlayamadığımız kadar hızlı. bu tempoya ayak uydurmak için elimizden geleni yapıyoruz. koşturma içerisinde gözden kaçırdığımız aslında fark etsek hayatımızı güzelleştirecek öyle güzel sırlar var ki. hepimiz biliyoruz bunları. yapıyor muyuz? muallak. bazen gözden kaçıyor, bazen önemsenmiyor, bazen hayatın ağır yükü altında aklımıza bile gelmiyor bunların bize katacakları.
gülümsemiyoruz mesela doyasıya… neden? o mucizevi tılsımı yaysak ya etrafımıza. sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkarken tebessüm etsek ya aynaya, ev halkına, ekmek aldığımız bakkal amcaya, kedilere, köpeklere, kuşlara, bindiğimiz dolmuşun şoförüne, yanımıza oturan yaşlı teyzeye, mesai arkadaşlarımıza… bütün bir günü kurtarabilir o aynada gördüğünüz tebessüm ve işin ilginci sadece sizinkini değil. gülümsemek bulaşıcıdır unutmayın ve etkisi buzları eritebilir.
hoş görsek! bırakın çocuğunuz çocukluğunu yapsın, kızmayın hemen. yıkmayın o minnacık yüreğin sizin merhametinize olan inancını. arkadaşınız boşboğazlık mı yaptı, çatın kaşlarınızı belki ama uzatmayın. zedelemeyin arkadaşlığın görünmez bağlarını. eşiniz, sevgiliniz sizi üzecek bir davranışta mı bulundu alın karşınıza konuşun. atmayın içinize, büyütmeyin olayları, derin yaralara çevirmeyin. sevgiden daha yüksek çıkmasın o sorunun sesi. köprüleri atacak kıvama gelmeden bakın gözlerine ilk günkü kadar çok seviyorsunuz yine… insanlardan hoş görüyü esirgemeyin. gereksiz tatsızlıklar ilk önce sizin canınızı sıkar. sonra yine sizin… kin tutmayın. içinizde biriktirdiğiniz bu duygu sizi günden güne kemirir. insanlar için besleyeceğiniz güzel duyguların da önüne geçer. affedin, affetmenin verdiği o huzura erişin. gerektiğinde özür dileyin. korkmayın, küçültmez sizi. değer verdiğinizi gösterin onlara. özür dilemenin verdiği hazzı ilk siz yaşayın ,pişmanlığı karşıdakine bırakın. teşekkür edin. yanınızda oldukları için, sizi sevdikleri için, destek oldukları için… gösterin minnetinizi ,yeri geldiğinde taktir edin. taktir edilmenin verdiği duyguyla daha da sağlamlaşacaktır o dostluk, arkadaşlık ,sevgi ,saygı…
ön yargılarınızı saklayın sandıklara. bu bir erdem değil. sizin sandığınızdan çok başka çıkabilir her şey. her zaman bir örneğiyle karşılaşmışsınızdır. ‘işe yaramaz’ dediğiniz gelir en zor anınızda size destek olur. ‘vay be adam gibi adam’ dersinizde akşamına kalmaz soytarılığının ilanı. herkese bir şans verin. kimseden selamınızı esirgemeyin. selam muhabbetin başlangıcıdır. kalpteki sevgiyi ateşler. kalbinizde biriktirdiğiniz her sevgi kötü duyguların kalpten tasfiyesini sağlar. kalbi temizler.
yardım sevin! evet doğru anladınız. gerektiğinde yardım edilmesine izin verin. her şeyi bilmek zorunda değilsiniz, bilmeyin zaten. küçük dağları ben yarattım edasıyla, her şeyi ben bilirim moduyla konuşmayın insanlarla. insan yalnız bir varlık değil, bu doğasına uygun değil. bırakın size de yardım etsinler. hem emin olun bu sizi insanların gözünde daha da yüceltecektir. insanlarla konuşun, paylaşın, yardım isteyin, sorun, girmek isteyenleri hayatınıza buyur edin. duvarlar, ben biliyorumlar sizi çok daha yorar. eğer bir kabuğa ihtiyacımız olsaydı çekilmemiz gereken, bir ksmlumbağa gibi kabuklu doğardık. biz sosyal bir varlığız. paylaştıkça mutlu olur. yardım aldıkça yardım etmenin güzelliğine varırız. yardım ettikçe insanlığımızla gurur duyar iç huzura yavaş yavaş yaklaşırız.
kendiniz olun. birileri için eğilip bükülmeyin. ya da birilerine benzemeye çalışmayın, herkes kendi kabında güzeldir. kıyaslamayın kendinizi başkalarıyla. ailelerin, çevrenin başlattığı ‘şu şöyle oldu sen hala bir baltaya sap olamadın’ saplığından kurtarın kendinizi. bir kıyas yapacaksanız sizden daha zor durumda olanları düşünün. itilen kakılan en yakınları tarafından bile sevilmeyenleri getirin gözünüzün önüne. bir eviniz, bir aileniz, bir işiniz olduğunu sağlıklı bir ömre sahip olduğunuzu görün.
‘ne demek istedi?’, ‘neden öyle baktı?’ lardan kurtarın kendinizi. bırakın ne demek istediğini siz ne hissediyorsunuz nasıl mutlusunuz ona bakın. size iyi gelmeyen insanlarla ilişkinizi bir kez daha gözden geçirin. haset, kıskanç, çıkarcı, kendinden başka kimseye yararı olmayan ve her fırsatta laflarıyla karşısındakini iğneleyen insanlardan imkan buldukça uzak durun. selamdan öteye geçmemeye çalışın. kendi ruh sağlığınızı ruh sağlığı sağlam olmayan insanlar için bozmayın. hayır demeyi öğrenin. her şeye evet demek, her söyleneni kabul etmek sizi mutlu etmez aksine bir süre sonra mutsuzluğa kapılar açar. içinizde tarifi zor bir tatminsizlik oluşur. ortayı bulmaya çalışsanız da bunu kendinize zarar vermeden yapmaya çalışın.
açık arayıp sürekli hata kollayan insanlar bir süre sonra hiçbir şekilde memnun olmamaya başlar. bunu alışkanlık haline getiren insanlar iç huzurlarını kaybederler. psikiyatrist martin seligman’a göre örneğin vergi müfettişleri günlerini evrakların aralarında açık arayarak geçirdiklerinden evlerine dönünce de özel hayatlarında açık aramaya başlarlar. aynı durum avukatlarda da vardır. bazen bazı durumlarda açıkları görüp insanları eleştirebiliyoruz fakat zamanla bu durum alışkanlık halini alabilir ve insanlar tarafından sevilmeyen ve insanları sevemeyen bir insana dönüşürüz.
evet bir idealiniz olsun ama o ideal olmazsa olmazınız olmasın. gelecek kaygısıyla korkusuyla anı yaşamaktan alı koymasın bizleri. sahip olmak istediklerinize odaklanıp sahip olduklarınızı göz ardı etmeyin o ideal uğruna. sahip olduğunuz her neyse sarılın sıkı sıkı. kıymet bilin. ben içimden seviyorum demeyin, karşınızdakine de yansıtın bunu. durup dururken seni seviyorum, iyi ki varsın deyin ve yaşatın bunu hareketlerinizle. güçlendirin ilişkinizi. çevresindekilerle ilişkileri iyi olan insanlar daha çok mutludurlar. daha çok sevilirler. hayatının her anına her yerine yansır bu durum.
başka uğraşlar bulun kendinize. iş ev arasında mekik dokurken hayatın güzelliklerinden uzaklaşırsınız. negatif enerjinizi atamazsınız. örneğin evde olan bir olay işinize, işte olanda evinize yansır. sizi oyalayacak, kafanızı meşgul edecek, negatif enerjinizi atacak ,hayata daha pozitif bakmanızı sağlayacak bir hobi edinin kendinize. kitap okuyun, başka dünyaların kaplarını açın. yazı yazın, içinizdeki tüm duyguları buna yansıtın, dışarıya taşmasın. kurslara gidin. sosyal etkinliklere katılın. dünyanızı ve bakış açınızı küçültmeyin. hayatımız zaten çok fazla stresli ve sıkıntılı. bunun farkında olup daha eğlenceli tercihlerde bulunun. misal dram filmlerini bırakın bir kenara, entrikalı dizilerle meşgul etmeyin kafanızı, içinizi karartan müzikleri silin gitsin. keyif almak için yaptıklarınız içinizi bulandırmasın bari. mutlu bir yaşam sizi mutlu eden uğraşlardan geçer hüzünlendirenlerden değil.
dua edin. ya da iyi dilekler sunun inandığınız her neyse ona. içinize dolan huzuru o zaman görün işte. mutluluğun asıl kaynağına yönelin. kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz açın ellerinizi silinsin o kimsesizlik duygusu. konuşun anlatın içimizi dökün.
baharın rehaveti mi sardı bilinmez herkeste bir huzursuzluk herkeste bir mutsuzluk. sağım solum solgun yüzler… mutlu olduğumuzu bilmediğimiz için mutsuzuz aslında çoğu zaman. hayat o kadar hızlı akıyor ki koşturmacada kendimizi unutuyoruz. sonrası ani bir patlama. ‘neden mutsuzum? , aslında hiçte mutsuz değildim, ne oldu birden?’ söylemleri. yol alırken yaptıklarımıza ya da yapmadıklarımıza dikkat etmeyip sonradan geldiğimiz noktaya şaşırıyoruz. geri dönüş ise bayağı meşakkatli ya kendimizden ya da çevremizden taviz veriyoruz eskiye dönebilmek için. tüm tabiat yenileniyor şimdilerde. ağaçlar filizleniyor, çiçekler tomurcuklanıyor, hayvanlar daha bir neşeli koşturuyor sanki biz neden yenilenmeyelim? neden atmayalım üzerimizde ki ölü toprağı? haydi sıvayın kolları! güzel düşünün, güzeli düşünün tüm mutluluklar sizin olsun… bu bahar yeni bir ‘mutluluk’ olsun…
05.04.2015
bir yerel gazetede yayınlanan köşe yazım.
sonra anlaşamam bazı nedenlerden iptal oldu ve tüm yazılarımı kaldırtmıştım. arvişde buldum az önce. aslında biraz sevindim ve güldüm halime. nasıl sevgi pıtırcığı bir kalple yazılmış ah canım kendim.
neysem zaten yeterince uzun okunacak mı o bile meçhul. daha fazla uzatmayalım.
günler akıp gidiyor. zaman anlayamadığımız kadar hızlı. bu tempoya ayak uydurmak için elimizden geleni yapıyoruz. koşturma içerisinde gözden kaçırdığımız aslında fark etsek hayatımızı güzelleştirecek öyle güzel sırlar var ki. hepimiz biliyoruz bunları. yapıyor muyuz? muallak. bazen gözden kaçıyor, bazen önemsenmiyor, bazen hayatın ağır yükü altında aklımıza bile gelmiyor bunların bize katacakları.
gülümsemiyoruz mesela doyasıya… neden? o mucizevi tılsımı yaysak ya etrafımıza. sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkarken tebessüm etsek ya aynaya, ev halkına, ekmek aldığımız bakkal amcaya, kedilere, köpeklere, kuşlara, bindiğimiz dolmuşun şoförüne, yanımıza oturan yaşlı teyzeye, mesai arkadaşlarımıza… bütün bir günü kurtarabilir o aynada gördüğünüz tebessüm ve işin ilginci sadece sizinkini değil. gülümsemek bulaşıcıdır unutmayın ve etkisi buzları eritebilir.
hoş görsek! bırakın çocuğunuz çocukluğunu yapsın, kızmayın hemen. yıkmayın o minnacık yüreğin sizin merhametinize olan inancını. arkadaşınız boşboğazlık mı yaptı, çatın kaşlarınızı belki ama uzatmayın. zedelemeyin arkadaşlığın görünmez bağlarını. eşiniz, sevgiliniz sizi üzecek bir davranışta mı bulundu alın karşınıza konuşun. atmayın içinize, büyütmeyin olayları, derin yaralara çevirmeyin. sevgiden daha yüksek çıkmasın o sorunun sesi. köprüleri atacak kıvama gelmeden bakın gözlerine ilk günkü kadar çok seviyorsunuz yine… insanlardan hoş görüyü esirgemeyin. gereksiz tatsızlıklar ilk önce sizin canınızı sıkar. sonra yine sizin… kin tutmayın. içinizde biriktirdiğiniz bu duygu sizi günden güne kemirir. insanlar için besleyeceğiniz güzel duyguların da önüne geçer. affedin, affetmenin verdiği o huzura erişin. gerektiğinde özür dileyin. korkmayın, küçültmez sizi. değer verdiğinizi gösterin onlara. özür dilemenin verdiği hazzı ilk siz yaşayın ,pişmanlığı karşıdakine bırakın. teşekkür edin. yanınızda oldukları için, sizi sevdikleri için, destek oldukları için… gösterin minnetinizi ,yeri geldiğinde taktir edin. taktir edilmenin verdiği duyguyla daha da sağlamlaşacaktır o dostluk, arkadaşlık ,sevgi ,saygı…
ön yargılarınızı saklayın sandıklara. bu bir erdem değil. sizin sandığınızdan çok başka çıkabilir her şey. her zaman bir örneğiyle karşılaşmışsınızdır. ‘işe yaramaz’ dediğiniz gelir en zor anınızda size destek olur. ‘vay be adam gibi adam’ dersinizde akşamına kalmaz soytarılığının ilanı. herkese bir şans verin. kimseden selamınızı esirgemeyin. selam muhabbetin başlangıcıdır. kalpteki sevgiyi ateşler. kalbinizde biriktirdiğiniz her sevgi kötü duyguların kalpten tasfiyesini sağlar. kalbi temizler.
yardım sevin! evet doğru anladınız. gerektiğinde yardım edilmesine izin verin. her şeyi bilmek zorunda değilsiniz, bilmeyin zaten. küçük dağları ben yarattım edasıyla, her şeyi ben bilirim moduyla konuşmayın insanlarla. insan yalnız bir varlık değil, bu doğasına uygun değil. bırakın size de yardım etsinler. hem emin olun bu sizi insanların gözünde daha da yüceltecektir. insanlarla konuşun, paylaşın, yardım isteyin, sorun, girmek isteyenleri hayatınıza buyur edin. duvarlar, ben biliyorumlar sizi çok daha yorar. eğer bir kabuğa ihtiyacımız olsaydı çekilmemiz gereken, bir ksmlumbağa gibi kabuklu doğardık. biz sosyal bir varlığız. paylaştıkça mutlu olur. yardım aldıkça yardım etmenin güzelliğine varırız. yardım ettikçe insanlığımızla gurur duyar iç huzura yavaş yavaş yaklaşırız.
kendiniz olun. birileri için eğilip bükülmeyin. ya da birilerine benzemeye çalışmayın, herkes kendi kabında güzeldir. kıyaslamayın kendinizi başkalarıyla. ailelerin, çevrenin başlattığı ‘şu şöyle oldu sen hala bir baltaya sap olamadın’ saplığından kurtarın kendinizi. bir kıyas yapacaksanız sizden daha zor durumda olanları düşünün. itilen kakılan en yakınları tarafından bile sevilmeyenleri getirin gözünüzün önüne. bir eviniz, bir aileniz, bir işiniz olduğunu sağlıklı bir ömre sahip olduğunuzu görün.
‘ne demek istedi?’, ‘neden öyle baktı?’ lardan kurtarın kendinizi. bırakın ne demek istediğini siz ne hissediyorsunuz nasıl mutlusunuz ona bakın. size iyi gelmeyen insanlarla ilişkinizi bir kez daha gözden geçirin. haset, kıskanç, çıkarcı, kendinden başka kimseye yararı olmayan ve her fırsatta laflarıyla karşısındakini iğneleyen insanlardan imkan buldukça uzak durun. selamdan öteye geçmemeye çalışın. kendi ruh sağlığınızı ruh sağlığı sağlam olmayan insanlar için bozmayın. hayır demeyi öğrenin. her şeye evet demek, her söyleneni kabul etmek sizi mutlu etmez aksine bir süre sonra mutsuzluğa kapılar açar. içinizde tarifi zor bir tatminsizlik oluşur. ortayı bulmaya çalışsanız da bunu kendinize zarar vermeden yapmaya çalışın.
açık arayıp sürekli hata kollayan insanlar bir süre sonra hiçbir şekilde memnun olmamaya başlar. bunu alışkanlık haline getiren insanlar iç huzurlarını kaybederler. psikiyatrist martin seligman’a göre örneğin vergi müfettişleri günlerini evrakların aralarında açık arayarak geçirdiklerinden evlerine dönünce de özel hayatlarında açık aramaya başlarlar. aynı durum avukatlarda da vardır. bazen bazı durumlarda açıkları görüp insanları eleştirebiliyoruz fakat zamanla bu durum alışkanlık halini alabilir ve insanlar tarafından sevilmeyen ve insanları sevemeyen bir insana dönüşürüz.
evet bir idealiniz olsun ama o ideal olmazsa olmazınız olmasın. gelecek kaygısıyla korkusuyla anı yaşamaktan alı koymasın bizleri. sahip olmak istediklerinize odaklanıp sahip olduklarınızı göz ardı etmeyin o ideal uğruna. sahip olduğunuz her neyse sarılın sıkı sıkı. kıymet bilin. ben içimden seviyorum demeyin, karşınızdakine de yansıtın bunu. durup dururken seni seviyorum, iyi ki varsın deyin ve yaşatın bunu hareketlerinizle. güçlendirin ilişkinizi. çevresindekilerle ilişkileri iyi olan insanlar daha çok mutludurlar. daha çok sevilirler. hayatının her anına her yerine yansır bu durum.
başka uğraşlar bulun kendinize. iş ev arasında mekik dokurken hayatın güzelliklerinden uzaklaşırsınız. negatif enerjinizi atamazsınız. örneğin evde olan bir olay işinize, işte olanda evinize yansır. sizi oyalayacak, kafanızı meşgul edecek, negatif enerjinizi atacak ,hayata daha pozitif bakmanızı sağlayacak bir hobi edinin kendinize. kitap okuyun, başka dünyaların kaplarını açın. yazı yazın, içinizdeki tüm duyguları buna yansıtın, dışarıya taşmasın. kurslara gidin. sosyal etkinliklere katılın. dünyanızı ve bakış açınızı küçültmeyin. hayatımız zaten çok fazla stresli ve sıkıntılı. bunun farkında olup daha eğlenceli tercihlerde bulunun. misal dram filmlerini bırakın bir kenara, entrikalı dizilerle meşgul etmeyin kafanızı, içinizi karartan müzikleri silin gitsin. keyif almak için yaptıklarınız içinizi bulandırmasın bari. mutlu bir yaşam sizi mutlu eden uğraşlardan geçer hüzünlendirenlerden değil.
dua edin. ya da iyi dilekler sunun inandığınız her neyse ona. içinize dolan huzuru o zaman görün işte. mutluluğun asıl kaynağına yönelin. kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz açın ellerinizi silinsin o kimsesizlik duygusu. konuşun anlatın içimizi dökün.
baharın rehaveti mi sardı bilinmez herkeste bir huzursuzluk herkeste bir mutsuzluk. sağım solum solgun yüzler… mutlu olduğumuzu bilmediğimiz için mutsuzuz aslında çoğu zaman. hayat o kadar hızlı akıyor ki koşturmacada kendimizi unutuyoruz. sonrası ani bir patlama. ‘neden mutsuzum? , aslında hiçte mutsuz değildim, ne oldu birden?’ söylemleri. yol alırken yaptıklarımıza ya da yapmadıklarımıza dikkat etmeyip sonradan geldiğimiz noktaya şaşırıyoruz. geri dönüş ise bayağı meşakkatli ya kendimizden ya da çevremizden taviz veriyoruz eskiye dönebilmek için. tüm tabiat yenileniyor şimdilerde. ağaçlar filizleniyor, çiçekler tomurcuklanıyor, hayvanlar daha bir neşeli koşturuyor sanki biz neden yenilenmeyelim? neden atmayalım üzerimizde ki ölü toprağı? haydi sıvayın kolları! güzel düşünün, güzeli düşünün tüm mutluluklar sizin olsun… bu bahar yeni bir ‘mutluluk’ olsun…
05.04.2015
bir yerel gazetede yayınlanan köşe yazım.
sonra anlaşamam bazı nedenlerden iptal oldu ve tüm yazılarımı kaldırtmıştım. arvişde buldum az önce. aslında biraz sevindim ve güldüm halime. nasıl sevgi pıtırcığı bir kalple yazılmış ah canım kendim.
neysem zaten yeterince uzun okunacak mı o bile meçhul. daha fazla uzatmayalım.
devamını gör...
oral seks
"kadınına bunu yapmayana melekler sabaha kadar lanet eder " din kardeşlerim aklınızda bulunsun *
devamını gör...
kimseyi kırmak istemeyen insan
içindekileri söyleyip karşısındakini kırmamak adına kendi ruhuna işkence etmeyi göze alan insan modeli. erken yaşlanırlar. güzel insanlardır.
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
#dirensozluk son sigaramı içip geliyorum *
devamını gör...
komünist başkandan belediye çalışanlarına 8 bin lira maaş
show ise de kendi çalışanına, işçisine hak ettiği ücret verilerek yapılan showdur.
mesela sizde yeni mezun gençlere iş olanağı sağlayın, asgari ücreti yapın 8 bin lira.
yönetimde olan herkes show yapsın bizde alkışlayalım.
o zaman bu yaklaşım tarzıyla show yapmamak adına yıllardır ülkedeki insanların anası ağlatılıyor. çünkü refah düzeylerini artırmak gösteriş olur. öyle bir ülkede yaşamıyoruz ki, bizim işçimizin ne haddine orta seviye bir hayat yaşayıp çoluğuna çocuğuna ona buna muhtaç olmadan bakabilmek.
mesela sizde yeni mezun gençlere iş olanağı sağlayın, asgari ücreti yapın 8 bin lira.
yönetimde olan herkes show yapsın bizde alkışlayalım.
o zaman bu yaklaşım tarzıyla show yapmamak adına yıllardır ülkedeki insanların anası ağlatılıyor. çünkü refah düzeylerini artırmak gösteriş olur. öyle bir ülkede yaşamıyoruz ki, bizim işçimizin ne haddine orta seviye bir hayat yaşayıp çoluğuna çocuğuna ona buna muhtaç olmadan bakabilmek.
devamını gör...
türkiye'nin internet hızında 170 ülke arasında 103. sıraya gerilemesi
zaten 103'ten sonraki ülkelerde internet yok
devamını gör...
konuşmadan anlaşabilmek
uzun süre beraber yaşayan, sezgileri kuvvetli inanların zaman içerisinde edindiği kabiliyettir. en basitinden "bir kahve mi içsek?" diye düşündükten beş dakika sonra karşı taraf gülümseyerek bir bardak kahveyi yanınıza bırakabilir.
devamını gör...
burçlarla ilgili az bilinenler
teraziler dengesizdir fakat dengesizlikten kastedilen aslında en doğrusunu seçmek için yaptığımız kararsızlıktır.
yüzyüzeyken konuşuruz-uykusuz ve dengesiz
yüzyüzeyken konuşuruz-uykusuz ve dengesiz
devamını gör...
geceleri uyutmayan dertler
bu çiş beni uykudan uyandırır mı yoksa sabaha kadar tutabilir miyim
devamını gör...
uçak yolculuğu boyunca sinir eden durumlar
- arka koltukta oturan çocuğun tepişmesi.
- uçak perona yanaşınca kapı açılana kadar ayakta bekleyenler.
- uçak perona yanaşınca kapı açılana kadar ayakta bekleyenler.
devamını gör...
internet satıcılarının dükkan sahiplerinden daha fazla para kazanması
umarım değişik sektörlerde meydana gelen tüm bu makineleşme/elektronikleşme olayının sonu kötü sonuçlara yol açmaz diyeceğim ama kendi yazdığıma kendim bile inanmıyorum.
gün geçtikçe pek çok sektörde insan gücüne olan ihtiyaç azalmaya başladı ve bazılarında komple ortadan kalkacak gibi görünüyor ne yazık ki.
önceden hemen herkesin yapabileceği bir şeyler vardı muhtemelen. yani en vasıfsızından bile olsa bir şekilde iş gücüne ihtiyaç vardı. bu da belirli şeyleri yapamayacak pek çok insanın bile hayatını idame ettirebilmesi için bir fırsat yaratıyordu.
ancak bu nitelikteki insanlara olan ihtiyacın giderek azaldığı bir ortamda bu grupta yer alan milyonlarca insan işsizlik, geçim sıkıntısı ve hatta yaşadıkları bölgelere göre temel insani gereksinimlerden yoksun kalma gibi çok çeşitli ve bir o kadar da ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalacak.
artık kontrolü nüfus artışı için bir çare mi bulunur ne yapılır bilmiyorum ama bu olaya bir çözüm bulunması gerekecek.
halihazırda gezegenin tükenen kaynakları mevcut nüfusa bile yetmezken bir de bu tür sorunların çıkması yeni ve büyük göç dalgaları ve çeşitli asayiş problemleri gibi çok büyük sıkıntıları da beraberinde getirir.
halihazırda maliyet düşüklüğü nedeniyle pek çok işletme, şirket vs. mümkün olduğunca az personel çalıştırabilecek yöntemleri tercih etmeye başladı bile...
tanım: derine inildiğinde hiç de hoş yerlere çıkmayan bir sürecin göstergesi olan durum.
gün geçtikçe pek çok sektörde insan gücüne olan ihtiyaç azalmaya başladı ve bazılarında komple ortadan kalkacak gibi görünüyor ne yazık ki.
önceden hemen herkesin yapabileceği bir şeyler vardı muhtemelen. yani en vasıfsızından bile olsa bir şekilde iş gücüne ihtiyaç vardı. bu da belirli şeyleri yapamayacak pek çok insanın bile hayatını idame ettirebilmesi için bir fırsat yaratıyordu.
ancak bu nitelikteki insanlara olan ihtiyacın giderek azaldığı bir ortamda bu grupta yer alan milyonlarca insan işsizlik, geçim sıkıntısı ve hatta yaşadıkları bölgelere göre temel insani gereksinimlerden yoksun kalma gibi çok çeşitli ve bir o kadar da ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalacak.
artık kontrolü nüfus artışı için bir çare mi bulunur ne yapılır bilmiyorum ama bu olaya bir çözüm bulunması gerekecek.
halihazırda gezegenin tükenen kaynakları mevcut nüfusa bile yetmezken bir de bu tür sorunların çıkması yeni ve büyük göç dalgaları ve çeşitli asayiş problemleri gibi çok büyük sıkıntıları da beraberinde getirir.
halihazırda maliyet düşüklüğü nedeniyle pek çok işletme, şirket vs. mümkün olduğunca az personel çalıştırabilecek yöntemleri tercih etmeye başladı bile...
tanım: derine inildiğinde hiç de hoş yerlere çıkmayan bir sürecin göstergesi olan durum.
devamını gör...
olmayacak şeylerin hayalini kurmak
devamını gör...
mertstark
sözlüğümüzeee yeni katılmış yazar. çok işe yarar tanımları da var. doktor olduğuna daiirrrr söylentiler varrrrr. o kadar tanımı var hâlâ nasıl yazar olmamışşş. modlar nerdesinizzzz??
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
herkes için farklı nedenler olabilir. benim nedenim, butik projelerle yazarlarına dokunmayı bilen, bilgi alışverişi olan, interaktif yapılan, sosyal projeler çıkaran, toplumsal fayda sağlayan, besleyici, doyurucu bir sözlükte, toplumda yer almak, parçası olmak.
devamını gör...
günün sözü
emily bronte - "uğultulu tepeler " kitabında söylediği gibi,
" insanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz.
bizi birbirimizden ayıran tek şey kalplerimizin özelliğidir. eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa, bu dışınıza yansır.
fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır.
ve dünyalar güzeli olsanız bile, kalbinizin karanlığı güzelliğinize gölge düşürecektir. "
" insanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz.
bizi birbirimizden ayıran tek şey kalplerimizin özelliğidir. eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa, bu dışınıza yansır.
fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır.
ve dünyalar güzeli olsanız bile, kalbinizin karanlığı güzelliğinize gölge düşürecektir. "
devamını gör...
çocuk büyütmek
zor zanaat azizim.
beden yorgunluğu yanı sıra, zihin yorgunluğu ve gelecek kaygısı içinde en kıymetlilerinizi hayata hazırlamak..
karnını doyurmaktan çok ruhunu doyurmaya çalışmak, onların çocukluk anılarında çok güzel yer edinmek.. bunların hepsi zor. bir o kadar da keyifli.
bir şeyin mimarısınız ve o günden güne şekil alıyor. bir sanatçının en güzel sanat eseri.
çocuk büyütmek konusunda edindiğim bir motto var. kendime de bunu ara ara hatırlatıyorum. çocuğum biri mi olsun, birey mi?
bu anahtar cümle, kendinize yol göstermek açısından belki işinizi bir nebze de olsa kolaylaştırır.
beden yorgunluğu yanı sıra, zihin yorgunluğu ve gelecek kaygısı içinde en kıymetlilerinizi hayata hazırlamak..
karnını doyurmaktan çok ruhunu doyurmaya çalışmak, onların çocukluk anılarında çok güzel yer edinmek.. bunların hepsi zor. bir o kadar da keyifli.
bir şeyin mimarısınız ve o günden güne şekil alıyor. bir sanatçının en güzel sanat eseri.
çocuk büyütmek konusunda edindiğim bir motto var. kendime de bunu ara ara hatırlatıyorum. çocuğum biri mi olsun, birey mi?
bu anahtar cümle, kendinize yol göstermek açısından belki işinizi bir nebze de olsa kolaylaştırır.
devamını gör...
15 ocak 2021 hollanda hükümeti istifa etmesi
avrupada istifa cok yaygin ve onurlu bir davranis oldugundan sasirilmamasi gerekir. hafta basinda da estonya basbakani istifa etti partinin adi bir yolsuzluga karistigi icin.
devamını gör...
