81.
okulların onlayn eğitime geçmesiyle üzerimden kalkıp gitmiş şeydir.
neyi bu kadar kendime dert edinip de okula gidiyordum yeni yeni anlamaya başladım. sorun iş arkadaşlarımın salak olması ve benim de onlardan uzak durmak istememmiş.
neyi bu kadar kendime dert edinip de okula gidiyordum yeni yeni anlamaya başladım. sorun iş arkadaşlarımın salak olması ve benim de onlardan uzak durmak istememmiş.
devamını gör...
82.
bir süre uyumanın -ama iyi uyumanın- iyi geldiği hastalık. akşam 10-11 gibi uyuyarak kaliteli bir uyku çekebiliriz. peki bunu nasıl başarırız:
gün içinde kendimizi yorarak başlayabiliriz. akşam yemek sonrası yürüyüş iyi gelir.
anksiyetik hastalar için uyku müzikleri var, onlar da yardımcı olur.
yapmaktan hoşlandığımız işler için gece uyumadan önceyi değil, gündüz saatlerini seçmek müthiş işe yarar.
şunu unutmayın 'gece 12, gece yarısıdır', bu saatten sonra hiçbir şey yapmayın, bir şey düşünmeyin ve de sonra yapacağınız işleri planlamayın.
devamlı iç sesinizle mücadele ediyorsanız sakız çiğnemeyi deneyin. özellikle kitap okurken çok işe yarar.
kafanızdaki henüz gerçekleşmemiş kötü senaryolara takılıp çözüm aramakla kendinizi yıpratmayın. bu sonraki bir zamanın problemi.
derin nefes alıp yavaş yavaş verin.
bunu sadece siz yaşamıyorsunuz. arada bir herkese oluyor. sonra geçiyor. bunun farkında olun, fazla takılmayın.
gün içinde kendimizi yorarak başlayabiliriz. akşam yemek sonrası yürüyüş iyi gelir.
anksiyetik hastalar için uyku müzikleri var, onlar da yardımcı olur.
yapmaktan hoşlandığımız işler için gece uyumadan önceyi değil, gündüz saatlerini seçmek müthiş işe yarar.
şunu unutmayın 'gece 12, gece yarısıdır', bu saatten sonra hiçbir şey yapmayın, bir şey düşünmeyin ve de sonra yapacağınız işleri planlamayın.
devamlı iç sesinizle mücadele ediyorsanız sakız çiğnemeyi deneyin. özellikle kitap okurken çok işe yarar.
kafanızdaki henüz gerçekleşmemiş kötü senaryolara takılıp çözüm aramakla kendinizi yıpratmayın. bu sonraki bir zamanın problemi.
derin nefes alıp yavaş yavaş verin.
bunu sadece siz yaşamıyorsunuz. arada bir herkese oluyor. sonra geçiyor. bunun farkında olun, fazla takılmayın.
devamını gör...
83.
bir gece yarısı nefes alamama, kalp çarpıntısı şikayet ile üniversite okurken acile gidip ekg falan çektirmeme sebep olan rahatsızlık. bunun yüzünden en az 10 kere kardiyologa gittim diye bütün sonuçlarım temiz çıktı. sürekli doktora gitme isteği nedeniyle evdekiler kafayı yedi dalga geçiyorlar benimle neyse ki şuan bunu da atlattık.
devamını gör...
84.
aslında hafife alınmayacak kadar önemlidir. sizin tüm arkadaşlık ilişkilerinizi, okul hayatınızı hatta ilişkilerinizi etkiler. sandığınız gibi basit bir kaygı durumu değildir. insana hayatı zehir eder. sürekli tetikte olmak, sürekli olarak stresli, endişeli huzursuz olmak çok yorucudur çünkü. genelde kişinin çocukluk travmalarının büyüdükçe bilinçaltından dışarıya çıkması çabasıdır. psikolojik tedavi görülmezse çok daha ileriye gidip ciddi psikolojik sorunları ortaya çıkarabilir.
devamını gör...
85.
bu meret yiyip bitiriyor sanki beni. kalbimi kemiriyor, zihnimi ele geçiriyor. otobüs beklerken, duşta, yemek yerken, devlet dairesinde bir işim olduğunda veya derste... her an beni kontrol altına alıyor. başa çıkmanın binbir yolu var ama bazen ben de çaresiz kalabiliyorum. yoruldum.
devamını gör...
86.
bu dümene sahip bi insanla uzun bi süre yaşadım.
benden uzak durun, sakın yazmayın.
benden uzak durun, sakın yazmayın.
devamını gör...
87.
çağın hastalığı genelde bilgi fazlalığından oluşur. sürekli negatife odaklanma problemi de cabası
devamını gör...
88.
kalbin çıkacak gibi oluyoresa , ellerin terlemeye ve titremeye başlamışsa anksiyete krizi geçiriyorsunuzdur.
devamını gör...
89.
an itibariyle paldır küldür beynime giriş yaptı sağolsun. artık kaç gün misafir ederim bilmiyorum. bir süre uyku yok yine bana.
devamını gör...
90.
bunun şöyle bir olayi var. olaylar arasindaki bağlantı kurma olayini abarttiginda, yani beyin gereginden fazla zorlandiginda, artik o ic ses hic susmadiginda, yavas yavas gerceklikten kopmaya basladiginda antipsikotiği dayiyor doktor. cunku o beynin biraz sakinlesmesi ve fazla calismamasi lazim. anksiyete deyip gecmemek lazim, insani psikoza bile goturuyor.
devamını gör...
91.
şu an yaşadığım... zaten evde çalışmak hiç de kolay değil bir de ofistekilerin nazını terslemesini çekiyoruz. telefonu kapatınca hele arkamdan ne diyorlar diye düşünmüyor muyum, çıldırmak üzereyim ya böyle iş mi olur ? iş bulmam lazım!
tamamıyla anksiyete atağı cümleleri değil mi ?
tamamıyla anksiyete atağı cümleleri değil mi ?
devamını gör...
92.
bireyde kaygı durumunun normal olmaması durumudur.
'normal olmaması.' evet, çünkü kaygı normal bir tepkidir. bir şeyden ötürü endişelenmek, gelecek ile ilgili düşünerek kaygı duymak normaldir. tıpkı yangın esnasında çalan yangın alarmı gibi... dozunda...
anksiyete sahibi bireyde ise, normal olmayan, kaygının olması gereken dozundan çok, çok, çok, çok fazla olmasıdır.
anksiyete, şiddetli bir kaygı, şiddetli bir panik halidir.
"yeryüzünde bir anksiyete atağı kadar canınızı yakan çok az şey vardır. "
birey gün içerisinde sürekli devam eden bir endişe halindedir. sürekli devam eden korku söz konusu olduğundan, kaygı durumunu yönetebilmek çok ama çok zordur. işte bu sebeple anksiyete, bireyin günlük ihtiyaçlarını karşılayamamasına, günlük aktivitelerini yönetememesine, zihninde kilitli kaldığı o korku dolu kilitli odalardan çıkamamasına sebep olur.
zihninizde sürekli istemediğiniz düşüncelerin dolaştığını ve onları durduramadığınızı düşünün. o düşüncelerin zihninizi ele geçirdiğini düşünün. kaç insan buna dayanabilir?
bu düşünceler yaş fark etmeksizin, sürekli, sürekli ve sürekli sizi rahatsız etmeye devam eder: günün ilk kahvesini içerken, öğle yemeğinde, dinlenirken; kitap okurken; müzik dinlerken; sohbet ederken; her, ama her dakika; her saniye. panik içerisinde olan birey, bazen kaygı durumunun normal olmadığının farkında bile değildir. bazen ise farkında olduğu halde bu kaygıyı hafifletememenin verdiği korku ile zaten yüksek olan kaygısını daha da arttırır ve işleri içinden çıkılamayacak bir hale getirir.
anksiyete, bazen kendini bir dostta gösterir, bazen hayatı idame ettirmek için çabalarken bir iş yerinde, bazen bir trafik kazasında, bazen insanlar ile dolu sosyal bir ortamda, bazen denizde, bazen evinde, bazen sıradan bir insanın yüzünde, bazen ise tek bir gözünde...
anksiyete bazen bireyin hayat arkadaşı, eşi ile karşısına çıkar. kişi, en sevdiği kadın-ya da adam hakkında sürekli düşünce halindedir.
onu merak eder. zihninde düşünceler dolaşmaya başlamıştır artık. kötü bir şey olacağı hissine kapılır. elinde değildir tüm bunlar, engel olamaz. nefes alış verişleri hızlanmıştır. düşünceler sıklaştıkça kendini daha zayıf ve güçsüz hissetmeye başlar. hiçbir şeye odaklanamaz. düşüncelerden uzaklaşmakta zorlanmaktadır. kaygılarını kontrol etmekte güçlük çeker. başaramaz, onlardan kaçmaya çalışır. acı çeker, acı çeker, acı çeker... ağlar. elleri terler. ağlar. kalp ritmi artar, artar; ağlar. titremeye başlar, ağlar...
"yeryüzünde bir anksiyete atağı kadar canınızı yakan çok az şey vardır. "
sevgiye muhtaç insanları bulur anksiyete. 'dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.' cümlesindeki hassas kalplerdir anksiyeteliler.
neyse ki (bkz: benzodiazepin) vardır. gaba reseptörü üzerinde etki göstererek kişinin kaygı durumunu azaltırlar. mantıklı düşünmelerini sağlarlar.
doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.
"yeryüzünde bir anksiyete atağı kadar canınızı yakan çok az şey vardır. "
devamını gör...
93.
ölüm gibi bir şey ama kimse ölmüyor... keşke ölsek
devamını gör...
94.
insanı yoran hayattan tat almasını engelleyen bir durumdur. herşeyden endişe duyarsınız sınavı kaybetmekten , kötü bir hastalığa yakalanmaktan , dışarı çıktığınızda arkadanızdan gelen insanın size zarar vericek mi endişesinden , sevgiliniz varsa onun size seni seviyorum diyerek yalan söyleyip sizi acaba bu beni aldatıyor mu ? beni gerçekten seviyor mu ? düşüncesinden , gelecek kaygısından vs birçok nedeni vardır .
zor bir durum uyku düzeniniz bozulur geceleri uyuyamazsınız beslenme düzeniniz bozulur güçsüz kalırsınız . kafanızı dağıtmak istersiniz dışarda birşeyler yiyip içeyim dersiniz arkadaşlarımla sohbet edeyim derdimi anlatıyım dersiniz bi bakarsınız onlarda sizi anlamaz , düzgünce dinlemez, empati kurmaz, kendinize kızarsınız nasıl bunlarla arkadaş oldum dersiniz birde ordan sinir stress de üzerine eklenir . ailenize derdinizi anlatırsınız sizi aptal yerine koyar sorununuz ile ilgilenmez "neden böyle düşünüyorsun " derler ve seni yargılamaya başlarlar . empati kurmazlar. psikoloğa gidersiniz oda para peşindedir (ekmek derdi malüm ekonomik koşullar) seans git seans gel cebinizde paranız kalmaz , yarar sağlamaz sonuç alınmaz . en sonunda kendi başınıza kalırsınız yatağa başınızı koyup gözlerinizi kapatsanızda uyku tutmaz yıllarca böyle devam eder. korkular sizi yönlendirir.
zor bir durum uyku düzeniniz bozulur geceleri uyuyamazsınız beslenme düzeniniz bozulur güçsüz kalırsınız . kafanızı dağıtmak istersiniz dışarda birşeyler yiyip içeyim dersiniz arkadaşlarımla sohbet edeyim derdimi anlatıyım dersiniz bi bakarsınız onlarda sizi anlamaz , düzgünce dinlemez, empati kurmaz, kendinize kızarsınız nasıl bunlarla arkadaş oldum dersiniz birde ordan sinir stress de üzerine eklenir . ailenize derdinizi anlatırsınız sizi aptal yerine koyar sorununuz ile ilgilenmez "neden böyle düşünüyorsun " derler ve seni yargılamaya başlarlar . empati kurmazlar. psikoloğa gidersiniz oda para peşindedir (ekmek derdi malüm ekonomik koşullar) seans git seans gel cebinizde paranız kalmaz , yarar sağlamaz sonuç alınmaz . en sonunda kendi başınıza kalırsınız yatağa başınızı koyup gözlerinizi kapatsanızda uyku tutmaz yıllarca böyle devam eder. korkular sizi yönlendirir.
devamını gör...
95.
kaygının yavaştan iradeyi ele geçirme çabaları sonucu gelen o ortamı terk etme isteği içinde, bir de zaruri bir kalış söz konusuysa iyice sıvadınız demektir. o an hayat size çirkindir.
devamını gör...
96.
z kuşağı hastalığı.
devamını gör...
97.
paranoyaklığın kibarcası.
devamını gör...
98.
fransızca kökenli bir kelime olup, tüketilenin sonuna doğru yaklaştıkça değer kaybına uğradığının göstergesi olan, bir örnekle açıklamak gerekirse bir sepet dolusu elmanın daima sepette az sayıda kalmış elmadan daha değerli olduğunun bilincine varıldığında gelişen lüzumsuz düşünce çoğalması hastalığı.
devamını gör...
99.
kişilerin spesifik olarak bir olay, durum, yer, kişi, objeyle ilgili hissettiği endişe ve korku durumu olarak tanımlanabilir. kaygı, belirli ölçüde her insanın hissettiği bir duygu olmakla birlikte kişiyi harekete geçirme noktasında olumlu etkilere sahip bir duygudur. ancak kişinin işlevsel düzeyde hayatına etki etmesi, şiddeti, süresi arttıkça bir rahatsızlık halini almaktadır. tarihsel süreçlere bakıldığında insanoğlu yaşam süreci içinde bir rutin ve belirli olma durumu beklentisi içinde hayatını sürüdürmüştür. belirli olmayan olaylar ve durumlar temelde kişinin hayatta kalma içgüdüsüne etkide bulunduğundan var olan durumla baş etme becerisi geliştiremeyenler yoğun endişe ve korkular geliştirmeye başlamışlardır. gerçekleştirilecek eylem veya karşılaşılacak durumun sonuçlarının kişi için belirli olmayışı psikolojik olarak yanlış inanışlar geliştirmesine neden olmaktadır. içsel olarak hissedilen yetersizlik duygusu veya maruz kalınacak durum sonrası karşılaşılacağı düşünülen olumsuz tepkiler kişinin pasifivize olmasına ve bundan kaçınmasına yol açmaktadır. kaçınma davranışı arttıkça duygulara ve düşüncelere somatik düzeyde bedensel yakınmalar da şiddetlenerek eşlik etmektedir. yoğun bir kaygı içinde değilseniz süreçle baş edebilme adına yüzleşme aşma noktasında önemli bir yere sahiptir. yüzleşme sürecinde kişinin kademeli olarak durumla karşı karşıya kalması ve kendisini zorlamayacak düzeyde hareket etmesi ilerleme açısından olumlu bir etkiye sahip olacaktır. nefes egzersizleri, meditasyon, yanlış olan ve pekiştirilen inanışların yeni durumlarla değiştirilmesi, alternatif işlevsel düşüncelerin tespiti gibi yollar da olumlu etki oluşturabilmektedir. yoğun bir kaygı bozukluğu yaşıyorsanız uzman desteğiyle psikoterapi sürecine girmeniz önerilir. somatik etkiler çok sık yaşanıyor ve hayat kalitenizi fazlasıyla düşürüyorsa ilaç destekli psikoterapi de dikkate almanız önerilir.
devamını gör...
100.
evvelâ søren kierkegaard tarafından 1844 tarihli kaygı kavramı isimli eserinde detaylıca ele alınmıştır. korkudan farkı, herhangi bir reel durumdan değil zihinsel bir soyutlamadan kaynaklanıyor olmasıdır. sigmund freud, viktor frankl gibi ünlü analistler tarafından genişletilerek, felsefenin dışına çıkartılmış ve psikolojinin içerisine sokulmuştur.
semptomatiktir. haliyle sıkça karıştırıldığı anksiyete bozukluğu ile arasında dağlar kadar fark vardır.
semptomatiktir. haliyle sıkça karıştırıldığı anksiyete bozukluğu ile arasında dağlar kadar fark vardır.
devamını gör...