babam hayatta çok şükür. beni çok yorduğu içimde bu neden böyle dediğim çok an oldu. belki de pek sağlıklı bir iletişim kurmayı beceremedi çocuklarıyla. o da bir nevi çocuktu, hayat mücadelesi, şartlar öyle gerekti belki de. arada kızar, küseriz birbirimize ne de olsa ona çekmişim. yine de iyiki hayattasın baba, varlığın bile yeter benim için. başıma bir şey gelse en çok sen üzülür, ilk sen koşarsın, elinde avucunda ne varsa önüme koyarsın biliyorum.
devamını gör...
başınıza geldiği andan sonra eski hayatınız sona eriyor yerini yeni, öngörülemez ve karanlık sokaklarda dolu karamsar bir yol alıyor.
eksiden olduğunuz kişi ile dönüştüğünüz kişi arasında dev bir uçurum olduğunu görürsünüz
devamını gör...
efsane bir hayat yaşadı, insan hukukuna riayet edip evlatları* borçsuz harçsız mezara defnettiler daha ne olsun? bir gün hepimizin sırası gelecek ölmek için doğuyoruz ne de olsa. allahım güzrl ölümler nasip eyle.

çocuk yaşta babası vefat etmiş olanlara allah kolaylık versin, zordur.
devamını gör...
yaşaması ölmesinden daha korkunç. onun ölmesi bu dünyada başıma gelecek en güzel şey. bazı insanlar ölümü hak etmek zorunda.
devamını gör...
beni mahvedecek biliyorum çünkü ne yaparsa yapsın ondan nefret edemiyorum. yediğim en büyük kazıkları ondan yedim ama hala küçük kız çocuğu olarak beni seveceği günü bekleyecek kadar enayiyim. en azından o günü görene kadar ölmesin. yaptığı hatayı anlayana kadar hayatta kalsın.
devamını gör...
benim bi kez öldü yaslanarak dağ kalmadı ben o gün büyüdüm.
devamını gör...
sol yanımı toprağa gömdüm, hiç ağlamadım istemezdi çünkü. gerçi sonra çok acı çıktı acısı. ölmediğini iddia ettim, kabul etmedim, bildiğiniz delirdim. aşk oydu çünkü. arkadaşım, kankam, sevdiğim adam, herşeyimdi. kimse onun gibi sevemedi.
devamını gör...
cuma sabahıydı,
konuşamayınca, doktora nefes alamıyorum işareti yaptı, elimi ellerinin içine aldı, sevdi hep yaptığı gibi,
yoğun bakıma taşıdılar.
yoğun bakımın önünde tepesinde dikilen doktor ve hemşirelerin arasından görmeye çalıştım,
doktor bir sürü soru sordu, cevapladım, konuştu, konuştu, elime bir poşet tutuşturdular eşyaları var diye, açamadım.
pazartesi görebilirsin dediler.
eve götürdüler beni.
hastaneden aradılar, biraz kendine gelmiş, bana mutlu yıllar dileyemediği için üzülmüş, hemşireye aratmış.
uyudum. tam iki gün uyudum.
pazartesi gecesi tam 03.30 da aradı doktor, kötü bir haber vermek için dedi.
gidip salona oturdum. sabah nasıl oldu anlamadım.
hastaneye gittim, morga. bakma dediler, babamı götürmeyin diye bağırmak istedim, sesim çıkmadı. annem konuştu yerime bırakın vedalaşsın babasıyla dedi.
elime eşyaları diye bir poşet daha verdiler. üç kutu ilacı çıktı içinden.
abime söyleyemedim.
cenaze yarın olsun dedim, bekletmeyin dediler, yarın olacak ben abime söyleyemedim ki dedim. konuştular, dinlemedim.
yine uyudum.
yaşarken, hastayken yanına uğramayan insanlar tabutunun başından ayrılmadı, ben yabancı gibi kenarda durdum.
elime içi su dolu 1.5 l vernel şişesini verip su dök babanın mezarına dediler.
bitti.
devamını gör...
hala doğru dürüst ağlayamadım. bir ara ağlayacam. gelecek ay 1. senei devriyesi.
devamını gör...
alışılır ama unutulmaz.
devamını gör...
kuzenimin babası vefat ettiğinde beni çok etkileyen bir cümlesi olmuştu:
'gölgesi bile yetiyordu'.
devamını gör...
hayatta en büyük korkularımdan. kaç yaşıma geldim ama bu fikre hiç hazır değilim. başımdan eksik olmasınlar uzun yıllar sağlıkla… anacığı babacığı vefat edenlerin de hepsi yerinde dinlensin…
devamını gör...
sesini, merhametini, iyiliğini özlediğiniz insanın ölmesidir. adını anmaya, bahsetmeye korkarsınız.

asla eskisi gibi olamazsınız. insanları derdinizle boğan, her sıkıntınızı ulu orta saçan bir insan değilseniz, yalnız kaldığınız zamanlarda yaşarsınız acınızı. iki kadeh içersiniz, babanızın hayaliyle berabersinizdir; "özledim seni, neden bırakıp gittin bizi ulu orta? daha paylaşacak bir sürü sevincimiz vardı. edilecek sitemlerimiz vardı. gölgene sığınıp yaşamın zulmünde soluklanamıyorum. iyi bir şey olduğunda elim telefona gidiyor, sesini duyasım geliyor." dersiniz.

öyle böyle bir şey değildir. bambaşka bir insan olursunuz. baba nedir biliyor musunuz? zayıf hissedebilme lüksünüzdür. düştüğünüzde kaldırılacağınızı bilmektir. o gittiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmaz. bir anda baba olmak zorunda kalırsınız. sonra da baba olmanın ne kadar büyük bir yük olduğunu anlarsınız. biz baba değiliz, biz o yürekliliğe sahip değiliz. ne zaman annem yuva kurmamı isteyip "allah sana hayırlı bir eş nasip etsin" dediğinde aklıma gelir bu. bizde o güç yok, bizde o cesaret yok. bir baba olmanın kapsayıcılığı, sevdiklerini himayen altına alma gücü, bir ömrü onlara vakfetme feraseti yok bizde. insan gittiğinde anlıyor; arkasında nasıl bir güç varmış, ne kadar sessiz sedasız toplanıyormuş ortalık, etrafı sevgiyle, merhametle nasıl kuşatılıyormuş, hepsini çok iyi anlıyor.

ben yıllardır ailemden uzak yaşıyorum. herkesin bir derdi vardır; uzar kısalır, büyür küçülür ama hep vardır ve gün gün, ay ay ağartır saçlarını. derdi ailesi olan insanın imtihanı büyüktür. sevdiklerine zaman ayırır, onlara yardımcı olur, iyilikle, sevgiyle doldurur her yanını ama içindeki ukteden, hüzünden, pişmanlıktan kurtulamaz. güzel bir yemek yer, güzel bir akşam geçirir. gecesinde ailesinin çektiği ızdırap aklına gelir, pişmanlıkla yoğrulur ruhu, hüzne bulanır. güzel bir yemek yer, kendisi böyle güzel bir yemek yerken sevdikleri ne durumdadır? ağızlarının tadı var mıdır? diye düşünür. yemeğin ortasında kaçar bütün keyfi.

üç koca yıl oldu. öyle değiştim, öyle bambaşka bir insan oldum ki ne anlatabilirim ne anlayabilirsiniz. baba, çok önemli biridir. önemli adamdır, sağlam adamdır. değerini bilin.
devamını gör...
14 yıl olmuş. az önce "hissedilen en büyük fiziksel acı" başlığını görünce aklıma sadece bu geldi.
devamını gör...
cehennemdir. yangındır. fırtınadır, borandır. bir şekilde rabbim sabrını verir. içinizdeki sızıyla yaşar ve kabule geçersiniz. babanızın size verdikleri ve kattıkları için rabbinize şükredersiniz. aklınıza her düştüğünde en kalpten dualarınızın adresi o olur.
devamını gör...
“herkese selam, sana hasret.”
devamını gör...
büyük yıkım olur benim için.
çocukluğumdan beri yılda birkaç defa durduk yere babamın öldüğünü düşünür ağlarım. engel olamıyorum buna. hatta bugün de oldu. ağlarken, bu psikopatlığı yapan tek ben miyim acaba dedim. bilmem tek miyim?
keşke sevdilerimizin, bilhassa anne babamızın ölümünü hiç yaşamasak.
devamını gör...
her ölüm acıdır. genç ölümleri daha da acıdır.
devamını gör...
ona karşı bütün kızgınlığımı, hıncımı, kinimi bir kenara itip beni tabutunun başında zırıl zırıl ağlatan durum. galiba ona olan bütün hırsım onunla hiçbir şey yapamamaktandı. artık istesem de yapamayacağım.
devamını gör...
"baban da kaybetmişti babasını ve o da kendi babasını...."
merhum danimarka kralı cladius'un hamlet'e söylediği söz.

aile bağları güçlü insanlar için, çok çok zordur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"babanın ölmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim