161.
bulutların üzerinde yatan koni şeklinde şapkası olan taştan insan. mükemmel değil mi???
devamını gör...
162.
annemin sürekli "allah yukarıda" diye tasvir etmesinden dolayı mahalledeki elektrik direklerini allah sanardım. şimdi mahalledeki en yüksek şey elektrik direği mi diyeceksiniz? evet. o zamanlar kentsel dönüşüm yok her yer tek kat müstakil ev. bazen düşünüyorum "şuan çocuk olsaydım neye benzetirdim?" diye. apartman olurdu muhtemelen. işte tam burda tevhid sallantıya giriyor. "hangisi allah?" "bunların hepsi allah mı?"...
devamını gör...
163.
evimizin 50 metre yukarısında tam dağ tepesinde çizgi filmlerdeki şatolara benzeyen, terk edilmiş fransız konağı vardı. kafamdaki allah figürü devasa olduğu için ben o evi allah sanıp korkardım. o tarafa hiç bakmaz, yaklaşırsam koşa koşa uzaklaşırdım. yaşım biraz büyüyünce camiye gitmeye başladım, meğerse cami bu yapının hemen arkasındaymış. korkum geçti o evin allah olmadığını anladım.
devamını gör...
164.
küçükken fazla samanyolu dizilerine maaruz kaldığımdan orda tasvir edilen; aksakallı beyaz elbiseli elinde kitap tutanı allah sanardım.
devamını gör...
165.
öncelikle (allah'ım affet)!!
cartoonda bir çizgi film vardı eskiden samuraylı bişey. orda samuraydan daha büyük bir canavar gibi bişey vardı büyük olduğu için öyle bişey olduğunu hayal etmiştim :((
cartoonda bir çizgi film vardı eskiden samuraylı bişey. orda samuraydan daha büyük bir canavar gibi bişey vardı büyük olduğu için öyle bişey olduğunu hayal etmiştim :((
devamını gör...
166.
kimse kusura bakmasın ama ben bizim kapıcıyı tanrı sanıyordum. hala da aynı fikirdeyim.
devamını gör...
167.
beyaz sakallı bir ihtiyardı. meğer o zeus/ jüpiter miş. grekoromen bir tanrı anlayışım varmış.
şimdi tanrıya bir şey söylemek istediğimde herhangi bir figür düşünme ihtiyacı hissetmiyorum. sanırım benim tanrım artık sadece konuşma ihtiyacı hissettiğim ama cevap beklemediğim bir varlık.
şimdi tanrıya bir şey söylemek istediğimde herhangi bir figür düşünme ihtiyacı hissetmiyorum. sanırım benim tanrım artık sadece konuşma ihtiyacı hissettiğim ama cevap beklemediğim bir varlık.
devamını gör...
168.
ben bulutların üstünde bağdaş kurup hepimizi izleyen oldukça uzun boylu ama genç ve turuncu tulumlu bir adam olduğunu sanıyordum.
devamını gör...
169.
(bkz: allah baba) benim için gögüsten aşağısı yok bulutların içinden ellerini açıp gülümseyen biraz uzun saçlı bir dedeydi.
devamını gör...
170.
aynı bir nasreddin hoca.
devamını gör...
171.
görünmeyen kocaman yaratıcı denirdi önceden. bende daha çok bulutlar eli yüzü olmayan şeffaf bir şey diye hayal ederdim. çok daha fazlasıymış muhakkak her şeyden daha daha büyük ve artık hayal edilebilir değil.
devamını gör...
172.
pamuk şekere benzeyen bir bulut. tatlı, puf puf bi şey olmasını bekliyordum tanrının. büyüdükçe tanrı acaba bir varlık olmayabilir mi diye düşünmeye başladım. çocukken ne kadar masum olunabilirin bir kanıtı resmen.
devamını gör...
173.
devamını gör...
174.
ay dede şekli. yani böyle ay'a kaş göz çizin, sakalsız noel babaya benzesin. işte ay dedemiz hazır.
devamını gör...
175.
nasreddin hocayla noel baba arası bir şey sanırdım.
devamını gör...
176.
bulut. böyle gülümseyen, pamuk gibi bir bulut. neden bilmiyorum ama tanrının hep yukarılardan bizi izlediğini düşündüğümden olsa gerek.
devamını gör...
177.
her taraf çok siyah, beyaz bir el emreder şekilde işaret parmağını bana doğrultmuş, yüzü gölgeden görünmüyor. küçükken hep bu şekilde kafamda canlandırırdım. şimdi canlanmıyor bile...
devamını gör...
178.
herhangi bir cismi olmayan parlak bir ışık şeklinde hayal ettim hep. büyük ve parlak bir ışık. o kadar parlak ki bakamıyorsun.
devamını gör...
179.
atatürk'ü tanrı olarak hayal ediyordum. e çünkü neden olmasın. en çok tanrılaştırdığımız şey oydu. bir de ben milli bayramlarda falan ağlayan bir çocuktum, stadyumda şiir okuturlardı bana. atatürk, çanakkale, on kasım falan denilince ben muslukları hemen açardım. evlerden ırak ya, çocuğum olursa falan böyle yetiştirmek en son yapacağım şey kesinlikle. tarihini falan bilsin de bu resmen beyin yıkamak işkence etmek a dostlar.
devamını gör...
180.
ben küçükken tanrıyı böyle beyaz büyük bir ışık gibi hayal ediyordum. işin garibi tanrı bizi izliyor dendiği için aklımda sanki tanrının büsbüyük bir odası varmış ve hep böyle yan yana kameralardan bizi izliyormuş gibi canlanırdı. bir tane koltuğu olurdu böyle tekerlekli, milyonlarca kameradan bizi izlerdi benim hayalimde. şu an her aklıma geldikçe aynı görüntü canlanıyor gözümde ve her seferinde komik geliyor.
devamını gör...