301.
hayat bazen çok merhametli bazen çok acımasız.
mesela başıma 4 şiddetinde bir olay geliyor çevremdeki çoğu insan sarıp sarmalıyor arayıp soruyor iyi davranıyor ama bazen de başıma 9 şiddetinde gerçekten kötü bir olay geliyor işte asıl o zaman insanların desteğine ihtiyaç duyduğumda yanımda kimse olmuyor, kimse sormuyor, endişe duymuyor.
bu metafizikle kafayı bozanların bazı sözleri doğru sanırım. 4 şiddetinde olan şey benim için önemli değil, rahatım ama ilgi görüyorum. 9 şiddetinde olan şey ise çok önemli ve gerçekten sıkıntı veriyor ama kimse el vermiyor. enerji sıkışıyor galiba. enerjisel durumlara geliyoruz.
mesela bi yazı yazıyorum tamamen öylesine, can sıkıntısını gidermek için bakıyorum ilgi görüyor veya mesaj atılıyor ama bazen de gerçekten güzel yazdığıma inandığım bir yazı oluyor bakıyorum 0 ilgi görmüş.
sosyal ortamlarda hoşlandığımız kişiye çekici görünmek için kadın olsun erkek olsun elimizi yüzümüzü düzeltip kılık kıyafetimize olabildiğince dikkat ediyoruz patt o gün o kişi uğramıyor bile ama ne zaman dümdüz sıradan bir halimizde olalım veya hasta olduğumuz bir gün olsun o kişiyle sık sık karşılaşıyoruz.
birinde karşılaşmayı çok isterken birinde hiç istemiyoruz ama hep zıttı oluyor.
bu enerjisel şeylerden kurtulmamız gerek anlaşılan.
mesela başıma 4 şiddetinde bir olay geliyor çevremdeki çoğu insan sarıp sarmalıyor arayıp soruyor iyi davranıyor ama bazen de başıma 9 şiddetinde gerçekten kötü bir olay geliyor işte asıl o zaman insanların desteğine ihtiyaç duyduğumda yanımda kimse olmuyor, kimse sormuyor, endişe duymuyor.
bu metafizikle kafayı bozanların bazı sözleri doğru sanırım. 4 şiddetinde olan şey benim için önemli değil, rahatım ama ilgi görüyorum. 9 şiddetinde olan şey ise çok önemli ve gerçekten sıkıntı veriyor ama kimse el vermiyor. enerji sıkışıyor galiba. enerjisel durumlara geliyoruz.
mesela bi yazı yazıyorum tamamen öylesine, can sıkıntısını gidermek için bakıyorum ilgi görüyor veya mesaj atılıyor ama bazen de gerçekten güzel yazdığıma inandığım bir yazı oluyor bakıyorum 0 ilgi görmüş.
sosyal ortamlarda hoşlandığımız kişiye çekici görünmek için kadın olsun erkek olsun elimizi yüzümüzü düzeltip kılık kıyafetimize olabildiğince dikkat ediyoruz patt o gün o kişi uğramıyor bile ama ne zaman dümdüz sıradan bir halimizde olalım veya hasta olduğumuz bir gün olsun o kişiyle sık sık karşılaşıyoruz.
birinde karşılaşmayı çok isterken birinde hiç istemiyoruz ama hep zıttı oluyor.
bu enerjisel şeylerden kurtulmamız gerek anlaşılan.
devamını gör...
302.
hayat bir yolculuk ve ben en kötü duraktayım.
devamını gör...
303.
kendisini bulamamak icin varolanin anlamini aramak beyhude bir ugras. sonucta anlamlari kendin veriyorsun. o yuzden de kurcalayip kurcalayip kendine cikiyorsun her seferinde.
inanmak, kurmak, kurduguna inanmak... ve bazen bazi kurduklarina rastlamak isim babasi oldugu bir sarkida.
tanri gibi yaptigini unutmak, oyuncagini kaybetmis cocuk agliyor. yoklugundan cok, bir daha bulamama korkusu. bir sansin daha var...
deprem. yurdisindayim. televizyondaki goruntuleri gorunce gozlerim doluyor. kendimden cok sevdiklerime zarar gelmis olabilecegi korkusu. 8 saat boyunca telefonun tekrar ara tusuna bastim. "ve hayat herkes evindeyken dur dedi artik" "ve hayat ki canina tak etmisti dur dedi artik" yine bir sansin daha var, bu son olamaz, her sey onunde kayip gidiyor, her sey onunde kayip gitmeye devam ediyor... aci da, korkuda, sevgi de , nefret de bu hayatin anlamlarindan.
bir bakiyorsun bir ışık bu anlam, bir bakiyorsun once mor olmus, sonra turuncu.
yine bir sansin daha var... farkli bir seyler yapmaya calisarak aramaca. kendi karanliginda cigliklar atmak ya da aydınlık isiklarda oynayan bir aktor olduguna kurmak kendini.
yaptiklarinin farkliligini anlamayanlarla sarildigini hissettiginde yalnizlik sacmaligi, cunku o da bir kurmaca.
bir daha inanmak. kurduguna inanmak. kosmak, kosmak, zamanin gerisinde kalmamaya cabalamak. bunlar sadece turuncudan pembeye gecme cabasi.
"farkli yuzler, bazen yaninda, bazen arkanda" .
mantigi duygusallastirmak ya da duygusalligi mantiklastirmak. olmak ya da olmamak. tekrar ikiye donus. bir. dogum. iki. birliktelik. bir. olum. iki. ask. bir. ayrilik. tekrar ikiye donus. bir.
her sey devam eder, daha nereye kadar gider bilinmez.
"dunya yikilsa anlamaz miyiz?"
kirik duslerimiz renkli kapli defterlerimizde, 'yalniz sarki' icine islemis ruhlarimizda?
bana anlarmisiz gibi geliyor.
bir sansin daha var... hayat ilerledigi muddetce iyi ve kotu gunler yasama islemi surdurulmeli..
tum bunlari neresinden mi anliyorum 'hayat' in?
her seye inat keyif de veren melodisine dikkat ettiniz mi?
2003-paris
inanmak, kurmak, kurduguna inanmak... ve bazen bazi kurduklarina rastlamak isim babasi oldugu bir sarkida.
tanri gibi yaptigini unutmak, oyuncagini kaybetmis cocuk agliyor. yoklugundan cok, bir daha bulamama korkusu. bir sansin daha var...
deprem. yurdisindayim. televizyondaki goruntuleri gorunce gozlerim doluyor. kendimden cok sevdiklerime zarar gelmis olabilecegi korkusu. 8 saat boyunca telefonun tekrar ara tusuna bastim. "ve hayat herkes evindeyken dur dedi artik" "ve hayat ki canina tak etmisti dur dedi artik" yine bir sansin daha var, bu son olamaz, her sey onunde kayip gidiyor, her sey onunde kayip gitmeye devam ediyor... aci da, korkuda, sevgi de , nefret de bu hayatin anlamlarindan.
bir bakiyorsun bir ışık bu anlam, bir bakiyorsun once mor olmus, sonra turuncu.
yine bir sansin daha var... farkli bir seyler yapmaya calisarak aramaca. kendi karanliginda cigliklar atmak ya da aydınlık isiklarda oynayan bir aktor olduguna kurmak kendini.
yaptiklarinin farkliligini anlamayanlarla sarildigini hissettiginde yalnizlik sacmaligi, cunku o da bir kurmaca.
bir daha inanmak. kurduguna inanmak. kosmak, kosmak, zamanin gerisinde kalmamaya cabalamak. bunlar sadece turuncudan pembeye gecme cabasi.
"farkli yuzler, bazen yaninda, bazen arkanda" .
mantigi duygusallastirmak ya da duygusalligi mantiklastirmak. olmak ya da olmamak. tekrar ikiye donus. bir. dogum. iki. birliktelik. bir. olum. iki. ask. bir. ayrilik. tekrar ikiye donus. bir.
her sey devam eder, daha nereye kadar gider bilinmez.
"dunya yikilsa anlamaz miyiz?"
kirik duslerimiz renkli kapli defterlerimizde, 'yalniz sarki' icine islemis ruhlarimizda?
bana anlarmisiz gibi geliyor.
bir sansin daha var... hayat ilerledigi muddetce iyi ve kotu gunler yasama islemi surdurulmeli..
tum bunlari neresinden mi anliyorum 'hayat' in?
her seye inat keyif de veren melodisine dikkat ettiniz mi?
2003-paris
devamını gör...
304.
zaman kadar karmaşık bir kavram olarak, bütün bir evren ve ondaki her şeye yakıştırıp kullandığımız bir tanım.. (ilginç olan da şu ki: herkes kendindeki parçanın o olduğunu sanıyor.)
devamını gör...
305.
ölüm... evet.
devamını gör...
306.
bazen tek bir netflix hesabıyla beş kişi izliyormuş gibi düşük kaliteli hissettirebiliyor. ama yine de, bir sonraki bölümü izlemekten vazgeçmiyoruz.
(bkz: yaşama içgüdüsü)
(bkz: yaşama içgüdüsü)
devamını gör...
307.
kisadir. evet.
devamını gör...
308.
yetişkin olunca başka bir şeye dönüşen olgu. çoğu zaman anlamsız gelen bu karmaşa içinde kaybolmamak ne mümkün.
devamını gör...
309.
geçici değerler ile kalıcı değerler arasında geçen bir mücadeledir. seçimlerimiz genellikle maddeseldir. maddeyi ön plana koyarsanız, ilahınız da madde olur. hazineniz neredeyse, yüreğiniz de oradadır.
yaşarken hangi değerler için yaşıyoruz? hedefimizde ne var? geçici değerler için mi kalıcı değerler için mi? tartılacağımız terazi, maddesel zenginlik değil. yüreğimiz. ruhumuz. rab cebimizdekine göre değil yüreğimizdekine göre bizi tartacak.
yaşarken hangi değerler için yaşıyoruz? hedefimizde ne var? geçici değerler için mi kalıcı değerler için mi? tartılacağımız terazi, maddesel zenginlik değil. yüreğimiz. ruhumuz. rab cebimizdekine göre değil yüreğimizdekine göre bizi tartacak.
devamını gör...
310.
maraton değil, yetmez, engelli maraton.
bir meşale.
bir meşale.
devamını gör...
311.
zehirli baldir. evet.
devamını gör...
312.
gerçekten çok garip. dün havalarda uçan bir arkadaşım bugün hiçbir şey yokken yapılanlar yüzünden yerde sürünüyor. bana da az i.nelik yapmıyor da konumuz bu değil...
devamını gör...
313.
çok güzel mahvettim tebrik ederim kendimi. her şey adına ancak bu kadar yanlış karar verilirdi gerçekten.
devamını gör...
314.
yaşamak ve ölmek aslında çok doğal bir temele dayanır. bu bilimsel temel kural entropidir.
" yaşam " ve " ölüm " arasındaki çizgiyi belirleyen şey , düzensizlik veya düzenlilik seviyesidir.
yani yaşamak düzenli moleküllerin birikimi , ölüm ise bu moleküllerin düzensiz hallerinden ibaret.
canlı organizmalar , termodinamiğin ikinci yasası’nın uygulamasını düzenli olarak ertelerler. bu süreç vücuttaki entropi seviyesini düşürüp , çevremizin entropi seviyesini artırarak gerçekleşir. canlılar yaşam ortamlarından enerji alırlar. bu enerjiyi vücut fonksiyonlarını gerçekleştirmede kullanır ve " harcanmış " entropiyi ortama geri salırlar.
sonuç olarak " hayat " olgusunu abartmamak gerekir. carl sagan'ın dediği gibi " hepimiz yıldız tozuyuz. "
enerji dönüşümlerinin sonucu olarak hayata geldik. enerjimiz bittiği gün , hiç doğmamış gibi olacağız...
" yaşam " ve " ölüm " arasındaki çizgiyi belirleyen şey , düzensizlik veya düzenlilik seviyesidir.
yani yaşamak düzenli moleküllerin birikimi , ölüm ise bu moleküllerin düzensiz hallerinden ibaret.
canlı organizmalar , termodinamiğin ikinci yasası’nın uygulamasını düzenli olarak ertelerler. bu süreç vücuttaki entropi seviyesini düşürüp , çevremizin entropi seviyesini artırarak gerçekleşir. canlılar yaşam ortamlarından enerji alırlar. bu enerjiyi vücut fonksiyonlarını gerçekleştirmede kullanır ve " harcanmış " entropiyi ortama geri salırlar.
sonuç olarak " hayat " olgusunu abartmamak gerekir. carl sagan'ın dediği gibi " hepimiz yıldız tozuyuz. "
enerji dönüşümlerinin sonucu olarak hayata geldik. enerjimiz bittiği gün , hiç doğmamış gibi olacağız...
devamını gör...
315.
hayatımı yazsam bir şiir bile etmez.
böyle bir hayatı yüz kere yaşasam yetmez;
doyurmaz bile.
hiçbir ezan ismimi duyurmaz bile.
böyle bir hayatı yüz kere yaşasam yetmez;
doyurmaz bile.
hiçbir ezan ismimi duyurmaz bile.
devamını gör...
316.
hayat ve hadiseler gerçekten gariptir ve beklenmeyenler çok zaman beklenenlerin üzerinde taht kurarlar.
devamını gör...
317.
hayattaki en pahalı dersleri en ucuz insanlardan alırsın iyi öğretir hayat ve zaman ikilisi
devamını gör...
318.
hayat seni yere serer, burnunu yere sürter ki alçakgönüllü olmayı öğrenesin.
sonra seni yalnız bırakır, bırakır ki o yalnızlıkla seni şekillendirsin.
ve ne zaman hazır olursan her şeyi sana 10 katıyla geri iade eder.
böylece her şeyin tesadüf eseri olmadığını anlarsın, sürece güven direnç göstermen sana hiçbir fayda sağlamayacak aksine daha da beterini üzerine getirecektir.
edit: alıntıdır.
sonra seni yalnız bırakır, bırakır ki o yalnızlıkla seni şekillendirsin.
ve ne zaman hazır olursan her şeyi sana 10 katıyla geri iade eder.
böylece her şeyin tesadüf eseri olmadığını anlarsın, sürece güven direnç göstermen sana hiçbir fayda sağlamayacak aksine daha da beterini üzerine getirecektir.
edit: alıntıdır.
devamını gör...
319.
karşına çıkardığı tüm zorluklar egonu ve kibrini yenmen içindir.
devamını gör...
320.
bitti
kiz kankilerim favlasin diye boyle zattiri zort bi entry girdim. normalde yapmam bilirsiniz
kiz kankilerim favlasin diye boyle zattiri zort bi entry girdim. normalde yapmam bilirsiniz
devamını gör...