hayata dair iç burkan detaylar
başlık "villa rabidus" tarafından 03.12.2020 14:50 tarihinde açılmıştır.
121.
bir an için check list sandım. insan burkulabilen bir canlı, hoşuma gitmiyor bu durum. ama uzaklaştıkça bu durumdan bir şeyler yaşadım diye de düşünüyor.
insan psikopat ve burkulabilen bir canlı.
insan psikopat ve burkulabilen bir canlı.
devamını gör...
122.
bir gün herkes değişir, anlamak zor gelir...
teoman..
teoman..
devamını gör...
123.
“türkiye cumhuriyeti'nin en büyük banknotu 1 kilo kıyma alamıyor!”
başkanlık gelince nasıl da şahlandı güzel ülkem.
başkanlık gelince nasıl da şahlandı güzel ülkem.
devamını gör...
124.
akp neredeyse çeyrek asırdır bu ülkeyi yönetiyor
devamını gör...
125.
eski oturduğum sitede en alt komşum olan bir çift vardı. kadın pek bir cadı görünümlü, adam da dünya tatlısı ve uysal bir tipti. sürekli herifin başının etini yiyen, şikayet eden, bağırıp çağıran bir kadın tipi. adama üzülürdüm onları görünce. merdivenden çıkarken kapılarının yanından geçtiğimde hep kadının bağırmalarını, beddua ve küfürlerini duyardım. adam ise çıtı çıkmayan biri. bu ikisi nasıl bir araya gelmişti acaba; muhtemelen kadının güzelliğine vurulup aşık olmuştu... güler yüzlü, her daim elinde poşetlerle eve gelen, eşini ve çocuğunu mutlu etmeye çabalayan biri olduğunu düşünürdüm. kadınsa buna rağmen hep şikayetçi, suratsız, mendebur ve ruhsuzdu. bir yıl kadar sonra adam trafik kazası geçirmiş ve belden aşağısı tutmaz olmuştu. lanet eşi adama boşanma davası açmış ve çocukla beraber evden ayrılmış. üstelik en çok desteğe ihtiyaç duyduğu böyle bir dönemde!
bu tarz hikayelerle karşılaşınca insan diyecek bir şey bulamıyor. böyle hayatın da, şansın da, insanlığın da…
bu tarz hikayelerle karşılaşınca insan diyecek bir şey bulamıyor. böyle hayatın da, şansın da, insanlığın da…
devamını gör...
126.
zenginsin ama mutlusun sanıyorlar.
devamını gör...
127.
rehbere giriyorum aramak için ama çalmıyor zaten çalsa bile açamaz uzun bir süredir. konuşmak için ölmem gereken insanların acısıyla sınanıyorum. o olsaydı böyle olmazdı demek o kadar zor ki.
devamını gör...
128.
otuz yıl evvel neredeyse bütün sülalesini kendilerine ait yedi odalı büyük evlerinde toplayıp kalabalık, huzurlu ve neşeli bayram günleri yaşatan ihtiyarların bugün bir başlarına herkesten uzak ve sessiz bir bayram geçirmesi. köy evinde kahvaltılarını yaparlarken balkonda mezarlığı izleyip ölümlerini beklediklerini söylemeleri...
insanlar yaşlanıyor, kendi küçük ailelerini büyüttükçe sülaleler yavaşça parçalanıyor ve birbirlerinden giderek kopmaya başlıyor. geriye kalan da birkaç dakikalık telefon trafiği ve fotokopi usulü kalıplaşmış soğuk bayram mesajları.
bayram günlerinin insanı çocukluk zamanlarındaki gibi mutlu etmemesi ne acı.
insanlar yaşlanıyor, kendi küçük ailelerini büyüttükçe sülaleler yavaşça parçalanıyor ve birbirlerinden giderek kopmaya başlıyor. geriye kalan da birkaç dakikalık telefon trafiği ve fotokopi usulü kalıplaşmış soğuk bayram mesajları.
bayram günlerinin insanı çocukluk zamanlarındaki gibi mutlu etmemesi ne acı.
devamını gör...
129.
yaşamlarımızı çekilmez hale getiren şeyler. detay olarak kaldıkları sürece bize çok olacaklardır ve bu da yaşamı çekilmez yapar.
burada, şöyle bir nokta var : içi, sadece, detay olarak gördüğü şeye burkulacak kadar gönlü zengin olan insanlar fakirler gibi zorluk çekmeyecektir yaşamlarında, kolay atlatırlar.. fakirler, siyasi parti, dernek vs. kurmak zorundalar iç burkulmaları ile mücadele edebilmek için.
burada, şöyle bir nokta var : içi, sadece, detay olarak gördüğü şeye burkulacak kadar gönlü zengin olan insanlar fakirler gibi zorluk çekmeyecektir yaşamlarında, kolay atlatırlar.. fakirler, siyasi parti, dernek vs. kurmak zorundalar iç burkulmaları ile mücadele edebilmek için.
devamını gör...
130.
sanki daha dünmüş gibi doğduğu anı bildiğiniz, hastanede ilk kez kucağınıza verdiklerinde ağlaması kesilen o pembe suratlı mis kokulu sevimli bebek büyümüş ve bir de bakmışsınız bugün onun bebeğini aynı şekilde kucağınıza aldığınızda yaşadığınız şeylerin benzer olması; susuşu, gülümseyişi ve kokusu... şu acımasız zaman ne çabuk geçiyor, dünle yarın arasında kısacık bir gün sanki ömür.
devamını gör...
131.
sevdiğiniz bir insanı kendi sağlığınız için kendinizden uzak tutmak zorunda kalmak. daha kötüsü onunla yakın ilişki içinde olmak zorunda olmak.
buna örnek olarak aşırı koruyucu ebeveyn tutumu
buna örnek olarak aşırı koruyucu ebeveyn tutumu
devamını gör...
132.
henüz altı yaşındayken anne ve babasını trafik kazasında kaybedip dede evinde yetim büyüyen eski komşumun yıllar sonra memleketine giderken aynı yerde ve istikamette kaza yaparak altı yaşındaki tek evladını kaybetmesi...
hayat bazan gerçekten öyle acımasız ve iç burkan tesadüfler çıkarıyor karşımıza, filmler ya da romanlarda bile böyle kötü kurgular olamaz diyor insan.
hayat bazan gerçekten öyle acımasız ve iç burkan tesadüfler çıkarıyor karşımıza, filmler ya da romanlarda bile böyle kötü kurgular olamaz diyor insan.
devamını gör...
133.
bir arkadaşım var hatay'da zeytin ağaçları olan, kendi bahçesinden topladığı zeytinleri 1 kiloluk kavanozlara koyup satıyor biraz da bana getirdi onları satayım diye ayrıca bu da bana ek gelir sağlıyor işte bir sabah yaşlı bir adam geldi zeytinin fiyatını sordu söyledim elini cebine attı o kadar para çıkmadı gözlerinden yaş gelmeye başladı torunlarımla kahvaltı yapacağız zeytin alamadım diye rol yapmadığından eminim o an için burkuldu iki kavanoz hediye ettim ama o gözyaşlarını asla unutamayacağım...
devamını gör...
134.
hayatının en güzel döneminde, hayallerine kavuştuğunda, kendinle yüzleşmek zorunda kalmak. ne istediğinden emin olmanın sınavı hiç bitmiyor.
devamını gör...
135.
yıkılmış, darmadağın olmuş hayatların olduğu hayalet bir şehrin içinden geçmek.
dün nurdağı ilçesinin içinden geçmek zorunda kaldım. hayalete dönmüş, kimi yeri yıkık evler adı ayakta ama ne ruhu kalmış ne duygusu .ışık olan yerler soluk. içinden geçerken tüyleriniz ürperiyor etraftaki çadırları , konteynerları, dışarda duran insanları görünce hayatta olduklarına şükretmek ayrı o halde olmlarını görmek ve elinden birşey gelmemesi ayrı üzüyor.
dün nurdağı ilçesinin içinden geçmek zorunda kaldım. hayalete dönmüş, kimi yeri yıkık evler adı ayakta ama ne ruhu kalmış ne duygusu .ışık olan yerler soluk. içinden geçerken tüyleriniz ürperiyor etraftaki çadırları , konteynerları, dışarda duran insanları görünce hayatta olduklarına şükretmek ayrı o halde olmlarını görmek ve elinden birşey gelmemesi ayrı üzüyor.
devamını gör...
136.
çantamda ikamet eyleyen, okuduğum bir kitabın kapağının katlanması. yazarken bile tüylerim diken diken oldu.
devamını gör...
137.
sizin bir daha göremeyeceğiniz insanların yanından her gün başkaları öylesine geçip gidiyor.
size imkansız olan şeyler başkalarının sıradanı oluyor.
size imkansız olan şeyler başkalarının sıradanı oluyor.
devamını gör...
138.
çok uzak dediğiniz yarınlar an geliyor dün olmuş.
devamını gör...
139.
sade bir gülümseyişin etkisi göğsünüzde derin bir yara iken nefes alıp vermek nasıl da zor imiş. kendi tebessümünüz de hiçbir zaman aynı acıyı yaşatmaz umarım.
devamını gör...
140.
elinizde olmayan fiziksel bir özelliğiniz, başkalarına dalga konusu oluyor. ama az kaldı dalgayı vereceğim eline???
devamını gör...