161.
"bir gün allah peygamberleri çağırıp sormuş, saadet nedir, demiş. her biri kendilerine göre cevap vermişler. musa: arzı mev'ud'a gitmektir; isa: bir yanağına vurana ötekini uzatmaktır; buda: hayatta hiçbir arzusu olmamaktır, yollu şeyler söylemiş. sıra bizim muhammed'e gelince: "saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir..."" demiş."
kitap "ne doğru söz!" diye devam eder. gerçekten de öyle değil mi?
ne doğru söz!
kuyucaklı yusuf - sabahattin ali
kitap "ne doğru söz!" diye devam eder. gerçekten de öyle değil mi?
ne doğru söz!
kuyucaklı yusuf - sabahattin ali
devamını gör...
162.
nermin hanıma işimizin ne olduğunu sordum. şimdilik hiç bir işimizin olmadığını söyledi. bir işim vardı, fakat yapacağım iş yoktu.
saatleri ayarlama enstitüsü, ahmet hamdi tanpınar
saatleri ayarlama enstitüsü, ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...
163.
“çocukların bilgeliği çok kıymetlidir. mesela nedensizce mutlu olmayı öğretebilirler yetişkinlere, ayrıca istediklerini elde edinceye kadar vazgeçmemeyi de.”
hakan mengüç- hiçbir karşılaşma tesadüf değildir
hakan mengüç- hiçbir karşılaşma tesadüf değildir
devamını gör...
164.
"göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım." kürk mantolu madonna
devamını gör...
165.
"çocuk derhal yerinden sıçrayıp, aceleyle çevresine bakındı; çocuktu o, henüz yedisindeydi, ancak yaban ellerds yaşayan bir yahudi çocuğuydu, bu yüzden beklenmedik bir olayla karşılaşıldığında korkuyla irkilmeye alışkındı. biri gelip kapıya vurduğunda babasi da böyle korkardı, sokakta yeni bir ferman okunduģunda da yaşlılar ve bilgeler, hepsi böyle korkarlardı, bir hükümdar ölüp yerine yenisi geldiğinde de böyle ürperirlerdi, cünkü onun küçük yaşamini sürdüğü trastevere semtindeki yahudi mahallesi icin yeni olan her sey kötü ve tehlikeliydi. çocuk okuma yazma bilmiyordu henüz, ama şunu öğrenmisti: yeryüzundeki her şeyden ve herkesten korkmak gerekirdi!" (stefan zweig-gömülü şamdan).
devamını gör...
166.
“birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. içimdeki sıkıntı eridi.’’
aylak adam
aylak adam
devamını gör...
167.
gece ışıklar arasında koşmaktır devrim,
ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
peşine takılır gün gelir ;
yanıp sönen mavi ışıkları...
polis arabalarının... kağıt bir gemidir devrim,
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda,
taşıdığı özgürlük şiiriyle ;
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında... kim bilir kaç yunus görmüş, kaç deniz gezmiş..
ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
peşine takılır gün gelir ;
yanıp sönen mavi ışıkları...
polis arabalarının... kağıt bir gemidir devrim,
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda,
taşıdığı özgürlük şiiriyle ;
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında... kim bilir kaç yunus görmüş, kaç deniz gezmiş..
devamını gör...
168.
“hiçbir şey kişinin cezasız kalmış ilk suçu kadar cesaretlendirici olamaz.”
marquis de sade
marquis de sade
devamını gör...
169.
"son yıllarda meydana gelen bütün katliamlarla kanlı çatışmaların çoğu, karmaşık ve çok eski kimlik "dosyaları"yla bağlantılıdır; bazen kurbanlar umutsuzca hep aynı taraftır; bazen de ilişkiler tersine döner, dünün cellatları kurban haline gelir ve kurbanlar cellada dönüşür. ... bu kimlik çatışmalarında doğrudan taraf olanlar için, acı çekenler için, korkuyu yaşayanlar için sadece "bizler" ve "onlar", hakaret ve ödeşme vardır, başka bir şey değil!" (amin maalouf, ölümcül kimlikler, yky, 53. baskı, istanbul, 2020, s. 32.)
devamını gör...
170.
" 'hadi aleksey, boynumda madalya değilsin sen benim, bu evde yerin yok artık, git, insanların arasına karış...'
ve insanların arasına karıştım."
ve insanların arasına karıştım."
devamını gör...
171.
"bir çocuk çocukluğundan beri sevilmediğini hissettiyse, tamamen yanılıyor olamaz." amin maalouf, doğu'nun limanları, yky, 76. baskı, istanbul, s. 41.
devamını gör...
172.
schopenhauer şöyle diyor;
"endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerinden kaynaklanır.. bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız."
iyi bir izlenim yaratma isteği o kadar güçlüdür ki pek çok mahkum, idama giysilerini ve son hareketlerini düşünerek gitmiştir.
başkalarının fikirleri her an değişebilen bir hayaldir. fikirler pamuk ipliğine bağlıdır ve insanı başkalarının ne düşündüğüne ya da daha kötüsü ne düşünüyormuş gibi göründüklerine köle eder.. çünkü gerçekte ne düşündüklerini asla bilemeyiz.
irvin d. yalom - güneşe bakmak & ölümle yüzleşmek
"endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerinden kaynaklanır.. bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız."
iyi bir izlenim yaratma isteği o kadar güçlüdür ki pek çok mahkum, idama giysilerini ve son hareketlerini düşünerek gitmiştir.
başkalarının fikirleri her an değişebilen bir hayaldir. fikirler pamuk ipliğine bağlıdır ve insanı başkalarının ne düşündüğüne ya da daha kötüsü ne düşünüyormuş gibi göründüklerine köle eder.. çünkü gerçekte ne düşündüklerini asla bilemeyiz.
irvin d. yalom - güneşe bakmak & ölümle yüzleşmek
devamını gör...
173.
“çöküntü devirlerinin en açık ispatı, iktidarın artık idare edemez hale gelmesidir.” kemal tahir, esir şehrin insanları, ithaki yayınları.
devamını gör...
174.
"acımadı ki!.."
"herkesi mutlu edemezsin çünkü sen pizza değilsin"
-sadece şeyma ***
"herkesi mutlu edemezsin çünkü sen pizza değilsin"
-sadece şeyma ***
devamını gör...
175.
en ağır silleleri vursa da hayat,
ezilir belki ama eğilmez başım.
-william ernest henley
ezilir belki ama eğilmez başım.
-william ernest henley
devamını gör...
176.
"ucuz olan ne kaldı ki ?
her şey ateş pahası. ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava!"
sefiller / victor hugo
her şey ateş pahası. ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava!"
sefiller / victor hugo
devamını gör...
177.
tan ağarırken ·
ölmüştü kız. saat kaçta öldüğünü tamtamına kestiremiyordu; onun ellerini avcunun içine alınca uyuyakalmıştı
çünkü. o dayanılmaz sancının son vuruşunda, kız, elini sıkı sıkı
kavramış, dudaklarına yapıştırmış, dişlerine bastırmıştı. saat üç filandı herhalde, horozlar ötüyordu. sol memesinin altındaki kocaman şiş, güçlü lapanın etkisiyle patlayıvermişti. sisten ötürü,
akan sıvının rengini seçememişti doğru dürüst, ortalık karanlıktı
daha; ama battaniyedeki koyu lekeyi görünce kan olduğunu anlamıştı. zehir, kanla birlikte akmıştı. kan zehre baskın çıkarsa
ölecekti karısı; zehir daha çok akarsa, yaşayacaktı. onun elini avcuna almış, çocukluğunda bellediği duaları mırıldanmış, horoz
seslerine kulak kabartmıştı. sabahın geldiğini haber veren horozu
duymuştu en son, sonra uykuya dalmıştı. demek o ötüşle, sabahı
belirleyip. ilk güçlü ışık arasında bir saatte ölmüştü karısı.
-seni_ıchime_gomdum-andrew_jolly-tomris_uyar-1988-133s
ölmüştü kız. saat kaçta öldüğünü tamtamına kestiremiyordu; onun ellerini avcunun içine alınca uyuyakalmıştı
çünkü. o dayanılmaz sancının son vuruşunda, kız, elini sıkı sıkı
kavramış, dudaklarına yapıştırmış, dişlerine bastırmıştı. saat üç filandı herhalde, horozlar ötüyordu. sol memesinin altındaki kocaman şiş, güçlü lapanın etkisiyle patlayıvermişti. sisten ötürü,
akan sıvının rengini seçememişti doğru dürüst, ortalık karanlıktı
daha; ama battaniyedeki koyu lekeyi görünce kan olduğunu anlamıştı. zehir, kanla birlikte akmıştı. kan zehre baskın çıkarsa
ölecekti karısı; zehir daha çok akarsa, yaşayacaktı. onun elini avcuna almış, çocukluğunda bellediği duaları mırıldanmış, horoz
seslerine kulak kabartmıştı. sabahın geldiğini haber veren horozu
duymuştu en son, sonra uykuya dalmıştı. demek o ötüşle, sabahı
belirleyip. ilk güçlü ışık arasında bir saatte ölmüştü karısı.
-seni_ıchime_gomdum-andrew_jolly-tomris_uyar-1988-133s
devamını gör...
178.
hayatın en yüce mutluluğu kişinin sevildiğine, kendisi olduğu için hatta kendine rağmen sevildiğine inanmasıdır.
(bkz: sefiller)
(bkz: victor hugo)
(bkz: sefiller)
(bkz: victor hugo)
devamını gör...
179.
daha önce yazılmışsa affola :
'üzüntü ile sevinç, su ve yağın tersine, birbirlerine karışabilirler.'
jose saramago - körlük
'üzüntü ile sevinç, su ve yağın tersine, birbirlerine karışabilirler.'
jose saramago - körlük
devamını gör...
180.
“birinin başkası için değişimini beklemek, bu yüzden gitmek, sevdiğini özgürleştirmektir bazen."
hakan mengüç- hiçbir karşılaşma tesadüf değildir
devamını gör...