41.
bekle dedi gitti
ben beklemedim, o da gelmedi...
ölüm gibi bir şey oldu
ama kimse ölmedi.

özdemir asaf
devamını gör...
42.
"derler ki ölüm anında her şey açıklığa kavuşur''.ünlü yazar dan brown'un ilk kitabı dijital kalenin giriş cümlesiydi.
devamını gör...
43.
emre yılmaz'ın şeytanın fısıldadıkları kitabındaki cümle:
(bkz: yap ve pişman ol;ama yap)
devamını gör...
44.
ben büyük rüzgarları severim;büyük olsun
aşkım da, özlemim de hepsi, her şey ve mahzun
devamını gör...
45.
piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde. kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de art arda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında

tarık tufan
devamını gör...
46.
kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.
- momo, michael ende
devamını gör...
47.
nasıl,doğabilimde bu kadar kötü müsün?yoksa alakarganın çok saygın bir aile kuşu olduğunu bilmiyor musun?sana örnek olsunlar,elveda beyim.
babalar ve oğullar.
devamını gör...
"yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
(bkz: tutunamayanlar)
devamını gör...
“çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de başkalarınınkine. şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir sürprizdir ölüm onlar için. olmamalı oysa. ben ölümü sol cebimde taşırım. bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum: "selam yavrum, nasılsın? ne zaman geleceksin beni almaya? hazırım."
-charles bukowski
devamını gör...
"my life began by flickering out. ıt may sound strange but it is so. from the very first moment ı became conscious of myself, ı felt that ı was already flickering out. ı began to flicker out over the writing of official papers at the office; ı went on flickering out when ı read truths in books which ı did not know how to apply in life, when ı sat with friends listening to rumours, gossip, jeering, spiteful, cold, and empty chatter, and watching friendships kept up by meetings that were without aim or affection; ı was flickering out and wasting my energies with minna on whom ı spent more than half of my income, imagining that ı loved her; ı was flickering out when ı walked idly and dejectedly along nevsky avenue among people in raccoon coats and beaver collars – at parties, on reception days, where ı was welcomed with open arms as a fairly eligible young man; ı was flickering out and wasting my life and mind on trifles moving from town to some country house, and from the country house to gorokhovaya, fixing the arrival of spring by the fact that lobsters and oysters had appeared in the shops, of autumn and winter by the special visiting days, of summer by the fêtes, and life in general by lazy and comfortable somnolence like the rest. ... even ambition – what was it wasted on? to order clothes at a famous tailor's? to get an invitation to a famous house? to shake hands with prince p.? and ambition is the salt of life! where has it gone to? either ı have not understood this sort of life or it is utterly worthless; but ı did not know of a better one. no one showed it to me."

ıvan goncharov - oblomov
devamını gör...
sevmek insanca bir şey, ancak insanca sevmeyi bilmek lazım!
genç werther’in acıları, johann wolfgang von goethe
devamını gör...
"sorarlarsa, 'ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: yalnız kaldım. kalabildim! altı milyar insanın arasında doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."

kinyas ve kayra-hakan günday
devamını gör...
“kadın senden soğumuşsa, unut gitsin. seni severler, sonra içlerinde bir şey döner. bir lağım çukurunda ölmek üzere olduğunu, ya da bir arabanın altında kaldığını görseler bile üzerine tükürürler.”

kadınlar, charles bukowski.
devamını gör...
alkol gibisin. ağzıma aldığımda tadı kötü, iki üç yudumdan sonra keyif veren.
10 dakikaya kanıma karışan, artık benden biri olan.
alkol gibisin, beni güldüren, güvende hissettiren, ısıtan.
huzur içinde uyutan, sarmalayan, bazen yatağı sallayan.
alkol gibisin.
ertesi gün saçma bir baş ağrısı, leş gibi bir tat ağızda.
alkol gibisin.
kafası sonra gelen büyük pişmanlıklarımdan, en çok keyif aldığım, en büyük keşkem, en büyük iyi kim.
devamını gör...
"geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum? herkes bağırırken şiirler okumak mı, susmak mı sözün bittiği yerde, kusmak mı sindirebildiklerinizi? apansız uykum kaçıyor kaç gece, bu da mı aleyhime kanıt? sondan saymaya başladım adları, böyle hoşuma gidiyor. beğenmeseler de seviyorum ellerimi, hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan. silin adımı listenizden, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. yalan övgülerinize ihtiyacım yok. gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin. bir sürgün nereye sürülebilir? gölgeler kelepçeye vurulur mu? çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin!"

(bkz: fyodor mihailoviç dostoyevski)
(bkz: suç ve ceza)
devamını gör...
--- alıntı ---

acılarının biteceği umudu, ıstırabına katlanma metaneti verir hastaya.

marcel proust.
--- alıntı ---
devamını gör...
"kraliçe uşağının yanında soyunmaktan çekinmez, çünkü onu adam yerine koymaz"


(bkz: kumarbaz)
devamını gör...
"insan babasını seçemez. insan ailesini seçemez. insan onlar yüzünden çekeceği acıları da seçemez. aslında insan hiçbir şeyi seçemez ama seçemedikleri arasında en çok bunlar üzer onu. o yüzden en iyisi unutmak ve çekip gitmektir."
- emrah serbes / hikayem paramparça
devamını gör...
“az bilgi büyüleyicidir, ama bilginin çoğu iğrençtir. ne kadar çok bilirseniz, o kadar az bilmek istersiniz. çünkü bilgiden çekmeyen hiçbir şey bilmeyecektir.”
-emil michel cioran
umutsuzluğun doruklarında.
devamını gör...
sertçe göğsüme oturan bu ağrıya dokunabilirsem geçecek. acıtacak, farkındayım. sindirene kadar ağırlayacağım onu göğüskafesimde. kaçmadan, acısını yok saymadan, kendime kızıp canımı daha çok yakmadan, yargılayıp daha derine bastırmadan...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"iz bırakan kitap cümleleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim