ot gibi yaşadığı halde günlük tutan birey
başlık "dünyanıneniyibeşbininciyazarı" tarafından 27.01.2021 14:40 tarihinde açılmıştır.
101.
günlük tutmayı hiç sevemedim ve sevmiyorum. bence günlük tutmak dünyanın en şuursuz ve tehlikeli hareketi.. düşünsenize tüm sırlarınızı ve hayatınızı bir deftere kayıt ediyorsunuz. kimin eline geçerse, tüm hayatınızın canına okunur.
bence göz göre göre aptallıktır günlük tutmak. kendi ebeveynlerinize dahi güvenemezsiniz çünkü çoğu güvenliğinizden endişe ettiğinde ya da rast gele bir yerde o defteri bulduğunda açar sonuna kadar okur.
“ay bu evladımın özeli “ diyerek kimsenin defteri kenara itekleyeceğine inanmıyorum sonra bir bakıyorsunuz tüm standartlarınız kısıtlanmış, elinizden her şeyiniz alınmış( 18 yaş altıysanız) , üstü iseniz daha fena bu sefer psikolojik baskı ve mobing başlıyor.
türklerin genel ebeveynlik alt yapısı kaygı bozukluğu ile doludur. kimse “ bu benim evladımın hayatı, burnumu sokamam” demiyor. anne ve baba olmanın doğasında paranoyaklık ve kontrol etme sapkınlığı var. çok nadir insan gerçekten bilinçli çocuk büyütüyor bu ülkede. onlarında zaten üst seviye ya da kültür düzeyi aşırı yüksek ailelerden geldiğini düşünüyorum.
bu yüzden kendi hayatınıza ait hiç bir detayı bir yere kayıt etmemeli veya yazmamalısınız. kendinizle ilgili veri depolamayın, hayalet olun. aksi tavırlarla, potansiyel risk doğuruyorsunuz. herkes, her şeyinizi kullanabilir. tek bir defteri ele geçirmekle, tüm hayatınızın dengesi ile oynayabilirler.
risk almayın, böyle cocuk hayalperestliğine sahip olmayın.
bence göz göre göre aptallıktır günlük tutmak. kendi ebeveynlerinize dahi güvenemezsiniz çünkü çoğu güvenliğinizden endişe ettiğinde ya da rast gele bir yerde o defteri bulduğunda açar sonuna kadar okur.
“ay bu evladımın özeli “ diyerek kimsenin defteri kenara itekleyeceğine inanmıyorum sonra bir bakıyorsunuz tüm standartlarınız kısıtlanmış, elinizden her şeyiniz alınmış( 18 yaş altıysanız) , üstü iseniz daha fena bu sefer psikolojik baskı ve mobing başlıyor.
türklerin genel ebeveynlik alt yapısı kaygı bozukluğu ile doludur. kimse “ bu benim evladımın hayatı, burnumu sokamam” demiyor. anne ve baba olmanın doğasında paranoyaklık ve kontrol etme sapkınlığı var. çok nadir insan gerçekten bilinçli çocuk büyütüyor bu ülkede. onlarında zaten üst seviye ya da kültür düzeyi aşırı yüksek ailelerden geldiğini düşünüyorum.
bu yüzden kendi hayatınıza ait hiç bir detayı bir yere kayıt etmemeli veya yazmamalısınız. kendinizle ilgili veri depolamayın, hayalet olun. aksi tavırlarla, potansiyel risk doğuruyorsunuz. herkes, her şeyinizi kullanabilir. tek bir defteri ele geçirmekle, tüm hayatınızın dengesi ile oynayabilirler.
risk almayın, böyle cocuk hayalperestliğine sahip olmayın.
devamını gör...
102.
içini boşaltmayıp etrafa mı saldırsın? zaten insanlar barut gibi, bırakın bildikleri gibi zararsızca deşarj olsunlar.
devamını gör...
103.
siz okuyun diye yazılmadığı için sizi neden bu kadar enterese ettiğini anlayamayan bireydir. siz gidin macera romanı tadında günlükler tutun. insanları rahat bırakın.
devamını gör...
104.
faaliyetleri sıradan olsa da içinde yaşadıkları ağırdır. biz bilemeyiz ancak sahibi biliyordur. her boka burnunu sokup yorum yapma timi bunu da es geçmemiş maşallah.
devamını gör...
105.
konuya başka bir yerden bakmak istiyorum. ot gibi yaşadığım için günlük rutinime dair anlatılabilecek, kayda değer bir şey olmadığından, flört neyim yapmadığım dönemler olmuştu. ne konuşacağız baba biz diye.
t: canının istediğini yapan insandır.
t: canının istediğini yapan insandır.
devamını gör...
106.
ot gibi yaşayıp günlük tutuyorsa ottan daha fazlası olup b.klardan laf yiyordur...
devamını gör...
107.
sevgili günlük,
bugün dünün aynısı
sevgilerimle,
epsilon.
bugün dünün aynısı
sevgilerimle,
epsilon.
devamını gör...
108.
yazma yeteneği varsa ot gibi hayata ejderhalar koyup o ejderhaları öldüren kahramanları da anlatabilir.
devamını gör...
109.
nasıl bir hayat yaşadığımı yazılı bir şekilde yüzüme çarpmama hiç gerek yok, farkındayım zaten.
devamını gör...
110.
sözlükte tutuyorum.
ot gibi yaşamımı kamu ile paylaşıyorum.
bizde şeffaflık ve hesap verebilirlik farzdır.
ot gibi yaşamımı kamu ile paylaşıyorum.
bizde şeffaflık ve hesap verebilirlik farzdır.
devamını gör...
111.
112.
ilkokuldayken öğretmenimiz sömestr tatili için tutmamızı istemişti. ne yazdığımı hatırlamıyorum ama 15 günün 13'ü birbirinin aynıydı. aynı cümlelerle yazmıştım hatta. üst üste üç sayfa aynı şeyi okuyunca "tamam, yeterli" demişti. olm, 9-10 yaşında, ortalama gelirli bir çocuğun hayatında ne kadar farklılık olabilir ki? ne bekliyorsun yani yazdırırken.*
devamını gör...
113.
ya siz louis litt misiniz? ses kayıt cihazı da alın bari tam olsun be öf.
devamını gör...
114.
iyi yapan bireydir. destekliyorum kendisini. ot gibi yaşamadığı halde günlük tutan birey gibi kendisinin de günlük tutması faydalıdır. hayatı eğlence ortamlarında birbirlerine gösteri yaparak geçen "birey"leri kafasına takmamalı ve yazmaya devam etmeli. okumak ve yazmak insan zihni için önemli etkinliklerden, az yapmak ya da hiç yapmamak zeka geriliğine sebebiyet verebilir..
devamını gör...
115.
başkasına göre ot gibi yaşadığı dönemi aslında bir bekleyiş bir durağanlık dönemidir ve o da ileride bu süreçlerden geçtikten sonra yaşadıklarını ve hissettiklerini yeniden anımsamak için yazıya döküyordur. iyi yapıyordur, aferindir kendisine.
devamını gör...
116.
ottur günahı yoktur, bırakınız tutsunlar.
devamını gör...
117.
ot deyince kokusu burnuma geldi.
devamını gör...
118.
ot gibi yaşamak ot gibi hissetmenin belirtisin değildir ve insan sırf duygularının değişimini gözlemlemek için bile günlük tutabilir.
daha önce de yazmışım gerçi ama neyse işte.
günlüğe her daim o gün ne yaptığınızı yazmanız gerekmez, ne için ve hangi sebeple kullanacağınızı seçerseniz hayatınıza daha fazla katkıda bulunabilecek bir alışkanlık haline gelir.
benim amacım kendimdeki değişimi gözlemlemek, bu yüzden o gün ne yaptığımdan bahsetme ihtiyacı duymam mesela, ekstra bir şey olmadığı sürece bu konuları yazmam.
ama duygularımdan bahsederim çünkü duygularımın değişimini izlemek, hangi sebeple değiştiğinin farkına varmak hoşuma gidiyor.
daha önce de yazmışım gerçi ama neyse işte.
günlüğe her daim o gün ne yaptığınızı yazmanız gerekmez, ne için ve hangi sebeple kullanacağınızı seçerseniz hayatınıza daha fazla katkıda bulunabilecek bir alışkanlık haline gelir.
benim amacım kendimdeki değişimi gözlemlemek, bu yüzden o gün ne yaptığımdan bahsetme ihtiyacı duymam mesela, ekstra bir şey olmadığı sürece bu konuları yazmam.
ama duygularımdan bahsederim çünkü duygularımın değişimini izlemek, hangi sebeple değiştiğinin farkına varmak hoşuma gidiyor.
devamını gör...
119.
gerçek bir yazarsa neden olmasın.. yaşadığı koşullar ve yer ne olursa olsun onun yazdıkları, yazmaya ve okumaya değer şeyler olacaktır. hemde yüzyıllarca..
yazmayı küçümsemeyelim.. sizin ona yakıştırdığınız yaşam, onun yaşadığı yaşam değil çünkü..
unutmayın sokaklar 'benim hayatım roman' diyenlerle dolu. ancak biz sadece yazabilenleri tanıyor ve okuyoruz. van gogh'un yaşadığı ortamları ve benzerini yüzmilyonlarca insan da yaşadı. ama biz ancak van gogh'un fırçalarından bize kalan renk ve resimlerle tanıyıp hayran kaldık aynı şeylere..
yazmayı küçümsemeyelim.. sizin ona yakıştırdığınız yaşam, onun yaşadığı yaşam değil çünkü..
unutmayın sokaklar 'benim hayatım roman' diyenlerle dolu. ancak biz sadece yazabilenleri tanıyor ve okuyoruz. van gogh'un yaşadığı ortamları ve benzerini yüzmilyonlarca insan da yaşadı. ama biz ancak van gogh'un fırçalarından bize kalan renk ve resimlerle tanıyıp hayran kaldık aynı şeylere..
devamını gör...
120.
huzursuzluğun kitabı böyle oluşmadı mı?
devamını gör...