sakinleşmek için yapılan şeyler

koşuyorum ben, 23 km koşuyorum forrest gump görse diz çöküp tövbe eder, öyle bi it ayağı yemiş gibi koşmak görülmemiştir hem!

sonra gelip tüm yorgunluğumla uyuyorum, mutlu rüyalar görüyorum, bob ross tablosu gibi mutlu rüyalar, durgun masmavi bir göl, uçsuz bucaksız köknar ormanları, çağlayan şelaleler, gürül gürül akan bir dere, yüce engin bir dağ!

bazen hoş kokulu bir rüzgar saçlarımı bile okşuyor!

bulmaca çözüyorum.

öyle basit şeyler değil.
kurcalaya kurcalaya çözebileceğim şeyler.
siliyorum baştan deniyorum sürekli.
ta ki başka bir şey düşünemeyeyim bir süre.

aldırdım ben sinirlerimi. çektirdim gittim, sinir minir kalmadı.

sese sığınırım..

bir sigara, sonra bir daha...

içimden 10'a kadar sayıp, derin nefes alıyorum. yoksa karşımdaki kişiyi yoğun bakıma alırlar.

balonlu naylon patlatmak gerçekten tüm sinir stresimi alıyor.

dün akşam oğlanı yeni evine getirdik. ürkek bir çocuk, inşallah sağa sola işeyip kakalamaz diyerek kutusundan çıkardık. şaşkın şaşkın sağa sola koşturdu. en sonunda yatağın kenarına, perdenin altına saklandı. saatlerce kımıldatamadık. yemedi, içmedi, affedersiniz sıçmadı. sabah da aynı vaziyet sürerken minik yavru şaso’yu kucakladık. bu sefer elimizden kurtulup yorganın altına saklandı. yine birkaç saat yorgan altı müdaafası yaparken biraz malt, biraz lolipopla yakınlaşmayı başardık. odanın kapsını kapattım kucağıma aldım, bu sefer çırpınmadı. yüzümü sürdüm, öptüm, okşadım. oğlana biraz cesaret geldi, odayı tanımaya koyuldu. hatta mama yiyip su içti. pencereyi gösterdim, kucaklayıp çıkardım. bir süre camın ardındaki boya kutusunu ve bisikleti kokladı, kuşları izledi. yine kucakladım diğer odaları tanımasını sağladım. şimdi canavar gibi. nereye gitsem peşimde, hatta yaramazlık bile yapıyor. götünü yediğim günümü şenlendirdi ya. hem o sakinleşti hem ben rahatladım. bu gece koyun koyuna yatarız yiğidimle, ballı topacımla, tüylü bamyamla, minik kaplumbağamla, toşbilsizimle.

uzun lafın kısası; kimi canlılar için içten bir sarılma birçok şeyi değiştiriyor.

şasolim bugün kuşları izlerken:


fotoğraf yan döndü ama çok da bir yerlerimde değil açıkçası. al bak sana bi’ yan fotoğraf daha vereyim.


aa düz oldu.

yalnızlık - müzik - kahve çok iyi geliyor.

4'ün karesi + 5'in karesi - 5.

ülkelerin başkentlerini sayıyorum sırayla. o da olmadı diğer önemli şehirlere geçiyorum. sonra neye sinirlendiğimi unutuyorum.

üst üste 10 tane sigara içmek. sarhoş olmak.