sözlük yazarlarının hayalleri
başlık "gulmekicinyaratilmis" tarafından 14.08.2024 00:27 tarihinde açılmıştır.
61.
hee söyleyelim de siz gerçekleştirin. artık ben hayallerimi kimseyle paylaşmıyorum, yemezler. sonra başkaları ile yapıyorlar gücüme gidiyor. ağlayacak gibi oluyorum sonra bi gülme geliyor. te allam ya…
devamını gör...
62.
hiçbir korku ya da kaygı olmadan dünyayı gezmek.
devamını gör...
63.
iş, sorumluluk ve de zorunluluk kavramlarını ete kemiğe büründürüp sabah akşam eşek sudan gelinceye dek sopalamak. bunlar ete kemiğe bürünse ömrümün her anını bunları dövmekle geçirir ve hiç de yorulmam, şikayet etmem.
- size de dövdürüyoruz bunları zahmet veriyoruz...
+ ah ne demek benim için bir zevk...
- size de dövdürüyoruz bunları zahmet veriyoruz...
+ ah ne demek benim için bir zevk...
devamını gör...
64.
onları da çaldılar kalmadı valla.
devamını gör...
65.
biz o işleri bıraktık babacım
devamını gör...
66.
67.
sevr antlaşması
devamını gör...
68.
tutunmak.
hayata ve kendime tutunmaya öylesine açım ki; ellerimden kayıp giden günlere / zamana birşeyler sığdırıp o sığdırdıklarıma tutunup yeniden güçlenmeye, çabalamaya, bu sürecin zorlu ama tatmin edici haline bel bağlamaya, yeniden hayaller kurmaya, gülmeye, ellerim cebimde ıslık çalarak yürümeye, "hallederim yav, ne olacak?" türü basit çözümlere, hayatımı 100 kat çevreleyen planlamaya karşı en büyük tezim / ve antitezim olan günü yaşamayı bu halin içine milim milim sokmaya, canlılara gülümsemeye, cansızlara birşeyler anlatıp onları anlamaya çalışmaya, sabahlar erken kalkıp günü yaşamaya, geceleri geç yatıp gecenin tadını çıkarmaya, olmadık bir zaman diliminde olmadık basit ve ufacık şeyler yaparak kendi yolumu çizip yürümeye, sarhoş olabilecek kadar içmeye, içimdekileri korkmadan söyleyebilme gücüne yeniden ermeye, çocuklarla delilerle hayvanlarla ve sarhoşlarla beraber / yeniden / yaşayabilme, onları gülümsetebilme ve onlarla gülümserken mutlu olabilmeye, basit yollara, basit yolculuklara, eski şarkılarımı yeniden dinleyebilme ve onlara eşilk edebilmeye, aynaya rahatça bakabilmeye, kimliksiz insanların kimliklerini ve hayatta ne yer aldıklarını anlayabilmeye, kişilerin olduğu gibi göründüğü ve kendilerini oldukları gibi anlattıkları bir dünyaya, kendi bahanelerimizin sorulan soruların cevapları değil, sadece kendi içimizi rahatlatmaya / kendimizi kendimize haklı göstermeye yarayan şeyler olduğunu bilen insanlarla konuşmaya, bir iki tutam birşey yazabilme gücüne, tutunmaya....
*
hayata ve kendime tutunmaya öylesine açım ki; ellerimden kayıp giden günlere / zamana birşeyler sığdırıp o sığdırdıklarıma tutunup yeniden güçlenmeye, çabalamaya, bu sürecin zorlu ama tatmin edici haline bel bağlamaya, yeniden hayaller kurmaya, gülmeye, ellerim cebimde ıslık çalarak yürümeye, "hallederim yav, ne olacak?" türü basit çözümlere, hayatımı 100 kat çevreleyen planlamaya karşı en büyük tezim / ve antitezim olan günü yaşamayı bu halin içine milim milim sokmaya, canlılara gülümsemeye, cansızlara birşeyler anlatıp onları anlamaya çalışmaya, sabahlar erken kalkıp günü yaşamaya, geceleri geç yatıp gecenin tadını çıkarmaya, olmadık bir zaman diliminde olmadık basit ve ufacık şeyler yaparak kendi yolumu çizip yürümeye, sarhoş olabilecek kadar içmeye, içimdekileri korkmadan söyleyebilme gücüne yeniden ermeye, çocuklarla delilerle hayvanlarla ve sarhoşlarla beraber / yeniden / yaşayabilme, onları gülümsetebilme ve onlarla gülümserken mutlu olabilmeye, basit yollara, basit yolculuklara, eski şarkılarımı yeniden dinleyebilme ve onlara eşilk edebilmeye, aynaya rahatça bakabilmeye, kimliksiz insanların kimliklerini ve hayatta ne yer aldıklarını anlayabilmeye, kişilerin olduğu gibi göründüğü ve kendilerini oldukları gibi anlattıkları bir dünyaya, kendi bahanelerimizin sorulan soruların cevapları değil, sadece kendi içimizi rahatlatmaya / kendimizi kendimize haklı göstermeye yarayan şeyler olduğunu bilen insanlarla konuşmaya, bir iki tutam birşey yazabilme gücüne, tutunmaya....
*
devamını gör...
69.
#3274325
yok çok depresifmişim bunu yazarken. ben aslında hayallerimden hiç vazgeçmedim.
gerçekleştirebilirsem zaten duyacaksınız.
ben olduğumu anlamazsınız ama duyacaksınız.
yok çok depresifmişim bunu yazarken. ben aslında hayallerimden hiç vazgeçmedim.
gerçekleştirebilirsem zaten duyacaksınız.
ben olduğumu anlamazsınız ama duyacaksınız.
devamını gör...
70.
küçük bir kabilede yaşamak
yaşadığım kabileyi çok sevmek ve bu yüzden başka hiçbir yere gitmeyi istememek
araba görünce de taşlamak
yaşadığım kabileyi çok sevmek ve bu yüzden başka hiçbir yere gitmeyi istememek
araba görünce de taşlamak
devamını gör...
71.
mutlu etmek üzerine hep benimkiler.
insan yapamadığını hayal eder.
insan yapamadığını hayal eder.
devamını gör...
72.
hayalim yok, televizyonun taksidi bitsin onu da alacağım.
devamını gör...
73.
bir meteor bi koymuş dünyaya,
dönmesi duruvermiş aniden,
hepimiz 1600 km/saat hızla en yakın doğu kayasına amele sümüğü gibi yapışıyormuşuz.*
dönmesi duruvermiş aniden,
hepimiz 1600 km/saat hızla en yakın doğu kayasına amele sümüğü gibi yapışıyormuşuz.*
devamını gör...
74.
şu yaşıma kadar tecrübe ettiğim bir fact bırakacağım;
insanlara hayallerinizden bahsettiğinizde, hayal kıskançlarının kötü enerjisi yüzünden o hayalleri ebedi billah gerçekleştiremiyorsunuz.
fazla spiritüel bakıyor olabilirim ya da etrafım kenafirlerle dolu ama bu bende tecrübeyle sabit. o nedenle hayalleriniz size kalsın. pek dillendirmeyin.
insanlara hayallerinizden bahsettiğinizde, hayal kıskançlarının kötü enerjisi yüzünden o hayalleri ebedi billah gerçekleştiremiyorsunuz.
fazla spiritüel bakıyor olabilirim ya da etrafım kenafirlerle dolu ama bu bende tecrübeyle sabit. o nedenle hayalleriniz size kalsın. pek dillendirmeyin.
devamını gör...
75.
tam mottoluk bir karavanla türkiye'yi baştan sona gezmek, yol boyunca yeni insanlar tanıyıp onların hikayelerine ortak olmak.. ne lüks peşindeyim, ne de şatafat.. sadece özgürlük, biraz huzur, biraz da samimiyet.. ama bu ülkede artık böyle bir hayalin peşinden koşmak bile kolay değil.. biberin kilosu olmuş 100 tele.. bize mi kaldı karavanla yollara düşmek.
devamını gör...
76.
çok basit ama düşünürken bile bana huzur veren tek bir hayalim var. geri kalan işmiş, evmiş, aileymiş vs vs nedense hallolur gider kafasındayım.
tek yaşadığım evde yakın arkadaşlarım ve sevdiğim adamla keyifli, sohbetli güzel bir gece geçirmek. bütün yemekleri ben yapayım. sonra güzel güzel hazırlanayım. yavaş yavaş herkes evde toplansın. herkes gelince yemek sofrasına geçelim. her çeşit alkol olsun, isteyen istediğinden içsin. sabaha kadar sohbet muhabbet takılalım. sabaha karşı çıkıp hep birlikte kokoreç gömmeye gidelim. o serinlikte sokakta salak salak gülerek yürüyelim. yemin ederim düşüncesi bile bana o kadar iyi geliyor ki.
tek yaşadığım evde yakın arkadaşlarım ve sevdiğim adamla keyifli, sohbetli güzel bir gece geçirmek. bütün yemekleri ben yapayım. sonra güzel güzel hazırlanayım. yavaş yavaş herkes evde toplansın. herkes gelince yemek sofrasına geçelim. her çeşit alkol olsun, isteyen istediğinden içsin. sabaha kadar sohbet muhabbet takılalım. sabaha karşı çıkıp hep birlikte kokoreç gömmeye gidelim. o serinlikte sokakta salak salak gülerek yürüyelim. yemin ederim düşüncesi bile bana o kadar iyi geliyor ki.
devamını gör...
77.
mutlu bir evlilik. bir sürü çocuk. ailemi kimseye muhtaç etmeyecek kadar ekonomik durum. bütün hayalim bu.
devamını gör...
78.
antalya'ya aile evime geldikten ve kendimi biraz olsun toparlama gücünü bulabildikten sonra dolabıma artık tam anlamıyla yerleşirken anı kutum çıktı karşıma. ama küçük bir anı kutusu diye düşünmeyin, ilkokuldan üniversite sona kadar yazdığım yazılar, karaladığım şiirler, arkadaşlarımın bana yazdıkları, günlüklerim yani tüm hayatımı bir kutuya tıkıştırdığım bir anı kutusu. içini açtığımda 30 yaşına yazdığım bir mektup buldum, daha beş yıldan fazla var ama açtım içini. bunu yazdığım zamanları hatırlıyorum, ortaokuldaydım. okulla birlikte dershaneye gidiyorum ama öyle bir dershane ki yarış atı gibi 13-14 yaşlarında çocuklarız hepimiz ve yaklaşık 15 civarında sınıf var başarı sırasına göre, ben birinci sınıftayım ki zaten aksi hiçbir zaman kabul edilemezdi benim ailem için. toplam 250 kişilik liseye hazırlanan çocuklar arasında 10. falanım. ama yetmiyor, hem daha fazlasını yapabileceğimi düşünüyor hem de ilk sınıfta ortalarda dalgalanan biri olmayı ve seviye belirleme sınavlarında en iyi 8. olup en kötü 12. olmayı kendime asla yediremiyorum. dershane çıkışlarında beynim ders çalışmaktan hallaç pamuğuna dönmüş halde iken içimde tek bir yoğun his var, o da hırs. hayatım boyunca en çok hissettiğim o his, bu kadar düşmeme ve bocalamama sebep olan o his aslında. neyse, kendi kendime düşünüyorum "ben çok büyük birisi olmalıyım", "herkesi geçmeliyim", "bir şeyler yapmalıyım" ve karar veriyorum "en zoru neyse ben onu başaracağım bu hayatta" bu da sonun başlangıcı oluyor benim için belki de. bu 30 yaşıma yönelik yazdığım mektubu da o zamanlar yazıyorum, daha 15 yıla yakın var, neler başarırım kim bilir? olasılıklar uçsuz bucaksız, en zor görünenleri imtina ile seçiyorum. iki kağıttan oluşuyor bu mektup, birinde liste halinde "hedeflerim" yazıyor yani aslında "yapılması bana en zor görünen şeyler listesi". birinci sırada "uluslararası bir üniversitede hukuk okumak" var, hadi neyse onu yaptık diyelim. ikinci sırada şu yazıyor: "amerika'da" hakim olmak. nasıl duymuşsam bir yerlerden amerika'da hakim olmanın çok zor, yıllar ve emek gerektiren bir şey olduğunu duymuşum, belki how i met your mother'dan edinmişimdir bu fikri bilmiyorum. ama türkiye'de hakim olmak bile yeteri kadar zor gelmiyor bana, amerika'da olmalıyım ben, en zor neyse onu yapacağım çünkü. üçüncü sırada bir dernek veya vakıf kurmak, dördüncü sırada birleşmiş milletler'de gönülllü olmak, daha neler neler var. gözüm yükseklerde ama en yükseklerde. neden? çünkü kendi değerimi "başardıklarım" ve "potansiyelim" ile ölçmeyi öğrenmişim de ondan, herkes beni ancak "çok başarılı olursam" sever diye düşünüyorum, değerimi ancak böyle kanıtlarım. "göreceksiniz" diyorum aslında herkese, "sizi de geçeceğim."
bu yazdıklarım arasında beni en çok üzen kısım şu oldu, diğer kağıtta bir not var kendime. minik dionysos'tan bana bir not: "güzel şeyler yapacağını biliyorum, ama ne yaparsan yap özel sektörde x maaşa çalışan sıradan bir avukat olma."
ve evet, ben tam da o istemediğim kişi oldum. bunları gülümseyerek yazıyorum şimdi, okurken içim cız etti. ama artık "kendi potansiyelimi mahvettim" düşüncesinden değil, kendime ne kadar acımasız davrandığımı, sert sınırlar koyduğumu ve ancak öyle kendimi "tamamlanmış ve sevilebilir" hissedeceğimi düşündüğüm o 13 yaşındaki halime üzüldüm, kendine bunu yaptığı için, bunu öğrendiği ve yıllarca bu uğurda "en zor olan seçeneği" seçerek kendine işkence ettiği için, sevdiği değil de takdir görebileceği bir hayat kurmaya tüm çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını verdiği için ve özellikle de en iyi bildiği, tek bildiği şey bu olduğu için.
şimdi geldiğim noktada hayallerim büyük evrimler geçirdi, çok daha küçüldü ama aslında anlamları büyüdü benim için. biraz daha iç huzuru istiyorum, birilerinden "aferin" alacağım diye değil, mutlu olacağım diye yapmak istiyorum bir şeyleri. daha serbest çalışmak, canım ne isterse onu yaparken kendimi "daha iyisi olamadığım için" cezalandırmamak, bir dans kursuna başlamak mesela, yıllardır başarılı olmak için ertelediğim bu hayatı yaşamak, gerçekten yaşamak, kendime biraz daha bağımsız ve özgür olabileceğim bir çalışma hayatı kurabilmek ya da en azından bunu denemek, bir şeyleri deneme cesaretini gösterebilmek en nihayetinde, büyük büyük laflar etmek de değil şimdiyi yaşamak, şimdi olmak istiyorum. hayalim bu işte.
bu yazdıklarım arasında beni en çok üzen kısım şu oldu, diğer kağıtta bir not var kendime. minik dionysos'tan bana bir not: "güzel şeyler yapacağını biliyorum, ama ne yaparsan yap özel sektörde x maaşa çalışan sıradan bir avukat olma."
ve evet, ben tam da o istemediğim kişi oldum. bunları gülümseyerek yazıyorum şimdi, okurken içim cız etti. ama artık "kendi potansiyelimi mahvettim" düşüncesinden değil, kendime ne kadar acımasız davrandığımı, sert sınırlar koyduğumu ve ancak öyle kendimi "tamamlanmış ve sevilebilir" hissedeceğimi düşündüğüm o 13 yaşındaki halime üzüldüm, kendine bunu yaptığı için, bunu öğrendiği ve yıllarca bu uğurda "en zor olan seçeneği" seçerek kendine işkence ettiği için, sevdiği değil de takdir görebileceği bir hayat kurmaya tüm çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını verdiği için ve özellikle de en iyi bildiği, tek bildiği şey bu olduğu için.
şimdi geldiğim noktada hayallerim büyük evrimler geçirdi, çok daha küçüldü ama aslında anlamları büyüdü benim için. biraz daha iç huzuru istiyorum, birilerinden "aferin" alacağım diye değil, mutlu olacağım diye yapmak istiyorum bir şeyleri. daha serbest çalışmak, canım ne isterse onu yaparken kendimi "daha iyisi olamadığım için" cezalandırmamak, bir dans kursuna başlamak mesela, yıllardır başarılı olmak için ertelediğim bu hayatı yaşamak, gerçekten yaşamak, kendime biraz daha bağımsız ve özgür olabileceğim bir çalışma hayatı kurabilmek ya da en azından bunu denemek, bir şeyleri deneme cesaretini gösterebilmek en nihayetinde, büyük büyük laflar etmek de değil şimdiyi yaşamak, şimdi olmak istiyorum. hayalim bu işte.
devamını gör...
79.
sevdiğim kadının yüzünü bolca güldürdüğüm ömrümü birtaneme adadığım huzurlu ve mutlu bir hayat.
devamını gör...
80.
48 yasindayim hala 17 yasimdaki gibi devrim olsun istiyorum.
bunca pisliği anca devrim temizler.
bunca pisliği anca devrim temizler.
devamını gör...