yazarların içinde oldukları yaş ile ilgili fikirleri

41 kere maşallah.

çok sevdim bu yaşımı,
uzun yıllar burada kalmaya karar verdim *

yorgunluk ruhuma ve kemiklerime işledi brolar. galiba bundan sonrası da daha kötü, yaş ilerledikçe iyice b*ka saracak her şey. hayırlısı ne diyek.

farkı fark edemiyorum. herkes en güzel yaşındasın diyo. he kardeşim çok güzel, gelsene sen de.

önemli olan olduğum değil, hissettiğim yaştır. insanlar benden olgunlaşmamı beklese de hep çocuk ruhlu kalmaya devam edeceğim.

orta yaşın zirvesine yolculuk yaparken, yaş almanın çok da keyifli bir şey olduğunu fark ettim uzun bir süre önce. bir ara ''ah gençlik'' diyordum da, benim o ''ah'' dediğim zamanlar meğerse aslında daha çocukluk zamanlarıymış. şimdi geriye dönüp bakınca o zamandan bu zamana iyi - kötü - çirkin pek çok şey yaşasam da en nihayetinde kişilik olarak bugün olduğum noktaya yaşadıklarım getirdi beni.

bir de şunu anladım yakın zamanda. eğer birisi arkadaş / dost / sevgili fark etmez hayatınızdan gidiyorsa çok da takmamak lazımmış. zaten size yeterince değer verse gitmezdi değil mi? hayatınızda hiç kimse olmasa bile bu hayat çok rahat yaşanırmış mesela. üstelik her zaman yeni insanlarla tanışmak için fırsatlarımız olacak. gidene çok takmayın, herkesle illa çok iyi dost olacağım diye çırpınmayın. bazılarıyla arkadaş kalmak lazım.

biri sorduğunda yüzleşiyorum yaşımla. çok yabancı geliyor, sanki ben hiç o yaşta değilmişim gibi. bir de en çok bizim yaşlarda bu kadar ağır spor yapmamamız lazım şeklinde koltuk patateslerinin göbeklerini kaşıya kaşıya bana akıl vermeleri sırasında yaşımla yüzleşiyor ve ben bu hımbıl ile aynı yaştamıyım? diye soruyorum kendime. ona bakarsak benden daha ufak yaşta olan ama hımbıl ve hayat enerjisi düşük insandan daha yaşlı olamam herhalde. bu yüzden yaşlanmayı değil yaş almayı tercih ediyorum ve benim yaşımdakiler bu anlattığım koltuk patatesleri gibi ise içinde olduğum yaş ile ilgili hiçbir fikrim yok.

benim hissettiğim ve göstergelerin gösterdiği yaşım ise :

gayet memnunum.

yalnız genç olduğu için aklınca yaştan dolayı bel altı vurmaya çalışan zekâsızlar çıkıyor nadir de olsa. sen önce benim yaşıma benim kadar dinç gel, benim gibi görün, sonra konuşursun cücük.

24 yaş.
sorumluluk duygusu ve gelecek kaygısının en zirvede olduğu yaş.
ailen dolar milyoneri değilse özgürlüğün son zamanları.

35 , her şeyin farkında olduğun, saçma sapan gençlik heveslerinin olmadığı, lanet tecrübelerini işe yarar mükemmel reaksiyonlara dönüştürebildiğin çok gerçek bi yaş. biraz hala genç biraz yeni yaşlı. bide kendine aşıksan dünya yanar sen pencereyi boyarsın çünkü yangın kendi yaradılışıyla ilgilidir seninle hiçbi ilgisi yoktur. dolayısıyla önünde vardır daha bi 30 yıl falan bu gamsızlıkla.

ben susayım görsel koşuşsun.
"fortitu"yum, fortitude sahibiyim.

çeyreğe kaldı bir :(

allah da kahretsin böyle 25i

yaşımla bir sorunum yok. zamanla yanımda gölgem misali o da yürüyor. ha 28 ha 83 değişen bir şey yok. bu arada 36 yaşındayım.

20 sene evvel başkalarına amca dediğim, babamın çocuk yapmayı bıraktığı yaştayım.
fikirlerim ise karışık.

adına dolu kadehi ters tut şarkı yapmamış

yaşın 19 şarkısını dün dinlemişim gibi. o zamanki hisler düşünceler ne çocuksu ne güzel. şimdi 29'um. bu yaş aklı başında düşüncelerin hiçbir fikre karışmayacak kadar dingin olduğu bir yaş. olması gereken için savaşmadığım olduğu gibi kabullenip bırakabildiğim bir yaş.

(bkz: tünelin ucu bombok bir yere çıktı)

aynı salaklık devam ama bu yaşa yakışmıyor.

avrupa yakası'ndaki aslı gibi 28.5 demekten yoruldum yahu.

bir an önce 30 olayım da ayrı bi ağırlığım olsun artık.