yazarların içinde oldukları yaş ile ilgili fikirleri

abi dendi bana.
ben ne diyeyim daha.

hamdık, piştik sanırım yandık kıvamındayız. bir sonraki level, kara toprak.

35 yaş.
inat, telaş, kendimi anlatma derdim, birşeyleri oldurmaya çalışmalarım çoktan geride kaldı.
farkındayım artık. olursa olur olmazsa olmaz. inat da etmiyorum. çocuklar yada eşim benden farklı mı düşünüyor, farklı birşey mi tercih ediyor tamam sizin istediğiniz olsun diyorum. zorlamıyorum hiçbir şeyi. bu haliyle de çok sevdim bu yaşımı. bir kadının en güçlü en güzel yaşı diyorlar 35 yaşa doğru galiba.
herkesi olduğu gibi kabul ettim. yanında olmak istediklerim, bana huzur veren insanlar. onlara nasıl iyi gelirim en büyük düşüncem.
"onu alayım şunu alayım aman bu da yeni moda hemen alayım" önceden de yoktu ama şimdi hiiiç yok. fazla eşyaya tahammülüm yok. elimde olanlar az ve öz. ömrümün sonuna kadar yeni bir eşya talep etmeden yaşayabilirim. bozulmadıkları sürece önceliğim değiller. maddesel şeyleri önemsemiyorum, maddi şeylerin bir şekilde hallolduğunu anladım.
kendime kızıyorum ama. daha iyi bakmalıydım kendime. psikolojik olarak da beden olarak da kendimden razı değilim. ama hallediyorum bunu da yavaş yavaş.
büyüklerime saygım küçüklerime sevgim artıyor.
ama itiraf edeyim hepsine değil.
bazı büyükleri bastonları ile kovalamak, bazı küçükleri de lolipopla gıdıklamak istiyorum, kafam götürmüyor çünkü:)

aklımın iplerini saldığımda harbiden de umrumda olmayan yaş olayıdır yani bana göre sadece rakamdan ibarettir.

ama hala kadın ayakkabısı yaşlarındayım züğürt tesellisi hesabı ehehhe.

evet 38

"hızlı yaşadı genç öldü" dedikleri yaş, bu yaş. en çok intiharın, ölümün olduğu yaş. biraz uğursuz gibi geliyor kulağa ama ülkenin çok büyük bir kısmı da sağ salim atlattı.

ölürsem bu sene, ölmezsem bir sittin sene daha. yapacak bir şey yok.

geçen sene çok kötüydüm istediğim gibi olmadı bu sene eminim daha iyi olacağım düşüncesi

küçükken büyümeyi merak edip bir an önce büyüsem keşke tarzı bir düşüncedeydik bence ama hiç gerek yokmuş. yetişkinliğe geçiş evresinde ama kimine göre henüz erken de sayılabilecek bir yaş bence yirmi. her yaşta kendimi yeniliyor, yeni bir özelliğim oluşuyormuş gibi hissediyorum ama bazen de hiç öyle gelmiyor. büyümeyi sevmiyorum.

24 yaşın sonlarına yaklaşıyorum tek fikrim bir şeyler başarmak için son şanslarım olduğudur.

nerden bileyim daha bugün yeni yaşıma girdim.

hakikaten hiç tahammülüm yok. hiç çekemiyorum. hiç.

eskiden şuan olduğum yaşın büyük ve baya olgun bir yaş olduğunu düşünürdüm, şimdide aynısını 5 10 sene sonrası için düşünüyorum.

yaş işte böyle şeylerde keramet aramaya lüzum yok ben 10 yaşında da böyleydim.

geçmiş olan yaşların aynısı sayılır. tabiri caizse aynı rengin lacivert olanı gibi.

70 yaşındayım ama kendimi 75 gibi hissediyorum.

ilk tur fena değildi ama ikincide esseceeeezz...

çok konforlu. artık leb bile demenize gerek yok, yaşanmışlıklar, deneyim, zaman derken ruhunuzu okuyorum, tespitlerim nokta atışı, adeta hayat denen hede ile top gibi oynuyorum.

sözlük yazarlarını gıcık etmek için girdiğim başlık.
47 varya 46'dan bile güzel.
çıkın çıkın gelin.

açıkçası ben hiç büyük hissetmiyorum, 21 yaşındayım kendimi 3 yaşında yetişkin bir bebek gibi hissediyorum , sanki etrafımdaki herşey aşırı hızlı da ben ağır çekim deymişim gibi

gözlerim bozuluyor, gr kilo vermek için eskiden hareket/yürüyüş yemeği kısmak yeterdi şimdi sadece aç kalmam gerekiyor, kırışıklıklar buruşukluklar..ama kendimi gençliğimden daha çok seviyorum. yok onu gençken hissederdim gençken sadece kendini sever insan gençler böyle olur. şöyle diyelim: kendimle daha barışığım, iyiyim şimdi.

bu yaşlarımda yalnızca aklımın derslerle ve arkadaş grubumdaki küçük ama bize göre büyük olaylarıyla meşgul olacağını düşünürdüm. tam bir hayal kırıklığı 20'li yaşlar. belki de doğduğumuz dönemle ilgili bir şeydir, bilemiyorum. hayal kırıklığı bir yana, genç olmak, bunun tadına az da olsun varabilmek yine de güzel. insan her şeyi başarabileceğini düşünebiliyor zaman zaman, önümüzde sonsuz ihtimaller var çünkü. gelecek kaygısı arada bir uğramasa çok da kötü değilmiş aslında.