karşıyaka tersane'den
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir rivayette thomas edison adlı şahıs tarafından fikrinin çalındığına inanılmaktadır.
devamını gör...

bir boka yaramayan biriyim.
devamını gör...

hatırla sevgili necdet. ulan yasemin yine nefret ettim senden. nasıl kırdın çocuğun ponçik kalbini?
devamını gör...

yanlışı doğrunun önüne geçmiş bir kelimedir. direkt yazdığımda yanlış yazmışım muammelesi görüyorum trajikomik bir durum oluyor.
devamını gör...

tipik düz mantığın sonucunda varılmış sonuçtur. eğer bir etnik kökenden 5 insanla karşılaşırsanız ve 5’i de size kötülük yaparsa muhtemelen o etnik kökene önyargılı yaklaşırsınız. bu örnekte de bu insan, oradaki güvenlik sağlayıcıların emir kulu olduğunu düşünmeyip direkt onlara nefret kusuyor. halbuki nefret duyması gereken kesim cengiz holding ve ona bu fırsatı tanıyan malum kişi.
ayrıca 2023 seçimlerinde bu ilçedeki sonuçlara özellikle bakacağım.

milyonlarca insanın linçlemesi de çok saçma. anlık sinirle söylenmiş bir söz abartmanın alemi yok.
devamını gör...

bir engin geçtan romanıdır.

engin geçtan modern türk edebiyatının en iyi romancılarından biridir benim için. yazdığı bütün romanları okudum ve hepsinden büyük bir keyif aldım. her romanında sizi bir düş dünyasında seyahate çıkaran engin geçtan belki de hayal dünyası en kalabalık yazarlarımızdan biridir. daha sonra tanımını yazmayı düşündüğüm kuru su isimli romanını kadıköy’de anlamsızca dolaşırken bir kitabevi vitrininde görmüş ve alır almaz da güzel bir filtre kahve eşliğinde tek oturuşta okuyup bitirmiştim. engin geçtan cümleleri zamana meydan okur. her anlamda.

bir günlük yerim kaldı ister misiniz? romanı hacimsiz ama dopdolu bir roman. kahramanları ilginç insanlar başına buyruk, nostaljik bir bakire, hüzünlü bir palyaço, tuhaf bir yazar ve yine zamansız başka bir kadın.

eğer öldükten sonra ya da doğmaya çalışırken bir melek size dünyaya bir günlük bir ziyaret vaat etse tepkiniz ne olurdu? kurtulduğunuz o cehenneme dönmek işinize gelir miydi? bir gün daha katlanabilir miydiniz dünya denen sefih gezegene? aynı korkuları yaşamaya cesaret edebilir miydiniz?

bir günlük yerim kalsa ister miydiniz?
devamını gör...

efendi olmanın hiçbir şey kazandırmadığını, aksine, hayatta bazı şeylerden geri kaldığını gören kişinin ruhunu şeytana sattığı andır. en güzelidir. aman o kırılmasın, aman bu üzülmesin, yok efendim bunlar benim hakkımda yanlış düşünmesin diye diye bir ömür harcanmışken, bundan sonrasında zevk alma, haz odaklı bir hayata geçiş yapılır. efendilik sizde kalsın.
devamını gör...

çanakkale güneyli
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anlık ziyaretçi sayısına bakıldığında, sayısının oldukça fazla olduğunu söyleyebileceğim yazarlardır.
belki kaynaşmaktan çekiniyor da olabilirler ancak bilsinler ki bağrımıza basmaya hazır ve nazırız efendim*
devamını gör...

lise yıllarımda şiirlerini tanıdığım ve ne zaman şiirlerine denk gelsem buruk bir gülümseme ile andığım talihsiz şair. lise yıllarım, devlet kütüphanesinin demir kapısının orada sigara içiyorum bir yandan da bir an önce bitse de içeri girsem diye ellerimi ovuşturup duruyorum. benden nereden baksan iki kafa uzun bir genç durdu önümde, çakmak rica etti. cebimdeki kibrit kutusunu çıkarıp verirken gözüm elindeki kağıtlara ve bir kaç kitaba ilişti ama ses etmedim. köşeye yaslanıp sigarasını içmeye başladı ama ben meraktan çatlayacağım, alamıyorum gözlerimi elindeki kitaplardan ve kağıtlardan. ben öyle elindekilere dik dik bakınca ister istemez anladı muhtemelen ve bakmak ister misin diye seslendi. bugün çok sevdiğim bir kaç şairin şiir derlemesi vardı elinde ama kağıda kötü bir şekilde karalanmış olan arkadaş zekai özger'in aşkla sana şiiri çok dikkatimi çekmişti. sigarayı telaşla atıp, beş dakika bekleyebilirse eğer içeriden çantamı almam gerektiğini izin verirse şiiri kağıda geçirmek istediğimi söylediğimde suratında oluşan ifadeyi hatırladığım zaman hâlâ gülümsüyorum. iyi bir insandı, gerçekten beklemişti ve şiiri kağıda geçirmeme izin vermişti. şiir beni o kadar etkilemişti ki günlerce başka bir şey okumadım. ne zaman kütüphaneye gitsem gözlerim onu arardı, beni gördüğünde gülümser el sallar ve selam arkadaş derdi. isimlerimizi hiç söylemeden aylarca yalnızca arkadaş diye seslendik birbirimize zaman geçti ve sonra bir daha hiç karşılaşmadık ama arkadaş ve arkadaş zekai özger'in yeri bende hep ayrıdır. tekrar o şehre dönersem eğer o kütüphanenin kapısına bir not bırakacağım: niye kapalı kapılarınız - bulamıyoruz


alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağinda gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun

söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladığım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor

bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım

beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni

akıtsam deliren sevdamı
köpürürmü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarin

şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yakup peygamber'in, yusuf peygamberi kaybetmekten korkması ve sürekli düşünüp, onu kimseye emanet edememesi, akabinde erkek kardeşlerinin onu kıskanmaya başlaması ve tabii hz. yakup'un korkusunun gerçek olması olayına konu olan korku ve endişe hali..

kıssayı çoğumuz biliriz. o yüzden uzatmayacağım: hani abileri yusuf'u kuyuya atmıştı da yusuf önce köle, sonra mısır'a sultan olmuştu... ancak onu bulamayan hz. yakup, endişeden ne uyku uyuyabilmiş ne de yemek yiyebilmişti
.
işte kıssada anlatılan, yakup as.'ın yusuf as.'ı kaybetmeden önce ve kaybettikten sonra yaşadığı kaygı, korku ve endişe hali, dilimize yusuf yusuf etmek olarak yansımış ve bugüne kadar kullanılagelmiştir.

halk arasında böyle endişe eden birine yusuf yusuf etme, allah'a teslim ol ve ona güven gibi telkinlerde bulunulur.
nitekim yüksek endişe halinde yapılması gereken tek şey gerçekten de, endişeyi yola koyup alınacak önlemi alıp gerisini yaratıcıya bırakmaktır. ötesi; günümüz dünyasında, paranoya ve şizofreniye varabilen, sancılı psikolojik bulgulara yol açmaktadır.

bir alt bilgi olarak hz. yakup'un bu kaygı hali, daha sonra üzüntüye dönmüş ve gözyaşlarına dayanamayan gözleri kör olmuştur.
yani anlayacağınız bu kadar endişe etmek sadece psikolojimizle bile tüm vücudumuzu bertaraf edebiliyorken, neden boşlayamıyoruz?..
ya bu hal, taa ezelden, insan olma kodlarımıza işlemişse?


kim bilir?..
devamını gör...

din dersinde kopya çekilmez. din sınavında çekilir .
devamını gör...

bir kardeş olarak sahip olduğum en güzel şey.

eğer hayatınızda varsa dünyanın en şanslı kişisi olmanızı hissettirecek en mükemmel insandır. siz ne yapmış olursanız olun sonuna kadar arkanızda duran, gerektiğinde haddinizi bildiren, bazen anneniz bazen suç ortağınız bazen de bankanız olabilendir. * iyi ki varsın janım.

**
devamını gör...

odada oturuyorum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir anne için ne demektir
oğlunun,
evladının ölüsüne razı olmak!

dönmesin bu dünya
dursun!
annelerin göz yaşları ile günler yıkandı,
topraklar yıkandı.
vicdana ihtiyaç duymayan zihinlere yazıklar olsun!
devamını gör...

hem ne düşündüğü hem de diğer kedilerle ne konuştuğu tam bir muamma. o kavga öncesi yeri görü inleten hararetli tartışmalarını bir kenardan dinleyip anlamak cok isterdim. neyi paylaşamıyorlar, hangi sorunu çözemiyorler acaba?
devamını gör...

geleneksel türk aile yapısı psikolojik şiddeti normalleştiriyor demek, bilinçli bir eylemin olduğunu varsaymak demektir. fakat ortada bilinçli bir durum yok. daha kötüsü var. türk aileleri psikolojik şiddet diye bir şeyin varlığından habersiz.

şiddetin sadece fiziksel bir eylem olduğunu zanneden yığınlar var burada. kadınlar ve erkekler şiddet uyguladıklarının ayırdında değiller. bırakın uygulayanı, şiddet gören şiddet gördüğünün farkında değil.
devamını gör...

sözlüğün nick değiştirmesiyle kendini gizlemeye çalışan ancak gizleyemeyen moderatörüdür. moderatörlükten kalan zamanlarda ek iş olarak sözlükte mikrofonuyla anonslar geçer. kendisinin mikrofonlu tanımlarını görünce mikrofonu elinden kapıp "bebeleri pistten alalım" diyesim geliyor*
iyi bir yazar ve mod olmanın ötesinde neşeli ve eğlenceli bir insan. buralarda daim olası güleç insan. bu arada bunun eline mikrofonu kim verdi ya?
(bkz: bkz vermede eraa gibi ol)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim