babaların garip huyları
kumandanın kendine ait olduğunu sanıyor.
meyve yedirmek ata sporu.
meyve yedirmek ata sporu.
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
rüzgar, bize özgürlük getir.
devamını gör...
çocukluğa dair özlenen şeyler
hiçbir şeyin farkında olmamak,sokakta geçen zamanlar,o zamanki arkadaşlar ,oynanan oyunlar.güzel günlerdi.
devamını gör...
seyfi dursunoğlu
mirasını “türkiye eğitim gönüllüleri vakfı” na bağışlayan, 87 yaşında hayatını kaybeden ve 2012 yılında “benzemez kimse sana” adlı yarışmada son kez kanto yapan yüce gönüllü sanatçı.
iki yeğeni mirasını, baskı altında bağışladığına dair itiraz davası açmış. neyseki yaşarken noter huzurunda mirasını yazdırmış ve öncesinde sağlık raporu almış. demekki adamcağız başına gelecekleri biliyormuş. birçok yayında da mirasını bu kuruma bağışlayacağını ve onlar için bedava program yapacağını hatta nakit para bırakacağınıda söylemişti ki yaptı da. umarım dava reddedilir ve miras yerine ulaşır.
iki yeğeni mirasını, baskı altında bağışladığına dair itiraz davası açmış. neyseki yaşarken noter huzurunda mirasını yazdırmış ve öncesinde sağlık raporu almış. demekki adamcağız başına gelecekleri biliyormuş. birçok yayında da mirasını bu kuruma bağışlayacağını ve onlar için bedava program yapacağını hatta nakit para bırakacağınıda söylemişti ki yaptı da. umarım dava reddedilir ve miras yerine ulaşır.
devamını gör...
kraliyet arması
karma puan nedir, ne işe yarar ? gibi soruların da cevabını taşıyan uygulamadır.
karma puan, yazarın sözlükte gerçekleştirdiği eylemlerden skor üreten bir algoritmadır.
yazarların aldıkları (+) oylar, favorilenme miktarı, takip edilme sayıları, açtığı başlığa ne kadar tanım girildiği, tanım sayısındaki kelime adetleri ve online olma süreleri gibi eylemler yazarın karma puanını belirleyen başlıca detaylardır.
bilinenin aksine, kısa ve çok tanım girmenin karma puana olumlu yönde etkisi çok sınırlıdır.
kafa sözlük kraliyet k'arması haftalık periyotlar ile düzenli olarak sürecektir.
pazar günü 23.59'da başlayıp, yine pazar günü 23.59'da bitecektir. bu 1 haftalık arada, en çok karma puanı toplayan yazarımız d&r 25 tl hediye kodunun da sahibi olacaktır.
aynı yazarımız 3 hafta üst üste 1. kabul edilmez. böyle bir durumda, üçüncü haftadaki 2.sırayı paylaşan yazarımız 1. olarak kabul edilir.
yönetici ve moderasyon kadrosu, puan sıralamasında gözükse de kraliyet k'armasından muaf olarak kabul edilir.
yönetici ve moderasyon ekibinin yazarlara attığı (+) oy ya da favorinin karma puana etkisi diğer yazarlar ile aynı birimdedir.
online olarak sıralamayı aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz.
kafasozluk.com/stats/weekly...
karma puan, yazarın sözlükte gerçekleştirdiği eylemlerden skor üreten bir algoritmadır.
yazarların aldıkları (+) oylar, favorilenme miktarı, takip edilme sayıları, açtığı başlığa ne kadar tanım girildiği, tanım sayısındaki kelime adetleri ve online olma süreleri gibi eylemler yazarın karma puanını belirleyen başlıca detaylardır.
bilinenin aksine, kısa ve çok tanım girmenin karma puana olumlu yönde etkisi çok sınırlıdır.
kafa sözlük kraliyet k'arması haftalık periyotlar ile düzenli olarak sürecektir.
pazar günü 23.59'da başlayıp, yine pazar günü 23.59'da bitecektir. bu 1 haftalık arada, en çok karma puanı toplayan yazarımız d&r 25 tl hediye kodunun da sahibi olacaktır.
aynı yazarımız 3 hafta üst üste 1. kabul edilmez. böyle bir durumda, üçüncü haftadaki 2.sırayı paylaşan yazarımız 1. olarak kabul edilir.
yönetici ve moderasyon kadrosu, puan sıralamasında gözükse de kraliyet k'armasından muaf olarak kabul edilir.
yönetici ve moderasyon ekibinin yazarlara attığı (+) oy ya da favorinin karma puana etkisi diğer yazarlar ile aynı birimdedir.
online olarak sıralamayı aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz.
kafasozluk.com/stats/weekly...
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
gamzedeyim deva bulmam-gaye su akyol
devamını gör...
aynada kendini uzun uzun incelemek
ben sadece incelemiyorum, uzun uzun konuşup kendimle dertleşiyorum. bana en iyi ben iyi gelirim.
devamını gör...
ahmet kaya şarkılarından bir alıntı
acımasız olma şimdi bu kadar,
dün gibi, dün gibi çekip gitme..
bırakta sarılayım ayaklarına,
kum gibi, kum gibi ezip geçme..
dün gibi, dün gibi çekip gitme..
bırakta sarılayım ayaklarına,
kum gibi, kum gibi ezip geçme..
devamını gör...
kadın
yaratılan varlıkların en üstünü olan insan türünün dişisidir.
devamını gör...
no man's land
danis tanovic tarafından yazılıp yönetilen 2001 yapımı izlenmeye değer filmdir. film cannes film festivalinden jüri özel ödülü kazanmıştır.

önceki tanımlarda da anlatıldığı gibi no man’s land savaş esnasında iki düşman siper arasında kalan ve iki tarafa da ait olmayan tarafsız ve sahipsiz bölgeye verilen isimdir.
bosna hersek’te 1993 yılındaki savaş esnasında geçiyor hikaye. yugoslavya’dan arta kalanlar birbirini parça parça ederken medeniyetle haşır neşir olan avrupa ve dünyanın geri kalanı mısır patlaklarını almış savaşı izlemekte. arada da daha çok kan aksın diye alttan alta silah tedariki ile insanlığına insanlık katmakta.
işte bu savaş esnasında savaşan taraflardan bir bosnalı ve bir sırp asker terk edilmiş bir sipere düşerler ve artık sadece ikisi kalmıştır koca savaşta. birbirlerine üstünlük sağlama çabaları, kimin haklı olduğunu gösterme uğraşları, aşağılamaları ve hak vermeleri, birbirlerine doğrulttukları silahla birlikte savaşın bir minyatürü yaşanır bu çukurda.
ne dışarı çıkabilirler ve ne de içerde kalmak mümkündür onlar için. ve tam o anda bir bosnalı asker daha düşer içeri ama o asker bir mayının üzerinde yatmaktadır.
dünya ise izler olan biteni. kendine pay çıkarmaya çalışır bu olaydan. dünya böyledir işte. tarafsız bölgenin her tarafını sarmış sırtlanlarla dolu.
filmi izleyin ama siperin dışından değil, tam içinden.

önceki tanımlarda da anlatıldığı gibi no man’s land savaş esnasında iki düşman siper arasında kalan ve iki tarafa da ait olmayan tarafsız ve sahipsiz bölgeye verilen isimdir.
bosna hersek’te 1993 yılındaki savaş esnasında geçiyor hikaye. yugoslavya’dan arta kalanlar birbirini parça parça ederken medeniyetle haşır neşir olan avrupa ve dünyanın geri kalanı mısır patlaklarını almış savaşı izlemekte. arada da daha çok kan aksın diye alttan alta silah tedariki ile insanlığına insanlık katmakta.
işte bu savaş esnasında savaşan taraflardan bir bosnalı ve bir sırp asker terk edilmiş bir sipere düşerler ve artık sadece ikisi kalmıştır koca savaşta. birbirlerine üstünlük sağlama çabaları, kimin haklı olduğunu gösterme uğraşları, aşağılamaları ve hak vermeleri, birbirlerine doğrulttukları silahla birlikte savaşın bir minyatürü yaşanır bu çukurda.
ne dışarı çıkabilirler ve ne de içerde kalmak mümkündür onlar için. ve tam o anda bir bosnalı asker daha düşer içeri ama o asker bir mayının üzerinde yatmaktadır.
dünya ise izler olan biteni. kendine pay çıkarmaya çalışır bu olaydan. dünya böyledir işte. tarafsız bölgenin her tarafını sarmış sırtlanlarla dolu.
filmi izleyin ama siperin dışından değil, tam içinden.
devamını gör...
100 tl
100tl=4.07 kuveyt dinarı.
devamını gör...
7 kasım
benim ve vişnenin doğum günü.
sözlüğümüzün de.
sözlüğümüzün de.
devamını gör...
antika titanik
bir murat menteş kitabıdır. kitabı yarım saat önce bitirdim.
kitap 360 sayfalık bir polisiye kitabı. genel olarak tarz olarak diğer murat menteş kitaplarına benziyor. ruhi mücerret, korkma ben varım, dublörün dilemması kitapları gibi bir tarzı var. hızlı okunuyor. çabuk tüketiliyor. hızlı bir okuma keyfi vadediyor. bence murat menteş'in alameti farikası bu konu. kısa kelimeler süratli bir okuma deneyimi sunuyor.
kitap konu olarak tekrar inşa edilen titanik gemisini anlatıyor. kitapta bazı karakterler bölüm bölüm ayrılmışlar hikaye anlatımı yapıyorlar. tıpkı diğer romanları gibi.
kitaptaki karakterlerden bahsedecek olursak.
refik risk, şifa şavk, marco montes, ıgor jaguar, dr. akula, apo calpyso, jojo jaguar ve owen wow.
karakterlerin bazıları gerçekten çok eğlenceliydi. bazı karakterler ise sıkıcı ve zorlamaydı.
murat menteş bu kitabında bence diğer kitaplarını taklit etmeye çalışmış ve zorlama bir kitap ortaya çıkarmış. kendi çok sevilen tarzını taklit etmeye çalışmış. sanırım diğer üç kitap çok başarılı olduğu için üzerinde bir baskı vardı. şahsen üzüldüm murat menteş'ten böyle bir kitap beklemiyordum olmamış.
haa tabii kitabın eksi yönleri olduğu gibi artı yönleri de var.
çok araştırılmış ve çok düşünülmüş bir kitap olduğu çok belli oluyor. bu kitabı yazmak için baya bir kafa patlatmış. hatta fazla patlatmış belki o yüzden böyle olmuş.
hızlı bir okuma imkanı sunuyor. bir solukta okuyorsunuz. komik ve mizahi öğeler çok fazla. kelime oyunları her zaman olduğu gibi çok başarılı.
eksi yönleri ise artı yönlerinden fazla. zorlama cümleler, sıkıcı ve eksik kurgu, saçma söylemler, sürekli tekrara düşmesi, sık sık okuyucuyla sohbet etmeye çalışması gibi şeyler kitabın havasını mahvetmiş.
kitapta çok fazla şey olmasını istemiş ama bunu yaparken kocaman bir çorba metni hazırlamış. mesela bir karakter kitaptan nefret ettirdi.
sürekli şöyle cümleler kuruyor ve hepsi çok basit, itici cümleler.
"hani bazen şöyle şeyler olur ve şu olur ya " bu tarzda bir sürü sıkıcı, berbat, anlamsız cümle vardı. diğer kitaplarına çok fazla alakasız gönderme vardı. beğenmediğim kısımlar bunlardı.
yapmaya çalıştığı şeye çok fazla saygı duyuyorum. kariyerinde benim için nazarlık olabilecek kötü bir kitap olmuş. korkma ben varım, ruhi mücerret, dublörün dilemması gibi müthiş kitaplar ile çıtayı çok yükseğe koymuştu. umarım tekrar o çıtaya yetişecek kitaplar yazar.
kitap 360 sayfalık bir polisiye kitabı. genel olarak tarz olarak diğer murat menteş kitaplarına benziyor. ruhi mücerret, korkma ben varım, dublörün dilemması kitapları gibi bir tarzı var. hızlı okunuyor. çabuk tüketiliyor. hızlı bir okuma keyfi vadediyor. bence murat menteş'in alameti farikası bu konu. kısa kelimeler süratli bir okuma deneyimi sunuyor.
kitap konu olarak tekrar inşa edilen titanik gemisini anlatıyor. kitapta bazı karakterler bölüm bölüm ayrılmışlar hikaye anlatımı yapıyorlar. tıpkı diğer romanları gibi.
kitaptaki karakterlerden bahsedecek olursak.
refik risk, şifa şavk, marco montes, ıgor jaguar, dr. akula, apo calpyso, jojo jaguar ve owen wow.
karakterlerin bazıları gerçekten çok eğlenceliydi. bazı karakterler ise sıkıcı ve zorlamaydı.
murat menteş bu kitabında bence diğer kitaplarını taklit etmeye çalışmış ve zorlama bir kitap ortaya çıkarmış. kendi çok sevilen tarzını taklit etmeye çalışmış. sanırım diğer üç kitap çok başarılı olduğu için üzerinde bir baskı vardı. şahsen üzüldüm murat menteş'ten böyle bir kitap beklemiyordum olmamış.
haa tabii kitabın eksi yönleri olduğu gibi artı yönleri de var.
çok araştırılmış ve çok düşünülmüş bir kitap olduğu çok belli oluyor. bu kitabı yazmak için baya bir kafa patlatmış. hatta fazla patlatmış belki o yüzden böyle olmuş.
hızlı bir okuma imkanı sunuyor. bir solukta okuyorsunuz. komik ve mizahi öğeler çok fazla. kelime oyunları her zaman olduğu gibi çok başarılı.
eksi yönleri ise artı yönlerinden fazla. zorlama cümleler, sıkıcı ve eksik kurgu, saçma söylemler, sürekli tekrara düşmesi, sık sık okuyucuyla sohbet etmeye çalışması gibi şeyler kitabın havasını mahvetmiş.
kitapta çok fazla şey olmasını istemiş ama bunu yaparken kocaman bir çorba metni hazırlamış. mesela bir karakter kitaptan nefret ettirdi.
sürekli şöyle cümleler kuruyor ve hepsi çok basit, itici cümleler.
"hani bazen şöyle şeyler olur ve şu olur ya " bu tarzda bir sürü sıkıcı, berbat, anlamsız cümle vardı. diğer kitaplarına çok fazla alakasız gönderme vardı. beğenmediğim kısımlar bunlardı.
yapmaya çalıştığı şeye çok fazla saygı duyuyorum. kariyerinde benim için nazarlık olabilecek kötü bir kitap olmuş. korkma ben varım, ruhi mücerret, dublörün dilemması gibi müthiş kitaplar ile çıtayı çok yükseğe koymuştu. umarım tekrar o çıtaya yetişecek kitaplar yazar.
devamını gör...
ciguli
en büyük akerdeon virtüözü, akerdeonu diziyle titreterek çalabilen, şarkı söylerken hint şarkıcısından ferdi tayfura erkek ses renklerinden kadın seslerine kolaylıkla geçiş yapabilen, çocukluğundan beri ekmek parası için çalıp söyleyen, türkiyede ünlü olunca kullanılıp beş kuruş para kazanamadan kenara atılan genç yaşta ölüp giden usta.
medeni bir ülkede doğup müzik yapsaydı kariyeri ne olurdu diye merak ettiren can.
medeni bir ülkede doğup müzik yapsaydı kariyeri ne olurdu diye merak ettiren can.
devamını gör...
edebiyat dedikoduları
yusuf ziya ortaç'a ismet inönü ve adnan menderes hakkında ne düşündüğünü soruyorlar, cevap : "ismet paşanın ardında inönü muharebeleri var , bizim zavallı adnan beyin ardında ise terzi izzet'in ceketi".
devamını gör...
absürdizm
absürdizme göre, herhangi bir yaratıcı olmadığından insanın evrende bir anlam bulmaya çalışması boşuna bir çabadır. ve bu uğraşların önünde sonunda başarısızlık ile sonuçlanacağını söyler. hayatın bir monotonlukla ilerlediğini savunurlar. bu monotonluk absürd saçma bir şekilde devam edecektir her zaman. bireyin neden sorusunu sorması ise onu "dünya yaşamaya değer mi" sorusuna götürecektir. camus'ye göre kişi burda yaşamdan tarafa cephe almalıdır. çünkü yaşamı seçmek absürde karşı bir başkaldırıdır. bunu da ancak üreterek ve yaratarak mümkün kılacaktır kişi. işte camus felsefenin temel sorusu olarak intiharı seçerken aslında absürdizmi işaret etmektedir. hayat anlamsız saçma monoton şekilde ilerler. burda kişinin kendisine sorması gereken soru yukarıda da belirtmiş olduğum gibi "dünya yaşanmaya değer mi" sorusudur. camus'nün oldukça yanlış anlaşıldığı bir noktadır burası. camus, kişinin intihara yönelmesini değil yaşamdan taraf olmasını söyler. ama bunun için de absürde başkaldırı olarak üretmesini ve yaratmasını söyler.
devamını gör...
hal hatır sormadan konuya giren insan
net insandır. uzun uzun konuşup kimseyi darlamaz.
devamını gör...