gizli bkz
sıklıkla kullandığım ve kullanılması gereken sözlük özelliği. normal bakınızdan farklı kullanımı vardır.
gizli bakınız örnek:
başlık: elma
tanım: amasya'da yetiştirileni makbul meyve.
normal bakınız örnek:
başlık: elma
tanım: bir meyve çeşidi. (bkz: amasya elması)
gizli bakınız örnek:
başlık: elma
tanım: amasya'da yetiştirileni makbul meyve.
normal bakınız örnek:
başlık: elma
tanım: bir meyve çeşidi. (bkz: amasya elması)
devamını gör...
engin günaydın'ı hangi yapımda izlersem izleyeyim burhan altıntop olarak göreceğim gerçeği
o her zaman burhan altıntop'tur. nişantaşı çocuğudur.
devamını gör...
annelerin tehdit cümleleri
'sütümü helal etmem' çok acımasızca olan bir tehdit cümlesidir.
devamını gör...
küçük şeylerden mutlu oluyorum insanı
psikolojisi kolay kolay bozulmayacak olan insandır.
devamını gör...
kara kitap
t: ilkin 1990 yılında yayımlanan bir orhan pamuk kitabı.
kitap hakkında çok şey yazıldı çizildi, hatta nüket esen bunun üzerine bir kitap yazdı. demem o ki sözü uzatmadan, okuyucular tarafından pek bilinmeyen bir yönü olan şeyh galib'in hüsn ü aşk'ı ile mevzu bahis kitap arasındaki paralellikler ve benzerlikleri ele alacağım. ağır spoiler içerir:
pamuk, şeyh galib'in kendi eserinde anlattığı "yolculuğa" benzer bir şekilde kendi karakteri galip'i de bir yolculuğun içine fırlatır. bu yolculuk nedir peki? çok basit olarak galip'in, karısı "rüya"'yı aramak için çıktığı yolculuktur. hüsn ü aşk'ta ise "aşk" adlı karakter "hüsn"ü bulma yolculuğuna çıkar.
eğer "aşk" çıktığı yolcuklukta diyar-ı kalp adlı yerden "kimya"'yı getirirse hüsn'e kavuşacaktır. bu yolda başına birçok metaforik anlamları olan doğaüstü olay gelir, pamuk'un kitabında ise galip'in rüya'yı ararken başına doğaüstü olaylar gelmese de, galip'in bu arayışta istanbul sokaklarının pisliğine tanık olmasıyla paralellik kurabiliriz. buraya kadar anlatım ile ilgili benzerliklerdi. sıra karakter isimlerinde.
karakterimizin adı galip, doğrudan anlaşılacağı üzere şeyh galib'in isminden mülhemdir. yukarıda "aşk"ın gitmesi gereken yer olan diyar-ı kalp'in romandaki yansıması galip'in yaşadığı "şehrikalp" apartmanıdır. kara kitap’taki celal, "aşk"’ın belki de en sonunda bulduğu kişi olan veya yerine geçmek istediği kişi olan mevlana celaleddin’i temsil etmektedir. romandaki galip de en sonunda celal’in yerini alır ve “o’ymuşçasına” onun mesleği olan köşe yazarlığına devam eder. hüsn ile aşk aynı kabilenin çocuğudurlar. rüya ile galip de akrabadırlar. hüsn ü aşk’ta mevlana’yı temsil eden karakterin adı "sühan(söz)"’dır. galip’in rüya’yı bulmasına celal'in yazılarının yardım ettiği gibi sühan da aşk’a hüsn’ü bulması için getirdiği haberlerle ve “sözleri” ile yardım eder.
romanda belkıs adlı bir karakter galip’in rüya’yı arayışını engellemeye çalışır, hüsn ü aşk'ta ise "hoşruba" adlı karakter dış görünüşü ve birtakım eylemleriyle hüsn'ü arayışta olan "aşk"’ı oyalamayı başarır. hüsn, aşk’a bir mektup yazar ve aşk’ın başından geçecek olarak serüvenin ilk adımı atılır, yani hüsn, aşk'a ulaşmaya veya onu "kazanmaya" karar verir; rüya da galip’i bir mektupla terk eder ve bu kez de galip’in macerası başlar.
kitap hakkında çok şey yazıldı çizildi, hatta nüket esen bunun üzerine bir kitap yazdı. demem o ki sözü uzatmadan, okuyucular tarafından pek bilinmeyen bir yönü olan şeyh galib'in hüsn ü aşk'ı ile mevzu bahis kitap arasındaki paralellikler ve benzerlikleri ele alacağım. ağır spoiler içerir:
pamuk, şeyh galib'in kendi eserinde anlattığı "yolculuğa" benzer bir şekilde kendi karakteri galip'i de bir yolculuğun içine fırlatır. bu yolculuk nedir peki? çok basit olarak galip'in, karısı "rüya"'yı aramak için çıktığı yolculuktur. hüsn ü aşk'ta ise "aşk" adlı karakter "hüsn"ü bulma yolculuğuna çıkar.
eğer "aşk" çıktığı yolcuklukta diyar-ı kalp adlı yerden "kimya"'yı getirirse hüsn'e kavuşacaktır. bu yolda başına birçok metaforik anlamları olan doğaüstü olay gelir, pamuk'un kitabında ise galip'in rüya'yı ararken başına doğaüstü olaylar gelmese de, galip'in bu arayışta istanbul sokaklarının pisliğine tanık olmasıyla paralellik kurabiliriz. buraya kadar anlatım ile ilgili benzerliklerdi. sıra karakter isimlerinde.
karakterimizin adı galip, doğrudan anlaşılacağı üzere şeyh galib'in isminden mülhemdir. yukarıda "aşk"ın gitmesi gereken yer olan diyar-ı kalp'in romandaki yansıması galip'in yaşadığı "şehrikalp" apartmanıdır. kara kitap’taki celal, "aşk"’ın belki de en sonunda bulduğu kişi olan veya yerine geçmek istediği kişi olan mevlana celaleddin’i temsil etmektedir. romandaki galip de en sonunda celal’in yerini alır ve “o’ymuşçasına” onun mesleği olan köşe yazarlığına devam eder. hüsn ile aşk aynı kabilenin çocuğudurlar. rüya ile galip de akrabadırlar. hüsn ü aşk’ta mevlana’yı temsil eden karakterin adı "sühan(söz)"’dır. galip’in rüya’yı bulmasına celal'in yazılarının yardım ettiği gibi sühan da aşk’a hüsn’ü bulması için getirdiği haberlerle ve “sözleri” ile yardım eder.
romanda belkıs adlı bir karakter galip’in rüya’yı arayışını engellemeye çalışır, hüsn ü aşk'ta ise "hoşruba" adlı karakter dış görünüşü ve birtakım eylemleriyle hüsn'ü arayışta olan "aşk"’ı oyalamayı başarır. hüsn, aşk’a bir mektup yazar ve aşk’ın başından geçecek olarak serüvenin ilk adımı atılır, yani hüsn, aşk'a ulaşmaya veya onu "kazanmaya" karar verir; rüya da galip’i bir mektupla terk eder ve bu kez de galip’in macerası başlar.
devamını gör...
wikipedia'dan copy paste yapan yazarın parantez içindeki rakamları bile silmemesi
yazar olmadığının göstergesidir.
bazı yazarlar buraya ansiklopedi yığıyorlar sonra tanım girmiş oluyorlar çok ama çok komik bir durum.
ctrl c
ctrl v
sadece gülerek oyluyorum o tipleri.
bazı yazarlar buraya ansiklopedi yığıyorlar sonra tanım girmiş oluyorlar çok ama çok komik bir durum.
ctrl c
ctrl v
sadece gülerek oyluyorum o tipleri.
devamını gör...
alevilerin eti yenmez
bugun de alevileri otekilestirdik sukur...
devamını gör...
booktuber önerileri
karavandaki adam ayrıca telaffuzları kıskansırmıyor değil hani.
devamını gör...
ilk buluşmada yenmemesi gereken yiyecekler
off cidden yıl 2021 ve hala bu aptal muhabbet mi dönüyor ya? kardesim ne yemek istiyorsanız yiyin isterseniz gidip direkt beraber avlayıp yiyin sonuçta bu kişiyle bir ilişkiye başlamak istiyorsunuz yemek gibi basit bir konuda da baştan kaçacaksanız ohoo
devamını gör...
birlikte olduğun insanı kısıtlamak
sosyal adalet savaşçılığına her yerde karşı olduğumdan söylemek isterim ki; kısıtlarım hem de 3. kişiye zerre bunu sormam. her şey iki kişi arasındadır. ayrıca kendimin de kısıtlanmasına izin veririm. sevgili olma durumu biraz da taviz işidir. açıkça söyleyeyim şunları;
kız arkadaşımın giyimine karışırım.
kız arkadaşımın benim başka kızlarla iletişime geçmeme sinirlenmesine bir şey demem.
iki kişi de halinden memnun olduğu durumda problem ne ? bitti. sen üçüncü kişi olarak kendi fikir mastürbasyonunu yapabilirsin.
kıskançlık adı altında kişiler birbirlerine bazı çizgileri çekebilirler. sizin amaçsız ve güldüren, zorla modernize olarak göstermeye çalıştığınız safsataları uygulamak zorunda değil kimse.
kız arkadaşımın giyimine karışırım.
kız arkadaşımın benim başka kızlarla iletişime geçmeme sinirlenmesine bir şey demem.
iki kişi de halinden memnun olduğu durumda problem ne ? bitti. sen üçüncü kişi olarak kendi fikir mastürbasyonunu yapabilirsin.
kıskançlık adı altında kişiler birbirlerine bazı çizgileri çekebilirler. sizin amaçsız ve güldüren, zorla modernize olarak göstermeye çalıştığınız safsataları uygulamak zorunda değil kimse.
devamını gör...
normal sözlük'ten biriyle evlenmek
nikah memuru da yoldaş benjamin olur.
devamını gör...
obskürantizm
gerçeğin, toplumun belirli kesimlerine ulaşmasını isteyerek önleme telaşıdır.
devamını gör...
zorunlu kitap okutmak
okulda olan kitap okuma yarışında en çok kitabı okuyarak birinci olan öğrencim, türkçe sınavda 20’de 13 yapmıştı. mesele çok kitap okumak değil anlayarak okumak. önce bu öğretilmeli.
devamını gör...
ceteris paribus
tr. diğer tüm değişkenler sabitken
"ceteris paribus, hızlı koşan at yavaş koşan attan daha iyidir." denilebilir örnek olarak.
ya da başka bir örnek: "para basarsanız, ceteris paribus, paranız değer kaybeder."
ya da biraz fantezi yapmak icap ederse; "ceteris paribus, ziyaretin kısası makbuldür" de diyebilirsiniz fakat bu yanlış anlamalara yol açabilir. çünkü doğrusu, ziyaretin kısas'ı, yani karşılıklı olanı makbüldür olacaktır. tabi bu yanlışlık ceteris paribus'tan kaynaklanmaz.
ceteris paribus'u anlayan kişi, aslında zihinsel bir sıçrama yaşar. (bkz: leap of faith). tartışmalarda ortak bir sonuca ulaşamayışımızın sebebi işte o seviyede olmayışımızdır. çünkü hep "sana katılıyorum ama şu da var", "haklısın ama buna ne diyorsun" gibi argümanlarla tartıştığımız şeyden uzaklaşır, başka konulara yelken açarız. yaptığımız tartışma, bir açıdan sesli düşünme mastürbasyonu haline gelir. (bkz: beyin fırtınası). özeleştiri yapanlar tartışmalardan zevk alır. ama aşk, bir sahip olma aktivitesine dönüşmüş ise, her zaman objeleştirilen bir taraf da olacaktır. yani tartışmalarda aşağılık duygulara kapılıp seslerini yükseltenler... en sonunda karşıdakine "abi ceteris paribus diyorum anlamıyor musun" serzenişleriyle karşı çıkmak icap etse de, gerçekliğin önüne geçen önyargıların dünyasında hayatta kalmak için sesi çok çıkanın söylediğine katlanarak yaşamaya devam ederiz.
sonuç olarak ceteris paribus önemlidir. severiz kendisini. ama hayatı o denli bilimselleştirdiğimizde rengini kaybeder mi? diye de sormamak, ceteris paribus, hiç de hoş olmayacaktır. o yüzden yaşasın delilik.
"ceteris paribus, hızlı koşan at yavaş koşan attan daha iyidir." denilebilir örnek olarak.
ya da başka bir örnek: "para basarsanız, ceteris paribus, paranız değer kaybeder."
ya da biraz fantezi yapmak icap ederse; "ceteris paribus, ziyaretin kısası makbuldür" de diyebilirsiniz fakat bu yanlış anlamalara yol açabilir. çünkü doğrusu, ziyaretin kısas'ı, yani karşılıklı olanı makbüldür olacaktır. tabi bu yanlışlık ceteris paribus'tan kaynaklanmaz.
ceteris paribus'u anlayan kişi, aslında zihinsel bir sıçrama yaşar. (bkz: leap of faith). tartışmalarda ortak bir sonuca ulaşamayışımızın sebebi işte o seviyede olmayışımızdır. çünkü hep "sana katılıyorum ama şu da var", "haklısın ama buna ne diyorsun" gibi argümanlarla tartıştığımız şeyden uzaklaşır, başka konulara yelken açarız. yaptığımız tartışma, bir açıdan sesli düşünme mastürbasyonu haline gelir. (bkz: beyin fırtınası). özeleştiri yapanlar tartışmalardan zevk alır. ama aşk, bir sahip olma aktivitesine dönüşmüş ise, her zaman objeleştirilen bir taraf da olacaktır. yani tartışmalarda aşağılık duygulara kapılıp seslerini yükseltenler... en sonunda karşıdakine "abi ceteris paribus diyorum anlamıyor musun" serzenişleriyle karşı çıkmak icap etse de, gerçekliğin önüne geçen önyargıların dünyasında hayatta kalmak için sesi çok çıkanın söylediğine katlanarak yaşamaya devam ederiz.
sonuç olarak ceteris paribus önemlidir. severiz kendisini. ama hayatı o denli bilimselleştirdiğimizde rengini kaybeder mi? diye de sormamak, ceteris paribus, hiç de hoş olmayacaktır. o yüzden yaşasın delilik.
devamını gör...
hadım ali paşa
aslen boşnak olup doğum tarihi bilinmemektedir. devişirildikten sonra ak hadım olarak enderunda eğitim görmüştür. fatih sultan mehmet döneminin son yıllarında babüssade ağalığı ve bazı beylerbeylik görevlerinde bulunduktan sonra 2 bayezid tahta çıktığın da has adamı olarak saraya girmiştir. 1482'de karaman beylereyi olarak anadoluya gönderildi ve cem sultan'ın çıkardığı isyanda başarılı olarak öne çıktı.
ardından semendire valiliği ve rumeli beylerbeyliği yaptı. 1486 yılında kubbe altı veziri olarak divana girdi. 1501 yılına kadar çeşitli görevlerde bulunduktan sonra sadrzam olmuştur ve 1503 yılına kadar görevde kalıp azledilmiştir. 1506 yılında azledildikten 3 yıl sonra tekrar aynı makama getirilmiş ve 1511 yılına kadar bu görevde kalmıştır.
1511 nisan ayında başlayan şahkulu isyanı'nı bastırmak için serdar-ı ekrem sıfatı ile ordunun başına geçti. isyan bastırıldı fakat çarpışma esnasında ali paşa ağır yaralandı. amasyaya getirilip tedavi edilmeye çalışıldı fakat günler sonra burada vefat etti.
yavuz sultan selim'in şehzadeliği döneminde ona karşı yaptığı sıkı muhalefet ve büyük abisi ahmet'i desteklemesi ile de bilinir. fakat buna rağmen sultan selim olayını duyduğun da üzülmüş ve şöyle demiştir: "bize muhalefet eder, ağamızı isterdi. lakin cesur ve büyük bir paşa idi. hadım ve devşirme olmasına rağmen o makama çıktı, kahramanca öldü".
ardından semendire valiliği ve rumeli beylerbeyliği yaptı. 1486 yılında kubbe altı veziri olarak divana girdi. 1501 yılına kadar çeşitli görevlerde bulunduktan sonra sadrzam olmuştur ve 1503 yılına kadar görevde kalıp azledilmiştir. 1506 yılında azledildikten 3 yıl sonra tekrar aynı makama getirilmiş ve 1511 yılına kadar bu görevde kalmıştır.
1511 nisan ayında başlayan şahkulu isyanı'nı bastırmak için serdar-ı ekrem sıfatı ile ordunun başına geçti. isyan bastırıldı fakat çarpışma esnasında ali paşa ağır yaralandı. amasyaya getirilip tedavi edilmeye çalışıldı fakat günler sonra burada vefat etti.
yavuz sultan selim'in şehzadeliği döneminde ona karşı yaptığı sıkı muhalefet ve büyük abisi ahmet'i desteklemesi ile de bilinir. fakat buna rağmen sultan selim olayını duyduğun da üzülmüş ve şöyle demiştir: "bize muhalefet eder, ağamızı isterdi. lakin cesur ve büyük bir paşa idi. hadım ve devşirme olmasına rağmen o makama çıktı, kahramanca öldü".
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın gittiği gün yapılacaklar
sevinçten ağlarım heralde, sonra gözyaşımı silip, hemen partilemeyi düşünüyorum,
baba parti vericem...
baba parti vericem...
devamını gör...
srebrenitsa katliamı
batı emperyalizminin binlerce kötücül yüzünden sadece biridir. bugün ortadoğu'daki müslümanın müslümana kırdırılması operasyonları da bu tip katliamların devamıdır. müslüman toplumlar kendi kendilerini insan hakları, insan psikolojisi, bilim, sanat yönünden ilerletemediği sürece, tamamen yeryüzünden silinene dek kıyımlar gerçekleştirilecektir.
devamını gör...