:)
uyuyamamak denmek istendi galiba.

bazen öyle olur ki, mutsuz olmaktan bitap düşer uyutmam lazım kendimi dersiniz. yolunu, yöntemini keşfettiyseniz ne ala, gerçekten de işe yarar. en azından uyanınca mutsuz olmaya kaldığınız yerden devam edecek mecali verir yani. o bakımdan. ne var ki papazlar da pilav yemekten sıkılabiliyorlar malumunuz. bakınız benim papaz bu gece. hıhm.
devamını gör...

yeni bir yazar keşfettiğimde yaptığım şeydir genelde de beğendiklerimi oylarım. bunu yaparken karşılık beklemiyorum sadece farklı düşünceler okumak güzel geliyor.
devamını gör...

doğduğumdan beri şanssız olduğum ve bunu her alanda hissettiği için. derin bir anlamı var benim için, sürekli koşmam gerektiğini hatırlatıyor.
devamını gör...

arkadaşıma düğününde takmıştım.o zaman 100 tl idi.kesin evlenmeyeyim diye dua ediyordur yoksa bu bekarlığın başka bir sebebi olamaz.*
devamını gör...

birkaç ay önce başıma gelmiş ve benim hayata bakış açımı değiştirmiş gerçek gibi gerçektir.

bilen bilir bir konfeksiyonda ortacı olarak çalışan, iş çıkışı ara sıra tekelci muharrem abiden
château bellevue bordeaux yıllanmış şarabımı (sağ olsun mahzeninde benim için saklar) alıp mezeyle tüketip, netflix'ten film açıp oracıkta sızıp kalan ıssız ve yalnız bir adamım.

mesai saatleri içerisinde makinelerin ayarlamasını yaparken bir yandan podcast'ten antik yunan mitolojisini dinliyor öbür yandan işim ve gücümle uğraşıyorum. tabii gün içinde tjk tv'de günlük hazırladığım 6'lı kuponlarımın tek ayaktan yatışını dinlemeyi de ihmal etmiyorum. konfeksiyonda kendisini kupon yapmaya alıştırdığım kenan abinin kendisini mahçup eden her yarış atı için "bu namussuza o kadar para yatırdım yine yattı, bundan sucuk yapmayan kenan'ı s..k..sinler!" deyişi geliyor ara sıra aklıma... kötü alışkanlıklarını yakınlarına bulaştıran pis insan profili ben oluyorum sanırım. kendimden nefret ediyorum ama ne yapayım? insanda bir kere 'irade' olacak irade...

yine böyle bir gün işteyim. tuvaletimi yapmak için kabine girdim. kabız olduğumu bildiğim için kafamda bir timing hesaplaması yaptım "30 dk s.çsam mola hakkım 20 dk kalır" diye düşündüm. kulaklıklarla girdim tuvalete. mitolojilerle alakalı podcastimi dinlerken konu zeus'un çapkınlık hikayesine denk geldi. herifçioğlu, falanca diyarın kralının erkeklerden korumak için yeraltında odaya kapattığı kızı görüp "challenge accepted" diyerek yağmur damlası olarak giriyor anasını satim. tanrılar aleminin don juan'ı adeta. bir sigara yaktım.

sonra birdenbire aklıma içerisinde 50 türk lirası bakiye bulunan hes kodu tanımlanmış istanbul kartımı ganyan bayiide kupon doldururken masada unuttuğum geldi. "ulan hay anasını avradını..." diyerek auguste rodin'in "düşünen adam" heykelindeki model gibi klozetin üstünde oturarak düşündüm. o anda aklıma bir detay hücum etti:

acaba antik yunan'da hiç metrobüse binen bir atinalı yaşamış mıydı?

derhal ilber ortaylı'nın roma tarihi belgesel serisini açarak hızı x2'ye alarak dinledim. ne var ki bu sonucum çabasız kalmıştı. ilber hoca boyuna "hıağhıağhıağ efeğndim hıağhıağ" diyerek gülüyordu. bahsettiği cümlelerin hiçbirinde ne antik yunanlıların ulaşım imkanlarından ne de metrobüsün atina'daki tarihçesinden bahsediyordu. yorgun bir günün gecesinde aynı kabusları farklı versiyonlarla görmeye benziyor bu his... ilber hoca sürekli farklı fakat süslü cümlelerle "hıağhıağhıağ" diye gülüyor.

kabus! kabus! tek kelimeyle kabus!

bu böyle olmayacak. bu iş tuvalette hacet gidererek çözülebilecek bir mesele değil diyerek donumu giydim ve işim başına döndüm. o gün aklımı kemiren bu takıntılı sorudan dolayı işime odaklanamadım ve ciddi motivasyon kaybı yaşadım. eve gittiğimde roma tarihi ile ilgili en kapsamlı olduğu herkesçe mütabık olunan edward gibbon'ın 8 ciltlik 4300 sayfalık baş eseri "roma imparatorluğu'nun gerileyiş ve çöküş tarihi" eserini baştan sona okudum. tamı tamına 3,5 ay kadar sürdü. ancak metrobüs ile alakalı bir ifadeye rast gelemedim. gözlerim, kahpe bizans askerleri tarafından gözlerine ateşli mil çekilmiş battal gazi gibi oldu anasını satim. komple kör oldum ama sonuç sıfırdı.

istanbul üniversitesi'nde akademisyen olan arkadaşıma akademik camiadan bir hoca ile randevu ayarlamasını söyledim. ismini vermek istemediğim ve hepinizin tanıdığı o meşhur tarihçi ile 10 dk'lık bir sohbet etme imkanı buldum. bu arayış serüvenimden bahsettim. bana şöyle bir bakıp "oğlum seni benimle t.şş.k geç diye mi gönderdiler?" dedi. o anda bozulmuş bir şekilde annemlere gittim haftasonu olduğu için. beynimin içinde bir parazit gibi yerleşmiş bu soru, yememe içmeme, iştahıma bile mani oluyordu. bendeki bu huzursuzluğu sezen annem: "ne oldu yavrım" dedi. anlattım. "guzum metrobüsün o zamanlarda ne işi olur. gafayı mı yidin sen. eki eki ehi" diyerek dalga geçti.

ne var ki önce bir kızmıştım fakat sonradan aklıma metrobüsün tarihçesini araştırmadığım geldi. antik yunanlılar bu kadar gelişmiş bir medeniyetti, bu su götürmez bir gerçek fakat metrobüs teknolojisine erişmiş olmaları ne kadar mümkündü yahu? birdenbire suyun kaldırma kuvvetini bulup hamamdan anadan üryan fırlayan rahmetli arşimet efendi gibi bilgisayarın başına geçtim.

babam bilgisayara şifre koymuştu. şifre için 3 deneme hakkım vardı. kart şifresi ve doğum tarihini denemiştim ancak sonuç vermemişti. son deneme hakkımda biraz düşünmeye karar verdim. birkaç gün önce sherlock'u bitirmiştim. 2. sezon 1. bölümde sherlock holmes kilitli kasanın tuş takımındaki en çok silinen tuşları tespit ederek en olası şifreyi tahmin ediyordu. o anda klavyeye gözlerimle derin bir zoom-in yaparak nefesimi tuttum, sonra "neden nefesimi tutuyorum alüminyum" diyerek geri verdim. sakince tuşlara baktım 1345 tuşlarında bariz parmak lekeleri vardı. sonra "eureka!" diyerek tuşladım.

şifre tabii ki de "1453'tü" bilgisayar açıldı.

hemen metrobüsü vikipedi'den araştırdım. 2007 yılında ilk kez kullanıma açılmış ve dünyada yalnızca türkiye'de faaliyet gösteriyormuş bu hizmet... o an yaşadığım hayal kırıklığı, kafamdaki sorunsalı yok etmemin verdiği rahatlama hissinden daha ağır gelmişti bana.

paulo coelho'nun simyacı romanında olduğu gibi, aradığım hazine aslında en basit detayda gizliymiş ancak ben görememişim.
devamını gör...

gerçek adı; (bkz: hieronymus van aeken)'dır. doğrudu şehir, hertogenbosh'un bosh'u adına eklenmiştir.
muhafazakar bir şehir olan, , hertogenbosh'ta yaşamış büyümüş ve ölmüştür. koyu bir katoliktir. rönesans sanatçıların arasında en sevdiğim sanatçıdır. çağın ötesindedir. aslında döneminin ressamlarına baktığınızda, onlarla arasındaki farkı çok net görüyorsunuz. resimlerinde tamamiyle düşsel mekanlar, yarı insan yarı hayvan olan öğeler yer alır. bu resimlerde, ahlakçı katolik ressam; iyi-kötü, cennet-cehennemi büyük bir ustalıkla anlatır. anlatımlarındaki fantastik öğeler, inanılmaz ayrıntılı bir tasvirle anlatılmıştır.
bazı resimleri;

1480 yılına ait proda müzesinde bulunan yedi ölümcül günah;

resim kare tablo içindeki 5 daireden oluşur. dairelerden en büyüğü merkeze , diğer dördü ise tablonun köşelerine yerleştirilmiştir.
aslında tablonun adı; ''yedi ölümcül günah ve diğer dördü'dür.
merkezdeki, büyük dairenin merkezinde isa, isanın etrafında ise 7 ölümcül günah betimlenmektedir. bu büyük daire tanrının gözüdür.
köşelerdeki dörtlü ise, ölüm , son yargı, cennet ve cehennem tasviridir.
bildiğiniz gibi yedi ölümcül günah, öfke, kibir, şehvet, tembellik, oburluk, açgözlülük, kıskançlıktır.
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''

aklımı başımdan alan diğer resmi; 1500 yılında yaptığı ve proda müzesinde bulunan
yeryüzü zevkleri bahçesi'dir.

resim üç bölümden oluşmakta, merkezdeki dünyada, insanın bugün dünyada yaşadığı dünya tasvir edilmiştir. buradaki insanların çıplak olması, cinsellik, oburluk gibi günahlara vurgu yapılmaktadır.
sol taraftaki cenette yaratılış ve cennetten kovulma anlatılmaktadır. insanın dünyevi zevlerinin sonunda, yani sağda ise cehennem bizi beklemektedir.
inançsız insanları bile etkilemeyi başaran bir tablo bana kalırsa. gerçekten muhteşem..

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''

1500 yılında yaptığı saman arabası, ispanya kralı ıı. felipe tarafından alınmış . yazmaktan yoruldum o yüzden burada bırakıyorum.
günah ve günahın cezalandırılmasına vurgu, dini tasvirler, günahlar gene burada da ön planda. en çokta açgözlülük.

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

bana çok komik gelen durumdur. tanım düzenlemesinden sonra düzeltme sebebi diye bir yer var ve oraya düzeltme yazılabiliyor. sizce de komik değil mi?
+neymiş düzeltme sebebi baktın mı?
-düzeltmeymiş efendim.
+ha olur o zaman.
devamını gör...

münzevivarlık ukdesi

ikisini de aynı anda yapabilecek kabiliyete sahibiz tabi.ancak çoğumuz daha çok gelecek planlama kafası yerine gelecek kaygısı yaşadığımız için an'larımızı heba ediyoruz.
devamını gör...

fahrenheıt 451
huzursuzluk (zülfü livaneli)
devamını gör...

ani ölümlerde yaşanan acı durumdur. helallik istemeye , geçmiş hakkında konuşup acı bir tebessümle uzaklara dalmaya , hıçkıra hıçkıra ağlamaya fırsat bulamadan gidenler ; ardında kalanlardan çok şey götürür.
devamını gör...

daha önce sahip olduğum cilt tipi. yıllarca ne yapsam kurtulamadım. güvenilir bulduğum bir güzellik merkezine başvurduktan sonra hydrofacial işlemiyle birlikte, kullandığım yanlış ürünlerden vazgeçerek cilt tipimi de normal olarak değiştirmiş oldum.

öncelikle cildin yağlı olması nemli olduğu anlamına gelmiyor. cilt nem ihtiyacını gideremediği için yağlanıyor olabilir. bu nedenle cildin neme doyması gerekiyor.

tercih edilen ürün içeriği çok önemli. ben gittiğim güzellik uzmanının önerisiyle yüz bakımım için sadece eczaneden satın aldığım ürünleri kullanıyorum. maalesef kozmetik markaların ürünleri uzun vadede çözüm getirmiyor, çoğunun içeriği berbat. onun dışında garnier gibi markaların kağıt maskelerini yine tercih ediyorum.

cildi içten de beslemek çok önemli, su içmenin, iyi beslenmenin ihmal edilmemesi gerekiyor.

o makyaj güzel temizlenmeli yoksa o güzel emekler o güzel nemleri itip çöp olabiliyor*.

önceden kozmetik markaların üreticisi olduğu asla derdime deva olmayan çeşit çeşit maske, krem, temizleyici kullanırken şu an kullandığım* ürünler: yağlı ciltler için jel temizleyici, yağlı ciltler için tonik, yağsız güneş kremi, yağsız (su bazlı) bir nemlendirici krem (nadiren kullanıyorum). güneş kremi kullanmak cildi korumak için özellikle çok önemli. çeşit çeşit ürüne gerek yokmuş.

yağlı cilt kader değilmiş (bkz: ben bugün bunu öğrendim).
devamını gör...

bebeklerim hemen atlamayın bi durun yazana bakın * ayrıca
(bkz: don't feed the troll)
devamını gör...

iranlı, doğaya ve insana hayran şair. farklı bir havası var abinin modern olanlardan kendisi. buraya bırakıyorum bir şiirini.

buradan
devamını gör...

nasıl ve ne şekilde öğrenebiliyorsunuz bakire olup olmadığını anlamış değilim. yekten gidip soruyor musunuz "seni daha önce biri...... diye. bu öküzlüğü yapıyoruz ve öyle öğreniyoruz diyorsanız allah belanızı versin be. sevdiğin evlenecem dediğin kıza da bu sorulur mu be. siz ne hastalıklı ne kendini bilmez sevgiden bi haber insanlarsınız böyle. hayır bakire değilim dese evlilik hazırlığı yapacak kadar sevdiğin kızı bırakacak mısın yani? e sen seviyorsun ki o zaman. bi eşya gibi değer biçiyorsun ona.
devamını gör...

kalimero vardı.
ama bu haksızlık öyle değil mi derdi.
80'lerde çocuk olmak
devamını gör...

bir kere demiştim ki ''tanım yazdığım başlık aşağılara düşüyor.bu da benim lanetim'' diye.
şimdi de heyecanla beklediğim radyo programı yayınına bulaştı lanetim*
sunanlardan ve bekleyenlerden çok özür dilerim*.
devamını gör...

afganistan, pakistan gibi ülkelerde son derece yaygındır. türkiye'de yine hayvanlara tecavüzün yaygın olduğu ülkelerden biridir. ancak zoofili ya da bestiality eylemi ( hayvanlara tecavüz ) sadece az gelişmiş ülkelerde değildir. bugün mültecilere karşı insanlık dışı kararıyla gündeme gelen danimarka'da 2015 yılına kadar hayvanlarla seks yapılabilen ( tecavüz edilen ) genelevler mevcuttu. danimarka nihayet hayvan hakları derneklerinin baskısıyla 2015 yılında hayvanların cinsel ilişki için kullanılmasını yasaklamıştır. bu eylemde bulunan kişiler ilk cezalarında 1 yıl, ikincisinde ise 2 yıl hapis cezasına çarptırılmaktalar. kanada'da cezası 10 yıl hapistir.
bugün hayvanlarla cinsel ilişki ( tecavüz ) pek çok ülkede yasak olmakla birlikte ne yazık ki hala bunu kabul eden ülkeler vardır.eşcinsel evliliklere izin vermeyen ve homofobik yasalarıyla bilinen rusya'da hayvanlara tecavüz yasaldır.
hayvanlarla cinsel ilişkide hayvanlar bilinçli bir şekilde iradeleriyle cinsel ilişkiye karar verme özelliğine sahip olmadıklarından bu tecavüzdür. özgür iradeyle karşılıklı kabule dayalı olmayan her türlü cinsel aktivite gibi bu cinsel ilişki hukuki anlamda tecavüz kapsamına alınmalıdır. hayvanların çoğu zaman bu ilişkide kendilerini koruyacak ve ifade edecek güce sahip olmamalarından dolayı tecavüzcü pedofil ile aynı standartta yargılanmalıdır.
mavi ve yeşil ülkeler insanlığın utancıdır, gri ülkeler bilinmiyor olarak geçmekle birlikte asya kıtasında bulunan gri ülkelerin büyük bölümünde hayvanlara tecavüz normal karşılanmakta.
hayvanlara tecavüz konusunda ülkeler ve verilen cezaların tam listesi buradan
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

başladığı ilk günden beri severek aynı zamanda da çok eğlenerek takip ettiğim yayın.
fakat bu hafta başka. srebrenitsa'yı konuşacağız. zaman zaman sesimiz titreyecek belki, kendimizi kontrol etmekte zorlanacağız.* onun için şimdiden "sürçülisan" edersem affola.* ve yeşilevham bin teşekkür sana.* duyguları buluşturmak dileğiyle.
devamını gör...

başlığı açan arkadaş ve seven herkes kusuruma bakmasın, ben de çok severim ama bu şiirin adını ne zaman duysam kafamda şu hayali diyalog canlanıyor.*

tanrı : isa oğlum, bu akşam bana gelsene.
isa : tamam baba, ne var akşama yemekte? başka kimse gelecek mi??
tanrı : ne olacak oğlum, ekmek şarap sen ve ben.
devamını gör...

meja'nın başını çektiği programdır kendileri engin bilgileriyle bizi bilgilendirmeye devam ediyor. meja'nın ciddi anlamda iyi bir hitap yeteneğinin olduğunu düşünüyorum. meja cümlelerini düzgün ve yerinde kullanan birisi diğerleri de iyi ama meja daha ön planda olduğu için bu şekilde değerlendirdim. tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim