kadınlar ikiye ayrılır salma hayek ve diğerleri.

ayrıca
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

günümüz dünyasının insansız ve ışıksız olmaya başlamış bulunan sanayi teknolojilerine atıf olduğunu düşünüyorum. sanayi 4.0 diye bir tabiri bulunmakta.
bu da belediyecilik kavramın içerisinde sanırım çok köklü değişiklikler yapacağının minnak bir sinyali.
yolu açık olsun başkanın.
devamını gör...

odanı topla kitap gibi olsun.
devamını gör...

cem yılmaz'ın balzemiko esprisine çok benzeyen bir olay yaşadım.

venedik yakınlarında çok güzel bir kasabada kalma imkanı yakalamıştım. bisiklet olsa da her tarafını gezsem dedim.

kaldığım butik otelin yetkilisi olan kadına kiralık bisiklet bulabilir miyim diye sormak istedim. ingilizce söylüyorum anlamıyor. elle, vücut diliyle anlatmaya çalışıyorum yine anlatamıyorum. türkçe olarak " yuh ya bir bisikleti anlatamadım dedim " sinirle.

kadın birden "aaa bisikletaaa" dedi. gitti getirdi bisikleti sonunda.

tabi o seyahat zamanı öğrendim ki italyanlarla anlaşmak için kelimelerin sonuna "to, te, a, o" gibi harfler eklemek gerekiyormuş.

tren-treno, vapur-vapuretto, süper market-süper marketo, bisiklet-bisikleta
devamını gör...

trevanian'ın 2000 yılında yayınlanan romanı. türkçeye neşe olcaytu tarafından çevrilmiştir. trevanian'ın akıcı diliyle çok güzel hikayeler var kitapta. çok derinlere inmeden keyifli vakit geçirmek için iyi bir tercih.


"insan bazen şu tek başına duran eşyalardan bile yalnız olabilir."


"tanrı cimri insanları zenginliğin tuzağına düşürerek cezalandırır; tıpkı gönlü zengin ve bonkör kişileri yoksulluğun güvenli sığınağında koruduğu gibi."
devamını gör...

evrendeki en büyük gösteri sen aklını keşfettiğin an başlar der üstad.
ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren.bunu yaptıktan sonra,bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belkide bir daha hastalanmayacaksın.

mutluluk kavramını sevmez freud, iç huzur kavramını benimser.büyüksün freud.
devamını gör...

kazık.
devamını gör...

'yol yanlış ama yürüdük o kadar.' diye bir söz varya aynen öyle işte. yaşamışım o kadar hiç başa dönemem. olduğu kadar artık.
devamını gör...

kerevizi severiz. yemeği de salatası da muhteşem olur. yazarı ise, daha da muhteşem olacağa benziyor.
hoş gelmiş yeni yazarımız.*
devamını gör...

ülkemizde 1992_2002 yillari arasında yayimlanmis edebiyat dergisidir. murat gülsoy‘un önderliğindeki dergi nazlı ökten, selçuk akman, yekta kopan, mehmet açar ve sabri gürses gibi yetenekli kalemlere de ev sahipliği yapmıştır. yine murat gülsoy, ayfer tunç, yekta kopan'in sonradan kitap haline getirilmiş öyküleri de ilk bu dergide yayımlanmıştır.
buradanderginin tüm sayılarına ve açık radyo kayıtlarına ulaşabilirsiniz.
devamını gör...

başkasına söz bırakmadan tanımlama yapan, açtığı başlığın hakkını veren kişilerdir.
devamını gör...

bu açıklamadan sonra öğrencilerin büyük bir çoğunluğu derslere katılmayacaktır. zaten devam zorunluluğu yoktu, katılmayacak büyük çoğunluk ana baba zoruyla katılım sağlıyordu. ayrıca birinci dönemde bol keseden dağıtılan notlar ikinci dönemde derslere katılan, sorumluluklarını yerine getiren öğrencilerle boş takılan öğrencilerin başarısı ne yazık ki aynı olacaktır. eğitim sistemimiz çatlaklarla doluydu, şu bir buçuk senedir her açıklamada pimini çekip patlatacak yer arıyorlar.
devamını gör...

yeri gelmişken kemalist yerine atatürkçü demeyi doğru bulduğumu belirteyim. çünkü sonuna -izm eki getirilebilecek bir gruba dahil edilmemesi gereken bir düşünce sistemidir atatürkçülük.
devamını gör...

hangi doktor olduğuna göre gidişatı değişebilen durumdur.

normalde evlilikte yapılan mesleğin değil de tarafların karakterlerinin daha önemli olduğunu düşünmeme rağmen, evleneceğiniz kadın doktorsa belli başlı zorluklarla karşılaşabileceğinizi düşünüyorum.
mesela cerrahi bölümlerin asistanı olan biri ile evlenirseniz, muhtemelen çoğu sevgiliden daha az birbirinizi görürsünüz. bayram günlerinde tatil günlerinde o nöbet tutarken, tek başınıza ne yapsam diye günü geçirirsiniz.
acilde çalışan bir pratisyen veya uzmanla evlenirseniz her ay farklı bir program ile çalışan, belli düzeni olmayan ve sinir stres katsayısı tavan yapmış bir eş ile evlenmiş olursunuz.
devlette veya özelde uzman doktor birisi ise kısmen daha rahat çalışan ama yine de işi gündelik hayatının çok büyük kısmında aklından çıkmayan biri ile evlenmiş olursunuz.

bu liste böyle gider en başta dediğim gibi ne doktoru olduğu çok şeyi değiştirir. bir aile hekimiyse mesela çoğu iş kolundan daha rahat çalışıyor ve daha az yoruluyordur.

şimdi buraya kadar karşınıza çıkacak kadın doktorun sahip olabileceği yaşam koşullarından bahsettik. efendim biraz da toplumumuzda erkeklerde gördüğümüz genel beklentilerden bahsedelim.

benim gözlemlediğim erkekler genelde eşinin daha fazla kazanmasını istemiyor, çünkü her ne kadar bunu dile getirmese de kendini evde daha üst konumda görüyor ve bunun yıkılmasını istemiyor. doktor kadın erkekten daha fazla kazanabilir bunu göz önünde bulundurmak lazım. peki bundan memnun olacak erkekler de yok mu, tabi ki var. ne güzel işte maddi yönden sıkıntı çekmem diye düşünenler de var. ama bu düşünceyle başlayıp sonra toplumun küçüklükten beri kodladığı ve hala baskı yapmaya devam ettiği düşünceler sayesinde bir süre sonra bu baskı altında ezilebiliyorlar.

ikinci bir mesele ev işleri ve çocukların bakımları. yine toplum öğretilerini çok fazla sorgulamamış çoğu erkekte, eşinden evin işleri ile ilgilenmesi, güzel yemek yapması, her yeri bal dök yala şeklinde temiz tutması, annesi babası akrabaları gelince onlara en üst seviyede hizmet göstermesi gibi beklentileri oluyor. doktor kadının ise bunları yapmaya ne vakti ne de enerjisi kalıyor. (branşın burda çok önemli olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.) yani muhtemelen evinize yardımcı bir kadın gelip ev işlerini o yapacak. çocucuklarınıza ise bakıcılar bakacak. gerçi iki tarafın da çalıştığı çoğu durumda zaten böyle oluyor ama doktorların iş hayatının daha yorucu olduğu da su götürmez bir gerçek.

tüm bunların yanında kadın doktorların gerek eğitim hayatında gerekse iş hayatında kazandığı bazı özellikler de olabilir.

mesela kendi hemcinsleri arasında çalışma oranı düşük olduğu için ve zaten toplumda da doktorluk mesleğine karşı anlamsız bir abartma
hakim olduğu için egoları bir miktar yükselmiş oluyor bu arkadaşların. bu da evlilikte tahammül sınırını aşağı çekebilir. insanoğlu zaman zaman hatalar yapar ve bu çok doğal bir şey. ama karşınızdaki insan egolu olursa sizin bu hatalarınızı alttan almak istemez ve kendinin daha iyisine layık olduğunu düşünüp evliliğe huzursuzluk getirebilir. tabi ki bunlar benim gördüklerim sonucu yaptığım genellemeler, böyle olmayan kadın doktorlar da var ve onları tenzih ederim.

major cerrahi bölümlerinde olan kadınlarda ise zannediyorum ortamın sertliğine karşı geliştirilen bir kalkan olarak aşırı bir huysuzluk ve çemkirmeye yatkınlık oluşuyor. dün akşam eve gelince çıkardığınız çorabınızı koltuğun kenarında unuttunuz diye sabah sert bir fırça ile uyanabilirsiniz. yine böyle olmayanları tenzih ederim.

aslında her branş için ayrı ayrı yazılabilecek bir konu. çünkü bir biyokimya uzmanı veya aile hekimi ile bir kadın doğum uzmanı arasında dağlar kadar fark olur.(mecaz zannediyorsunuz ama deği,gerçekten dağlar kadar fark var) ama genel olarak ortalamanın daha üstünde efor vermeniz gereken bir evlilik olacağı aşikar. eğer siz de doktorsanız bir kez daha düşünmenizi, doktor değilseniz iki kez daha düşünmenizi tavsiye ederim.

yazıyı şunu söyleyerek bitirmek istiyorum. eğer birinin kalbini sevmişseniz, onun mesleğinin ırkının dış görünüşünün hiç bir önemi kalmaz. bu hayatta risk almaya değecek tek şey sevginin peşinden koşmaktır. keşke yapsaydım lafı, keşke yapmasaydımdan her zaman daha çok ukte bırakır.
devamını gör...

beğendiğim tanımlara artı oy vermede çekinmem, keşke her yazar benim gibi olsa.*
devamını gör...

bir adet daha 20 mart 2021 şeklinde başlayan felaket haberi görmeye takatim kalmadı.
devamını gör...

efendim (benimdir.)

edit: moderatör tanım istemiş.
devamını gör...

varmı?bu ülkede böyle karar alabilecek cesur, savcı,hakim veya mahkeme? yok öyle bir karar almaya yeltenen in sonuda , terör örgütü üyeliğinden yargılanma olur.
tabiki belçika'nın avantajları çok, nüfus, milli gelir, eğitim gibi ama en önemlisi hukuk devleti olması yasalar kimseye göre değil , herkese eşit olması ve verilecek karara kim olursa olsun uymak zorunda olması.
devamını gör...

3 kere, fifa dünya kupası' nı kazanmam gerek,

kariyerimde 1281 gol atarak kırılması çok zor olan bir rekora imza atmam gerek,

6 defa bir maçta beşer gol, 30 defa bir maçta dörder gol atmam, tam 92 maçta da hat-trick yapmam gerek.

sorun şu ki benim futbola hiç kabiliyetim yok, acaba 23jordan nickini mi alsaydım?
devamını gör...

cevabı "hayır" olan sorunsal.

defalarca yazdım, yine yazıyorum: hak ve özgürlükler başkasınınkini ihlal ettiği yerde biter.

sizin o, olduğunu iddia ettiğiniz küfür ve hakaret özgürlüğünüz bir başka insanın onur ve haysiyetini koruma hakkını ihlal ediyorsa yok hükmündedir.

sonra, dava açıldığı zaman zırlamak sizi kurtarmaz. kaldı ki, esasen suç kapsamında olan bir şeyin özgürlük olduğunun iddia edilmesi de ayrı bir ironi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim