261.
gece uyanık olmak.
erken uyutmaya çalıştıkları için çok ağlardım hep. şimdi keşke daha erken uyuyabilsem diye ağlıyorum.
devamını gör...
262.
kitaplar ve oyunlar
devamını gör...
263.
6 yaşındaydım michael jackson'ı tanıdığımda. çocukluk aşkım*
"yok" dendiğinde ortalığı ayağa kaldıran bir çocuk değildim hiç, o zamanlardaki çoğu çocuk gibi kanaatkardım ama onun kaseti için gülhane parkı'nda yerlere yatıp deli gibi anneme yalvardığımı hatırlıyorum* o zamanlar nerde öyle yabancı kaset yoktu her yerde. gülhane parkı yazları panayır yeri gibi olurdu. orada gördüm ilk. annemin eşref saatine gelmişti, aldık. altın değerindeydi benim için. sürekli sürekli sürekli dinliyordum, bir ümit klibi çıkacak diye nasıl beklerdim klip saatlerinde ve sabahın 6'sında kalkar beklerdim mj çıkacak da izleyeceğim diye.
ah o bad kaseti nasıl kıymetliydi benim için. hani canımı al o kaseti alma yani o derece.
neyse, günün birinde eve gelen misafirin çocuğu arkadaşım aynı zamanda çok istedi bir haftalığına. normalde her şeyimi paylaşırım ama o kaset benim için paylaşılacak bir şey değil. vermedim. kavga kıyamet koptu. o ağlıyor, ben vermiyorum... annem de sinirle bir yere attı, kaset ikiye ayrıldı. o anı ömrüm boyu unutmam. üzüntüden hastalandım. sevgili(!) annem bulduğu bir türkücünün kasetinin içine bir şekilde monte etmiş kaseti bana verdi. durumu iyiydi ama artık kasetin kabı mj'ye ait değildi.
devamını gör...
264.
barbie bebek, hiç sahip olamadım.
devamını gör...
265.
monami 16’lı pastel boya.riyavet odur ki 48’li olanından bile varmış. ben görmedim de bi arkadaş söyledi.
devamını gör...
266.
majorette marka küçük model arabalar. çoğu taiwan malıydı o zamanlar ve inanılmaz pahalı idi.
devamını gör...
267.
nintendo
devamını gör...
268.
paten. rüyalarıma bile girerdi.
devamını gör...
269.
şimdiki çocuklara bakınca, sanırım sokakta oynamak (yani oynayabilmek) inanılmaz kıymetliydi.
annenin ''hoca ''allahu ekber'' dediğinde evde ol.'' söylemlerine inat, sokakta oynayabilmek, güzel ve hesapsız arkadaşlıklar *

(bkz: 90'larda çocuk olmak)
devamını gör...
270.
hot wheels setleri. çocukken içim giderdi, ama asla itiraf edemezdim. denk geldikçe çocukluk arkadaşımla oynardım, onun güzel bir seti vardı.
devamını gör...
271.
hiç alamadım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
272.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
273.
(bkz: taso)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
274.
kitaplarım ve yalnızlığım.*
devamını gör...
275.
muz ve kivi.
devamını gör...
276.
mika bilye.
bunlar 2 normal bilye sayılırdı.
devamını gör...
277.
kırmızı tuğla. ama deliksiz olandan. dikdörtgen uzun. onları ufalar oyun oynardık. kaynaklar kısıtlı idi.
devamını gör...
278.
barbie bebeklerim o kadar kıymetliydi ki kardeşim bile uyunca oynardım ama simdi baktığım zaman o kadar saçma geliyor ki hem zaten eski barbieler gibisi yok artık saçma sapan şeyler çıkarıyorlar...
devamını gör...
279.
muzlu gofret, halen inanılmaz kıymetli ama eti puf'un arkasından geliyor.
devamını gör...
280.
gazoz kapaplarım ve kibrit kutusu kartlarım.

gazoz kapakları taş yardımıyla taso gibi açılır ve taso gibi oynanırdı.

kibrit kutularının da alt üst tarafları kesilir , iskambil gibi oynanırdı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim