bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körű körüne. "o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni,
senin onu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde. paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim." diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın. çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...
devamını gör...
"ne dedimse inanma
seni değil kendimi aldatıyorum
sen istediğin kadar
varlığın ta kendisi ol
ölümsüzlüğün ta kendisi
ben günden güne yok olmaktayım
bütün ışıkları kaldırıp attım bir yana anlamıyor musun
gökyüzü güneş olsa
sensiz karanlıktayım."
-ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
bakar kör

''sayılardan mı ibaretsin sadece?
yapabildiklerinden, başarılarından mı?
hiç mi takdire layık değilsin şu hayatta?
hep mi el oğlu, el kızı örnek insan çevresine?
görülmüyorsun, sevilmiyorsun
benimsenememişsin bir türlü ne çok uğraşsan da
ezip geçmişsin kendi kendini tüm kuvvetinle
senin en ölü hâline kalan darbeleri vurmuşlar
vurmasalar ne yazar sen kendini yaşatmadıkça
isyan bayrağını çekmedikçe küçümsenmişliğine
sev, başarma gerekirse; yenil yenilebildiğin kadar
iyi kal da tüm başarısızlıklar hanene yazılsın
altın harflerle kazısınlar tüm hatalarını yüreğine

kim hatasız, kime denir her yaptığıyla tastamam?
hiç kendine bakmaz mı sana üstünlük taslayan?
yaranmak uğruna en yakınlarına, sevdiklerine
hayatını başarıya, hırsa, daimi galibiyete yaslama
hadi diğerleri acımasız, gözleri dönmüş, görmezler
bari sen acı kendine, bakar kör olma''
devamını gör...
diyelim ki,
biz öldük, siz kaldınız.
diyelim ki,
kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar.
diyelim ki,
ateş olup küller üfürdünüz memlekete.
baktınız,
kalmamış yakacak tek bir ağaç,
sönmeyen ocak,
akacak tek damla gözyaşı.
sonra..?
geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız..?
diyelim ki kurdunuz,
külden ağaçlar,
uçmayan kuşlar,
ağıtlar,
bu ziftli yaslar sarmışken toprağı
mutlu mu olacaksınız..?
bize nasip bunca kalp ağrısından
size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz..?
yazık..!!!
davaya ibadet diye diye, toprağına ihanet edensiniz.
lakin unutmaz toprak..!!!
bakın göreceksiniz..
yakan,
yıkan,
bozan,
ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü.
onlar boğacak sizi.
yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz,
henüz gelmeden eceliniz.....
yaktığınız can kadar yanacaksınız…
devamını gör...
bilirim ki;
kulağım çınladığında,
özleyenim vardır uzaklarda.
ve yine bilirim ki;
özleyenim
özlediğimdir..
aslında kiminle yaşarsan yaşa,
kalbindekiyle yaşlanırsın.

ahmed arif
devamını gör...
sonra güldü.
bütün yüzüne yayılan, açık, temiz, yalansız bir gülüşle güldü.
eski bir dosta güler gibi güldü.

(bkz: sabahattin ali)
devamını gör...
sayım

ay ışığında oturuyorduk
bileğinden öptüm seni
sonra ayakta öptüm
dudağından öptüm seni

kapı aralığında öptüm
soluğundan öptüm seni
bahçede çocuklar vardı
çocuğundan öptüm

sonunda, caddelere çıkardım
kaynağından;
evime götürdüm, yatağımda
kasığından…

sonunda caddelere çıkardım
kaynağından;
evime götürdüm, yatağımda
kasığından öptüm seni,
öptüm öptüm…

cemal süreya *
devamını gör...
çünkü hayat, birinin tüm kalbiyle yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor...
can yücel
devamını gör...
"senin gönlün dâima meshûr ve müsahhardır,
mâzursun..
sen gamın ne olduğunu hiç bilmedin,
mâzursun..
ben sensiz bin gece kan yuttum
sen bir gece sensiz kalmadın,
mâzursun.."
devamını gör...
insanlar insanların içinde insana hasret yaşarlar…


gece midir seni bana düşündüren?
yoksa ben miyim
seni düşünmek için geceyi bekleyen?
kim bilir
kaç kişi ayrı yataklarda birbirine sarılarak uyuyordur
oysa…
o beni ben de onu bekliyordum…
ve bir gün daha konuşmadan bitiyordu.
gelemem dediğime bakma
eğer geliyorsam eğer gideceksem bırakma…
dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor
yarısı sen oluyorsun yarısı ben
sonra ikimiz bir bütün oluyoruz kimseye sezdirmeden…
insanlar insanların içinde insana hasret yaşarlar…
devamını gör...
"sana söyleyemediğim şeyler var
borsalar iflas ediyor kuşlar intihar edince çoktan seçmeli ölüyoruz yani hiçbir şey
ekonomi haberlerinden de anlamıyor ki kapıcılar, ne ekmek ne de süt belki de hepten!
hiçbir şey diyorum evet biraz gökyüzü biraz çarpım tablosu biraz da yoksul gramofon
matematiğe inanmıyorum, coğrafya defterime şiir dökülünce yalnız gelen ilhama
vergiden düşülen hayr’lara çokça âmin, topraksız nişantaşı köylüsü, viva latin amerika!
kızılderililere inanıyorum, biraz sonbahara, göç edemeyen kuşlara ve kırık kumbaralara
yüzüne ayet çarpılmış bir çocuk kadar hayretkar, incinmelere doymuyoruz zaten, nasılsın?
sana söyleyemediğim şeyler var, ortaçağ ve karıncalar üstüne eski ve usulsüz
ajanslara düşen cesetlerden muzdariptir kaç zamandır içimizdeki mezarlık
kızımın ismi eylül olabilir, senin ismin ya da herhangi bir filmin
-bu şiirde ikiz kulelere rastlanmayacaktır, holdinglere ve uyum yasalarına-
ne çok vuruluyoruz gitmediğimiz yerlerde beklenmediğimiz her saat, itina ile mutlaka!
vuruluyoruz, adım başı heykellerden kalma ayinlere yaslanırken bekamız
sıralar boyunca çizik içinde kalbimiz, denize paralel uzanmak bile iyi gelmiyor dağlara
-orta asya’yı terk ettiği günden beri huzursuzdur kavmim-
huzur uzak bir ülkedir, bankalar, hisse senetleri, riyad ve borsalar kahrolsun!
sana söyleyemediğim şeyler var
bakkal mahallemizin simgesidir tayyör dirliğimizin, geri kalanları da takrir-i sükûna yaz
elif deyince gökler yağdırıyor şarkısını nasılsa, yağmur diyoruz insan aklımızca ki, olsun.
elif bahsi geçince yağmur söylüyoruz ‘be’ deyince ölenlerdeniz, ölesi değilse de canlar
laiklik elden gidiyor, muhallebiciler kapanıyor birer birer ya da neşet ertaş’tır ipucun
cinayet romanları söze erken başladı habil’in hakkı kabil’den sorulmadı zaten, unutun!
sana söyleyemediğim şeyler var, aklın nepal’de kalmış romantik bir 68’lidir
ruhun slovakya’nın kurtuluşuna çoktan asker yazılmış
ve oda numarasından başka kaybedeceği bir şeyi olmayan sahipsiz anahtarlar gibi
kapılar arkasında hiç durmadan islamcılık öldüren elma kurdunun hikâyesi gibi histerik ya da
terk ettiği günden beri göçebe ruhunu bu kadar zamansız, ey kavmim!
elma kurdu dediysek, elma çürüktür mutlaka ve tüm kurtlar anarşist.
sana söyleyemediğim şeyler var,
kocaman bir mevsim devrilirdi içimize, dünya hafta sonları da anlaşılmazdı
üçüncü sınıf yazarların bohem tavırları çay bardakları kadar hatırlanmazdı
işten kovulmalarım çok şiirsel değildi baştan anlaşalım nato üyeliğimiz de öyle
ali’nin gel’mediği günler kekelerdi öğretmenimiz, eğitim kadar milli, devlet kadar uzakta
-ikinci yeni’den hiç etkilenmiyordu üstelik tebememe-
fiş’lendiğimiz doğrudur, gözlerin altıpatlar, sana söyleyemediğim şeyler var
kanun önünde eşittir öyleyse tüm karıncalar!
sana söyleyemediğim şeyler var
sana söyleyemediğim şeyler bahsi, dünyanın yenilmiş tüm çocuklarını da kapsar
-bakkala veresiye yazdıran meksikalı bir gerillanın
sigarasını yakmak üzere gökyüzüne bakması da şiirdir, mesela-
seni, seviyorum."

(bkz: güven adıgüzel)
devamını gör...
sen
en güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
en güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
biri sensin,
biri o,
biri ötekisi..
düşmanımdır ikisi..
sana gelince...
yazıyorsun..
okuyorum..
kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın
bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
ne yazık!..
ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
kalbimin kanıyla götüreceğim
ebediyete
ben o günleri..
sana gelince, sen o günleri -
kendi oğluyla yatan,
kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için...
en güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
biri sensin,
biri o,
biri ötekisi...
kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
sana gelince...
ne ben sezarım,
ne de sen brütüssün...
ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
artık seninle biz,
düşman bile değiliz..

nâzım hikmet
devamını gör...
abdurrahim karakoç'tan sizlere:


gitmişti makama arz-ı hâl için
'bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
bir azar yedi ki oldu o biçim..
'şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

kapıdan dört büklüm çıktı dışarı
gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
bir baktı konağa alttan yukarı
'vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

çekti ayakları kahveye vardı
açtı tabakasın, sigara sardı
daldı.. neden sonra garsonu gördü
'çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

içmedi, masada unuttu çayı
kalktı ki garsona vere parayı
uzattı çakmağı ve sigarayı
'say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş
sandım can evime döktüler ateş
sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
ağzına küfürler doldu zehirden
salladı dilini.. vazgeçti birden,
'oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
devamını gör...
bir ben kaldım ikimizden . ben seni hiç unutmadım.
devamını gör...
devamını gör...
ne iyi olurdu, herkesin,
...ben yalan söyleyebilirim,
ama sana değil...
bir, sen'i olsaydı..
ne iyi.
şimdi herkesin bir sen'i var,
yalan söylediği.
devamını gör...
wiiliam shakespeare / kaybettiğin yerde bekleme

kaybettiğin yerde bekleme,
güçsüzler öyle yapar.
sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
kapanan kapıyı acizler çalar.
unutma ki bu aşağılık dünyadasın:
kötülüğü baş tacı edip,
iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
şunu iyi bil ki,
işine geldiğinde,
şeytan da kutsal kitap’tan örnekler verebilir
ve cehennem boş,
şeytanların hepsi burada...
her düşünceni dile getirme,
sana yakışmayan hiçbir düşünceyi hayata geçirme.
samimi ol fakat asla basit davranma.
huzur ancak gökyüzünde vardır...
biz ise yeryüzündeyiz...
devamını gör...
sana çok alıştım

sana çok alıştım
ağrıma gidiyor artık sensizlik
bazen öyle özleniyorsun ki yüreğimde
o an yanımda olmanı
o kadar istiyorum ki
neleri vermem ki o ana
tüm varlığımla vermek isterim
seninle bir dakika, evet bir dakika
birlikte olmaya
sadece gözlerine bakmak bile


beni rahatlatıyor düşümde
bakışlarındaki o gülüş
bir güneş gibi
tüm benliğimi aydınlatıyor
içimin soğukluğunu gideriyor
kaskatı kesilmiş bedenimi
bir pamuk kadar yumuşatıyor
dokunmak istiyorum tenine
sarılmak istiyor kollarım bedenine
gözlerim gözlerinde


nefesim nefesinde
öylece kalmak istiyorum
senin kollarında.

mehmet ali yenidünya
devamını gör...

acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
benden savrulan parçalar kurusa da,
izleri var hala yolun kenarında.
izini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun,
ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin.
ne zamandı bilmiyorum. yaşadıklarından sana kalan tortu, seni olduğun yere çakan, olduğun yerde fırtına koparan korku. kendi sarmalında döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.
şimdi, acının ormanından geçiyorsun
her şey bir daha kanasa da
ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
geç meleğim, senin de şarkıların olsun
içindeki telleri titreten.

iz,birhan keskin.
devamını gör...
başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
ilk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
o'ndan başka ne varsa yandı,
yandık sen ve ben.
o'nu göreyim diye, kıblegâhım da yandı.

(bkz: beni yakışına)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim