otomatik leyla ekartörü
başlık "kimsesizlerinkimiraikkonen" tarafından 15.01.2021 22:26 tarihinde açılmıştır.
1.
prof. dr gazi yaşargil'in beyin ameliyatlarında kullanılmak üzere tasarlamış olduğu alet. hikayesini şöyle anlatıyor kendisi:
''beyne girmek çok zordur. çünkü kafatasını açtığınızda kemiği bir külçe gibi karşınıza çıkar. fakat sizin girmek istediğiniz yer bu külçenin altındadır. hocalarımız 1920 senesinde bu külçeden çok korkmuşlar. ilk önde gidenler, ilk defa alın
kısmını yavaşça kaldırıp, şakağı kaldırıp, lobar traksiyonlar yapmışlar, yani beyin loblarını çekmişler. bizler bunu yaparken, genç asistanlara bir spatula verilir. asistan bunu elinde tutar ve belli bir dengede çeker ki hoca rahatça çalışabilsin. ben de bunu hocamdan öğrendim. en azından iki yıl o spatulayı sadece tuttum. hayatım onu tutmakla geçti. ama 10 dakika sonra bu elinizdeki mafsal bir acımaya başlar ki sormayın. o acıyı yenmek zorundasınız; çünkü yenemezseniz duramazsınız. duramazsanız ameliyatı engellersiniz. o acıyı yenip, işinizi yapmak zorundasınız. bu bir maharettir. acıya dayanmak. ben bir yandan bu görevimi yaparken düşünüyordum da: neden bunu otomatik bir şekilde tutamıyoruz diye? kızım o senelerde 6-7 yaşlarında. annesinin inciden yapılmış boyunluğunu almış, kafasından geçirmeye çalışmış. tabii bu sırada kolye kopmuş, inciler etrafa saçılmış. bana koştu. bak bunlar koptu dedi. beraberce gittik kolyeyi toparlamak için. ben, kolay olsun diye naylon ipliğe geçirdim incileri. fakat naylon ipliğe düğüm atmak çok zor. kaymaz, tutmaz, oturmaz. tam bu sırada bir parçasını çekerken bir de ne göreyim: o boncuklar teker tekerken birden bire bütün bir zincir oldu. oluşan zincir bambaşka bir kıymet demek. kendine mahsus fiziki kıymet. kendi kendine durabiliyor. işte buldum dedim. spatulanın yerine geçecek, kendi kendine durabilen şeyi. sonra o boncukları çelikten yaptılar. içerisine bir zincir soktular. bu zincire ekartör deniyor. ben ona leyla adını verdim''
anlaşıldığı üzere leyla, gazi yaşargil'in kızının ismidir. gazi yaşargil'in bir de oğlu vardır: can. onun hikayesi ise bambaşkadır...
''beyne girmek çok zordur. çünkü kafatasını açtığınızda kemiği bir külçe gibi karşınıza çıkar. fakat sizin girmek istediğiniz yer bu külçenin altındadır. hocalarımız 1920 senesinde bu külçeden çok korkmuşlar. ilk önde gidenler, ilk defa alın
kısmını yavaşça kaldırıp, şakağı kaldırıp, lobar traksiyonlar yapmışlar, yani beyin loblarını çekmişler. bizler bunu yaparken, genç asistanlara bir spatula verilir. asistan bunu elinde tutar ve belli bir dengede çeker ki hoca rahatça çalışabilsin. ben de bunu hocamdan öğrendim. en azından iki yıl o spatulayı sadece tuttum. hayatım onu tutmakla geçti. ama 10 dakika sonra bu elinizdeki mafsal bir acımaya başlar ki sormayın. o acıyı yenmek zorundasınız; çünkü yenemezseniz duramazsınız. duramazsanız ameliyatı engellersiniz. o acıyı yenip, işinizi yapmak zorundasınız. bu bir maharettir. acıya dayanmak. ben bir yandan bu görevimi yaparken düşünüyordum da: neden bunu otomatik bir şekilde tutamıyoruz diye? kızım o senelerde 6-7 yaşlarında. annesinin inciden yapılmış boyunluğunu almış, kafasından geçirmeye çalışmış. tabii bu sırada kolye kopmuş, inciler etrafa saçılmış. bana koştu. bak bunlar koptu dedi. beraberce gittik kolyeyi toparlamak için. ben, kolay olsun diye naylon ipliğe geçirdim incileri. fakat naylon ipliğe düğüm atmak çok zor. kaymaz, tutmaz, oturmaz. tam bu sırada bir parçasını çekerken bir de ne göreyim: o boncuklar teker tekerken birden bire bütün bir zincir oldu. oluşan zincir bambaşka bir kıymet demek. kendine mahsus fiziki kıymet. kendi kendine durabiliyor. işte buldum dedim. spatulanın yerine geçecek, kendi kendine durabilen şeyi. sonra o boncukları çelikten yaptılar. içerisine bir zincir soktular. bu zincire ekartör deniyor. ben ona leyla adını verdim''
anlaşıldığı üzere leyla, gazi yaşargil'in kızının ismidir. gazi yaşargil'in bir de oğlu vardır: can. onun hikayesi ise bambaşkadır...
devamını gör...