#ödüllü filmler
yönetmen koltuğunda stephen chbosky'ın yer aldığı 2017 yapımı dram-çocuk filmidir. konu; 5. sınıfa geçmek üzere olan auggie yaşadığı doğuştan gelen bir hastalık yüzünden yüzü deforme olarak doğmuştur. o yaşına kadar hep evde eğitim gören auggie, 5. sınıfta okula yazdırılır ve bu süreçte yaşadığı zorluklar anlatılmaktadır.
yönetmen:stephen chbosky
oyuncular:
jacob tremblay
julia roberts
owen wilson
ızabela vidovic
noah jupe
elle mckinnon
oyuncular:
jacob tremblay
julia roberts
owen wilson
ızabela vidovic
noah jupe
elle mckinnon
bandung film festivali ithal film ödülü
humanitarian award
humanitarian award
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "mrscomet" tarafından 10.04.2021 21:48 tarihinde açılmıştır.
1.
bir gen sorunuyla doğan, sayısız ameliyat geçiren ve dolayısıyla evde eğitim gören bir çocuğun, diğer çocuklar gibi okula başlaması anlatılıyor. hayat bize muhteşem bir aile vermiş olsa bile çevrenin hayatlarımıza etkisi korkunç. lütfen insanları kusurlarıyla kabul edelim.
böyle filmleri izleyince çok üzülüyorum. bir çocuk bunları yaşamamalı diyorum. çünkü o sadece bir çocuk diyorum.
bazı şeyler çok fazla, altından kalkamayacağımız kadar fazla...
2017 yapımı film, dram türündedir.
başrollerini julia roberts ve owen wilson paylaşıyorlar.
böyle filmleri izleyince çok üzülüyorum. bir çocuk bunları yaşamamalı diyorum. çünkü o sadece bir çocuk diyorum.
bazı şeyler çok fazla, altından kalkamayacağımız kadar fazla...
2017 yapımı film, dram türündedir.
başrollerini julia roberts ve owen wilson paylaşıyorlar.
devamını gör...
2.
amerikalı yazar ve yönetmen stephen chbosky tarafından yazılıp yönetilen 2017 yapımlı 1 saat 53 dakikalık dram filmi.
treacher collins sendromundan muzdarip bir çocuğun ilk kez gerçek ve normal bir okula başladıktan sonra yaşadıkları anlatılıyor.
bu sendromda birey yüzü deforme bir şekilde dünyaya geliyor, sanki yanmış gibi.
baş karakter 9-10 yaşlarında august pullman adında bir çocuktur, ailesinin durumu iyi, bir ablası köpekleri vardır.
sendromundan dolayı özgüveni sıfırdır, çok zeki olsa özgüven belirtisi zeka ile değil dış görünüş ile ölçüldüğü için astronot kaskı ile dışarı çıkıyor ancak.
çünkü herkesin dikkat ettiği tek şey yüzü, yüzünün herkese çirkin gelmesi, hastalıklı deyip ona dokunmamaları. august okula başlar ve daha ilk günden onunla alay etmek isteyenler olur. senin yerinde olsaydım kendimi öldürürdüm gibi ağır şeyler söyler birkaç densiz.
ancak zamanla değişirler, gözün gördüğü değişmez, doğuştan öyle olan hiç değişmez, ancak sen bakış açını değiştirebilirsin. filmin ana fikri budur.
kendi yorumumu belirtmem gerekirse gayet duygu yüklü olduğu, güzel olmayan çocuğun yemekhanede yemeğini hep tek başına yemesi, yani dışlanması, farklı olanın hep yalnızlığa mahkum oluşunu gösteriyordu.
august'un ailesi çocukları bu sendrom ile doğdu diye onun için ellerinden geleni yapıyorlardı, ama yine de yemek masasına oturduklarında acı gerçek, bir sessizlik zonk diye zuhur ediyordu. ondan utanıyorlar, bir yere götürmek istemiyorlardı, bu fazlasıyla kırıcı.
ama o çocuk gerçekten öyle değilmiş, makyaj ve efekt olduğu söyleniyor.
replikler düşündürücü, film güzel.
dokunaklı ve gerçek.
julia roberts'ın ve çocuk oyuncunun oyunculuğunu sevdim. diğer oyunculuklar da güzeldi.
ve tepedeki mezarıma götürüyorlar.
artık yemek, kahve, sıcak duş yok, dünya hoşçakal, uyanmak yok...
treacher collins sendromundan muzdarip bir çocuğun ilk kez gerçek ve normal bir okula başladıktan sonra yaşadıkları anlatılıyor.
bu sendromda birey yüzü deforme bir şekilde dünyaya geliyor, sanki yanmış gibi.
baş karakter 9-10 yaşlarında august pullman adında bir çocuktur, ailesinin durumu iyi, bir ablası köpekleri vardır.
sendromundan dolayı özgüveni sıfırdır, çok zeki olsa özgüven belirtisi zeka ile değil dış görünüş ile ölçüldüğü için astronot kaskı ile dışarı çıkıyor ancak.
çünkü herkesin dikkat ettiği tek şey yüzü, yüzünün herkese çirkin gelmesi, hastalıklı deyip ona dokunmamaları. august okula başlar ve daha ilk günden onunla alay etmek isteyenler olur. senin yerinde olsaydım kendimi öldürürdüm gibi ağır şeyler söyler birkaç densiz.
ancak zamanla değişirler, gözün gördüğü değişmez, doğuştan öyle olan hiç değişmez, ancak sen bakış açını değiştirebilirsin. filmin ana fikri budur.
kendi yorumumu belirtmem gerekirse gayet duygu yüklü olduğu, güzel olmayan çocuğun yemekhanede yemeğini hep tek başına yemesi, yani dışlanması, farklı olanın hep yalnızlığa mahkum oluşunu gösteriyordu.
august'un ailesi çocukları bu sendrom ile doğdu diye onun için ellerinden geleni yapıyorlardı, ama yine de yemek masasına oturduklarında acı gerçek, bir sessizlik zonk diye zuhur ediyordu. ondan utanıyorlar, bir yere götürmek istemiyorlardı, bu fazlasıyla kırıcı.
ama o çocuk gerçekten öyle değilmiş, makyaj ve efekt olduğu söyleniyor.
replikler düşündürücü, film güzel.
dokunaklı ve gerçek.
julia roberts'ın ve çocuk oyuncunun oyunculuğunu sevdim. diğer oyunculuklar da güzeldi.
ve tepedeki mezarıma götürüyorlar.
artık yemek, kahve, sıcak duş yok, dünya hoşçakal, uyanmak yok...
devamını gör...