yazarların bugüne kadar hissettiği en büyük fiziksel acı

böbrek ağrısı...

bir de sünnet olunca ; acıyı beynimin içinde hissetmiştim.
insanın beyni acır mı lan !
acımıştı...

ilk defa lazere gittiğimde kadın yakmıştı ağlamaktan yastığı ıslatmıştım

uzun uzadıya anlatmak yersiz.

lise 1'deyim. smaç basamazsın dediler.. size de basarım dedim.

bastım da.

düştüm. bileğim kırıldı. ama şovumu yapmıştım.

öleceğimi bilsem yine döner o sahneye, yine yapardım.

anlayamazsınız.

ilkokulda hoşlandığım çocuğun futbol oynarken çelme takması, yüzüstü düşmem ve diz kapaklarımda oluşan o derin yaralar..
2 hafta boyunca yürüyemedim
ayrıca ilk hayal kırıklığıydın da sümüklü böcek seni

ablam dun cimcik atti. evet.

kulağımın kırılması sanırım.. iki kol kırığı bir ayak çıkığı sayısız dikiş lif kopması bunun yanında hiç...

kayalıklarda güneşlenirken biranın da etkisiyle uyuyakalıp göt, sırt, baldır bütün arkamın güneş yanığı olması.

lanet olası potasyummmmmm.

2011de 3 ay hastanede yatmıştım kalsiyum fazlasından. günde 3 posta serum yediğimden(kandaki kalsiyum düşsün diye) bu sefer potasyum seviyem dip yapmış.

anam anam. hemşirenin potasyumu serum içine zerk etmesiyle damar yolundan öyle bir acı vurdu ki koluma. dirseğimi ters çevirseler falan ancak o kadar acırdı sanırım. kolumu koparıp atasım geldi. ve bu yaklaşık 15 dakika sürdü.

allah kimseyi hastane yataklarına düşürmesin.

ruhsal acılar bazen fiziksel acıya dönüşebiliyor. sanırım budur.

edit: ilgisi sizin için çok önemli olan kişi tarafından görmezden gelinmekmiş.

beyaz sayfa korkusu.
yaratıcılık felci.
yazarım lan ben.

suni sancı ile doğum yapmak. sanki iki ayrı yöne giden araca bağlayıp, ortadan ikiye ayırmaya çalışıyorlar. öyleli bir acı.

bıçak setleri olur ya, böyleli hani ağaç bişeye saplanan. işte o set kafama düştü. allah vermeye bıçaklar kafama saplanmadı da o ağaç şeysi burnumun üstüne düştü. yok böyle bir sızlama. bütün gün çektim. sonrası şişkinlik ve morluk. zaten karadeniz burnum ve ben yeterince içli dışlıydık, üstüne şişkinlik tuz biber olmuştu.

çocukken annemle ev gezmelerine giderdim.

yine bir gün bu gezmelerden birinde, komşu evindeydim.

yaş daha 7.

ev sahibi ve diğer komşuların kızları yerinde duramayan tipler.

çocuk odasında bunlar oyun oynuyor ben de oturmuş izliyorum.

bu salaklar iki sandalye arasına ip germiş atlıyorlar.

canım sıkıldı anneciğimin yanına gideyim diye yerimden kalktım.

kalkmamla yere kapaklanmam bir oldu.

ipe takılmışım.

düşerken kanepenin sivri ucuna kaşıla gözümün kesiştiği yeri çarpmışım.

oluk oluk kan akıyor.

annem geldi bayılmalık oldu.

sonra apar topar hastaneye.

dikiş atılacak.

amaaaaaa önce uyuşsun diye iğne.

allah sizi inandırsın o iğnenin girmesitle öyle bir feryat atmışım ki hastane inlemiş.

canımı yakan gerzek kızlar.

allahınızdan bulun....

eski sevgilimin bacak arama tekme atmasıdır. evet cevap olarak ağır darbe aldı ve ayrıldım.

öyle bir kalbim kırıldı, öyle bir hayal kırıklığı içine düştüm ki dünya yıkıldı altında kaldım sandığım o an… bütün bedenim parçalara ayrılmış gibi bir his.

ölmüşüm de öyle emaneten nefes alıyormuşum gibi.

diş hekimi, dişim uyuşmadan kanal tedavisine başlamıştı acısı çok fenaydı. sonrasındaki ağrı da çok kötü, o dişime alttaki dişim çarpınca ağlayasım geliyordu.

kalp kırıklığının verdiği o büyük acı sayılırsa ilk sıraya onu koyarım,

ama illa fiziksel bir nedenle oluşan acı isteniyorsa bir parmak kalınlığında yarılan etimi, elimi kolumu tutup uyuşturmadan zorla temizlemeye çalışan aptal devlet doktorlarının sebep olduğu acıyı söyleyebilirim

tüm geçmişin yükü tüm hayal kırıklıkları tüm hayatın ağırlığını ruhun taşıyamaz da artık bedeninden çıkar ya... kötüdür... ölemezsin ama sürünürsün...

sürünüyorum...

bıçaklanmıştım karambolde.

acı değil de akciğer boşluğuma denk geldiği için kan dışarı değil içeri doğru dolmaya başlayınca nefesim kesilmişti. ciddi ciddi ölüyorum zannettim nefes alamamaktan daha kötü bir şey görmedim, umarım görmem de.

luayikçi kemalist düzenin yaşattığı kültürel kıyım, yoksulluk, sömürü, akşama kadar döktüğün alın terinin yüksek perdeden kemslist " boğazdaki aşiret"e ödenecek tefeci borca gitmesi.