161.
ilk hamileliğimdi, ikiz dedi doktor. iki bebek birden gelecek, inanılmaz bir heyecan ve korku yaşıyorum haliyle. günden güne içimde iki can büyütüyor olmanın verdiği mucizevi bir hisle ellerim sürekli karnımda. ultrasonda iki kese içinde iki fasulye tanesi. fakat zaman zaman kasılıyor karnım ağrıdan. miniklerle 4 aylık birlikteliğimizin son gününde şiddetli bir sancıyla gittim hastaneye, doktor biri yaşıyor hala, dedi. aklım almadı nasıl ayrıldılar birbirlerinden. bir umut belki yaşamaya devam eder diğeri diye düşündüm ama öyle olmuyormuş. o gece hastanede diğerinin de düşmesini beklemişim bilmeden. sabaha karşı vedalaştım ikisiyle de. buraya kadar geçen sürede kalben çektiğim acıyı bastıramadı fiziksel olarak çektiğim acı. ertesi gün ise onlardan geriye ne kaldıysa artık orada olmaması gerektiğini söyledi doktor. temizlenmesi gerek, dedi. iki can kaybetmiştim ve dünyadaki ilk yuvalarının artık bir yuva olmadığı, tabiri caizse bir mezar olduğuyla yüzleşiyordum ben o sırada. artık karnıma dokunamıyordum ellerimle...
sonra kürtaj zamanı geldi. o odaya çağırdılar. ve etimden et kopardılar. o an ölmeyi diledim yaşadığım acı karşısında. gerçekten diledim.

diğeri de babamı kaybettiğim gündü. o sabah, kalbimi, aklımı, beni paramparça eden bir ateşti yaşamak.
devamını gör...
162.
bütün yaşanmışlıkların birikimsel olarak üzerime çökmesi. evet diyeceksiniz ki bu ruhsal acı olur fiziksel değil belki ama şöyle bir durum var; fiziksel acı ile ruhsal acı iç içedir. içinizde biriken acılar kendini zamanla dışa da vurur. bizi yıllarca içinin güzelliği dışa da vurur zamanla diye kandırdılar.
devamını gör...
163.
dizimden sakatlandığımda soğuduktan sonraki acı akabinde 12 saatlik ameliyat sonrasında ufak tefek 13 ameliyat daha.
devamını gör...
164.
burada okuduklarımın üstüne bu çok hafif kalacak ama..

öncelikle rabbim hepinize yardım etsin.unutmayın, her şeyin bir nedeni vardır.rabbime bol bol dua edin.

kayıplarınız için isyan etmeyin.

benim cevabıma gelirsek : bacak krampı..

neden olduğunu bilmediğim şekilde gece uyurken bir anda giriyordu.. özellikle sağ bacağıma.. uykunun içinde o acı ile cebelleşiyordum.. bir ara tavan olduğu an oluyordu…….

niye olduğunu hala bilmiyorum ama çok şükür şu aralar hiç yaşamıyorum.
devamını gör...
165.
diş ağrısı. insan gecenin bir vakti ağrıdan uyuyamadığı için kafasını duvara vurup kendini bayıltmayı düşünür mü hiç? düşünüyormuş.
allah düşmanın başına vermesin.
devamını gör...
166.
sağ el bileğime on dikiş atılmıştı, dikişlerim sökülürken hemşire çok sert çektiği için yara tamamen eskisi gibi tekrar açılmıştı. garip ve tarifsiz bir acıydı, allah bir daha yaşatmasın
devamını gör...
167.
bağırsak düğümlenmesi ve bağırsaklardaki yaralar.
devamını gör...
168.
benim de söyleyeceklerim var. * on bir sene önce yaşadığım böbrek sancısını hala dün gibi hatırlarım.

sabah erkenden 6:00-6:30 gibi seyahate hazırlık için ofise gelmiştim. saat 11:00'de uçağımız kalkacaktı. mideme aniden bir kramp girdi ve midem bulandı. kusmak için lavaboya koştum ama henüz hiçbir şey yemediğim için midem boştu. buna rağmen boğazlarım yanarak mide özsuyu kustum. ne oluyor demeden sol böbreğime mike tyson yumruğu yedim. boğazımdaki yanık artık sivrisinek ısırığı gibiydi. sendeleyerek masama yanaştım. sanki birisiyle çılgınlar gibi sevişecekmişçesine, masanın üzerinde ne varsa tek el süpürme hareketiyle yere fırlattım. masanın üzerine kıvrılarak, ortadan ikiye bölünmüş bir solucan gibi kıvrım kıvrım kıvranmaya başladım. arkadaşımı aradım ve çok net bir şekilde "ölüyom beni kurtar" dedim. 10-15 dakikaya geldi ve beni hastaneye götürdü. tabi ki bizim uçak biletleri yandı ve seyahat iptal oldu.

bu öyle bir sancı ki, taht oyunları'ndaki lyanna mormont'u sıkarak öldüren devin beni bir limon gibi sıkmasını, tabi önce yerden yere vurmasını isterdim. eğer bu başıma uçak kalktıktan sonra gelseydi and olsun ki o uçağı atina'ya indirttirdim. * canı kıymetli, abartıyor diye düşünmeyin. tabi ki hepimizin canı kıymetli, ama iğnesiz kanal tedavisi olan, ayak tırnağının çekilişini seyreden, ayak bileğinin çıkıntı kemiğinin üzerinden geçen o kalın damardaki derin kesiğin sebep olduğu kanama durdurulana kadar bir saat oluk oluk kan akışını izleyen, pütürlü beton saçaklı bir heykel zemininin altından kaykayla geçerken 2 metre boyunca sırtını o pütürlü zemine sürten, sandalyeden sandalyeye atlarken ayağı boşluğa düşüp gırtlağını diğer sandalyenin üst demirine vurup soluğu kesilen, boğularak hayatı kısa film gibi gözünün önünden geçen, * yetmedi mi, çocukken dere boyunda işerken pipisi arı tarafından sokulan birisiyim. * ama, böylesini görmedim!

beş defa böbrek taşı düşürdüm. zamanla böbrek sancısı artık benim için daha katlanılabilir bir hal aldı. acı eşiği bakımından yavaş yavaş oldboy'daki dayı kıvamına gelmiştim. iki sene önce rutin kontrollerimi yaptırdığımda altıncı taşın yolda olduğunu görmüştüm. biraz daha büyüdükten sonra kırdırma fikri ile hastaneden ayrılsam da, pandemiden dolayı bu fikri ertelemiştim. iki ay önce tekrar kontrole gittiğimde ortada taş falan yoktu artık. sanırım beşinci round sonunda kazanan bendim. *

hadi böbrek taşı bir şekilde yok olmuştur neyse de; 0.50 miyop, 1.00 astigmat birisi olarak, bir ay önceki kontrollerimde miyopun tamamen kaybolduğu, astigmatın da 0.75'e gerilediğini görünce , "ne oluyor yahu" dedim şaşırarak ve sevinerek. hatta iki defa yaptırdım tetkikleri emin olabilmek için. çektiğim onca çile ve ızdırabın ödülü olmalıydı bu. hem benden de neden bir "nicholai rosicky'nin garip hikayesi" çıkmasın ki? * kırkından sonra her şeyin tekrar geri sarmasına hayır demezdim...

edit: "pütürlü beton saçaklı heykel zemini" betimlemesini bir görselle aydınlatma ihtiyacı hissettim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
169.
okuması dehşet verici olan tanımları içeren başlık. empati yeteneği yüksek kişiler okurken çok rabatsız olacaktır.
devamını gör...
170.
böbrek taşı. sinsi sinsi böbreğimde bulunan taş idrar yollarımı tıkayınca deli bir sancıya sebep olmuştu. o an tek istediğim şey acıyı daha fazla çekmemek için bir an önce ölmekti.
devamını gör...
171.
kalp acisi
devamını gör...
172.
diş ağrısı.
daha büyüğü yok, tanımadım.
ruhsal acı, depresyon, bunlar hiçbir şey. diş ağrısı...
devamını gör...
173.
ön çapraz bağ yaralanması.
hani şu sporcuların 6 ay süren sakatlığı.
ilhan mansız'la aynı dönem sakatlandık.
o akşamında reina'ya gitti, ben 2 ay yattığım yerden kalkamadım.
devamını gör...
174.
yataktan düşmüştüm, burnum kan revan içinde kaldı, dudağım patladı. o anki acıyı unutamam... erkekler nasıl ağız burun girebiliyorlar birbirlerine hayret.
devamını gör...
175.
gözüme tekme yemiştim.gözüm içime kaçtı zannettim nefesim kesildi.adet sancısı halt etmiş.sinüzit oturup ağlamış o derece yani
devamını gör...
176.
çocukken bahçe demirinde oturmakta iken sırtüstü olacak şekilde diğer binanın bahçesine düşmüştüm. yüksekti epey. nefesim tamamen kesilmişti bir süreliğine. sanırım en korkunç olan buydu.
devamını gör...
177.
yüksek tansiyon sebebi ile ense köküme yumruk yemiş gibi, betona düştüm. kafam kolum bacaklarım aynı anda kırıldı sanki.
sezeryan ile doğumu hiç saymıyorum. ikisi kapışsa düşme kazanırdı sanırım
devamını gör...
178.
boynumdan ameliyat oldum ve sonrasında öksürurken hapsirirken yaşadığım acı inanilmazdi, dikislerimin patlicagini filan düşünüyordum. bunlari içinde tutmak da mümkün değil ki öksürük esnemek filan hapşırmak neyse de
devamını gör...
179.
kolumu yakmam. iki üç sene önce yaz ayında kışlık olsun diye domates kaynatıyorduk konservelik. sonra bunları tek tek doldurup kavanozlara, kapak kapatıyorduk. biraz güç biraz teknik isteyen bir durum. ben bir anlık gafletle kavanozu elimde havlu ile tutup kapamak istedim. bir yere koyunca iyi sıkamıyorum fire veriyoruz boşuna gibi geldi. ama kavanoz kaynar tabi. tam sıkayım derken kapak boşa döndü açıldı tutayım kavanozu derken o da parça parça tüm koluma sıçradı. kaynar domates anında yaktı tabi beni. hemen musluk vardı yanımda soktum suya. domatesleri temizledim. acısı öyle hemen gelmedi. böyle durumlarda kendimi kurtarma adına soğukkanlılık gelir bana. sonra hemen gittim tekrar suya sokmaya. o ikinci suya sokuşum ve acı. suda tutuyorum ayrı acı, çekiyorum ayrı acı. o gün ilk defa ağladım, canımın acısına. ben garantici bir insanım kesik yanık başıma gelir bilirim o yüzden evde yanık kremi tutarım hep. o olmasa hastaneye bayılarak giderdim herhalde. hemen onu bocaladım 1 tüp. acısı geçti, sonra da deli dehşet bir kaşıntı yaşadım. acı daha iyiydi diyordum hatta. hastaneye bile gitmedim. normalde koşarım. kremler yağlar derken ucuz atlattım bunu da. bu yaz güneş yanığı oldum acile gittim herkes bana ah vah çok acıyor diye bakıyordu yine pansuman krem vs o bile acı vermedi. kaynar sudan ve yağdan korkarım. bir daha asla kızartma konserve yapmıyorum. yardım etmiyorum. benlik değil.
devamını gör...
180.
trigeminal nevralji
bilen bilir fecidir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların bugüne kadar hissettiği en büyük fiziksel acı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim