bir insanın sizden hoşlandığını anlamanın yolları
saçma sapan şeyleri bahane edip mesaj atıyorsa, sürekli konuşmak istiyorsa yüzde yüz hoşlanıyordur yani. bir insan anasıyla babasıyla bu kadar sık konuşmak istemez en nihayetinde dimi?
devamını gör...
hatırla sevgili
ahmetin "sen bana ne yaptın yasemin" demesi ve necdetin o klas karakteri.. aklımda kalanlar, tabi müzikleride çok iyiydi, hepimize bulut geçti şarkısını ezberleten dizidir aynı zamanda.
devamını gör...
otobüste kadına yer vermeliyiz mantığı
yanlış bir mantıktır.
sırf cinsiyeti kadın diye yer vermek anlamsızdır.
nezaketen, centilmenlik adına verilmesi normaldir. hamileyse, yaşlıysa, hastaysa ya da 'şöyle böyle rahatsızlığım var. yerinizi verir misiniz?', derse verilmesi de oldukça normal ve bence olması gerekendir.
ancak sırf kadın olduğu için yer verilmesi, öncelik tanınması, ayrıştırılması doğru değildir. nitekim o koltuğa oturmak için herkes para ödüyor.
sırf cinsiyeti kadın diye yer vermek anlamsızdır.
nezaketen, centilmenlik adına verilmesi normaldir. hamileyse, yaşlıysa, hastaysa ya da 'şöyle böyle rahatsızlığım var. yerinizi verir misiniz?', derse verilmesi de oldukça normal ve bence olması gerekendir.
ancak sırf kadın olduğu için yer verilmesi, öncelik tanınması, ayrıştırılması doğru değildir. nitekim o koltuğa oturmak için herkes para ödüyor.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
"ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden"
diyorum kendime.
diyorum kendime.
devamını gör...
terörist
bir john updike romanıdır.
john updike rabbit is rich ve rabbit at rest romanları ile iki kez pulitzer ödülü kazanan dev bir romancı ve öykü yazarıdır.
bu romanında john updike karl marx’ın halkların afyonu olarak nitelediği din kavramının radikalleştikçe insanların düşünme yetileri üzerinde ne tür yıkıcı ve tamir edilmesi mümkün olmayan hasarlar bırakabileceğini anlatmış.
içinde yaşadığımız ve teknoloji çağı olarak isimlendirdiğimiz bu çağda olmayacağını öngördüğümüz günlük terör dört bir yandan kuşatmış durumda inanlığı. ve herkesin bir nedeni var teröre bulaşmak ve teröre karşı olmak için.
körü körüne, bağnaz, radikalce, üzerinde düşünmeden, bilmeye çalışmadan bir dine inanmanın bizi ne tür açmazlara düşüreceğine dair müthiş bir roman.
okurken bana zaman zaman erkan can’ın harikalar yarattığı; özer kızıltan’ın 2006 yapımı müthiş filmi takva’yı hatırlattı kitap. belki konular benzer değil ama karakterlerin motivasyonları bire bir aynı sanki.
karakterler o kadar gerçek, hikaye o kadar bilindik ki sanki gerçekten yaşıyormuş gibi hissediyor okuyan. belki de zaten bildiğimiz, içinde olduğumuz, çevremizde gördüğümüz bir gerçekliği kurgu ile sarıp sarmalayan bir roman.
john updike rabbit is rich ve rabbit at rest romanları ile iki kez pulitzer ödülü kazanan dev bir romancı ve öykü yazarıdır.
bu romanında john updike karl marx’ın halkların afyonu olarak nitelediği din kavramının radikalleştikçe insanların düşünme yetileri üzerinde ne tür yıkıcı ve tamir edilmesi mümkün olmayan hasarlar bırakabileceğini anlatmış.
içinde yaşadığımız ve teknoloji çağı olarak isimlendirdiğimiz bu çağda olmayacağını öngördüğümüz günlük terör dört bir yandan kuşatmış durumda inanlığı. ve herkesin bir nedeni var teröre bulaşmak ve teröre karşı olmak için.
körü körüne, bağnaz, radikalce, üzerinde düşünmeden, bilmeye çalışmadan bir dine inanmanın bizi ne tür açmazlara düşüreceğine dair müthiş bir roman.
okurken bana zaman zaman erkan can’ın harikalar yarattığı; özer kızıltan’ın 2006 yapımı müthiş filmi takva’yı hatırlattı kitap. belki konular benzer değil ama karakterlerin motivasyonları bire bir aynı sanki.
karakterler o kadar gerçek, hikaye o kadar bilindik ki sanki gerçekten yaşıyormuş gibi hissediyor okuyan. belki de zaten bildiğimiz, içinde olduğumuz, çevremizde gördüğümüz bir gerçekliği kurgu ile sarıp sarmalayan bir roman.
devamını gör...
bulmaca çözmek
alzheimer hastalığının ilerlemesini durdurduğu, bulmaca çözen kişilerin çözmeyenlere oranla daha az bu hastalığa yakalandığı bilimsel araştırmaların konusu olmuştur.

devamını gör...
film önerileri
daha izlemedim ama konusunu bildiğim için etkileneceğiniz bir film olduğuna garanti veririm.
(bkz: sophie scholl)
sophie, nazi almanyasında şiddet karşıtı bir direniş grubu beyaz gül'ün üyesi olan bir öğrenci.
abisiyle birlikte üniversitede broşür dağıtırken yakalanıyorlar. 21 yaşındaki sophie, görüşünden asla taviz vermediği için idamla yargılanıyor, yakalanmasıyla idamı arasındaki 4 günü anlatıyor film.
daha önce hiç duymamıştım bu ismi. ya kendi cahilliğim yüzünden yeni duydum ya da kız gerçekten pek bilinmiyor, umarım ilk şıktır.
gencecik bir yaşta birilerine örnek olmak için sergilediği bu duruş inşallah daha çok insan tarafından bilinir.
(bkz: sophie scholl)
sophie, nazi almanyasında şiddet karşıtı bir direniş grubu beyaz gül'ün üyesi olan bir öğrenci.
abisiyle birlikte üniversitede broşür dağıtırken yakalanıyorlar. 21 yaşındaki sophie, görüşünden asla taviz vermediği için idamla yargılanıyor, yakalanmasıyla idamı arasındaki 4 günü anlatıyor film.
daha önce hiç duymamıştım bu ismi. ya kendi cahilliğim yüzünden yeni duydum ya da kız gerçekten pek bilinmiyor, umarım ilk şıktır.
gencecik bir yaşta birilerine örnek olmak için sergilediği bu duruş inşallah daha çok insan tarafından bilinir.
devamını gör...
sözlükte lgbt-i konulu başlıklara sansür uygulanması
lgbt-i bireylere hakaret ve nefret içeren bir başlığı kaldırdığımız için lgbt-i düşmanı ilan edilmek üzücü.
böyle bir günün olmamasını geçtim; girilmiş olan tanımı olduğu gibi buraya bırakıyorum.
"benim fikrim olan ve uluslararası olması gereken gündür.
gün boyu bütün kerhanelerde erkekler çalışacak.
twitter bir günlüğüne binasını rengarenk yapıp, içeriyi pavyon yapacak.
sokağa azgın gaylar salınacak ve o gaylar sokaklarda gezen erkeklere tecavüz edecek.
şimdilik bu günle âlakalı projelerim bu kadar..."
böyle bir günün olmamasını geçtim; girilmiş olan tanımı olduğu gibi buraya bırakıyorum.
"benim fikrim olan ve uluslararası olması gereken gündür.
gün boyu bütün kerhanelerde erkekler çalışacak.
twitter bir günlüğüne binasını rengarenk yapıp, içeriyi pavyon yapacak.
sokağa azgın gaylar salınacak ve o gaylar sokaklarda gezen erkeklere tecavüz edecek.
şimdilik bu günle âlakalı projelerim bu kadar..."
devamını gör...
ömür törpüsü insanlar
sürekli negatif olan insanlar.sanki tek sen sıkıntı çektin,dünya başına yıkıldı. ses tonu bile sizi hayattan bezdirmeye yeter de artar.
devamını gör...
başlayınca durdurulamayan şeyler
çekirdek çitlemek
devamını gör...
ikizler burcu
17 yaşındaki oğlumun burcu. aklı kestiğinden beri, bana olan bakışları ile tatlı dili ile beni mest etti.
eve gelen insanlara hal hatır sorar, yakınlarına ilgi gösterir, çok sosyaldir, sokağa çıkma yasağı olan bir gün, evde durmadı, tüm mahalleyi tanır, ne zaman istesem bakkala gider, tek kötü huyu canı sıkılınca aksileşiyor, o kadar kusur kadı kızında da olur.
tam bir ideal evlat burcu.
aynı zamanda 45 yıllık dostumun burcu.
iyi geçindiğim burçlardan.
eve gelen insanlara hal hatır sorar, yakınlarına ilgi gösterir, çok sosyaldir, sokağa çıkma yasağı olan bir gün, evde durmadı, tüm mahalleyi tanır, ne zaman istesem bakkala gider, tek kötü huyu canı sıkılınca aksileşiyor, o kadar kusur kadı kızında da olur.
tam bir ideal evlat burcu.
aynı zamanda 45 yıllık dostumun burcu.
iyi geçindiğim burçlardan.
devamını gör...
tunalı hilmi
ankaralılar sadece tunalı der. tunalı hilmi diyen birini görürseniz o kişi ankaralı değildir.
devamını gör...
tsundoku
kişinin okuyabileceğinden fazla kitap alarak evde biriktirmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz bir istifleme bozukluğudur.
hastaların kitap sahibi olmak için çok ciddi bir istekleri vardır. bazen bu istek kitap çalmaya dek ilerleyebilir. finansal bir sıkıntı içinde olsalar da satın alma davranışlarından asla taviz vermezler.
bibliomania ve tsundoku birbirine oldukça karıştırılır. bibliomania okuma niyeti olmadan kitap satın almayı anlatır, tsundoku hastaları ise okuma niyeti ile kitap biriktirir. ama bir türlü eyleme geçemez. bibliomania hastaları okumadığı kitaplarla ilgili herhangi bir şey hissetmezken, tsundoku hastaları suçluluk duygusu hisseder.
peki kişileri bu duruma sürükleyen sebepler nelerdir? en başta tsundoku hastaları ilgili kitabı bir daha asla bulamayacağını düşünür ve hemen satın almak ister. tükenmesinden, bir daha basılmamasından korkar. ayrıca bu satın alma işlemi hastaları oldukça mutlu eder. bu da onları sürekli kitap almaya yönlendirir.
hastaların kitap sahibi olmak için çok ciddi bir istekleri vardır. bazen bu istek kitap çalmaya dek ilerleyebilir. finansal bir sıkıntı içinde olsalar da satın alma davranışlarından asla taviz vermezler.
bibliomania ve tsundoku birbirine oldukça karıştırılır. bibliomania okuma niyeti olmadan kitap satın almayı anlatır, tsundoku hastaları ise okuma niyeti ile kitap biriktirir. ama bir türlü eyleme geçemez. bibliomania hastaları okumadığı kitaplarla ilgili herhangi bir şey hissetmezken, tsundoku hastaları suçluluk duygusu hisseder.
peki kişileri bu duruma sürükleyen sebepler nelerdir? en başta tsundoku hastaları ilgili kitabı bir daha asla bulamayacağını düşünür ve hemen satın almak ister. tükenmesinden, bir daha basılmamasından korkar. ayrıca bu satın alma işlemi hastaları oldukça mutlu eder. bu da onları sürekli kitap almaya yönlendirir.
devamını gör...
sicil tertemiz
profilim>bana özel>cezalar=sicil tertemiz
gururlandım
gururlandım
devamını gör...
algıda seçicilik
algıda seçicilik, bir anlamda, kişilerin aynı şeylere bakıp, kendi önceliklerine ve değerlerine göre farklı şeyler görmeleridir.
algı sizi yönlendiren karşı taraf için ise imajını yansıtan görüntünüzdür. en kaba tabiriyle dikkatinizdir. nereye bakıyorsunuz? neyi görüyorsunuz? sorularının cevapları bu seçimlerinizde gizli.
çoğu zaman hepimizin yaşadığı ben buna ne anlattım, o ne anladı düşüncesi algılarımızın farklılığını ortaya koyuyor. ben senin gördüğünü farkedemiyorum. sen beni anlamıyorsun. *
bir kitabı on kişiye okuttur. genel ana fikrin dışında her biri kitabın ayrı yerlerinin altını çizecektir. elbette ki sizin seçiciliğinize yakın birinin aynı yerleri çizmesi de olası bir durum. aynı durumları yaşayıp aynı gündemin içinde olmanızdan kaynaklanır. örnek verirsek; çıkan yangınlar sonrası panik olup dumanı çok daha rahat farkedebilirsiniz. aynı şey deprem olduktan sonra en ufak bir sarsıntıyı hissedebilmeniz içinde geçerli. fanatik bir beşiktaşlıysanız siyah,beyaz sizin için ayrı bir anlam ifade edebilir. daha önce aldatılmışsanız karşıdaki kişiyi daha çok izler ve kontrol etme eğiliminiz olur. hayranı olduğunuz bir kişiye her yerde denk gelmeniz onu en çok sizin farketmenizdir aslında. dikkatinizi hep yaşadığınız gündemler, seçimlerinizin size kattığı gerçekler belirler.
şu da bir gerçek ki algımızı biz yönetiyoruz. sürekli aynı düşünceyi tekrar ettiğinde onu bir seçim olarak kabul etmiş oluyorsun.

bizim psikolojimiz dışında bir algı yaratıp onu seçmemizi sağlayan ve bu teknigi kullanan en çok yayın organlarıdır. kitlesel algı seçiciliği yaratıp istenilenin görülmesini sağlarlar.

nerelerde durduğuna,neleri seçtiğine bir bak. kendine verdiğin subniminal mesajlara dikkat et. algın seni yanıltmadığı sürece seçici olman çok normal. algıladığımız her şey hayatımızı etkiler. farkındalıklarımızı doğru yerlere çekmek bizim elimizde. neyi önemsiyorsan onu hissedersin.bilinçli farkındalık ile neyi algılamak istediğini seç. kendi bakış açını oluştur.
algı sizi yönlendiren karşı taraf için ise imajını yansıtan görüntünüzdür. en kaba tabiriyle dikkatinizdir. nereye bakıyorsunuz? neyi görüyorsunuz? sorularının cevapları bu seçimlerinizde gizli.
çoğu zaman hepimizin yaşadığı ben buna ne anlattım, o ne anladı düşüncesi algılarımızın farklılığını ortaya koyuyor. ben senin gördüğünü farkedemiyorum. sen beni anlamıyorsun. *
bir kitabı on kişiye okuttur. genel ana fikrin dışında her biri kitabın ayrı yerlerinin altını çizecektir. elbette ki sizin seçiciliğinize yakın birinin aynı yerleri çizmesi de olası bir durum. aynı durumları yaşayıp aynı gündemin içinde olmanızdan kaynaklanır. örnek verirsek; çıkan yangınlar sonrası panik olup dumanı çok daha rahat farkedebilirsiniz. aynı şey deprem olduktan sonra en ufak bir sarsıntıyı hissedebilmeniz içinde geçerli. fanatik bir beşiktaşlıysanız siyah,beyaz sizin için ayrı bir anlam ifade edebilir. daha önce aldatılmışsanız karşıdaki kişiyi daha çok izler ve kontrol etme eğiliminiz olur. hayranı olduğunuz bir kişiye her yerde denk gelmeniz onu en çok sizin farketmenizdir aslında. dikkatinizi hep yaşadığınız gündemler, seçimlerinizin size kattığı gerçekler belirler.
şu da bir gerçek ki algımızı biz yönetiyoruz. sürekli aynı düşünceyi tekrar ettiğinde onu bir seçim olarak kabul etmiş oluyorsun.

bizim psikolojimiz dışında bir algı yaratıp onu seçmemizi sağlayan ve bu teknigi kullanan en çok yayın organlarıdır. kitlesel algı seçiciliği yaratıp istenilenin görülmesini sağlarlar.

nerelerde durduğuna,neleri seçtiğine bir bak. kendine verdiğin subniminal mesajlara dikkat et. algın seni yanıltmadığı sürece seçici olman çok normal. algıladığımız her şey hayatımızı etkiler. farkındalıklarımızı doğru yerlere çekmek bizim elimizde. neyi önemsiyorsan onu hissedersin.bilinçli farkındalık ile neyi algılamak istediğini seç. kendi bakış açını oluştur.
devamını gör...
babaya yakışan bir şey
eşinin haksız olduğunu bildiği durumlarda bile eğer kendisinden önce bir karar alınmışsa, bir söz söylenmisse "anneniz ne diyorsa o olacak." diyerek tutarlı bir tavır sergilemesi.
devamını gör...
yazarların unutamadığı film replikleri
2 erkek 2 kadının bulunduğu mekanda kadınlardan biri:
size bir hikaye anlatacağım. erkekler ve kadınlar arasındaki farkı en iyi anlatan.
annem hemşireydi. komadan çıkanların yanında oluyordu.
onlara şöyle diyordu:
"merhaba, benim adım katerina. komadan çıkıyorsunuz. kötü bir araba kazası geçirdiniz. iyileşeceksiniz"... böyle şeyler söylüyordu işte.
her kadının ilk tepkisi, ilk yaptığı şey başkalarını sormak oluyormuş.
"çocuklarım nasıl? kocam nasıl? başka yaralı var mı?"
tüm erkekler ise, istisnasız ne yapıyorlarmış dersiniz?
penislerine bakıyorlarmış, yerinde duruyor mu diye.
geceyarısından önce filminden before midnight.
size bir hikaye anlatacağım. erkekler ve kadınlar arasındaki farkı en iyi anlatan.
annem hemşireydi. komadan çıkanların yanında oluyordu.
onlara şöyle diyordu:
"merhaba, benim adım katerina. komadan çıkıyorsunuz. kötü bir araba kazası geçirdiniz. iyileşeceksiniz"... böyle şeyler söylüyordu işte.
her kadının ilk tepkisi, ilk yaptığı şey başkalarını sormak oluyormuş.
"çocuklarım nasıl? kocam nasıl? başka yaralı var mı?"
tüm erkekler ise, istisnasız ne yapıyorlarmış dersiniz?
penislerine bakıyorlarmış, yerinde duruyor mu diye.
geceyarısından önce filminden before midnight.
devamını gör...