bunu görene sormak lazım, görülene deĝil.
devamını gör...

tereyağında kavrulmuş kıyma kokusu.
devamını gör...

o kadınsa ben neyim?
türk sinemasının tartışmasız en güzel kadını...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kumanda.

bazen elimde olduğu halde tüm evin içinde arar da ararım. bulduğumda ise ağlamaklı bir kahkahayla koltuğa oturup boş gözlerle hayatı sorgularım.
devamını gör...

tanıdığım cem yılmaz bu filmin senaryosunu bir karikatürist gibi sigara kağıdına mı yazdı acaba? bu film o kadar kötü ve tükenmiş bir film ki, ne filmi izleyen ne de konuşan var artık. yani cem yılmazın filmleri hep tükenen filmler, bildiğin süresi çabuk geçen filmlerden bir tanesi de bu. youtube'a film ile ilgili bir yorum yazmıştım bana abi kaç sene oldu diye mesaj atmışlar. yani yıllandıkça şarap değil bildiğin sirke olan filmler yapıyor cem yılmaz. peki bu kadar şey yazdık abicim biraz da filmden bahset dediğinizi duyar gibiyim, ben de bu arkadaşlara basit bir soru sormak istiyorum? komedi nedir? mizah nedir? hatta kamera ile çekilen bir şeyin film sayılabilmesi için temel gereken asgari koşullar nedir? mesela bir mantık örgüsüdür. bu filmde değil hiçbir cem yılmaz filminde kaçamak ve hepsi bir arada dahil bir mantık örgüsü yok. yani bir düşünceyi takip edemiyorsun. örneğin amerikaya giden iki kişinin takip edeceği ve filmi anlayacağı temel fikir nedir? filmde iki şaklabanın bir at arabası ile amerikayı dolaşması ve iğrenç bile sayılamayacak zevzeklikleri var, komik değil, düşündürücü değil, anlamlı değil, film değil. cem yılmaz da senelerdir düşündüren film kavramı ile dalga geçip duracağına bir sanat eserinin zaten bir fikir yada düşünce anlatması gerektiğini bile kavrayamamış birisi.
devamını gör...

dayım ve yengemin evliliği. dayım denizci yengem endonezyalı. ikisi de türkiye'de çok az vakit geçiriyor. burada olduklarında da sürekli tatil falan yapıyorlar. bir keresinde sırf uyku tutmadı diye gecenin bir vakti tatil yapmaya gittiler. böyle bir evlilik istiyorum işte.
devamını gör...

benim için çok anlamlı, çok acı ve aynı zamanda düşman olduğum bir şarkıdır bu. insan bir şarkıya bilenir mi? ben bilendim işte.

şarkıyı ilk kez 4 sene önce ağır roman filminde dinlemiştim. çok sevmiştim şarkıyı ve hemen paylaşmıştım onunla. dinledi 1 kez ve 'güzelmiş' dedi. akşamına şarkıyı bu kez o bana attı. 'defalarca dinledim' dedi. diline dolanmıştı şarkı ama sadece bir kısmı. 'ecel ol al beni' diyip duruyordu gözlerime bakıp bakıp, defalarca. ecel ol al beni. oysa o an bir anlam ifade etmemişti bu cümle. alelade bir şarkı sözüydü. aradan birkaç gün geçtikten sonra ölüm haberini aldım onun. ben değil ama ecel onu gerçekten almıştı. kimseye kızamadım, kızamıyorum da. insan beyni garip çalışır. suçlayacak kimse olmasa da illa ki suçlayacak bir şeyler bulur. ben de o şarkının lanetine inandım hep. dinleyemedim yıllardır, dinleyemiyorum.
devamını gör...

eni vici vokke ==== ennie are you okey ?
devamını gör...

babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?
devamını gör...

yumiyum
sulugöz
cino
patlayan şeker( yedikten sonra avare gibi ağız açık gezilir veya çıtır çıtır seslerle ağız açık vaziyette bir arkadaşın üzerine koşulur.)
devamını gör...

ankara'da yaşayan insanların başına gelmesi muhtemel aşk.
la diyen bir insan yeri geldiğinde la da der yeri geldiğinde medeniyetin dibini de sıyırır. bu konu nerde ne konuşacağını bilmekle alakalı. bende la diyorum ama her yerde her cümlemde değil, arkadaş ortamında laf denk geldiğinde. bu bir kişiye aşık olmak/ olmamak için engel bir durum teşkil etmez. aşk kriter bilmez.

edit: öz be öz anadan da babadan da ankaralıyım.
devamını gör...

aslan ve leopardan bir farkıda, avını boğup öldürmeden, canlı canlı yemeye başlamalarıdır. o yüzden vahşi köpekler deniliyor.
devamını gör...

1930'larda meksika'da yaygınlaşıp daha sonra tüm dünyaya yayılan bir tatlıdır. trileçe ismi ispanyolca'da "üç" ve "süt" anlamına gelen "tres" ve "leches" kelimelerinden türemiştir. hazırlanışı esnasında üç farklı süt ürünü kullanıldığı için bu adı almıştır.
devamını gör...

içinde bulunduğum küme.

eskiden hoşuma gittigi için söylerdim ama şimdilerde paramı çok gösterdiği için söylüyorum. banka hesabımda 1 milyon 35 bin liram var mesela. özgüveni verdi bile anında. tanımın sonuna nokta dahi koymayacağım. veririm parasını koyar moderatör alla alla
devamını gör...

grup abdal - gafil gezme şaşkın.


tanım: radyodan istek şarkı olarak istediğimiz şarkıları paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

çok beklersiniz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendisiyle neden uğraşıldığını anlamayan yazar.

arkadaşlar, şurada trollük yapmayıp bilgi giren herkesin nickaltında düzgün düzgün yazılıp çizilirken ne hikmetse kimseye sataşmadığım ve kendi halimde takıldığım halde sürekli olarak birileri laf sokma ihtiyacı hissediyor. tam olarak derdiniz nedir bilmiyorum ama savunma yapmaya da mecbur bırakıyorsunuz insanı.

defalarca kopyala yapıştır konusundaki fikirlerimi söylediğim halde biri gelip kopyala yapıştırcı olduğumu iddia etti (ki olmadığımın kanıtı google amca. açın kontrol edin. denemesi bedava...).

kendimi kesinlikle zeki falan bulmadığımı birkaç başlıkta açık açık beyan ettiğim halde biri gelip "kendini zeki zanneden yazarlar" diye bakınız verdi.

bir başkası, profil fotoğrafı olan tek kadın yazar benmişim gibi farklı şeyler ima etti.

şimdi bir arkadaş da yazdıklarımı zorlama bulup burayı çok ciddiye aldığımı iddia etti. burayı ciddiye almaktan kasıt nedir? herkes gibi tanım giriyorum sadece. üstelik burayı ciddiye alınca ne oluyor, bu laf neden her sözlük ortamında herkesin diline dolanmış durumda, onu da anlamış değilim. ortam sanal olabilir ama arkasında gerçek insanların olduğu her yer ciddiye alınabilir. bu o kadar da patolojik bir durum değil.

bu aralar yapay zekâ kodlaması ile uğraşmak istediğim için eğitim videoları izliyor ve kitaplar okuyorum. bundan geriye kalan boş vakitlerimi burada bir şeyler paylaşarak değerlendirmeyi seviyorum. burada yazdıklarımı bir blog açarak yazmayı tasarlıyordum ama şu an için o karardan vazgeçtiğimden, blogda değil burada yazıyorum aklımdakileri. eğer tanımların uzunluğu size zorlama gibi geliyorsa, benim için uzun yazı yazmak leblebi yemek gibi sıradan bir iş. tanımların içeriği zorlama gibi geliyorsa o da gelmesin çünkü üniversitede eğitimini aldığım konuları yazıyorum, özellikle konu aramıyorum buraya yazmak için. en iyi bildiğim şeyleri de yazmayayım mı siz mutlu olacaksınız diye?

kimseye bir şey yapmadığım halde varlığımın sürekli birilerine batması da ne bileyim... cidden üzücü yahu! böyle böyle bıraktıracaksınız zaten sonunda yazmayı.

düşüncelerinizi tabi ki ifade edin de, durup dururken herhangi bir yazarın nickaltına gidip, kendisiyle 2 kelam dahi etmediğim halde kendisine bir şeyler yakıştırmadığım için, bana yapılmasını da tuhaf karşılıyorum.

ben de görüşümü yazdım. şimdi bundan da rahatsız olursunuz falan. aman kusura bakmayın, bu da benim had bilmezliğim. *

edit: tüm bu yazdıklarımdan bu sonucu mu çıkardınız cidden? pes!..

edit 2: son editimdir. bu konunun daha fazla uzamasını istemiyorum artık. en sevmediğim şeydir böyle aptalca ithamlara maruz kalmak.

koca sitede profil fotoğrafı olan onlarca kadın yazar, yazdıklarını sizin deyiminizle "özene bezene" yazan ve resimlerle destekleyen onlarca insan varken aradan beni seçmiş olmanız en kırıcı olmayan ifadeyle söylemek gerekirse sadece komik. demek ki hepsinin tek derdi kendisini sevdirmekmiş, boşuna okuyormuşuz biz bu insanların yazdıklarını. düşüncelerini boşuna umursuyormuşuz. ne günlere kaldık...

ayrıca aklınızca laf sokuşturmaya çalışmışsınız ama "kısıtlı" vaktim olduğunu söylemedim. tıpkı profil fotoğrafımı istediğim yerde kullanmak konusunda keyfimin kâhyalığını yapamayacağınız gibi, vaktimin ne kadarını nereye nasıl harcadığım da sizi ilgilendirmiyor. "şükela"larınız sizin olsun, bana önce insanlık lazım. burada tuhaf olan şey, insanların sözlüğün verdiği doğal bir haktan faydalanıp buraya fotoğraf koymaları değil, sizin gibilerin sadece fotoğrafa kafayı takıp insanların fikirlerini, yazdıklarını göremeyecek kadar kör olması.

tanımadığınız insanlara da karakter tahlili yapıp gülünç duruma düşmeyin. az buçuk tanısaydınız, söylediğiniz karakterde biri olmadığımı da bilirdiniz ve böyle bomboş konuşmazdınız. herkesi kendiniz gibi sanmak iyi bir yöntem değildir.

"akıllı insan işiyle, akılsız insan kişiyle uğraşır." ben sözlüğe geldiğimden beri 1 kişiyle bile uğraşmadım. bence siz de işinize bakın, insanları rahat bırakın.
devamını gör...

"beni herkes sevdaya asi sanır,
oysa aşk, beni nerde görse tanır.
hasret tanır,
zulüm tanır,
ölüm tanır,
yüzüm yüzümden utanır.."
devamını gör...

çikolatalı süt
devamını gör...

insanların yaşadığı temel kaygılar; ölüm korkusu, yalnızlık, anlamsızlık ve özgürlük olarak sınıflandırılmıştır. bu temel kaygılar
zamansal olarak biraz farklılık gösterse bile her dönem varlığını hissettirmiştir.

kaygılıyız çünkü hangi rolü üstleneceğimizi hangi ilkelere inanacağımızı bilmiyoruz.

kaygı sırasında yaşanılan umutsuzluk duygusu hayvanlarda da gözlemlenmiş. yön bulma, yetersiz tepkiler... varloluşsal kaygının bizim üzerimizdeki kara bulutu hiçlik tehtididir. insan'ın temel kaygısı yokluktur. bu tamamen yeryüzünde var olmak-yok olmak ikileminin arasında yaşanan, yaşamsal halatın kopmaması için verilen mücadelenin huzursuz hissidir. bir diğer tehtid çevredir. bireyselleşmeye saldırıda bulunan kaygılar; özgürlüğe ulaşamama(arzu etme, seçme), toplumdan dışlanma yalnız kalma, insanları anlayamama, hayatta ne olup bittigine anlam verememe..

hepimiz aynı yolun yolcusuyuz ve varoluşun temelindeki trajedilerden muaf olan tek bir insan yoktur

varoluşsal kaygılar ortak ve herkes'in tüm bu duyguları hissettiğinden emin olarak hayata devam etmek belki bir nebze içimizi rahatlatacaktır. tabii bu kaygıyı çok derinden, fazlasıyla hissedecek olanlar için ne diyebilirim bilmiyorum. çünkü bende aynı dertten müzdaribim.
hepimiz kendi hayat'ımızı kendi doğrularımızla kurma çabasındayız. o çabayı kaygılarımızla bölmek kendi ayağımıza sıkmak gibi oluyor bazen. bugün içinde bir sıkıntı var. ama unutma ki dünya üzerinde birçok insan'ın içinde olan kaygıyı paylaşıyorsun.. paylaşıyoruz.. evet bu rahatlatıcı...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim