ambergris
çok değerli olan balina kusmuğu. yapışkan bir formdadır ve deniz üzerinde yüzerken bulunabilir. eğer yeterince uzun süre deniz üzerinde kendi kendine yüzmemişse, leş gibi koktuğu da bilinmektedir. fakat "taze" haliyle leş kokan bu madde, parfümlerin yapımında kullanılıyor.
bulması zor olduğundan, son derece pahalıymış.
80 kilosuna 3 milyon dolar teklif edilmesiyle ilgili haber
bulması zor olduğundan, son derece pahalıymış.
80 kilosuna 3 milyon dolar teklif edilmesiyle ilgili haber
devamını gör...
doktorların hastalara sen diye hitap etmeleri
ama genelde de karşılarındakini kendilerinden düşük görmelerinden. özellikle doktora karşı bu kadar hürmetin gösterildiği memleketimizde (sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan öküzlerden bahsetmiyorum elbette), sanırım bu hürmetin gereğinden oldukça fazla olmasından kaynaklanıyor. yaşlı başlı insanlar otuzluk doktorların önünde iki büklüm olmasalar kendilerine gelirler diye düşünüyorum. zira nezaketen kendisine "siz" diye hitap edilen herkes, bu nezakete karşılık vermek zorunda bana kalırsa. insanlıktan nasibini alabilmişse tabi. evet, bu konuda doktorlara ben de kızgınım. bak siyasetçi ve bürokratlarda da vardır mesela bu öküzlük.
devamını gör...
birhan keskin
"onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
titreme daha fazla kalbim.
bağışla kendini artık onu da
bırak gitsin.
bırak gitsin.
o senin ezel gününden kaderin
sen onu nasılsa bin kere daha
seveceksin"
titreme daha fazla kalbim.
bağışla kendini artık onu da
bırak gitsin.
bırak gitsin.
o senin ezel gününden kaderin
sen onu nasılsa bin kere daha
seveceksin"
devamını gör...
2000'lere damga vurmuş dillerden düşmeyen şarkılar
gir kanıma!
hani bekarlık "sultantık" derdin
yetti canıma!
yaşarım ben senle, gir kanıma
hani bekarlık "sultantık" derdin
yetti canıma!
yaşarım ben senle, gir kanıma
devamını gör...
kızıl nelson'un artı oylama yapmaktan elinin yorulması
ayrıca ucemak adlı yazar içinde böyle düşünülebilir.
devamını gör...
failatün failatün failatün failün
en sık kullanılan aruz kalıplarından biridir. bahriremeldir. dörtlü tefile.
heceleri -.--/-.--/-.--/-.- (kapalı açık) şeklinde gösterilir.
failure failure failure failure şeklinde ingilizceye çevirebiliriz.*
heceleri -.--/-.--/-.--/-.- (kapalı açık) şeklinde gösterilir.
failure failure failure failure şeklinde ingilizceye çevirebiliriz.*
devamını gör...
osman aysu
polisiye ve gerilim türlerinde yazdığı romanlarla tanınına yazarımız.
istanbul üniversitesi hukuk fakültesi mezunu ve yaklaşık 6 yıl bu alanda çalıştıktan sonra 1994 yılından itibaren yayınladığı romanlarla tanınmıştır.
cellat adlı kitabı aynı zamanda ölümün el yazısı olarak tv’ye de uyarlanmıştır.
istanbul üniversitesi hukuk fakültesi mezunu ve yaklaşık 6 yıl bu alanda çalıştıktan sonra 1994 yılından itibaren yayınladığı romanlarla tanınmıştır.
cellat adlı kitabı aynı zamanda ölümün el yazısı olarak tv’ye de uyarlanmıştır.
devamını gör...
iş arıyorum
devamını gör...
tc vatandaşlığından çıktığı için sevinen adam
araba alırken devlete araba almayacak adamdır
devamını gör...
an itibarıyla üzerindeki tişörtte yazanlar
home is where the anchor drops.
devamını gör...
misc radyo yayını
devamını gör...
boğa burcu
boğa burcuyum. hiç inanmazdım, geç inandım astrolojiye. böyle eğlenceli bir konudan kendimi uzak tuttuğum için çok üzülüyorum.
yemek için yaşıyorum. yemek benim için kutsal bir olay. sevdiğim birine her gün yemek hazırlayayım, her gün masa örtüsü ütüler, masaya canlı çiçekler koyar, yemeği çok özenli sunarım. kendime bile yemek hazırlarken özenirim. asla özensiz bir yerde yemek yemem ve daha önemlisi sevmediğim insana yemek hazırlamam, sevmediğim insanla yemek yemem. aynı ruh hastalıklarını başka boğa burçlarında gördüm. ara ara boğa burcu arkadaşlar ile beraber bir şeyler yapıyoruz, öyle bir yemek yiyoruz ki masaların üzerinde zevkten yuvarlanıyoruz, çığlıklar atıyoruz keyiften.
yemek bizim için seni seviyorum ve seni sevmiyorum anlamına geliyor.
bi gün yemek yediğim mekanda kavga çıktı. bayağı fiziksel olaylar oldu ama tam bilmiyorum, yemek yiyordum çok ilgilenmedim. birbirlerinin saçını başını yolarak masama geldiler ve masayı yerinden oynattılar. çok sinirlendim, kavganın büyüğünü ben çıkarıyordum. uzaklaştırdılar, yemeğe devam ettim. dikkat ettim ne zaman kavga cıkmış olsa, tartışmalar başlasa, ortalık birbirine girse ben yemek yer halde oluyorum. tüm kavgaları kaçırıyorum. çok üzülüyorum buna.
hayatımı günde 2 öğün yemek yiyip her gün 3 saat spor yaparak geçiriyorum. çok zorlaniyorum boğa burcu olurken. bi bıraksam var ya ağır yaşamların en ağır üyesi ben olurum.
boğa burçları kalp siz ve ben. keske birbirimizi yiyebilseydik. keske sevmediğimiz herkes yemek olsaydı, onları bile yeseydik.
yemek için yaşıyorum. yemek benim için kutsal bir olay. sevdiğim birine her gün yemek hazırlayayım, her gün masa örtüsü ütüler, masaya canlı çiçekler koyar, yemeği çok özenli sunarım. kendime bile yemek hazırlarken özenirim. asla özensiz bir yerde yemek yemem ve daha önemlisi sevmediğim insana yemek hazırlamam, sevmediğim insanla yemek yemem. aynı ruh hastalıklarını başka boğa burçlarında gördüm. ara ara boğa burcu arkadaşlar ile beraber bir şeyler yapıyoruz, öyle bir yemek yiyoruz ki masaların üzerinde zevkten yuvarlanıyoruz, çığlıklar atıyoruz keyiften.
yemek bizim için seni seviyorum ve seni sevmiyorum anlamına geliyor.
bi gün yemek yediğim mekanda kavga çıktı. bayağı fiziksel olaylar oldu ama tam bilmiyorum, yemek yiyordum çok ilgilenmedim. birbirlerinin saçını başını yolarak masama geldiler ve masayı yerinden oynattılar. çok sinirlendim, kavganın büyüğünü ben çıkarıyordum. uzaklaştırdılar, yemeğe devam ettim. dikkat ettim ne zaman kavga cıkmış olsa, tartışmalar başlasa, ortalık birbirine girse ben yemek yer halde oluyorum. tüm kavgaları kaçırıyorum. çok üzülüyorum buna.
hayatımı günde 2 öğün yemek yiyip her gün 3 saat spor yaparak geçiriyorum. çok zorlaniyorum boğa burcu olurken. bi bıraksam var ya ağır yaşamların en ağır üyesi ben olurum.
boğa burçları kalp siz ve ben. keske birbirimizi yiyebilseydik. keske sevmediğimiz herkes yemek olsaydı, onları bile yeseydik.
devamını gör...
kitaplardaki cümlelerin altını çizmek
güzel bir harekettir. sonraki yıllarda kitabı çıkarıp da tekrar okumak isteyebileceğinizin yanında sadece kitabı alıp altını çizdiğin yerleri okumak isteyebilirsiniz. her kitabı ikinci defa okumak maalesef mümkün olmuyor. gidip de sefiller kitabına vereceğim zamana (maalesef) yazık. en sevdiğim kitap olmasının yanında 1700 sayfayı tekrar okumak yaklaşık bir ayımı alacaktır. onun yerine alırım kitapları, çizdiğim yerleri okurum. kitap yeniden kafamda canlanacaktır, zamandan da tasarruf etmiş olup başka kitaplara zamanını harcamış olacağım.
edit: lütfen kütüphaneden aldığınız kitapların altını çizmeyin. onlar size ait değiller.
edit: lütfen kütüphaneden aldığınız kitapların altını çizmeyin. onlar size ait değiller.
devamını gör...
171 cm üstündeki kadın
şu ezik erkekler de bir bitiremedi kadınlarla alakalı başlık açmayı.
devamını gör...
ingilizlerin sömürdüğü ülkelerin gelişmesi
hayatımda duyduğum en saçma ilk on tespit arasına girer. hindistan'da milyonlarca insanın açlıktan ölmesine sebep olmuş ülke hala kendine gelememiştir.
devamını gör...
aziz nesin
biz mağlup olduk efendim, çirkinliğe, kabalığa, bayağılığa mağlup olduk.
aziz nesin
aziz nesin
devamını gör...
harvard üniversitesi
harvard üniversitesi; amerika birleşik devletleri'nde massachusetts eyaletinin cambridge şehrinde bulunan ve alanında dünyanın en önde gelen üniversitelerinden biri olarak tanınan özel bir yükseköğretim kurumudur.
1636 yılında kurulan ve ıvy league üyesi olan harvard üniversitesi, abd'de hala eğitim vermekte olan en eski yükseköğretim kurumudur.
1636 yılında kurulan ve ıvy league üyesi olan harvard üniversitesi, abd'de hala eğitim vermekte olan en eski yükseköğretim kurumudur.
devamını gör...
diyalog katili
manidar beyanatıyla diyalogu katleden kişidir. diyalog katili, öyle bir neticesizlik doğurur ki üstüne ne söyleseniz / ne yazsanız anlamsızdır artık. boşluğa düşürür, uçsuz bucaksız evrenimizde çiğ tanesi kadar bile olmadığımızı hatırlatır.
örnek diyalog:
-burnumda tütüyorsun bir bilsen.
+durum bu. *
örnek diyalog:
-burnumda tütüyorsun bir bilsen.
+durum bu. *
devamını gör...
çokoprens vs probis
probis'den yana kullanıyorum oyumu. o muz aromasıdır bence probis'i üst noktaya çıkaran.
devamını gör...
witness for the prosecution
agatha christie'in 1925 yılında yazdığı aynı adlı kısa hikayesinden uyarlanmış 1957 yapımı mahkeme filmi. primal fear veya 12 angry man gibi filmleri beğendiyseniz bu filmi de beğenmeniz mümkün.
filmin sonundaki not ise oldukça ilgi çekici. daha önce başka bir filmde böyle bir not görmemiştim.
not: "bu filmin yapımcıları henüz izlememiş dostlarınızın da zevk alabilmeleri için filmin sonundaki sırrı kimseye açıklamamanızı önerir."
filmin sonundaki not ise oldukça ilgi çekici. daha önce başka bir filmde böyle bir not görmemiştim.
not: "bu filmin yapımcıları henüz izlememiş dostlarınızın da zevk alabilmeleri için filmin sonundaki sırrı kimseye açıklamamanızı önerir."
devamını gör...