renkli gözlü kadınlardaki çirkinlik oranının inanılmaz az olması
inanılmaz az orana dahil olduğum için kendimi nadir sayıp avutucam teşekkürler.
devamını gör...
cem karaca şarkılarındaki ölümcül cümleler
işçisin sen işçi kal.
devamını gör...
mastor
sayın yazarla ne tanıştım ne de iki kelam laf ettim. lakin tuhaf bir şekilde yazar bana olumsuz bir enerji veriyor. hiç kanım ısınmadı. aptalca birşey tanımadığım etmediğim birine sinir oluyorum. mesele yazdıkları ile alakalı değil aslında mesele hiçbir şeyle alakalı değil ama ben bu yazarı sevemedim. tüm başlıklarını tanımlarını filan da engelledim zaten. kusura bakmayın sayın yazar.
edit: #1380022 kıymetli yorumlarınız beni onure etmiştir efendim çok naziksiniz çok teşekkür ederim. * .
edit: #1380022 kıymetli yorumlarınız beni onure etmiştir efendim çok naziksiniz çok teşekkür ederim. * .
devamını gör...
doğum travması
otto rank, freud’un tilmizidir. viktoryen dönem psikanalistleri içinde, üniversitede eğitim almamış olan tek kişidir. freud, otto ile tanıştıktan sonra onu çok sevmiştir. otto rank’ın yoksulluğu, kent kültürüne tam olarak ayak uyduramayışı freud’u etkilemiştir. otto’ya ara ara maddi yardımda bulunmuştur. ancak yıllar içerisinde araları açılmıştır. otto’nun sapıttığını ve psikanalize yüz çevirdiğini düşünmüştür çünkü.
bu “doğum travması” meselesinin binlerce yıllık bir geçmiş vardır aslında. başka bir gün ayrıntılı olarak anlatırız belki.
bu “doğum travması” meselesinin binlerce yıllık bir geçmiş vardır aslında. başka bir gün ayrıntılı olarak anlatırız belki.
devamını gör...
kadıköy
istanbul'un en sevdiğim, en özlediğim yeri olabilir.
şöyle vapurdan inince bir demet çiçek alsam çiçekçilelerden, elimde çiçekler ile kitap baksam, gümüş baksam.
ordan bir tatlıcıya gitsem profiterol yesem çay içsem.
şimdi istanbul'da olmak vardı.
hadi (bkz: suavi) söylesin.
şöyle vapurdan inince bir demet çiçek alsam çiçekçilelerden, elimde çiçekler ile kitap baksam, gümüş baksam.
ordan bir tatlıcıya gitsem profiterol yesem çay içsem.
şimdi istanbul'da olmak vardı.
hadi (bkz: suavi) söylesin.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
ve konuşmanın sonu...
gün batmış gece çökmüştü çoktan, açıkta kalan bir pencere, bir de film sahnesi yola koyuldu: koşarak gelmiş boyadıkları pandaları hediye edecekleri anın seyrine koyulmuşlardı. ve olan olmuştu....
herkes her şeyi unutmuş bir o hatılıyorken...
öte yandan burada herkes her şeyi hatılıyorken bir o unutmuştu. bu hafıza kaybı tanrı'nın ona bir bağışıydı.. kabul etti ve hatırlamamayı seçti. yürüdü...
buradan
gün batmış gece çökmüştü çoktan, açıkta kalan bir pencere, bir de film sahnesi yola koyuldu: koşarak gelmiş boyadıkları pandaları hediye edecekleri anın seyrine koyulmuşlardı. ve olan olmuştu....
herkes her şeyi unutmuş bir o hatılıyorken...
öte yandan burada herkes her şeyi hatılıyorken bir o unutmuştu. bu hafıza kaybı tanrı'nın ona bir bağışıydı.. kabul etti ve hatırlamamayı seçti. yürüdü...
buradan
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
baylar bayanlar;
merdivenden kayanlar...
merdivenden kayıp da
sekiz takla atanlar...
toplanın etrafımıza! bu akşam bir kez daha, farklı bir konuyla karşınızda olacağız. sevgili piyanist'in de bahsettiği gibi, konumuz yapay zekâ ve aşk. umuyoruz ki değineceğimiz konular ilginizi çeker ve teknolojik tekillik denen potansiyel belanın kapımızda olduğu şu günlerde, gelecekte müstakbel sevgili adaylarımız olan robotların hayatımızdaki yerine dair fikir alışverişlerimizi keyifle dinlersiniz.
akşama bekliyoruz, unutmayın!..
merdivenden kayanlar...
merdivenden kayıp da
sekiz takla atanlar...
toplanın etrafımıza! bu akşam bir kez daha, farklı bir konuyla karşınızda olacağız. sevgili piyanist'in de bahsettiği gibi, konumuz yapay zekâ ve aşk. umuyoruz ki değineceğimiz konular ilginizi çeker ve teknolojik tekillik denen potansiyel belanın kapımızda olduğu şu günlerde, gelecekte müstakbel sevgili adaylarımız olan robotların hayatımızdaki yerine dair fikir alışverişlerimizi keyifle dinlersiniz.
akşama bekliyoruz, unutmayın!..
devamını gör...
ölümün en iyi tanımı
dünyadaki zaman çizgisindeki yerimizi başka bir canlıya bıraktığımız durumdur.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
güne bir söz bırak
"baharda kışı, kışın da baharı özler insan. ne uzaksa onu özler... kavuşmak şart mı?
boş ver! bazı şeyler yokken güzel"
özdemir asaf
boş ver! bazı şeyler yokken güzel"
özdemir asaf
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
şiir denir mi bilmiyorum ama karaladım bir şeyler ;
şiir bu fotoğrafa bakılarak yazıldı

•hala ayakta durabilen bir enkazım
senden sonra
mahallenin başındaki ev gibi
camları tıpkı kalbim gibi kırık
o evin boyası eskimiş ya hani
aynı yıpranan bedenim gibi rengi solmuş
sen deprem miydin
yoksa duyarsız ev sahibi miydin
gittin
gelmedin
bi başına kaldı gönül evim
terk ettiğinden beri
depremler oldu
yokluğun kadar korkutucu
varlığın kadar sarsıcı
senden sonra yağmurlar yağdı damla damla
gözlerimden göğsüme düşen damlalar gibi
çok güneş açtı
ama dedim ya mahallenin başındaki enkaza dönmüş ev gibiyim
güneş açsa
her yanım bahar olsa
ne fayda
kimsesiz kimseler uğruyor merdivenlerime
beni sevdiklerinden değil sevgilim.
sensiz,
kimsesiz oluşumdan.
enkaz oldum
harabeyim sevgin yüzünden
senin yüzünden.*
şiir bu fotoğrafa bakılarak yazıldı

•hala ayakta durabilen bir enkazım
senden sonra
mahallenin başındaki ev gibi
camları tıpkı kalbim gibi kırık
o evin boyası eskimiş ya hani
aynı yıpranan bedenim gibi rengi solmuş
sen deprem miydin
yoksa duyarsız ev sahibi miydin
gittin
gelmedin
bi başına kaldı gönül evim
terk ettiğinden beri
depremler oldu
yokluğun kadar korkutucu
varlığın kadar sarsıcı
senden sonra yağmurlar yağdı damla damla
gözlerimden göğsüme düşen damlalar gibi
çok güneş açtı
ama dedim ya mahallenin başındaki enkaza dönmüş ev gibiyim
güneş açsa
her yanım bahar olsa
ne fayda
kimsesiz kimseler uğruyor merdivenlerime
beni sevdiklerinden değil sevgilim.
sensiz,
kimsesiz oluşumdan.
enkaz oldum
harabeyim sevgin yüzünden
senin yüzünden.*
devamını gör...
ilişkiyle ödüllendirilmeyi bekleyen insan
bir ilişkide bulunurken kusurları yalnızca karşı tarafa yükleyen ve kendisini ideal insan olduğuna inandıran insanlardır.
buna ben kısaca ağlaklık demekteyim.
herkesin ideali farklıdır çünkü.
bu tip insanlar ilişki yaşayabilecek insanların tek kalıpta olması gerektiğine kendini inandırmış gibime geliyor. geçmiş ilişkilerime baktığımda birbirinden alakasız karakter ve tiplerle beraber olmuşum, ruh halim, ihtiyaçlarım neyi gerektirdiyse o tarz insanlar.
tutup da kimse ben x şeklindeki insanlardan hoşlanıyorum diye bunu idealleştirmemeli, bu yanlış çünkü aynı x'ten herkeste olmaz; varsa bu ilişki yaşanarak ödüllendirilmesi gerektiği anlamına mı gelir?
kendimizi işilkiye göre mi yetiştiririz yoksa kendimiz için mi, ben olmak için mi?
herkesin trcih edilme yada edilmeme sebebi kendine has ve olası partnerine özgü değil midir?
karmaşık görünen bir denklem aslında ancak öyle değil. siz x'i karşıya atınca hemen sonucu bulmaya çalışıyorsunuz sanırım. *
buna ben kısaca ağlaklık demekteyim.
herkesin ideali farklıdır çünkü.
bu tip insanlar ilişki yaşayabilecek insanların tek kalıpta olması gerektiğine kendini inandırmış gibime geliyor. geçmiş ilişkilerime baktığımda birbirinden alakasız karakter ve tiplerle beraber olmuşum, ruh halim, ihtiyaçlarım neyi gerektirdiyse o tarz insanlar.
tutup da kimse ben x şeklindeki insanlardan hoşlanıyorum diye bunu idealleştirmemeli, bu yanlış çünkü aynı x'ten herkeste olmaz; varsa bu ilişki yaşanarak ödüllendirilmesi gerektiği anlamına mı gelir?
kendimizi işilkiye göre mi yetiştiririz yoksa kendimiz için mi, ben olmak için mi?
herkesin trcih edilme yada edilmeme sebebi kendine has ve olası partnerine özgü değil midir?
karmaşık görünen bir denklem aslında ancak öyle değil. siz x'i karşıya atınca hemen sonucu bulmaya çalışıyorsunuz sanırım. *
devamını gör...
köylü çocuk vs şehirli çocuk
köylü çocuk şehirli çocuk gibi konuşmak ister, kendi köy kelimelerinden utanır. üniversiteye kadar köylü olduğumu söyleyemezdim, çok güzel konuşmaya özen gösterirdim. benimle yeni tanışan insan, trabzonlu olduğumu duyunca konuşmamın güzelliğine şaşar. o güzel konuşma, aslında köylü ezikliğinden gelen bir çaba. zamanla şehirli olmanın kıt kültürlü, köylü olmanın zengin kültürlü olduğunu anlayan çoğu köylü çocuk, bundan istifade etmeye, bunun keyfini sürmeye başlar.
devamını gör...
biz böyleyiz
caner özyurtlu'nun çekip de keyif almadığım bir filmi yok sanırım, filmlerinde sanat yönetmenliğini kim yapıyorsa hepsi de hakkını veriyorlar. başarılı ve başarısız noktaları arasındaki fark çok da keskin değil, bu yönü ile büyük bir eleştiriyi hak etmiyor.
filmde emrah ve neziş kesinlikle rollerinin haklarını verip, öyle bir oynamışlardı ki sanki gerçek hayatta emrah ve neziş vardı. filmde oyunculuğun ve rolün hissiyatını veren, dinamik tutan, gülümseten en iyi ikiliydiler.
filmin sonunda yaşananların bir döngü içerisine girecek olması ve klişe sonlarla bitmemesi beni çok sevindirdi. her filmde her aşk mutlu bitiyor klişesi artık baymıştı, hayatın gerçek çizgisinden bu yönüyle uzaklaşmamış olması çok güzeldi.
film bir kez daha berrak tüzünataç'ın canlandırdığı emre karakteri ile bana gösterdi ki; yaş kaç olursa olsun bir şeylerden kaçmak adına yapılan her eylem kişiyi o yönde çok çocukça gösteriyor. filmde aşırı absürt karakterler de yoktu. her yerde gördüğümüz, görebileceğimiz, dolaylı veya doğrudan tanıdığımız insanlardı. en azından bana yabancı olan herhangi bir karakter yoktu ortada. o yüzden de değişik olmuş.
tunç bey'in canlandırmasını yapacak olan tiyatrocu adamın herhangi bir şekilde kılık kıyafet değiştirmeden olduğu gibi gelmesi de taktiri hak ediyor. çünkü genellikle diğer film ve dizilerde bu tür durumlarda kılık değiştiriliyor. beğendim bunu.
yan rollere odaklanacak olursak eğer, eşlerin rolleri de çok güzeldi. mesela burak altay'ın canlandırdığı eş davranışı her yerde var. kendisi adına söz hakkı doğmaz, eşi ne derse onu onu yapar, her iş eşinin onayı doğrultusunda yapılır vs.
aynı şekilde candaş, efsun'un canlandırdığı ''medeni insan''ın tamamlanması için vardı.
bir gece yarısı gelen itiraflar da güzeldi. film her şeyi bir anda vermek yerine veya bir öncesi bir de şu an gitmek yerine böyle taze taze, belli bir düzende bütün sırlarını bize açmış olması beni filmden sıkılmamam için daha da çok kendisine bağladı.
film biraz fransız film tadını verse de kendi içerisinde orijinalliğini koruyup, türk sineması adına tat bırakan bir film olmuş. be-ğen-dim!
filmde emrah ve neziş kesinlikle rollerinin haklarını verip, öyle bir oynamışlardı ki sanki gerçek hayatta emrah ve neziş vardı. filmde oyunculuğun ve rolün hissiyatını veren, dinamik tutan, gülümseten en iyi ikiliydiler.
filmin sonunda yaşananların bir döngü içerisine girecek olması ve klişe sonlarla bitmemesi beni çok sevindirdi. her filmde her aşk mutlu bitiyor klişesi artık baymıştı, hayatın gerçek çizgisinden bu yönüyle uzaklaşmamış olması çok güzeldi.
film bir kez daha berrak tüzünataç'ın canlandırdığı emre karakteri ile bana gösterdi ki; yaş kaç olursa olsun bir şeylerden kaçmak adına yapılan her eylem kişiyi o yönde çok çocukça gösteriyor. filmde aşırı absürt karakterler de yoktu. her yerde gördüğümüz, görebileceğimiz, dolaylı veya doğrudan tanıdığımız insanlardı. en azından bana yabancı olan herhangi bir karakter yoktu ortada. o yüzden de değişik olmuş.
tunç bey'in canlandırmasını yapacak olan tiyatrocu adamın herhangi bir şekilde kılık kıyafet değiştirmeden olduğu gibi gelmesi de taktiri hak ediyor. çünkü genellikle diğer film ve dizilerde bu tür durumlarda kılık değiştiriliyor. beğendim bunu.
yan rollere odaklanacak olursak eğer, eşlerin rolleri de çok güzeldi. mesela burak altay'ın canlandırdığı eş davranışı her yerde var. kendisi adına söz hakkı doğmaz, eşi ne derse onu onu yapar, her iş eşinin onayı doğrultusunda yapılır vs.
aynı şekilde candaş, efsun'un canlandırdığı ''medeni insan''ın tamamlanması için vardı.
bir gece yarısı gelen itiraflar da güzeldi. film her şeyi bir anda vermek yerine veya bir öncesi bir de şu an gitmek yerine böyle taze taze, belli bir düzende bütün sırlarını bize açmış olması beni filmden sıkılmamam için daha da çok kendisine bağladı.
film biraz fransız film tadını verse de kendi içerisinde orijinalliğini koruyup, türk sineması adına tat bırakan bir film olmuş. be-ğen-dim!
devamını gör...
yıldız tilbe'nin nevşin mengü ve şahan gökbakar'a cevabı
twitter.com/YildizzTilbee/s...
yıldız tilbe, sokak köpekleri ile ilgili attığı tweet sonrası ifade vermişti. ifade sonrasında yaptığı açıklamalar hakkında nevşin mengü ve şahan gökbakar'ın yorumlarını yıldız tilbe şu şekilde yanıtlamış:

yıldız tilbe, sokak köpekleri ile ilgili attığı tweet sonrası ifade vermişti. ifade sonrasında yaptığı açıklamalar hakkında nevşin mengü ve şahan gökbakar'ın yorumlarını yıldız tilbe şu şekilde yanıtlamış:


devamını gör...
oryantiring
harita ve pusula kullanarak hedef bulmaktır. zekanın yanında fiziksel olarak da biraz idmanlı olmayı gerektirir.
izciyken lise zamanlarımda, kamplarda eğlenmenin yanında az da olsa icra etmeye çalışıyorduk. #292250
izciyken lise zamanlarımda, kamplarda eğlenmenin yanında az da olsa icra etmeye çalışıyorduk. #292250
devamını gör...
yanlış zamanda tanışılan doğru insan
doğru zaman da yanlış insanla karşılaştığım için bunu hiç bir zaman bilemeyeceğim. ama siz doğru insanla tanıştıysanız ; lütfen zamanı da doğruya çevirin.
devamını gör...