insanı strese sokan mesajlar
insana hep kötü bir şey yapmış izlenimi uyandıran, açıklasan da asla karşındakinin inandığına dair izlenime ulaşamayacağın, her türlü versiyonu olan ileti türüdür.
o telefona niye bakılmıyor?
neredesin sen?
kim var yanında?
az önce telefonuna ulaşılamıyordu?
..
bu anda fonda gerilim müziği çalmaktadır.
o telefona niye bakılmıyor?
neredesin sen?
kim var yanında?
az önce telefonuna ulaşılamıyordu?
..
bu anda fonda gerilim müziği çalmaktadır.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
ama benim memleketimde bugün
insan kanı sudan ucuz
oysa en güzel emek insanın kendisi
kolay mı kan uykularda kalkıp
ninniler söylemesi
ruhi su
devamını gör...
oy kullanmayan insanlar
hayatını başkalarının düşüncelerine bırakıp sonra da en çok söylenen insanlardır.
devamını gör...
amok koşucusu
psikolojik bir rahatsızlık olan amok hastalığı bir çeşit cinnet geçirme hali. karşısına çıkan her canlıyı öldürme isteği olan bir cinnet hali olan rahatsızlık, aniden ortaya çıkan ve şiddet eğilimi gösteren bir ruh hali olarak ortaya çıkıyor. 18 yy'da filipinler ve malezya'ya özgü bir delilik hastalığı. bu rahatsızlığı taşıyan kişiler de amok koşucusu olarak tanımlanmıştır. ordu'da ceren özdemir'in katiline de psikologlar amok teşhisi koymuştu.
devamını gör...
brokoli
haşlayıp üzerine zeytinyağı gezdirip afiyetle tükettiğim sebze.
devamını gör...
oralet
aslında ürün grubunun genel adı değil markanın adıydı "oralet". ama zamanla toz içecek grubunun genel adı haline geldi. tıpkı "sana yağı", "kot pantalon", "jeep", "nescafe" veya"cam sil" gibi ürünlerde de olduğu gibi, marka adı ürün grubunun genel adı haline geldi . sonraları lezzo - aralel - gökçe vb. gibi farklı markalar çıksa da hep oraletti o sıcak portakallı içecek bizim için.
büyüklerimiz tarafından çocukların çay içmesi nedense çok istenmezdi. belki çok sık gidilip gelinen misafirliklerde rahatsızlık vermemek için yapılırdı bu. oralet evlerimizde bulundurulur, misafirliğe gidilen her evde de mutlaka olurdu o yıllarda. küçük çocuklar olarak bizlerin çay istememesi için ev sahibinden "varsa bi bardak oralet içsin " diye istenen içecekti oralet.
yıllar sonra inanç konukçu'yla (hayalet) tekrar gündem oldu. işte o yüzden bir nesil oralete inanıyoruz biz..... çay mı içiyom la ben?.
büyüklerimiz tarafından çocukların çay içmesi nedense çok istenmezdi. belki çok sık gidilip gelinen misafirliklerde rahatsızlık vermemek için yapılırdı bu. oralet evlerimizde bulundurulur, misafirliğe gidilen her evde de mutlaka olurdu o yıllarda. küçük çocuklar olarak bizlerin çay istememesi için ev sahibinden "varsa bi bardak oralet içsin " diye istenen içecekti oralet.
yıllar sonra inanç konukçu'yla (hayalet) tekrar gündem oldu. işte o yüzden bir nesil oralete inanıyoruz biz..... çay mı içiyom la ben?.
devamını gör...
çıplak bir insanla yapılabilecek en zevkli şey
kendisini giydirmek.
devamını gör...
üniversitede ilk gün
üniversite kapısından girdikten sonra 5 dklık yolu olan fakülteyi haritaya google mapse bakarak 20 dkda buldum. işin zor kısmı ise sınıf arkadaşlarını bulmaktı. zor bela sora sora onu da bulduktan sonra o gün okulun olmadığını söyleyerek bizi gönderdiler.
not: google mapsi bir hafta boyunca her gün kullandım.
not: google mapsi bir hafta boyunca her gün kullandım.
devamını gör...
çocukken yapılan salaklıklar
eşşek arısı geliyo üstüme doğru diye tırmandığım ağaçtan atlamıştım. baya yüksekten uçarak düşmüştüm. arı beni kovalamaya devam etti, boşuna atmışım kendimi.
devamını gör...
hristiyanismail bize göstersin
sana özelden göstersin istersen, sözlüğün içine etmesen.
devamını gör...
hayatı fazla ciddiye almak
ileriki yaşlarda şeker, tansiyon hatta kanser olma riskini arttırır. o sebeple bir parça vurdumduymaz olmak gerek.
devamını gör...
1. nesil yazar maaşlarının ne zaman yatacağı sorunsalı
sözlüğün bütün 1. nesil yazarları, birleşin! dünyanın tüm proleteryası, birleşin! zincirlerinizden başka kaybedeceğiniz hiçbir şey yok.
t. tartışılması gereken sorunsal
t. tartışılması gereken sorunsal
devamını gör...
baklagiller
kuru fasulye, nohut, mercimek gibi yağ bakımından düşük ve lif bakımından zengin besinlerin genel adı.
baklagiller, azot bağlayıcı özellikleriyle toprak verimliliğini artırarak katkıda bulunuyor. bu anlamda toprak biyoçeşitliliği de desteklenmiş oluyor. azotu toprağa yapay katmak için kullanılan sentetik gübrelere olan bağımlılığı da azaltıyor.
baklagiller, azot bağlayıcı özellikleriyle toprak verimliliğini artırarak katkıda bulunuyor. bu anlamda toprak biyoçeşitliliği de desteklenmiş oluyor. azotu toprağa yapay katmak için kullanılan sentetik gübrelere olan bağımlılığı da azaltıyor.
devamını gör...
sizleri karı koca ilan ediyorum diyen nikah memuruna trip atan feminist
sen bana nasıl karı dersin diyerek trip atan feministtir. evlenip evinin hanımı çocuklarının anası olacak olması, onu bu içler acısı durumdan kurtarmaya yetmeyecektir.
devamını gör...
malafa
(bkz: doğan kitap)’tan ocak 2012’de yayımlanan (bkz: hakan günday) kitabıdır.
kitabın tek cümlelik özeti, aslında yazarının kendisinin de kurduğu şu cümle ile verilebilir:
‘’dünya bir tezgahtır. tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak, ölünce anlaşılır…’’
kitap içerik olarak yine bize kötü çocukları başka bir gözden tasvirle anlatmaktadır. antalya’ya kafileler halinde gelen turistleri söğüşlemenin türlü türlü yöntemlerini bilen, uygulayan, ve bu dolandırıcılığı en iyi şekilde, en fazlaca yapanların gururla böbürlendiği, diğerlerinin onlardan övgü ile bahsettiği bir iş hanı düşünün. kuyumcularla, pırlantacılarla, saatçilerle dolu bir işhanı, topaz…
özetle topaz’a turistlerin (müşterilerin) turizm firmaları ile anlaşmalı bir şekilde ( yapılan alışverişler karşılığında komisyon ödeyerek) topaz’a getirilmesini, topaz’a getirildikten sonra tezgahtarların müşterileri nasıl avladıklarını, satış yapmak uğruna kimisinin nasıl ahlak ve insanlık çizgisinin dışına çıkabildiklerini gözler önüne seren bir kitaptır.
açıkçası kitap kurgu olsa da, anlatılan birçok şeyin doğruluğuna, gerçekleşme ihtimaline,hele de bu topraklarda, yürekten inandığımı belirtmeliyim… çünkü topaz esnafının gözünden baktığımızda dünya gerçekten de bir tezgahtır, insanoğlu da tezgahtar... dünya'da her şey satılıktır. herkesin ve her şeyin bir fiyatı vardır. işte hayat da bu alışverişten ibarettir. kimi insan kollanırken kimisi zorlanıyor. ne olursa olsun, sonunda da harcanıyor… topaz esnafına göre en pahalı olan en değerli olandır. lakin topaz’da durum bundan farklıdır. topaz’da rağbet gören, değer değil biçilen fiyattır…
bu arada; kitap ismi, kuyum sektöründe yüzük ölçmeye yarayan edevatın isminden gelmektedir.
kitaptan bir alıntı ile bahsi geçen insanları tanımlayarak girdiyi bitirmek istiyorum:
‘’çocukken oyuncakları olmadığı için, büyüyünce insanlarla oynamayı meslek edinmişler…’’
tavsiyemdir, okuyunuz…
kitabın tek cümlelik özeti, aslında yazarının kendisinin de kurduğu şu cümle ile verilebilir:
‘’dünya bir tezgahtır. tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak, ölünce anlaşılır…’’
kitap içerik olarak yine bize kötü çocukları başka bir gözden tasvirle anlatmaktadır. antalya’ya kafileler halinde gelen turistleri söğüşlemenin türlü türlü yöntemlerini bilen, uygulayan, ve bu dolandırıcılığı en iyi şekilde, en fazlaca yapanların gururla böbürlendiği, diğerlerinin onlardan övgü ile bahsettiği bir iş hanı düşünün. kuyumcularla, pırlantacılarla, saatçilerle dolu bir işhanı, topaz…
özetle topaz’a turistlerin (müşterilerin) turizm firmaları ile anlaşmalı bir şekilde ( yapılan alışverişler karşılığında komisyon ödeyerek) topaz’a getirilmesini, topaz’a getirildikten sonra tezgahtarların müşterileri nasıl avladıklarını, satış yapmak uğruna kimisinin nasıl ahlak ve insanlık çizgisinin dışına çıkabildiklerini gözler önüne seren bir kitaptır.
açıkçası kitap kurgu olsa da, anlatılan birçok şeyin doğruluğuna, gerçekleşme ihtimaline,hele de bu topraklarda, yürekten inandığımı belirtmeliyim… çünkü topaz esnafının gözünden baktığımızda dünya gerçekten de bir tezgahtır, insanoğlu da tezgahtar... dünya'da her şey satılıktır. herkesin ve her şeyin bir fiyatı vardır. işte hayat da bu alışverişten ibarettir. kimi insan kollanırken kimisi zorlanıyor. ne olursa olsun, sonunda da harcanıyor… topaz esnafına göre en pahalı olan en değerli olandır. lakin topaz’da durum bundan farklıdır. topaz’da rağbet gören, değer değil biçilen fiyattır…
bu arada; kitap ismi, kuyum sektöründe yüzük ölçmeye yarayan edevatın isminden gelmektedir.
kitaptan bir alıntı ile bahsi geçen insanları tanımlayarak girdiyi bitirmek istiyorum:
‘’çocukken oyuncakları olmadığı için, büyüyünce insanlarla oynamayı meslek edinmişler…’’
tavsiyemdir, okuyunuz…
devamını gör...
demo
ingilizce demonstration “gösterme” sözcüğünden türetilmiştir.
müşteriye fikir edinebilmesi için ücretsiz verilen nümune. bazı önemli özellikleri çalışmayan oyun veya yazılım örnek verilebilir.
müşteriye fikir edinebilmesi için ücretsiz verilen nümune. bazı önemli özellikleri çalışmayan oyun veya yazılım örnek verilebilir.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bir süredir öfkeliyim. kendini geliştirmeyen, susan, görmezden gelen, vazgeçen insanlara kızıyorum. saygı duymuyorum. haketmiyorlar. hayat ellerimizin arasından kayıp giderken, an be an bilinmeze doğru yol alırken azıcık olsun sorgulamadıkları için çok kızgınım. körü körüne bağlı oldukları herşey için kızgınım. aydınlığımız sönerken bu şımarıklığa hoşgörüyle yaklaşamıyorum. sinerek yol açtıkları korkunç gerçekleri yüzlerine tükürsem yine ses etmezler. nasıl kızmıyım...
devamını gör...