hoşgeldin. ya tam gel, ya tam git. kapı eşiğinde konuşan gitmeye hazır misafirler gibi bir sevgi istemem ben. ya içeri buyur. ya da kapıda bekletme...
devamını gör...

kelimenin yazımı merdüm, kelimenin çoğulu merdüman iken siz nasıl, neden, ne oldu da merdumlar oldunuz a dostlar?

güzel bi yayın olur bu. hayırlı baskınlar.
devamını gör...

ölmeden önceki son sözü ''ölümün tadı dilimin ucunda, bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum'' olmuştur.
devamını gör...

yukarıda bir arkadaşımızın da değindiği gibi, kavram kargaşasından kaynaklanan bir sorgulamadır.

öncelikle, "kazanmak" nedir? birisine kazık atarak cebine bir miktar para atan kişi kazanmış mı olur örneğin? yoksa onurunu, yaşam amacını, benlik bütünlüğünü yitirdiği için asıl kaybeden midir? onur, direngenlik, mertlik, gönül ferahlığı; asıl bunlar değil midir insana kazandığını, mutlu olduğunu hissettiren? spartaküs mü kazandı, onu çarmıha gerenler mi? bunu düşününüz.

ikincisi, "kazanmak" denen şeyi hangi vadede değerlendirmek gerekir? beş bin metre yarışında dört bininci metreyi geride geçen yarışçı kaybetmiş denebilir mi? hadi onu da geçelim, bu yarışı kaybetse bile, yarışçının önünde daha onlarca yarış yok mudur? kazanmak denen şey, illaki girilen her yarışı kazanmak mıdır, yoksa belirlenmiş bir amaca doğru yene yenile ilerlemek midir?

üçüncüsü, "iyi" kimdir? işte bu soruya, epey kaba bir tarzda da olsa, brecht "iyi adama bir iki soru" şiiriyle yanıt vermiştir. bunu da düşününüz.
devamını gör...

(bkz: cep telefonunda kafasözlük okurken birisine yakalanmak) ne yazıyorsun sen öyle,sakın söyleme..nick'ini bulur sıkıntı çıkar.
kafa sözlük'ün telefonumu bozması sözlük yaptı ya hepsi sözlük yüzünden diyenleri mevcuttur.
(bkz: telefonunu açmadığın halde ısrarla aramaya devam eden kişi) bu esnada sözlüktesin açmıyorsun aslında takmıyorsun, fırçayı yersin.
devamını gör...

çaresizlik.
devamını gör...

"vücudumu sergilemeyi seviyorum" diyen insanın ruh halidir. pahalı ve dikkat çekici kıyafetleri giymeye eğilimli insanlardır. ekranda kendilerini izlemeyi, aynada kendilerine bakmayı severler. güneşi d vitamini kaynağı olarak değil bronzlaşma aracı olarak algılarlar.
devamını gör...

en sonunda yaşadığımdır.
gece aile bireylerimle kavga etmem neticesinde evden çıkıp mahallenin büyükçe parkına oturup biraz düşünüp bir kaç sigara iceyim demiştim.

bir ekip arabası durdu. sanki azılı sucluymuşum gibi sert bir uslüp ile kimliğimi isteyip işlem yapmak istediler. durumu anlattım ve park içerisinde kimseyi sağlık açısından tehtid etmediğimi ve bir süre sonra eve gideceğimi parkta yatmayacağımı belirttim.
bu durumda anlayış beklemem en büyük hata oldu tâbi.

sözüm gelimi ortada yanlış bir şeyler var sevgili dostlarım. evet zor zamanlardan geçmekteyiz ama bunu daha da zorlaştıran şeyleri yaşıyoruz ne yazık ki.
toplum zihinsel sağlığını yitirmiş durumda. hem kendimden hem de polisten anlamaktayım bu durumu.

bu durum suç oranının artışı demektir. daha fazla cinayete sebep olur daha fazla aile içi şiddete sebep olur. artık kendi kendime yardım edemediğimden profesyonel yardım almaya başladım.

kendinizi bu durumlarda hissediyorsanız sizde yardım almalısınız. çünkü ben öfke kontrol mekanizmamı kaybetmiş durumdayım ve çevreme zarar vermekten korkuyorum.
devamını gör...

ilkbaharda, hububat tarlalarında, ergin süne zararlısı, kardeşlenme dönemi olan hububatın saplarını emerek özsuyunu alır. böylece emilen saplar zaman içinde kurur ve başak bağlamazlar. bu zarar kurtboğazı olarak isimlendirilir.
devamını gör...

peki tamam anladım; siteden zaten çıktığımız yoktu, iyice demir atılacak, turuncu her şeye belli. uçuşa geçtik, durduramıyoruz efendim.
devamını gör...

iki tavşanı birden kovalayan ikisini de yakalayamaz.
devamını gör...

immanuel kant'ın kritik der reinen vernunft (kitap) adlı eserinde belirttiği kendi içinde şey olarak çevrilebilen ifadesi. noumenon veyahut numen olarak da adlandırılabilir. bir şeyin kendi içinde barındırdığı gerçekliği ifade eder. bu algımızdan bağımsızdır. * o zaten vardır ve kendi'dir, kendine aittir.

yani: ding* ile o şeyin kendisi birbirinden ayrılır.
devamını gör...

her ne kadar burda fabrikatör, zengin taş gibi takılsam da aslında asosyal, tipsiz, ezik ve açlıktan nefesi kokan biriyim. her gece ağlıyorum.
nasıl başlık lan bu böyle. ya da ya da dur dur buldum:

bir 14 yaşındayken 45 yaşında bir adam sana iş vereceğim günlük 100 lira dedi, tamam dedim bende. arabasına bindik ormana doğru gittik orda indik ben bir işkillendim. bu kalktı beni taciz etmeye kalktı elime geçen taşla kafasını kırdım. korkudan bir süre orda durdum taşı da bırakmadım. akşama doğru korka korka eve döndüm. 2 gün sonra yerel gazete de adamın faili meçhul olarak öldüğünü gördüm.*
devamını gör...

istanbul çıkışlı bir alternatif rock grubu. aynı isimleri gibi çok tatlı bir şarkıya sahiptirler.
(bkz: ne zaman gitti tren)
devamını gör...

kalbin bakire olsun dedin bana, bana dedin ben senin kalbini sevdim, bana dedin kalbin lazım.

bir başkadır dizisinde geçen diyaloğu akıllara getiren başlık. olması gereken budur efenim.
devamını gör...

olmadı...
devamını gör...

• sabah uyanırken zorlanmak; uykuya olan ihtiyacımızdan dolayı değildir, uyanınca aklımıza sorumluluklarımız geldiği için kalkmakta zorlanırız. tatil günlerinde daha rahat uyanmamız buna kanıttır.

• köy evlerinin pencereleri mavi renge boyanır. çünkü akrepler mavi rengi kırmızı olarak algılarlar. kırmızı renk onlara ateşi çağrıştırdığı için evlerden uzak dururlar.

• oxford üniversitesi öğrenciler üzerinde bir deney yapmış ve deney sonucunda saat 10'dan önce öğrenilen bilgilerin kolaylıkla unutulduğunu kanıtlamıştır. asıl bilgi alma saati 10-11 arasıdır.

(bkz: yürü be oxford)
devamını gör...

yalan söylemek. hiç gocunmadan hemde.

arkadan konuşup yüzüne gülmek.

işine geldiği gibi davranmak omurgasız olmak.

ahlakçılık oynayıp fırsat bulunca her boku yemek.

gelişim ve değişime kapalı olmak sürüden ayrılmaya çalışan olursa engellemek.

her türlü haltı dinsel tabana oturtup bu şekilde içselleştirmeye çalışmak.

örf adet gelenek görenek adı altında her türlü rezillik ve saçmalığı marifet gibi inatla devam ettirmek.

hatayı kendinde aramamak. hep suçlayacak birini ya da bir şeyi bulup çıkarmak.

çocuk yetiştirmeyi bilmemek. çoğu ailenin patolojik vaka olması.
devamını gör...

ay ışığının çok da parlak olmadığı (ya da ay’ın erken battığı) gecelerde yapılması şahane eylem.

sonuçta gece giriyoruz değil mi? ışık minimumda olmalı.

ayrıca 2006 senesinde ilk defa sarımsaklı’da gece denize girmiş biri olarak, hemen üstteki entry sahibi arkadaşla karşılaşmadığımıza seviniyorum.
devamını gör...

hoca ile bektaşi birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca:
-namaz saati! demiş, başlamış kılmaya.
rekat üstüne rekat, selam üstüne selam.
bektaşi’nin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş:
-yahu bu ne uzun namaz böyle?
-kazaya kalmış namazlarım vardı, onlarıda kıldım! demiş hoca.
yola koyulmuşlar, bir müddet sonra mola verdiklerinde bu kez namaz kılmak için bektaşi müsaade istemiş ve başlamış namaza.ama ne namaz, bitmiyor! sonunda hoca dayanamamış :
-erenler, senin namaz da uzun sürdü!
-önümüzdeki haftanın namazını kıldım! diye cevaplamış bektaşi.
hoca şaşırmış:
-yahu olur mu böyle şey?
bektaşi gülmüş:
-yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?
kynk
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim