261.
6 şubat 2023 tarihinde, sabaha karşı saat 04.20'de olan ve doğu anadolu fayının kırılması nedeniyle oluşan depremdir. şiddeti 7.8dir. antalya'da bile tüm şiddetiyle hissedilmiştir.
düzenleme1: merkez üssü maraş'ın pazarcık ilçesidir. ilk aldığım habere göre tahribat çok büyükmüş.
düzenleme 2: deprem bölgesinde, maraş'ta çok yakın akrabam var. geçici bir süre buraya yanıma gelmişti. eşi oradaydı. kurtulmuş. ama tüm ev gitmiş. 4ncü kattaki ev 2nci kat olmuş.
düzenleme 3:depremin telaşıyla anadolu yerine anadou yazmışım. modlar düzeltebilir mi lütfen.
devamını gör...
262.
devamını gör...
263.
hasar tespitleri hatay vilayetinin tamamında, tamamında sıfırdan yapılması gerekirken aman yaptık işte denilen. 6.4'lük defne merkezli artçıdan önce yaptıkları hasar tespitleri geçersiz şimdi. iskenderun gibi bazı ilçelerde yeniden hasar tespiti yapmayacaklar mesela.

umurlarında mı? tüm dertleri bir an önce inşaat yapmak. profesörler başka artçıları hem de şiddetli artçıları bekliyoruz diyor. ama tabii profesör kim ki! dinlerine laf etti diye yargılayacakları birinden başka kim ki profesör!

yer hala oynarken zemin etüdünü hangi güne göre esas alacaklar datlumm?

osmaniye barosu, deliller toplanmadan binalar yıkılamaz kararı çıkarttı mahkemeden. ama tabii baro kim ki! avukat kim ki! hatta kanun kim! diyor ya işte açık açık; vatandaş olarak, sen kimsin yhaa!
devamını gör...
264.
türkiye'deki çürümüşlüğü, cehalet seviyesini, eğitimsizliği, ahlaki çöküntüyü, siyasi bitkinliği, kutuplaşmanın ne denli büyük olduğunu gösteren deprem. binlerce insanımız hayatını enkaz altında kaybetmişken ülkemiz ve iktidar sahipleri de enkazın altında kalmışlardır.
devamını gör...
265.
"çok çabuk unutuyoruz." falan deniyor da, hayır, unutmuyoruz. dengelenmesi gereken bir psikolojimiz var.

umarım türk halkı olarak sandıklarda göstereceğiz bazı şeyleri unutmadığımızı...
devamını gör...
266.
unutulmaya yüz tutmuş depremdir. sanki dün gibi hatırlıyorum. ne yazık ki seçimlerin gölgesi depremin üzerine düştü. ancak benim dikkat çekmek istediğim daha farklı bir konu var. depremden birkaç gün önce yaşanan garip olaylar olmuştu. özellikle 99 depremiyle benzer olaylar olmuştu. bununla ilgili bir video da var, garip gelebilir fakat izlemekte fayda var.
devamını gör...
267.
seçimin gölgesi düşse de yaşayanların unutamadığı asla unutamayacağı depremler. hala hemen hemen her gün acabalarla diken üstünde yaşamamıza sebep olan büyük acı.
devamını gör...
268.
malarya ve çevresi dikkatli olmalı. tarih vermek imkansız ama fayın malatya ucunda yeni bir deprem olma olasılığı yüksek. önlem almak gerek.
devamını gör...
269.
resmi rakamlara göre 53bin, gerçek rakamlara göre yüzbinlerce insanımızın hayatını kaybettiği deprem. yüzlerce kilometre uzaklıktaki beni bile 10 günlük kısa bir sürede ne hale getirdiğini anlatmak istiyorum. deprem bölgesinde yaşayanları ise tahmin etmek mümkün değil.
6 şubat 2023 günü sabaha karşı uyandım ve telefonuma baktığımda bir haber sitesi uygulamasından bildirim geldiğini gördüm. haberin manşeti "yıkıldık". uykudan uyanmış olmanın verdiği sersemlikle o saatte bildirim gelmesine anlam veremedim ve haberin içeriğine girdiğimde kahramanmaraş merkezli bir deprem olduğunu öğrendim. haber henüz çok yeni olduğu için depremin şiddeti konusunda net bilgi yoktu ve açıkçası olayın ciddiyetinin farkına varamadım. öğle saatlerine doğru haberleri izlediğimde yıkımın büyüklüğünü gördüm ve o sırada bir deprem daha oldu. arka arkaya yaşanan felaketlerden sonra 8 şubat günü kocaeli'den 4 arkadaşla beraber, çevre illerden gelenlerle toplam 14 kişilik grup halinde hatay'a doğru yola çıktık. günün ilk ışıklarıyla birlikte hala yanmakta olan iskenderun limanını gördüm fakat henüz ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. defne ilçesine ulaştığımızda gördüğüm manzara korkunçtu. bütün binalar olduğu yere çökmüş, sanki şehir savaştan yeni çıkmış gibiydi. önce dostluk parkına gittik ve orada kurulmuş olan tip koordinasyon merkezine gelen yardım tırlarını indirmeye başladık. öğleden sonra şehir merkezine doğru ilerlediğimde etrafımda gördüğüm tek şey yerle bir olmuş binalar, yıkılmayan binalar ise yan yatmış halde duruyor. çatılardan düşen su depoları yol kenarındaki arabaların üzerine yağmur gibi yağmıştı. daha 2 gün öncesine kadar mutlu insanların yaşadığı binalar şimdi camları kapıları kırık, perdeleri rüzgarda uçuşan birer harabeye dönmüştü. elektrik yok, yiyecek yok, hijyen yok, su yok. sadece ölüm var. kum yığını gibi olduğu yere çöken binaların altında onlarca insan olduğunu biliyor olmama rağmen karşısında diz çöküp sadece izlemekle yetinmek durumundaydım. enkazların içinden görünen kitaplar, ayakkabılar, koltuklar, çocuk oyuncakları.. şehrin her yerinden ambulans sesleri geliyordu ve hiç tanımadığım bir insan için "yaşıyor mu acaba?" diye endişe ediyordum her duyduğumda. herkes kendi imkanları dahilinde enkaz altından yakınlarını kurtarmaya çalışıyordu, biz de oradan oraya koşarak birkaç gün boyunca elimizden geleni yapmaya çalıştık. akşam olduğunda tahta paletleri kırarak yaktığımız ateşin etrafında ısınmaya çalışırken artçı depremler olduğunda yakınlarımızdaki yıkık binaların seslerini, çatıların gıcırtılarını duyabiliyorduk fakat artık çok normal bir hale gelmişti bu. artık depremin ilk haftası dolarken enkaz alanında daha fazla elimizden gelen bir şey olmadığını düşünerek asi nehrinin kenarında "asi yaşam merkezi" ni kurmak için kolları sıvadık ve yardım olarak gönderilen konteynerleri yerleştirdik, alt yapısını kurduk, yeni bir yaşamın başlayabilmesi için ne gerekiyorsa yaptık. 18 şubat günü tükenmiş bir ruh haliyle geri dönüş yoluna çıkarken arkamızda yerden göğe kadar acı ve her şeye rağmen umut bıraktık. kocaeli'ne döndükten sonra çok uzun bir süre boyunca yüksek binaların yıkılmış hali gözümde canlandı, her gördüğüm binayı karşımda yıkılırken düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. zamanla hafifledi fakat tamamen geçmedi, bu tanımı yazarken bile camın kenarında oturup karşımdaki kocaman apartmana bakıyorum. kimseye anlatamadığım, anlatmak istemediğim bu duyguları ve gördüklerimi tam 1 yıl sonra ilk defa burada anlatıyorum. deprem felaketinden kaçmak mümkün değil şüphesiz fakat deprem kader değildir. mühendislik, önlem, denetim ile bu felaketten en az zararla kurtulmak mümkün. liyakatsiz kamu görevlileri, halkından kopuk bir iktidar, iktidara yakın duran çakma müteahhitler ile her afet bir felaket olmaya devam edecektir.
devamını gör...
270.
vaktinden önce gider mi insan?.
gidiyorlar işte.
duvarda hırkaları,
cebinde fotoğrafları,
radyoda şarkıları.
herşeyi dağıtıp gidiyorlar hemde.
gidiyorum’ bile diyemeden.
devamını gör...
271.
fay hatlarının dalga geçtiği gün.
gidenler hayatını, kalanlar aklını yitirdi
devamını gör...
272.
'ışığını kapatıp uyuduğumuz evin bir daha ışığını açmayalı tam 365 gün oldu'
cümlenin ağırlığı altında eziliyorum. yaşayanlara allah sabır versin.
devamını gör...
273.
lanetli gece. pohtan bir binada oturduğumuzu ve başımıza çökeceğini biliyordum.

çünkü türk-iş'e asla güvenmiyordum; mütayitinin, müyendisinin, ustasının, işçisinin, belediyesinin ve ç.ş.b'nin sahtekar olduğunu biliyordum. japonyada da oluyor aynı derpremler. 20 bina yıkılmıyor. 50 kişi ölmüyor. bizim şu başımıza gelenlere bak! benim hakkım tüm sahtekarlara haram olsun. kaynakları vatandaşa değil de patronlara akıtan düzenin defteri dürülsün. amin.
devamını gör...
274.
üstünden 1 yıl geçmiş bir deprem, kayıp yüz binlerce can, geride sevdiklerinin yasını tutan milyonlar; deprem günü de şimdi de vatandaşına hakaret eden bir yönetim, hiçbir zaman düzelmeyecek bir ülke. o gün yaşadığım korkuyu hiçbir zaman unutmayacağım, dışarı çıktığım her gün yerinde olmayan binaları görmeye devam edeceğim fakat bu ülke çok çabuk unutuyor, asla önlem almıyor. aklım almıyor nasıl bu kadar vicdansız olabilir insanlar? daha ülkeyi yerinden oynatacak bir istanbul depremi daha var, ölmeyi bekliyor herkes. ben hakkımı insanları ölürken yağmacılık yapanlara da bu adama oy verenlere de bu ülkeyi yıkanlara da helal etmiyorum. hepsinin elinde milyonların kanı var.
devamını gör...
275.
ülkede bölgeye uzak yakın herkesin farklı derecelerde de olsa travmatik olarak etkilendiği, kader diyerek geçiştirilemeyecek, eğer gerekli önlemler alınsa, herkes işini düzgünce yapsa bu kadar kayıp vermeyeceğimiz, bir daha hiçbir şekilde, hiç kimsenin yaşamamasını temenni ettiğim afet.

yarın itibarıyla üstünden bir yıl geçti belki ancak kimse yaralarını sarabilmiş değil, hoş gerçi bu yaralar sarılabilir mi onu da bilmiyorum. unutkan biriyimdir ancak afette yaşanan hiçbir olayı uzaktan takip etmeme rağmen unutmadığım gibi travma sebebiyle bir süre tam da depremin olduğu saat olan gece 4 sularında bir anda uyanıp bir daha uyuyamamalarımı, gönüllüsü olduğum psikososyal destek hattında kelimenin tam anlamıyla her şeylerini kaybeden ve bu yaşadıkları felaketin doğurduğu psikolojik sorunları biraz olsun dindirmek için çaresizce iletişime geçen kişilerin de seslerindeki o acıyı elbette unutmuyorum.

ülkemizde yaşanan depremden sonra ''kaderciliğin'' deprem hazırlığına olan etkisiyle ilgili bir tez çalışmasında bulunduk. ve gördük ki ''kader'' demek belki ilk başlarda bu olayı yaşayanlar için tutunacak bir dal olsa da deprem hazırlığı konusunda aslında insanların elini kolunu da bağlayan bir kavram. elbette ekonomik nedeni daha büyük. bulunduğu dayanıksız binalardan ekonomik sebepli taşınamayan çok fazla kişi var. bu kişilerin yapabileceği tek şey kadere sığınmak oluyor. halbuki devletin de desteği ve teşvikiyle güzel ilerlemeler kaydedilebilirdi. ''kadere'' sığınılmayabilirdi. tüm önlemler alındıktan sonra afetin yıkıcı etkisine kader denebilir. hiçbir hazırlık olmadan yakalanılan afete ''yüzyılın felaketi'', ''kader'' denemez.

olay olduktan, birçok kayıp verdikten sonra ''yapılabilirdi, edilebilirdi'' sözleri çok gereksiz sözler oluyor. ancak hala bir şeylerin yapılmadığını, görmek, hala yeni bir afeti elimiz kolumuz bağlı bir şekilde beklediğimizi bilmek tüm pişmanlıklardan daha acı geliyor.

allah tekrarını yaşatmasın, özellikle hiçbir hatasından ders almayan, insan hayatının ucuz olduğu ülkemizde.
devamını gör...
276.
çocukluğumu kaybettiğim gün.
devamını gör...
277.
yok artık o antik evler
begonvillerini koklayarak büyüdüğüm sokaklar
merhabalaştığım nergis satan teyze yumurta satan ama
fotoğraf çekilmek için bir saat dil döktüğüm baloncu dayı
çocukluğum gençliğim
ömrümün baharı dediğim en hoş zamanlar
kalan ne biliyor musun pişmanlıklar keşkeler
keşke o gün kahve içmeye gitseydim sonsuzluk kadar sarilabilseydim.
pişmanim yağmur yağıyor diye çıkıp kaldırımları aşındırmadığıma
sadece hafızamda kalan o güzel anların silinmemesi için delirlememeye çalışıyorum
devamını gör...
278.
unutma, unuttuğun kadar yakınsın her felakete !

hamiş: hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.
devamını gör...
279.
yıl değişti,mevsimler değişti…acı hala aynı ..
#6subat2023
unutursak kalbimiz kurusun
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
280.
benim 2 kuzenim ve hayatını kaybeden herkese allah'tan rahmet diliyorum. o günü hatırlamak bile istemiyorum. sabahın 4:30'unda acı acı çalan telefon, telefondan gelen feryat sesleri. orada yaşayanlar kim bilir ne psikolojiye girdiler. halâ atamadılar, bunu tahmin edebiliyorum yakınlarımdan.
bir daha böyle bir faciayı yaşamamak dileğiyle.
devamını gör...
281.
bu depremde sadece aciyi yasamakla, aciya sahitlik etmekle kalmadik. ınsan denilen canlilarin bazilarinin ne kadar aşşşagilik olabilecegini de gorduk.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"6 şubat 2023 gaziantep-kahramanmaraş depremleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim