21.
niye korkayım ki?
türk toplumunda klasik bir laf vardır "senin allah korkun yok mu hiç?" diye. ya ben allah'tan niye korkayım? allah bana ne yapabilir?
arada sırada çıkıyor böyle karşıma işte insanlar niye dine sıcak bakmıyor gençler niye uzaklaşıyor falan diye. sen birine bir şeyi öğretirken seni çarpar seni yakar seni şöyle böyle yapar diye öğretirsen o adam veya kadın senin dinine niye inansın?
güzellikle, efendilikle dinini anlatırsın örneklerle desteklersin gerisine o karar verir.
birde şu mesele var "allah sizin belanızı verecek çünkü inanmıyorsunuz ben ise inanıyorum cennete gideceğim" bunu diyen insandan uzaklaşın arkadaşlar. bunu diyen insan inandığı varlık olan allah'a bile menfaat gözüyle bakıyor demektir. ben allah'a inanıyorum o da beni cennetine alsın bana huri versin nuri versin ama onlar inanmıyor onları cennete almasın. bu ve bu tarz cümleleri kuran insanlar dinini tam bilmedikleri gibi inandıkları varlığa da şirk koşuyorlar kendi deyimleriyle. bunu diyen birine bakıp bir insan o dine niye inansın?
allah'tan niye korksun bu insan? sen inandığın varlığın önünde ne hadle karşındaki insana onun ağzından konuşuyorsun demezler mi adama? şimdi inanmayan adam mı günahkar yoksa inandığı varlığın adına konuşanlar mı daha günahkar?
oruç tutmayan insana hakaretler, dövmeler vs. ee hani islam hoşgörü diniydi? hani inandığın tanrı sana herkese karşı iyi olmayı öğretiyordu hani inandığın peygamberin bile yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkıyordu?
siz ne ara bu kadar pisleştiniz? ne ara bu kadar insanların hayatına karışıp onları tehdit etmeye başladınız?
ben kendime inançlı bir insan diyemem yediğim onca halttan sonra bunu demek benim kişiliğime yakışmaz çünkü fakat diyorum eğer inanacaksanız sizi yaratan varlıktan, size hayat vermiş, sizi dünyaya getirmiş bir varlıktan korkmayın. bunu size yapmış bir varlık demek ki sizi önemsemiş ve buraya yollamış size bir görev, amaç vermiş. allah denen varlıktan korkmayın size bir şey yapmaz ama onun adına konuşan insan müsveddelerinden korkun onlar her şeyi yapar.
bunu anlamak için çok uzaklara gitmeye de gerek yok bu arada. türkiye'nin son 20 senesini şöyle üstünkörü bir düşünün, inceleyin her şey ortada zaten.
türk toplumunda klasik bir laf vardır "senin allah korkun yok mu hiç?" diye. ya ben allah'tan niye korkayım? allah bana ne yapabilir?
arada sırada çıkıyor böyle karşıma işte insanlar niye dine sıcak bakmıyor gençler niye uzaklaşıyor falan diye. sen birine bir şeyi öğretirken seni çarpar seni yakar seni şöyle böyle yapar diye öğretirsen o adam veya kadın senin dinine niye inansın?
güzellikle, efendilikle dinini anlatırsın örneklerle desteklersin gerisine o karar verir.
birde şu mesele var "allah sizin belanızı verecek çünkü inanmıyorsunuz ben ise inanıyorum cennete gideceğim" bunu diyen insandan uzaklaşın arkadaşlar. bunu diyen insan inandığı varlık olan allah'a bile menfaat gözüyle bakıyor demektir. ben allah'a inanıyorum o da beni cennetine alsın bana huri versin nuri versin ama onlar inanmıyor onları cennete almasın. bu ve bu tarz cümleleri kuran insanlar dinini tam bilmedikleri gibi inandıkları varlığa da şirk koşuyorlar kendi deyimleriyle. bunu diyen birine bakıp bir insan o dine niye inansın?
allah'tan niye korksun bu insan? sen inandığın varlığın önünde ne hadle karşındaki insana onun ağzından konuşuyorsun demezler mi adama? şimdi inanmayan adam mı günahkar yoksa inandığı varlığın adına konuşanlar mı daha günahkar?
oruç tutmayan insana hakaretler, dövmeler vs. ee hani islam hoşgörü diniydi? hani inandığın tanrı sana herkese karşı iyi olmayı öğretiyordu hani inandığın peygamberin bile yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkıyordu?
siz ne ara bu kadar pisleştiniz? ne ara bu kadar insanların hayatına karışıp onları tehdit etmeye başladınız?
ben kendime inançlı bir insan diyemem yediğim onca halttan sonra bunu demek benim kişiliğime yakışmaz çünkü fakat diyorum eğer inanacaksanız sizi yaratan varlıktan, size hayat vermiş, sizi dünyaya getirmiş bir varlıktan korkmayın. bunu size yapmış bir varlık demek ki sizi önemsemiş ve buraya yollamış size bir görev, amaç vermiş. allah denen varlıktan korkmayın size bir şey yapmaz ama onun adına konuşan insan müsveddelerinden korkun onlar her şeyi yapar.
bunu anlamak için çok uzaklara gitmeye de gerek yok bu arada. türkiye'nin son 20 senesini şöyle üstünkörü bir düşünün, inceleyin her şey ortada zaten.
devamını gör...
22.
korktuğum kadar seviyorum. dengeyi bozmamak lazım
devamını gör...
23.
allahı sevmek ya da allaha inanmamak şeklinde açıklanabilecek durum. şahsen benimki allahı sevme durumudur ve tüm insanlık allahtan bir nüve taşırken ne onu sevmemem mümkündür ne de korkmam.
devamını gör...
24.
inanmadığım bir şeyden korkmam.
allah'ın varlığına inanmıyorum.
allah'ın varlığına inanmıyorum.
devamını gör...
25.
az önce pictorem yolladı bunu... pişti oldu...
ahlâk utanmayı bilmektir..
1970’li yıllar, avanos. yazın ilk günleri.
evin önünde bir kamyonet duruyor.
kayseri’den yüz çuval şeker gelmiş.
kitap okuduğum kovuğumdan çıkıp çuvalların taşınmasını seyrediyorum.
gazoz şişelerine, şeker çuvallarına, benim ders notlarına, fırından yeni çıkan bazlamaya, bahçeden kopardığı domatese bile dualar okuyan annem yine iş başında, dudakları sürekli kıpırdıyor.
“bu yaz çok gazoz satılacak inşallah.”
çuvallar taşındı, kamyonet gitti.
tüm aile içimiz rahatlamış halde sofraya oturduk.
philips radyoda ajans zamanı.
spikerin okuduğu haberlerin içinden bir ara “şekere zam” haberini duyduk.
büyük abim sevinçle “oh!” dedi., “tam zamanında almışız şekeri.”
ertesi gün, babam erkenden kalkmış, evin önündeki camekanda annemle konuşurken gördüm.
canının sıkıldığı zamanlarda yaptığı gibi mendilini sebepsizce katlayıp duruyordu. az sonra da kalktı gitti zaten.
annem camekândan salona geçerken kendi kendine mırıldanıyordu:
“deli bu herif anam, sabaha kadar uyumamış!”
bir saat sonra geldi babam. rahatlamış, yüzü gülüyor.
maliyeye gidip ihbar etmiş kendini.
“dün yüz çuval şeker aldım, aslında bugün alacaktım. zamlı almam lazımken ucuza aldım. farkını ödemek istiyorum.”
çocuk aklımla bile anlamıştım, babamın aslında maliyeden değil “utanmaktan” korktuğunu.
* * *
- yaptıklarından utanmıyor musun? dedi tanrı...
- çok utanıyorum, dedi adam...
tanrı: utanıyorsan sorun yok, çıkabilirsin...
adam şaşkınlıkla: cehennem dedikleri bu kadar mı?
tanrı: utanmayı biliyorsan, bu kadar...
* * *
utanmayı bilmek.. utanmaktan korkmak..
bunlar ne değerli meziyetlerdir...
dr. ercan kesal
ahlâk utanmayı bilmektir..
1970’li yıllar, avanos. yazın ilk günleri.
evin önünde bir kamyonet duruyor.
kayseri’den yüz çuval şeker gelmiş.
kitap okuduğum kovuğumdan çıkıp çuvalların taşınmasını seyrediyorum.
gazoz şişelerine, şeker çuvallarına, benim ders notlarına, fırından yeni çıkan bazlamaya, bahçeden kopardığı domatese bile dualar okuyan annem yine iş başında, dudakları sürekli kıpırdıyor.
“bu yaz çok gazoz satılacak inşallah.”
çuvallar taşındı, kamyonet gitti.
tüm aile içimiz rahatlamış halde sofraya oturduk.
philips radyoda ajans zamanı.
spikerin okuduğu haberlerin içinden bir ara “şekere zam” haberini duyduk.
büyük abim sevinçle “oh!” dedi., “tam zamanında almışız şekeri.”
ertesi gün, babam erkenden kalkmış, evin önündeki camekanda annemle konuşurken gördüm.
canının sıkıldığı zamanlarda yaptığı gibi mendilini sebepsizce katlayıp duruyordu. az sonra da kalktı gitti zaten.
annem camekândan salona geçerken kendi kendine mırıldanıyordu:
“deli bu herif anam, sabaha kadar uyumamış!”
bir saat sonra geldi babam. rahatlamış, yüzü gülüyor.
maliyeye gidip ihbar etmiş kendini.
“dün yüz çuval şeker aldım, aslında bugün alacaktım. zamlı almam lazımken ucuza aldım. farkını ödemek istiyorum.”
çocuk aklımla bile anlamıştım, babamın aslında maliyeden değil “utanmaktan” korktuğunu.
* * *
- yaptıklarından utanmıyor musun? dedi tanrı...
- çok utanıyorum, dedi adam...
tanrı: utanıyorsan sorun yok, çıkabilirsin...
adam şaşkınlıkla: cehennem dedikleri bu kadar mı?
tanrı: utanmayı biliyorsan, bu kadar...
* * *
utanmayı bilmek.. utanmaktan korkmak..
bunlar ne değerli meziyetlerdir...
dr. ercan kesal
devamını gör...
26.
müslüman kişi bir dengededir efendim: korkuyu hep içinde taşır. her zaman allah'ın yanında olduğunun rahatlığının yanı sıra ona duyduğu korkuyu da barındırmalıdır.
küçükken annemize dâhi bunu hissederdik değil mi? onu çok severdik ama korkardık da bir yandan.
çalışkan bir öğrenci derslerine çok çalışsa dahi ufaktan bir korkar yine de.
işte öyle bir şey.
bu denge, bu korkudur bizi ayakta tutan.
küçükken annemize dâhi bunu hissederdik değil mi? onu çok severdik ama korkardık da bir yandan.
çalışkan bir öğrenci derslerine çok çalışsa dahi ufaktan bir korkar yine de.
işte öyle bir şey.
bu denge, bu korkudur bizi ayakta tutan.
devamını gör...
27.
anadolu bu tabiri '' korkmuyorsan kuldan utan'' ile geleceğe dair bir projeksiyon ile pekiştirmiştir.
diyelim ki arap dini etrafında şekillenen hikayeye inanmıyorsun o zaman evrensel etik kaidelere uy en azından demek istemiştir erenler.
allah'tan korkmuyorsan kuldan utan
diyelim ki arap dini etrafında şekillenen hikayeye inanmıyorsun o zaman evrensel etik kaidelere uy en azından demek istemiştir erenler.
allah'tan korkmuyorsan kuldan utan
devamını gör...
28.
#2263450 kesinlikle katılıyorum bunu yazmak için girmiştim bu başlığa üzerine söyleyecek bir şey yok.
devamını gör...
29.
başlık yazarı "inanan insan davranışı" diye açıklamış ama, din pratiğinin temel argümanı "allah korkusu"dur. daha kabirden başlatılıp sonsuza dek sürdürülecek akıl almaz işkenceler, cehennem tasvirleri, söylenceleri vs vs.. tümü de korku, korkutma, tehdit temalıdır.
tasavvufi din yaklaşımı nispeten ironi ve sitem katsa da, orada da allah " belasını bulduracak olan, cezalandıracak olan"dır. din ve inançlara kaynak temel kitaplar da, toplulukları helak edip, üstlerine belalar yağdıran intikamcı ve acımasız bir tanrı betimlerler.
inanan insanların inanışında teorik olarak bu"korku"nun büyük etkisi vardır. inanmayanları allahtan korkmamakla suçlarlar.
tasavvufi din yaklaşımı nispeten ironi ve sitem katsa da, orada da allah " belasını bulduracak olan, cezalandıracak olan"dır. din ve inançlara kaynak temel kitaplar da, toplulukları helak edip, üstlerine belalar yağdıran intikamcı ve acımasız bir tanrı betimlerler.
inanan insanların inanışında teorik olarak bu"korku"nun büyük etkisi vardır. inanmayanları allahtan korkmamakla suçlarlar.
devamını gör...
30.
devamını gör...
31.
allah korkusu sevgi temelli bir korkudur. aslı. olması gereken hali. insan allah'ı o kadar çok sever ki o'nu incitmekten, üzmekten, o'nunla arasının bozulmasından korkar. insan ünsiyet için yaratıldı. hesaplaşmak için değil.
devamını gör...
32.
33.
korkmak veya korkmamak; işte bütün mesele bu!
allah korkusu cehennemi çağrıştırır, tanrı yarattıklarını tehdit eder, günahların vereceği azap çok şiddetlidir, "vay ki onlara vay vay" vs. vs.
allah korkusu aslında insana başka hiç kimseden korkmamayı öğreten bir sistemdir. tanrı'ya inanan bir kişi hiçbir yaratılmışı tanrı ile eş tutamaz. şirk deniyor buna. dolayısıyla tanrı'dan korkan bir insan o'nun yarattıklarından korkamaz, bir insanın tanrı korkusu varsa o insanın başka bir yaratılmıştan korkma hakkı artık kalmamıştır.
allah korkusu insana başka hiçbir varlıktan korkmamayı öğretir. yani pratik olarak aslında korkusuzluğu öğretir.
bana ayrılan bu geometrik şekilli çerçevedeki (koyu renkte belli oluyor) fikirler elbette "bence" olan fikirler. yine de dayılanacağınız mecrayı ölçüp biçip tartarak seçmenizi öneririm. çünkü burada cehennem azap şu bu bir kenara; kazanç olan bir öğretiyi reddetmek söz konusu. gayri siz bilirsiniz!
tanım : henüz çözüme kavuşturulmayı bekleyen başlıklardan bir tanesi.
allah korkusu cehennemi çağrıştırır, tanrı yarattıklarını tehdit eder, günahların vereceği azap çok şiddetlidir, "vay ki onlara vay vay" vs. vs.
allah korkusu aslında insana başka hiç kimseden korkmamayı öğreten bir sistemdir. tanrı'ya inanan bir kişi hiçbir yaratılmışı tanrı ile eş tutamaz. şirk deniyor buna. dolayısıyla tanrı'dan korkan bir insan o'nun yarattıklarından korkamaz, bir insanın tanrı korkusu varsa o insanın başka bir yaratılmıştan korkma hakkı artık kalmamıştır.
allah korkusu insana başka hiçbir varlıktan korkmamayı öğretir. yani pratik olarak aslında korkusuzluğu öğretir.
bana ayrılan bu geometrik şekilli çerçevedeki (koyu renkte belli oluyor) fikirler elbette "bence" olan fikirler. yine de dayılanacağınız mecrayı ölçüp biçip tartarak seçmenizi öneririm. çünkü burada cehennem azap şu bu bir kenara; kazanç olan bir öğretiyi reddetmek söz konusu. gayri siz bilirsiniz!
tanım : henüz çözüme kavuşturulmayı bekleyen başlıklardan bir tanesi.
devamını gör...