121.
düşünceler dile yansır eğer söylenmek istenmişse ya yakar canını ya da tebessüm ettirir.
kısacası düşünceler dili yönetir.



dilin kemiği olsaydı, kelimeler
bu kadar incinmezdi derinden
bu yüzden buhurumeryem zamansız
kurudu dikenli dudaklarında
şimdi anladın mı hallerin neden
mutlu ediyor karanlıkları
devamını gör...
122.
düşünce dili yönetir. ama düşünceleri yönetmek de sizin elinizde. şimdi şöyle bir örnek vereyim. ben uykulu olduğum zaman sarhoş gibi bir şey oluyorum. evet, bir yudum bile alkol içmedim ama aynı bir sarhoş gibi. ya da ameliyattan yeni çıkmış bir narkozlu hasta gibi. uyumadıkça da dilim çözülür. beynimde ne kadar bok püsür varsa ağzımdan çıkar. bunu bir kere deneyimledim ve bir daha uykuluyken kimseyle konuşmama kararı aldım. çünkü düşüncelerimi yönetemiyorum, düşüncelerim dilimi ele geçiriyor.
devamını gör...
123.
duygu-düşünce-davranış bu üçü bir birini etkiler
devamını gör...
124.
düşünce yönetir ise akıllı, dil yönetirse aptal olursunuz.
devamını gör...
125.
olması gereken düşüncenin dili yönetmesidir, olan ise dilin düşünceyi yönetmesidir. zira toplumların çoğunun davranış biçimleri ve idrak tarzları konuştukları dil ile şekillenmektedir. pek tabi bu şekillenme çok geniş bir zamana yayıldığı için yaşarken fark edilmesi zor oluyor lakin nesiller geçtikçe dile yerleşen kavramlar gelecek nesillerin düşünce tarzını etkiliyor.
devamını gör...
126.
dile getiremeyeceğiniz hiçbir şeyi düşünemezsiniz
devamını gör...
127.
karşılıklı bir etkileşim içindedirler. yönetmekten kastedilen tam olarak nedir bilmiyorum ancak, bir düşüncenin iletilebilmesi ve varlığının anlaşılabilmesi için kesinlikle bir dile ihtiyacı vardır. bir dil kullanmadan düşünce ortaya konulamaz. bu da, düşünce ve dilin vazgeçilmez birlikteliğini gösterir. dil doğru değilse düşünce de doğru iletilemez. dil olmadan, kullanılmadan düşünce de oluşturulamaz ve geliştirilemez.
bu gerçeklik nedeniyle, hangisinin ötekini yönettiği tarzındaki tüm tartışma ve tezler, yargılar anlamsız kalır. çünkü ayrılmaz bir bütünsellik içindedirler. biri olmadan diğeri olamayan bir bileşkede yönetici aramak niye.
(su molekülü iki hidrojen bir oksijen atom bileşkesidir. diyelim hidrojen sayısı oksijenden fazla diye, su'yu hidrojen yönetir diyebilir miyiz..)
devamını gör...
128.
ikisi birbirini etkiler. bu hep böyle olmuştur.
devamını gör...
129.
artık kanaatim düşünce dili yönetiyor. çünkü ne zaman bir şeyler düşünsem olumlu ya da olumsuz hemen dilime dökülüyor..
devamını gör...
130.
boş gezenin boş kalfası, aylak insanların münazara konusu boş laflar.
konuşma, düşünme, düşünmenin bir yan ürünü duygu bunlar hep bir arada, birlikte olan şeyler. konuşma yeteneği gitmiş adam düşünemiyor mu? düşünmek eylemini yapamayan insan (örneğin embesiller) konuşmuyor mu?
tüm canlılar öyle ya da böyle, sesle, görsel işaretlerle, kokuyla konuşur. soyut düşünceleri olmadığını söylüyoruz. öyle mi? o kunduzlar hiç düşünmeden, hiç planlamadan, hiç konuşma yapmadan nasıl yapacak o barajları.
geçiniz.
devamını gör...
131.
düşünce, dil'i yönetir. düşünce doğar ve dil ile sesli hale getirilir. algoritmada her zaman düşünmek başı çeker. her eylemden önce de düşünürsün. her kararı düşünerek verirsin. dolayısıyla düşünmek hep ilk sıradadır.
devamını gör...
132.
dili sadece konuşma olarak algılamak ve bu soruyu bu tabanda değerlendirmek biraz sığ bir yaklaşım olur. biraz daha dil sistemi çerçevesinden bakarsak ve dilin aslında sembollerden oluştuğunu düşünürsek (bu gördüğümüz nesneleri ya da hissettiğimiz duyguları etiketlemek ve sembollerle ifade etmeye çalışmak anlamına gelir) dil düşünceyi çok büyük oranda etkiler. ve hatta gramer dünya görüşünüzü bile değiştirir. aslında bu yüzden bir dil bir insan denir.
sapir-whorf hipotezi'nde de savunulur ki farklı diller, dünyayı farklı şekillerde kategorize eder ve bu bireylerin çevrelerini nasıl algıladığını belirler. insanların gerçekliği algılayış biçimi, büyük ölçüde konuştukları dilin kelime hazinesi, gramer yapıları ve ifade biçimlerine dayanır.
bu konuda en çok kullanılan örnek renk algısı, uzamsal algı ve zaman algısıdır. daha somut bir örnekle, ingilizce'de "blue" (mavi) tek bir kelimeyle ifade edilirken, rusça'da "goluboy" (açık mavi) ve "siniy" (koyu mavi) olarak iki ayrı kelime vardır. bu da rusça konuşanların mavi tonlarını daha hassas şekilde ayırt edebileceğini düşündürür.
içinizde elbet e 'light blue' ve 'dark blue' kelimeleri de var diyen olacaktır ve aslında bu soru bile bu hipotezi biraz haklı çıkartır. zira ingilizce konuşulan toplumlarda bilişsel olarak ve özel bir durum yoksa kimse tek seferde bu açık mavidir demez. aksine rusça konuşan birisi bunu zihninde zaten çoktan kategorize ederek konuşur.

dilin doğa üstü güçleri falan yoktur fakat kültürün ve insan zihninin gelişmesinde hem taşıyıcı hem de büyük oranda bağlantılı olarak yol göstericidir
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"dil mi düşünceyi yönetir düşünce mi dili yönetir sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim