sabahattin ali

karakteri, mekanları ve bütün detayları zihninizde yaşatan betimlemelere sahip, zamanının ötesinde düşünebilen, kadınları kadınlardan bile çok koruyan yazardır.

muhteşem bir roman yazarı, şair, gazeteci kısacık ömründe muhteşem eserler bırakmış; erken yaşta ölmemiş olsa, daha uzun bir ömür yaşasa her halde dünya sabahattin ali'yi konuşur nobel ödülleri'ne layık görülürdü.
yinede bize bıraktığı bu eserler için çok teşekkürler.
allah rahmet eylesin.

günümüz medyası ile kürk mantolu madonna'sı en çok okunanlar listesinde zirveye oynamaktadır. lakin overrated bir yazardır sabahattin ali, kitabı da öyle. ben ne zaman kitabını okusam, rus edebiyatından ezgiler duyarım. özgün bir hava yaratmaz bu yüzden.

her ne kadar dediklerim doğru olsa da, son derece başarılı bir yazardır. özgünlüğü belki tam olarak yakalayamamıştır. ama yazdıkları, insana duyguyu yaşatır.

bkz, kürk mantolu madonna ve ölüler evinden anılar benzerliği.

hem kürk mantolu madonnadansa elinize beyaz geceler'i alın, daha çok seveceğinize eminim.

birini arıyorum. bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini...tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin....dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek...benim beklediğim aşk başka! o bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… aşk bence bu istemektir. mukavemet edilmez bir istemek!...sen aklıma gelince her şey gülümserdi...kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?...herkes ne diyecek? fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki?..hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum. bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?
sözleri ve kuyucaklı yusuf, içimizdeki şeytan, kürk mantolu madonna romanları; değirmen, kağnı, ses, yeni dünya, sırça köşk öyküleri; dağlar ve rüzgâr, kurbağanın serenadı şiirleri ve esirler oyunu ile tanınan yazar ve şair.
"unutmayın ki, dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir."

kuyucaklı yusuf'u okuduktan sonra insanın edremit'e yerleşesi geliyor.

edebiyatımızın en nahif yazarı demek doğru olacaktır. ''ilkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer.. ne olursa olsun.'' demiştir fakat bir ilkbahar günü o çok sevdiği mevsimden ve dünyadan ayrılmak zorunda bırakılmıştır. kendisini ziyaret edip dertleşebileceğimiz, belki bir çiçek, gönlümüzden bir söz bırakabileceğimiz bir yer yoktur. gönlümüzde küçük de olsa bir yer ayırmamız yetecektir belki de.

"sana kızgın değilim. sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum. sonra seni seviyorum. neden sevdiğimi bilmeden seviyorum. bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim. allahaısmarladık." demiştir içimizdeki şeytan'da, işte bu şekil onu seviyor, saygı ve özlem duyuyorum.

kitaplarından ayrı hayat hikayesinden ayrı etkilendiğim yazar.

en sevdiğim türk edebiyatçılarından...

ön not: şimdi oklar bana çevrilecek biliyorum. ancak yazdıklarımı lütfen anlamaya çalışın.

türk toplumunda çok abartıldığını düşündüğüm yazar. kalemi iyi mi? kesinlikle iyi. yer yer etkiliyor mu? evet. ancak okuduğumda bu kadar etkilenecek ya da abartılacak ne var diye beklemiştim kitabın sonunu ve tahmin ettiğim gibi bitmişti. açıkçası o insanları yansıtması bakımından çok iyi bir iş çıkarıyor. ama bir süre sonra iş çok dramatik bir hal alıyor ki boğmaya başlıyor.

ancak türk toplumunda o kadar popülerleşti ki bir süre beklemiştim kendisini okumak için. okuduğum kitapları içimizdeki şeytan ve yarım bıraktığım kuyucaklı yusuf. tiradları iyiydi içimizdeki şeytan kitabında kesinlikle ama bende çok etki uyandıramadı. bir türlü yazdıklarının içine giremiyorum ve sonunu merak ettirmiyor. hikayeyi az buçuk okuduğunuzda tahmin edebiliyorsunuz sonunu eğer bir romanını okuduysanız. bu sebeple lise çağlarında okunmasının etkili olacağını ama yetişkin biri için çok etkili olmadığını düşünüyorum. yani bence okuyacak kişiler varsa eğer lise çağlarındayken okusunlar. belki o zamanlar daha çok severdim ama bir türlü yıldızımız barışmıyor ali ile.

hikayelerinden devam edeceğim kesinlikle. sonuçta benim zevklerim de etkili bu noktada ama umarım onlarda da hayal kırıklığına uğramam.

türk dili final sınavı için kürk mantolu madonna isimli eserinden sorumlu olduğum adam.

kitaba alerjim vardı o yüzden okumadım. sosyal medyadan tiksiniyorum.

"aşkını candan duymuşum,
canım yoluna koymuşum.
tam dokuz yaşındaymışım,
dünyaya geldiğin zaman.

kim bilir nasıl güzeldin,
göklerden yere süzüldün.
benim alnıma yazıldın,
dünyaya geldiğin zaman."

"alışıyorsun zamanla, asla bitmiyor."

"bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya
en büyük şey, en asil şey küçülür burda."

rüzgar

"ne içimdeki sokaklara sığabildim,
ne de dışardaki dünyaya."

kelimelerle ağlatan adam. birkaç cümleyle hüngür hüngür ağlatabilir. sabaha kadar. kürk mantolu madonna örnektir. kanıttır.

hakkındaki davaların aleyhinde seyrettiği bir dönemde,türkiye'den ayrılmak istedi ve bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden ali ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürüldü.

bir insanın vicdanı varsa eğer solcu olmaktan başka seçeneği yoktur.

üzümlü kekimdir. ali ertekin tarafından öldürülmesi içimi hala cız ettirir. çok erken öldü ali’m. öldürülmeseydi daha ne eserler vericekti . o yazılamayan eserleri okumak için sol böbreğimi verirdim.

"inmiş sırtıma ömrün
insafsız ilk kırbacı
gördüm başımda bugün
beyazlaşan ilk saçı..."

1926 yılında henüz 19 yaşında saçına düşen ilk ak için yazdığı şiir.

kürk mantolu madonna kitabını okuduktan sonra diğer bütün kitaplarını satın aldığım dev yazar.

ustaca betimlemeleri ve tasvirleriyle sizi olayın geçtiği mekana alıp götüren, en ufak detayın bile gözünüzde canlanmasını sağlayan türk edebiyatının güçlü kalemlerinden.
bence orjinal dilde okuyabildiğimiz için şanslıyız.