türkiye'deki ahlaki çöküşün nedenleri
başlık "bebeto" tarafından 03.01.2021 15:48 tarihinde açılmıştır.
181.
orta sınıf ahlakı bu ülkede her dönem çöküş içindeydi. bu döneme ait bir hede değil yani. bakınız anadolu irfanı. dedikodu, zina, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncilik, mevcut konumumu koruyayim da ne olursa olsunculuk, salla başı al maaşı derdinde olma olan bir sınıfın ahlakı zaten çöküntü içindedir.
devamını gör...
182.
1) neoliberal islamcı politikaların orta sınıfı yok etmesiyle birlikte fakirliğin artması.
2) ahlakın sadece belaltına ve dine indirgenmesi oysa ahlak ve din, birbirinden oldukça farklı şeydir.
3) sözde anadolu irfanının meydana getirdiği çarpık ilişkiler. vb.
2) ahlakın sadece belaltına ve dine indirgenmesi oysa ahlak ve din, birbirinden oldukça farklı şeydir.
3) sözde anadolu irfanının meydana getirdiği çarpık ilişkiler. vb.
devamını gör...
183.
ahlakla ilgili eleştiride bulunacak birinin, arabası olup da arabasını hiçbir zaman kaldırıma park etmemiş olması gerekir. eğer arabanızı bir kez olsun kaldırıma park ettiyseniz, başkasının ahlak kurallarını eleştiremezsiniz.
devamını gör...
184.
solcu geyiği olacak ama kantçı manada ahlakın çöküşünü bence de çok hızlı bireyselleşme süreci getirdi. türkiye 40 yılda planlı bir ekonomiden kapitalizmin taşrasına dönüştü. neo con dalgası belki bizi ekonomik anlamda oldukça geliştirdi. maddi anlamda sınıf atladık. ama siyasetinden tut turizmine her alanda oportünist bir insan tipi türedi her kesimde her kuşakta görmeniz mümkün. bu türkiyeye doğmayanlar da çok hızlı uyum sağladı bu düzene. cidden siyasetçi öğretmen esnaf profiline bakın geçmişte de mükemmel değillerdi bu kadar da menfaat odaklı olduklarını sanmıyorum. türk toplumun kendi içinde bir kültürü bir ahlakı varmış çağın şartlarına uyar veya uymaz. sekülerinden dindarına moral tabanını çok aşağıya çekti herkes. hiçbir şeye şaşırmıyoruz artık.
devamını gör...
185.
öncelikle ahlaki yargılama yapmamız için karşımızdaki insanın ayakkabısını giyip onunla yürüyüp onun acısını yaşamamız gerekiyor... yargılamak haddimize değildir...
bir cevap verilmesi gerekiyorsa merak duygusu diyebilirim ve hazır bilgi... kolay cezbeder, doğru olduğunu da düşündürür çünkü zor olan yanlış ve meşakkatli diyerek kafaya kodlanır, maalesef birey de yanlış bir kader yolu seçer...
zor olan her zaman doğruya çıkar diye bir şey yok ama o zorluğu çekerken neyin ne olduğunu öğrenir insan... sonrasında zaten düşünürse gittiği yolun iyiye çıkmayacağını düşünür ve yönünü değiştirir... ama kolay hızlıdır, o ayrımı yapamayız ve çıktığımız yol da kötüye çıkar... *
bizi buna iten yine biziz, kaynağı doğru kullanmama, her şeye merak duygusu ve kolayı seçme... çünkü çaba tecrübeyi doğurur ve insan doğası bunun için artık daha da tembel...
bir cevap verilmesi gerekiyorsa merak duygusu diyebilirim ve hazır bilgi... kolay cezbeder, doğru olduğunu da düşündürür çünkü zor olan yanlış ve meşakkatli diyerek kafaya kodlanır, maalesef birey de yanlış bir kader yolu seçer...
zor olan her zaman doğruya çıkar diye bir şey yok ama o zorluğu çekerken neyin ne olduğunu öğrenir insan... sonrasında zaten düşünürse gittiği yolun iyiye çıkmayacağını düşünür ve yönünü değiştirir... ama kolay hızlıdır, o ayrımı yapamayız ve çıktığımız yol da kötüye çıkar... *
bizi buna iten yine biziz, kaynağı doğru kullanmama, her şeye merak duygusu ve kolayı seçme... çünkü çaba tecrübeyi doğurur ve insan doğası bunun için artık daha da tembel...
devamını gör...
186.
adil rekabete dayanan serbest piyasa ekonomisine hiçbir zaman doğru düzgün geçemeyişimiz. zaman içerisinde adil rekabete dayanan bir serbest piyasamız olsaydı firmalar yeni fikirlerle ortaya çıkar, başarılı olanlar kazanır, diğerleri elenir ve başarılı olanlar sürekli yüksek performans göstermek zorunda kalırdı. güçlü bir serbest piyasa varsa, devletle piyasa arasındaki mesafe açılır. siyasetle iş dünyasını iç içe geçirdiğinde ise piyasada kazanan hükümete yakın olanlar oluyor. yani başarının anahtarı çok çalışmak, yeni fikirler üretmek, doğru kararlar almak değil, hükümete yakın olmak. böyle bir sistemde kayırmacılığın önüne geçemezsiniz. çünkü sistem kayırmacılığı zaman zaman ödüllendirebiliyor. bu ortamda vatandaşlar büyükleri taklit edebilirler. onlar da daha çok kaynağa ulaşmak için çevre yapabilir, kayırmacılığa başvurabilir, yasal açıkları bulup onlardan faydalanmaya çalışabilir.
şimdi bu yazıyı okuyanlar eskiden böyle değildi karşı argümanıyla gelebilir. türkiye'nin son 60-70 yılında nüfus çok hızlı bir biçimde arttı. artan nüfus ve sosyal medya nedeniyle ahlaksız olarak adlandırdığınız davranışların görülme sıklığı ve görünürlüğü fazlasıyla arttı.
bu sisteme karşıysanız, hangi durumda olursanız olur, ahlaklı olan seçeneği tercih etmeniz gerekir. eğer kritik durumlarda "ahlaklı" olan seçeneği seçmiyorsanız, sizin de şikayet ettiğiniz insanlardan pek bir farkınız yok demektir.
şimdi bu yazıyı okuyanlar eskiden böyle değildi karşı argümanıyla gelebilir. türkiye'nin son 60-70 yılında nüfus çok hızlı bir biçimde arttı. artan nüfus ve sosyal medya nedeniyle ahlaksız olarak adlandırdığınız davranışların görülme sıklığı ve görünürlüğü fazlasıyla arttı.
bu sisteme karşıysanız, hangi durumda olursanız olur, ahlaklı olan seçeneği tercih etmeniz gerekir. eğer kritik durumlarda "ahlaklı" olan seçeneği seçmiyorsanız, sizin de şikayet ettiğiniz insanlardan pek bir farkınız yok demektir.
devamını gör...
187.
ahlaksız bir ailede ahlaklı evlatlar yetiştirmeyi beklemek zordur.aklını kullanırsa bir ihtimal bu söz geçersiz kalır.
her şeyin hızlı tüketildiği bir çağda ahlakı bile tüketen bir toplum olduk.
ahlaksızlıklara karşılık caydırıcı bir tutumda göremiyoruz hükümetten.
fatih altaylı'nın dediği gibi açık bir tımarhaneye döndü ülke.
toplumdan sıyrılması gerekenler toplumun içinde.
daha kötülerine gebe bir ülkeyiz
sabırlar diliyorum...
her şeyin hızlı tüketildiği bir çağda ahlakı bile tüketen bir toplum olduk.
ahlaksızlıklara karşılık caydırıcı bir tutumda göremiyoruz hükümetten.
fatih altaylı'nın dediği gibi açık bir tımarhaneye döndü ülke.
toplumdan sıyrılması gerekenler toplumun içinde.
daha kötülerine gebe bir ülkeyiz
sabırlar diliyorum...
devamını gör...
188.
cehalet.
devamını gör...
189.
ahlaki çöküş bireylerin değil ; sistemin , kurumların ve değerlerin çöküşüdür.
devamını gör...
190.
#3630524 arabam yok. ehliyetim bile yok. bunu gurur duyma anlamında söylemiyorum tabii ki.
kaldırıma park eden araba gördüğümde çizip geçesim geliyor. araba kullanmayı çoğu insan bilmiyor bu ülkede döneceği zaman sinyal vermeyenler var mesela. yol bozup yapmayan belediye var. daha nice saçmalık var bu ülkede.
bir de her şeyi bir tarafa yüklemeye çalışanlar var, asıl büyük hatada bu mesela. ahlak insanın içinde olur ve ailedeki yetişme tarzı ile de pekişir. ahlakı insanların inancına bağlamak bambaşka bir kafa.
insanlar hak hukuk bilmiyor. şu zamanın gençleri mesela sürekli yüksek sesle kısa video izliyorlar. yaşlılar yüksek sesle telefonla konuşuyor diyoruz ama gençlerde normal değil. esnaf mesela, yan dükkan benim dükkanımın önüne dolap koyuyor neden ben dışarı eşya koymuyorum diye. araba park ediliyor dükkanımın önüne gelip bu araba kimin diyor. benim dükkanımın önünde adam gelip bana hesap soruyor. bu kafaların nasıl çalıştığını anlayamıyorum mesela. son bir örnek kapısı kapalı girdiği mekanın kapısını açık bırakmayıp içeri geçip oturmayan insan inanılmaz nadir. bunlar inanılmaz basit örnekler bu arada. büyük haksızlıklara gelmiyorum bile.
kaldırıma park eden araba gördüğümde çizip geçesim geliyor. araba kullanmayı çoğu insan bilmiyor bu ülkede döneceği zaman sinyal vermeyenler var mesela. yol bozup yapmayan belediye var. daha nice saçmalık var bu ülkede.
bir de her şeyi bir tarafa yüklemeye çalışanlar var, asıl büyük hatada bu mesela. ahlak insanın içinde olur ve ailedeki yetişme tarzı ile de pekişir. ahlakı insanların inancına bağlamak bambaşka bir kafa.
insanlar hak hukuk bilmiyor. şu zamanın gençleri mesela sürekli yüksek sesle kısa video izliyorlar. yaşlılar yüksek sesle telefonla konuşuyor diyoruz ama gençlerde normal değil. esnaf mesela, yan dükkan benim dükkanımın önüne dolap koyuyor neden ben dışarı eşya koymuyorum diye. araba park ediliyor dükkanımın önüne gelip bu araba kimin diyor. benim dükkanımın önünde adam gelip bana hesap soruyor. bu kafaların nasıl çalıştığını anlayamıyorum mesela. son bir örnek kapısı kapalı girdiği mekanın kapısını açık bırakmayıp içeri geçip oturmayan insan inanılmaz nadir. bunlar inanılmaz basit örnekler bu arada. büyük haksızlıklara gelmiyorum bile.
devamını gör...
191.
fransız istihbaratçı çok önemli saptamalarda bulunuyor: göç, sadece insanların başka topraklara yerleşmesi değildir, onlarla birlikte dış sorunlar, dünyadaki tüm çatışmalar da ülkeye ithal edilmiş oluyor. başka halkların sorunu olması gereken konular ister istemez yerli halkı da içine çekiyor. göçmenlik insanların teker teker adres değiştirmesi değildir, bir ülke içinde yeni insan grupları ortaya çıkması ya da zaten oluşmuş olan grupların güçlenmesidir.
göç belli bir nüfusun bir kereliğine bir ülkeye yerleşmesiyle bitmiyor. gelenler başkalarının öncüsü oluyor, aile birleşimlerinden köy birleşimlerine ve bazı bölgelerin toptan yer değiştirmesine kadar varıyor. kontrol edilmeyen göçmenliğin bir kartopu gibi büyüyerek koca ülkeleri altında bırakan bir çığa dönüşmesi her zaman mümkündür.
fransız istihbaratçı konuşmasında sadece fransa’yı anlatmış olmuyor. diyor ki, “fransa’ya göç akını fransız toplumunu üçüncü dünyaya benzetti, kilit alanlarda eğitimde, üretkenlikte, kamu hizmetlerinde, güvenlikte hatta nezakette sürekli bir gerilemeye yol açtı. elbette kötü giden her şeyde suçlu olarak göçü görmek yanlıştır ama onun payının da yeteri kadar hesaba katılmadığını bilmek gerekir”.
link
(bkz: göç/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)



(bkz: anadolu irfanı/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
***
(bkz: kültürel gecikme)
kültürel gecikme/boşluk olan toplumların yaşayacağı olası sonuçlar şunlardır;
-radikal siyasal görüşlerin taraf bulması
-dine dayalı örgütlenmelerin (cemaat, tarikat vb) geniş tabanlar bulması.
-milliyetçilik akımlarının geniş kitlelerce kabul görmeye başlaması (örn kürt , türk veya arap milliyetçiliği vb.)
-ırkçı görüşlerin yaygınlaşması (örn. almanya hızla sanayileşirken gelişen nazi ırkçılığı)
- anomi (yabancılaşma ) süreçlerinin yaygınlaşması ve anominin yaratacağı buhranlar
-kriminal olayların artması ; yeni suç çeşitlerinin ortaya çıkması, adalete güvenin azalması, devlete duyulan güvenin azalması.
-sosyal buhranlar, değerlerin yozlaşması, gelenekle-modern değerler arasında gidip gelmeler.
-fuhuş, dolandırıcılık gibi olayların oransal artışı
-tampon kurumların devreye girmesi ( mafya tipi örgütlenmeler, çeteler vb)
-halk ayaklanmalarının veya isyanların olması
-dinsel veya siyasal terörizmin taban bulması ve güçlenmesi
-ekonomik buhranların artması ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi
- iktidarın dayandığı felsefelerin değişmesi( demokrasi den teokrasi ye , teokrasi den demokrasi ye ya da (b: diktatörlük rejimlerine varan değişmeler))
-diğer toplumlara yönelik düşmanlık algılarının artmasına
gibi pek çok sosyolojik sonuçları olan bir kavramdır kültürel gecikme kavramı.
ekşi, şubat 2011
devamını gör...
192.
sığıntı çokluğu, cep telefonu, tablet vesaire. bunlar dışında özenti olunması ve doğu-batı arasında neye göz kırptığı belli olmamasından kaynaklıdır.
devamını gör...
193.
insanların sterilizeye karşı mikrobik bağışıklık kazanmasından kaynaklı.
devamını gör...
194.
akp
devamını gör...
195.
temel ihtiyaçlarını meşru yoldan karşılayanayan bireyler gayri- meşru yolu dener.
torpil, rüşvet, hile, zina, aldatma, ihanet vs.
zanginler ve yoksullar arasındaki fark , o ülkeye ihayenet olarak yansır.
bundan da o ülkenin rejimi, sermayesi ve siyasileri sorumludur.
torpil, rüşvet, hile, zina, aldatma, ihanet vs.
zanginler ve yoksullar arasındaki fark , o ülkeye ihayenet olarak yansır.
bundan da o ülkenin rejimi, sermayesi ve siyasileri sorumludur.
devamını gör...