ergenliğin kapısında bi çocuğum. antalya’ya dayımları ziyarete gitmiştik. ağustos sıcağı ve sivrisinek kolonisine rağmen kafayı koyduğum gibi uyudum. gece vakti bir anda uyandım. boynumdaki akik kolyenin paramparça olduğunu ve tüm yatağa, yerlere saçıldığını gördüm. saate baktım 3’tü. neyse sabah toplarım şimdi ışığı filan açmayım dedim uykuya geri döndüm. sabah uyandığımızda tv’de gölcük depremi görüntülerinin dehşetini gördük ve depremin gerçekleştiği saati öğrenince bir kaç gün hiç kimseyle konuşamadım. depremden etkilenen tanıdık, akraba, eş dost da yoktu. ama ben o geceden kalan ağırlığı hala yaşarım.
devamını gör...
genellikle cin-sel deneyimlerdir.
devamını gör...
rüyamda tanıştırıldım bir adam ile,istanbul’un bir ilçesi sakin bir yer,sabah namazı sonrası beni beklediğini hissedip onun semtine doğru yola çıktım ve ordaydı. tanışalı kısa bir zaman olmuş ama onlarca kerametine şahitlik etmişim,öyle değişik haller yaşıyordum ki akıl alır gibi değildi,neyse...

ona yaklaştığımı hissediyorken baktım tam karşımda elinde poğça tebessüm ediyordu selamlaşıp çay ocağına girdik çayları söylemiştim ki ayağa kalktı tek kelime etmeden kapıya yola bakıyordu ben ne olduğunu anlamaya çalışırken sanki güneş doğuyordu.
sabah namazına dahi takım elbise kravat ile çıkan kasketli amca er gibi duruyordu o ışık karşısında,ışık bir adam şeklini aldı ve masamıza oturdu,ikimizde aptallaşmış iki liseli aşık gibi sonradan gelen adama bakıyorduk. o esnada vücudumda inanılmaz değişiklikler oluyor ve içimde tek bir ses tek bir düşünce “insan ı kamil”
bu kelimenin anlamını bile bilmiyordum
lan ben üç dua ile namaza durmaya çalışan biriydim!
bana baktı ama bir bakış var sanki damarlarımda lav gezdiriyor,beni anlatmaya başladı,o kadar zarif o kadar kibar bir insan ki hala onun kadar kibar ve nezaket dolu içten birini görmüş değilim.
“insan ı kamil nedir bilirmisin?” dedi ben inleme ve miyavlama arası bir ses tonu ile hayır diyebildim,25-30 dk kadar anlattı sanki koca evrende sadece üçümüz vardık ve üçümüzde an da nefeste can da birlenmiştik.
bu ilk tanışmamızdı yazacak çok şey var.
o kadar çok anım var ki geçen (bkz: insan ı kamil) başlığına da yazdığım gibi sen gittin ben bittim be abi...
devamını gör...
bir kaç yıl önce başıma gelendir. hala daha anlam veremem. uyandığımda ellerimde kısım kısım turuncu lekeler vardı. dedim bir yerden pas filan bir şey değmiştir. yıkadım ama geçmedi. sonra kokladım kına kokuyordu sözlük. bende bir tuhaflık vardır bir sorayım dedim. ama arkadaşlarım, ailem herkes kına kokusu aldı bir kaç günde geçmedi. araştırmalara göre rüyada yakarlarmış. bilenler varsa beni bir aydınlatsın sözlük.
devamını gör...
saat gece dört - dört buçuk gibi yeni uykuya dalmışken bir anda gözümü açtım ve her zaman kapalı olan odamın kapısının sonuna kadar açık olduğunu gördüm. tam kalkmak istediğim anda enseme kuvvetli bir şeyin çöktüğünü hissettim. arkama dönmek istiyorum ve dönemiyorum. öyle de kuvvetli bir basınç. o esnada yatak ucumda duran hediye paketi naylonundan gelen sesleri işittim. o an karabasan çökenlerin hikayeleri geldi aklıma ve o gece bana da uğramıştı. hemen ayetül kürsi okuyarak uykuya dalmaya başladım ve sonra uzaklaştı.
iki gün kendimde değildim, ne olduğu ve nasıl olduğu konusu esrarını koruyor. araştırdım bu nasıl bir şey? psikolojik yanılma mı yoksa cin musallatı mıydı? odamın kapısı niye açıktı? korkumu en çok katmerleyen buydu. hani bir ara fetö'nün samanyolu kanalında bir evin içinde geçen nurlu, sırlı, ruhlu olaylar yaşanır, evde oturunca hafif bir ürperti yaşardık. kendi mahremiyetimde bunu da yaşadım. bundan dolayı da evde karanlıkta yalnız olmaktan korkarım.
devamını gör...
binlerce galaksi arasından, binlerce gezegen arasından, yüzlerce ülke arasından, onlarca şehir arasından, onlarca okul arasından, onlarca sınıf arasından, onlarca sıra arasından doğru kişiyle (o zamanlar olduğunu sandığım) yan yana düşmek. kim yaşar böyle bir rastlantıyı? hikayenin sonu tamamlanamadan bitecekmiş meğer.
devamını gör...
başıma henüz gelmemiş, allah korusun dedirten olay.
devamını gör...
sayılır mı bilemem ama benim için karabasandır. zamanla kendine alıştırır ama ilk defa yaşadığınızda kıçınızı terletir.
devamını gör...
doğaüstü sayılır mı bilmem ama anneannemin öldüğü gece rüyamda, anneannem vefat etti demek için müdürümü aradığımı görmüştüm.
anneannem hep martta öleceğim derdi, o gece de (21 mart) bak 9 gün kaldı yoksa bir yıl daha başımızdasın haberin olsun diye şakalaşmıştık.
ertesi gün sabah kalktığımızda yatağında ölmüştü.
aramaya korkup müdürüme whatsapp tan mesaj atmıştım.
devamını gör...
bir defasında işim düz gitmişti. sanırım bu.
devamını gör...
karanlık odada tek başıma yatakta yatıyorum, elimde telefon, o zamanki arkadaş grubumla mesajlaşıyorum. yatağımın iki metre karşısında bir kitaplık var, kitaplığın en üst rafında, kitapların üstünde bir boşluk var, orada eski telefonum duruyor.
bir anda ses geliyor ''pat!'' diye. ilk önce babaannem lavaboya gitti sanıyorum, önemsemiyorum. aradan yarım saat geçiyor lavabodan çıkan kimse yok. kıllanıp ışığı açıyorum yataktan kalkmadan, yere bir bakıyorum eski telefonum başucumda duruyor. buraya gelebilmesi için kitaplıktan yatağın ayak kısmına yaklaşık iki, başucuma gelebilmesi için bir iki metre daha uçması gerekiyor.
devamını gör...
lütfen kızmayın ama bu başlığı gece hortlatmayın ya. karabasan gibi çöküyor üzerime. engel de olamıyorum okuma isteğime. *

benim başıma henüz gelmemiş olaydır. sadece bir kez duvardan geçen bir adam silueti görmüştüm, o kadar. hayaletler, inler, cinler ne yapsın beni allasen? en fazla kalkar sigaramı içerim.
devamını gör...
anneannem, küçükken bize bakalım kuş ne getirmiş deyip poşetinden çikolata şeker falan çıkarırdı. bazen evde bunun sekansını yapardı. yani cama çıkar, sanki elindekileri kuş getirmiş gibi, camdan alırmış gibi yapardı ve bizde kaldığı için benim şu anki odamda yatardı o zamanlar.

vefat ettiği günün ertesi gününün sabahı cam açıktı. halamla yatakta yatarken dışarıdan bir güvercin geldi ve yatağın altına kaçtı. fakat aradık taradık o güvercini bulamadık. tek olsam o zaman deliliğime vururdum. ama yanımda halam da vardı o da şahit oldu.
devamını gör...
lisedeyken staj yapıyordum bir hastanede röntgen bölümünde. bir teyze geldi yanıma, "küpemi çıkarır mısın? " dedi. bilenler bilir röntgen çekilirken küpe kolye vs takılmaz. en az yarım saat küpeyi çıkartmaya çalıştım kulağından teyzenin, özür dileye dileye, canı da acıyordu çünkü belliydi. sonunda çıkarttım. "çok teşekkür ederim" dedi sonra klasik hastaneye gelen yaşlı teyzeler gibi başladı dua etmeye, seni oğlumla tanıştırayım, sen ne güzelsin öyle demeye. ama arada şey dedi bi "sana nazar etmişler ya bozcam ben allah koruyacak seni" bunu duyunca içimden "ne nazarı yav" diyorum. sonra işini bitirdi gitti teyze. staj yerinde de herkesin kendi dolabı var, dolapların da sadece bir tane anahtarı var. benim de çantam dolabımda, anahtarım cebimde. çıkış saati geldi açtım dolabımı çantamı aldım. çantamın içini bir açtım, avuç avuç kurşun çıktı içinden. (bkz: kurşun dökmek) yanımda arkadaşlarım da vardı çok şaşırdık hepimiz. hala nereden nasıl oldu bilmiyorum, anlam da veremiyorum. çıkan kurşunları da hastanenin çöpüne attım gitti.
devamını gör...
lise yıllarındayim, bir gece yattim ruyamda otobüsteyim, en arka koltukta. yanimda beyazlar içinde upsuzun saclari olan bir kadın. ona dönüp bakıyorum oda bama bakiyor. bir anda gözümü açtım, odamdayim.
ertesin akşam yattım, bu sefer rüyamda üsküdar'da otobüs durağında otobüse binmek için bekliyorum. bindim, arkaya yürüdüm, bir önceki rüyadaki koltuğa oturdum. yanıma beyazlar icinde bir kadın oturdu, saçları upuzun bana bakıyordu. biraz ona baktim, sonra kendime baktım, göğsümun tam üzerinde kan kırmızı bir leke vardi.
uyandim.
hemen yine ertesi akşam, rüyamda bir köy yerindeyim, biriyle tartışıyoruz. bir anda tartıştığım kişi bana tornavida gibi birşeyi taktı
hemen göğsümun üstüne.
gözümü açtığımda üsküdar'da otobüs durağında sira bekliyorum
bindim otobüse en arkaya oturdum. yanıma beyazlar icinde bir kadın oturdu, bana bakıyordu upuzun siyah saçları vardı.
o anda gözlerimi açtım. uyanmıştım, arkama doğru esnedigimde ayni kadini gördüm,bana bakıyordu, bana bir nefes kadar yakındı. korkudan altima etmek üzereyken annem odama girdi, uyandin mi diye sordu. evet uyanmistim, ve bu bir rüya değildi.
devamını gör...
üniversitedeyken bir defasında sınavdan 100 almıştım.
devamını gör...
ankara da sıhhiye de bulunan ve perşembe günleri olan sosyete pazarına okul çıkışı arkadaşlarımla birlikte gider, gezerdik. yine bir perşembe günü (2 sene önce kış aylarında) yanımda bir kız arkadaşımla şal satılan bir tezgahın önünde durduk. orda çalışan orta yaşlarda ,şapkalı bir adamdı, bana" hoşgeldin diyerek ismimi söyledi. "pardon tanışıyor muyuz ?" dedim. yüzüme baktı güldü. arkadaşımla birbirimize baktık birine benzetti herhalde dedik kendi aramızdaki, tezgahtaki şallara bakmaya devam ettik. o sırada bana " boşuna bakma istediğin renk yok senin burda" dedi yine güldü. "nasıl yani ?" diye sordum. "sen x rengini çok seviyorsun haftaya tekrar geleceksin buraya o zaman şal alacaksın" dedi yine güldü. sevdiğim rengi söyledikten sonra yanimdaki arkadaşıma baktım kızın rengi bembeyaz olmuştu. "gidelim artık ben korkuyorum" dedi arkadaşım. hiçbir şey almadan tezgahtan uzaklaştık. " görüşürüz diye arkamdan bağırdı ve arkami döndüğümde yine bana gülümsediğini gördüm. 1 hafta geçti yine perşembe günü bu kez başka arkadasimla yine ayni pazara aynı tezgaha gittik. koca pazarı tavaf ettik sağa sola sorduk nihayet adamı bulduk. " hoşgeldin" dedi ve yine ismimi söyledi. "benim sevdiğim renkteki şalı getirdin mi bu hafta? dedim. "evet ayırdım sana, geleceğini biliyordum" dedi. o gün getirdiği şalı aldım. tam gidecekken " nasil biliyorsun tüm bunlari dedim. " benim kalp gözüm açıktır adını, sevdigin rengi, bu hafta tekrar geleceğini bundan dolayı biliyorum dedi. çok güzel falda bakarım dedi, yine güldü. aradan zaman geçti ondan sonra tekrar gittim pazara ama kendisini bir daha hiç görmedim.
devamını gör...
doğaüstü biri olduğum için başıma doğaüstü olaylar gelmiyor . doğaüstü olaylar sıradan kulların başına gelir. hangi tanrı kazadan kıl payı kurtulmuş ki?
devamını gör...
son paramla yanlış minibüse binip yolda inmek zorunda kaldım. yaklaşık 5 kilometrelik yolda kendime kızarak yürürken arabasıyla yanımda duran bir amca “gel evladım, yürüme” diyerek gideceğim yere kadar götürdü. çok olağanüstü gelmişti o zaman.
devamını gör...
daha önce bu başlıkta yazdığım yaşlı dostumla çay içiyorum geçmiş zaman...
derin bir nefes aldı konuşurken ve bir kaç dakika susup konuşmaya başladı; şu ülkede şu işlerine bakan kadının annesi vefat etti,kızcağız şok içinde ne yapacağını bilmiyor istersen onu bi ara da sesini duysun.
hemen aradım annesini hastaneye kaldırmış 1 saat önce ben aramadan 5 dakika önce vefat etmiş ve ne yapacağını kimi arayacağını bilmeden koridorda elinde telefon öyle kala kalmış.
işyerinden bir kaç kişiyi yönlendirdim hemen araba para giyecek cenaze evi vs ne lazımsa hazırlattım.
daha sonra yaşlı dostuma bunu sorduğumda şöyle demişti; bizi seven insanların yakın çevresindeki kişilerinde hali bize ayan’dır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların başına gelen doğaüstü olaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim