yazarların bugün kendilerinde fark ettikleri şeyler

hiçbir şeye sinirlenmiyorum,
daralmış hissetmiyorum,
sürekli güzel şeyler duyuyorum.

ben bayağı sakinleştim sanırım.
enteresan.

ya dışarı çıkıp cinsel seks yapma gayesi ile mekana oturacaktım ya da evde pizza bira kitap kediler radyo 3 ev klasiğini yaşayacaktım valla evi tercih ettim, yaşlandığım resmiyet kazandı.

ne var ki.. her zamanki ben işte.. farketmemi gerektirecek yeni bir şey de yok. ha evet sanırım biraz berberlik bir durum var. mış yani. (yav bunun için başlık açılır mı. :)

tam tamına 4 gündür ders çalışmadığımı, yeni bir kitaba bile başlamadığımı fark ettim. evet evet şimdi fark ettim. vizeler kapıya dayanmış, ben ise hala “bugün kesin başlıyorum” yalanına kendimden başka kimseyi kandıramıyorum. her sabah kahveyle motivasyon yüklemesi yapıp her akşam vicdan azabıyla günü kapatıyorum. olayın ciddiyetini ama fark etmiş değilim. o da sağlam bir tekme yediğim zaman artık..

son zamanlarda kitap okumayı bıraktım ki hayatta en keyif aldığım şeydi. dizi-film hiçbir şey izleyemiyorum, on dakika sonra kapatıyorum. yeni bir hobi, öğrenmek için kendime söz verdiğim birçok şeyden uzaklaştım. bugünlük değil de her günün mevzusu haline geldi. kendime çekidüzen vermeliyim.

karnım biraz yağlı ama karın kaslarım yavaş yavaş görünmeye başlamış.

buraya atmıştım ama moderasyon silmiş.

=>kan şekerim yüksek<=

edit: #3582443 bi de şu pijamayı giymişim yine

grip olmuşum.

boşuna maske takmışım o kadar.
yazık.

yaz boyu yaptığım egzersizler işe yaramış, kondisyone olmuşum.

sorunsuz bir koşu parkuru yapıp bir şey olmamış gibi yemeğe oturabildim.

pek bahtiyarım.

her zaman kullandığım allığın alerji yaptığını ve yüzümde çıkan üç sivilcenin allıktan kaynaklandığını fark ettim. çünkü sivilceler allığı sürdüğüm bölgelerde çıkmıştı. ensemde çıkacak halleri yok ya.

yeni allık almak farz oldu o yüzden. 1.90 ve üstü erkolardan allık tavsiyesi alınır *

pazar günlerini sevmediğimi fark ettim..
kafam birşeyle meşgul olmayınca içimin sesi başlıyor konuşmaya.. susmuyor.. sonra çeneme vuruyor.. etrafımdakileri kırıp geçiriyorum..

spor yapınca daha mutlu oluyorum.

ben aslında davulcu olacak insanmışım. bağlama hocam davul çalmayı da öğretmisti. birkaç büyük eğlencede güzel kızlara göbek attırmışlığım da var. keşke devam ettirseydim. çok para kazanır mıydım bilmiyorum ama çok zevkli be. teyze kızının düğünündeyim. kürtlere kız verdik. çok güzel bir kürt halayı var şu anda, davula içim gidiyor.

saftirik bir duygudurum karar mekanizmam var. tam olarak ne denir buna bilmiyorum, cacık diyelim.
bu cacık mutlu veya mutsuz olduğu hali sabit kalacak sanıyor.
mesela az önce soyut bir şeyler düşündüm ve evet dedim hayat böyle basit de olabilir, sorun sende ve de toplumda bilmem ne bilmem ne.......finalde mutlu dağıldık. hani böyle kalacak sanıyorum ya, o esnada inanılmaz bir iç rahatlığı veseyra veseyra.
şimdi mutsuzken de diyor ki cacık 'kusura bakma bu kadar olur sana daha da olmaz bize gelişi bu'=> işte ateşlerde yanıyorum ben radiokafanın üze üze yaptığı evin temeli oluyorum.
peki sorarım sana ey cacık biz ne zaman tek bir duygu halinde kaldık ve bunu yıllarca taşıdık?
işte öyle bir şey yok çünkü
saftirik

gözyaşımı kontrol etmede daha başarılı olduğumu fark ettim. bu konu hakkında tedx benimle iletişime geçsin hemen, konuşma yapacağım.

biz de deriniz.

bunca çile dertler ile hayret nasıl yaşıyorum!

takviye aldığımdan beri yeniden doğmuş gibi hissediyorum ama keşke bunun içinde ginseng olmasaydı. bu nedir kardeşim.

halen aşırı stresli olduğumdan sistemim bir yerlerden fire vererek hatırlatıyor kendini.

mutluluk bile sinir sistemime hiç zeval verememiş demek ki, saatli bombaya dönüşebiliyorum her an.

neyse artık.
kırmızı mı, mavi mi ?!

grip olunca tiz sesim "melikööğğ!" diye bağıran travestinin sesine dönüşüyor. az önce denendi ve onaylandı. kısa süreli verdiğim rahatsızlıktan ötürü melikelerden ve akli melekelerimden özür diliyorum.

aşık oluyorum