181.
hayvan mezarlığı diye bir film vardı. babam film izlemeyi çok sever. büyük kuzenlerim ablam falan gelmiş hep beraber korku filmi izleyelim demişlerdi. ben de ilkokula gidiyorum sanırım o kadar küçüğüm. herkes filmi izliyor ben de izleyeyim en fazla ne olabilir dedim. aklım da çok ermiyor korku filmi nedir nasıl olur falan. bu filmin iki tane versiyonu var 2019 da yenisi çekilmiş ama benim izlediğim 89 yapımı olan çok korkunç bir filmdi. gerçi şu an izlesem o kadar korkmam ama hatırladığım kadarıyla beni bayağı korkutmuştu. filmde evcil hayvanlar ölünce sahiplerinin onları gömdükleri bir mezarlık vardı. garip olaylar oluyordu ve hayvanlar canavara dönüşerek diriliyordu. o çok sevdiğim kediler korkunç sesler çıkararak birer canavar oluyordu. ödüm kopmuştu filmden ama yine de yanımdakilerden cesaret alarak izlemiştim. ne kafaysa yanımdaki hiç kimse de bu daha çocuk korkar izlemesin vs dememişti.gerçi dediyseler de ben zorla odada kalmışımdır çok inatçıydım. neyse film öyle böyle bitti vs ama benim beynimin içinde sahneler oynamaya devam ediyor. mevsim yazdı ve pencereler açık uyuyorduk. saat oldukça ilerlemişti. yatağıma gidip uyumaya çalışıyorum ama bir yandan da aklıma filmdeki sahneler geliyor , korkuyordum. düşüncelere dalmışken birden pencereden aynı filmdeki gibi bir kedi sesi geldi . aşırı korkunçtu. kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. baktım uyuyacak gibi değilim en son anne babamın yatağına gidip uyumuştum. aradan o kadar yıl geçti hala geceleri kedi görmek, seslerini duymak beni ürpertir.
devamını gör...
182.
hangi birini yazalım
devamını gör...
183.
hangisini istersiniz aile olanı mı okul olanı mı iş hayatını mı (küçük yaştan beri çalısıyorum o yüzden iş yazdım)
devamını gör...
184.
annemin beni bir kenara atıp kuzenime güllük gülistanlık bir hayat yaşatması,gerisini getirmeyeceğim.
devamını gör...
185.
6 yaşımdayken babamın bana attığı tokatı hiçbir zaman unutamıyorum.
ilkokula giderken, öğretmen matematik problemlerinden eve ödev vermişti. oturdum ödevimi yapmaya çalışıyordum. kitaptan bir tane çok zor bir soru çıktı karşıma, ben kitaba bakıyorum kitap bana bakıyor bir türlü yapamadım ödevi. sonra o sırada babam geldi yanıma ödevi yapamadığımı görünce şöyle bir üstün körü gösterip şöyle yapacaksın dedi ve tekrar gitti içerideki odaya. babamın anlattığını da anlamadım çünkü doğru düzgün göstermedi bile. soruya odaklanıp dona kaldım öylece. sonra babam tekrar geldi yanıma, yapmış mıyım diye bakmaya. babam yanıma geldiğinde hala kitap bana bakıyor ben kitaba bakıyordum, babam soruyu hala çözemediğimi görünce öyle bir okkalı tokat vurdu ki suratıma o günü asla unutmam. böyle saçma bir nedenden tokat yemek gibisi yoktur. belki de babamı sevmememin, babamdan nefret etmemin sebebimdir bu tokat. büyüdüm hala babamı sevmiyorum. hiçbir zaman iyi baba olmadı bize karşı. bazı şeyler asla unutulmuyor.
ilkokula giderken, öğretmen matematik problemlerinden eve ödev vermişti. oturdum ödevimi yapmaya çalışıyordum. kitaptan bir tane çok zor bir soru çıktı karşıma, ben kitaba bakıyorum kitap bana bakıyor bir türlü yapamadım ödevi. sonra o sırada babam geldi yanıma ödevi yapamadığımı görünce şöyle bir üstün körü gösterip şöyle yapacaksın dedi ve tekrar gitti içerideki odaya. babamın anlattığını da anlamadım çünkü doğru düzgün göstermedi bile. soruya odaklanıp dona kaldım öylece. sonra babam tekrar geldi yanıma, yapmış mıyım diye bakmaya. babam yanıma geldiğinde hala kitap bana bakıyor ben kitaba bakıyordum, babam soruyu hala çözemediğimi görünce öyle bir okkalı tokat vurdu ki suratıma o günü asla unutmam. böyle saçma bir nedenden tokat yemek gibisi yoktur. belki de babamı sevmememin, babamdan nefret etmemin sebebimdir bu tokat. büyüdüm hala babamı sevmiyorum. hiçbir zaman iyi baba olmadı bize karşı. bazı şeyler asla unutulmuyor.
devamını gör...
186.
187.
onlar diye bir korku filmi vardı. ingilizcesi the other's mı ne. istanbul'da çok küçükken izlemiştik. psikolojimi öyle bir bozmuştu ki film hani. bir de garez ile halka filmleri ve içinde cin bulunan tüm türk korku filmleri. bir de supernatural dizisinin bloody mary bölümü. bütün bunlar benim her gece evde paranoyak zamanlar geçirmeme yaradı. bazen gündüzleri eve giremedim anahtar olmasına rağmen evde kimse yok diye. rüyalarım korkunçlaştı. bağırarak uyandım birkaç kez.
devamını gör...
188.
4 yaşımdayken beni kaleye sokan kişinin aynı şekilde topu sert bir şekilde yüzüme yollaması. o gün bugündür benden birkaç adım ötede top oynasalar bile toptan korkuyorum.
devamını gör...
189.
adı gollumdu sanırım. hala bakamam.
tarkanın ahtapot sahnesi
köydeki horozlar
insan tarafından inerken servisten itiklendim mi.düştüm mü tam emin olamadığım ama sağlam acı çektiğim olabilir
tarkanın ahtapot sahnesi
köydeki horozlar
insan tarafından inerken servisten itiklendim mi.düştüm mü tam emin olamadığım ama sağlam acı çektiğim olabilir
devamını gör...
190.
babamın poposunu görmek...
akrabaların mersin'deki evinde tatildeydik. kuzenimin ranzası vardı. üst katta yattım ve sabah erkenden hortladım. kuzen uyuyor sanarak sessizce yatmaya devam ettim fakat kuzen de aynı durumdaymış. ben uyuyorum diye sessizce yatıyormuş aşağıda.
zaman geçtikçe evde yavaş yavaş hareketlilik başladı. seslerden anladığım kadarıyla banyo doluydu. babam da çamaşırını değiştirecekmiş. e, odalar dolu. hepsinde birileri yatıyor falan. banyo da dolu. babam da hem kuzenimi hem beni uyuyor sanarak bizim odaya daldı. bir köşede donunu indiriverdi. allah'tan arkası dönüktü. hızlıca giyinip çıktı odadan. gülmemek ve kuzeni uyandırmamak için kendimi kasarken alt kattan "hhmnppff" diye sessiz olmaya çalışan bir nida işittim. o da beni uyandırmamak için kendini kasıyormuş meğer. alt kata kafamı uzatıp "gördün mü?" dedim. "evet" dedi. sonra koyverdik ikimiz de... hahahha hâlâ gülüyorum aklıma geldikçe.
aslında travma falan değil, komik bir manzaraydı sadece. belki sizi de az buçuk gülümsetir diye yazdım.
akrabaların mersin'deki evinde tatildeydik. kuzenimin ranzası vardı. üst katta yattım ve sabah erkenden hortladım. kuzen uyuyor sanarak sessizce yatmaya devam ettim fakat kuzen de aynı durumdaymış. ben uyuyorum diye sessizce yatıyormuş aşağıda.
zaman geçtikçe evde yavaş yavaş hareketlilik başladı. seslerden anladığım kadarıyla banyo doluydu. babam da çamaşırını değiştirecekmiş. e, odalar dolu. hepsinde birileri yatıyor falan. banyo da dolu. babam da hem kuzenimi hem beni uyuyor sanarak bizim odaya daldı. bir köşede donunu indiriverdi. allah'tan arkası dönüktü. hızlıca giyinip çıktı odadan. gülmemek ve kuzeni uyandırmamak için kendimi kasarken alt kattan "hhmnppff" diye sessiz olmaya çalışan bir nida işittim. o da beni uyandırmamak için kendini kasıyormuş meğer. alt kata kafamı uzatıp "gördün mü?" dedim. "evet" dedi. sonra koyverdik ikimiz de... hahahha hâlâ gülüyorum aklıma geldikçe.
aslında travma falan değil, komik bir manzaraydı sadece. belki sizi de az buçuk gülümsetir diye yazdım.
devamını gör...
191.
travmalarınızı çocuklarınıza aktarmamanız için terapiye gitmeden çocuk sahibi olmayın.
( tabi önce yine kendiniz için gidin de )
( tabi önce yine kendiniz için gidin de )
devamını gör...
192.
asıl ismi v olan, bizde ziyaretçiler ismiyle gösterildiğinden the "visitors" olarak adı yaygınca yanlış bilinen 80'ler bilim kurgu dizisinden bir sahne...
diana vardı, uzaylılardan. bu insan kılığında gezse de genelde, esasen reptilyen bir uzaylıydı.
bunun tam uzaylı halini görmek çok da korkunç gelmemişti bana, ama bir sahnesinde...
ki o zaman kendisinin "gerçek" halini de bilmiyorduk galiba henüz...
diana, odasında yalnız başınaydı ve gözlerini ovuşturuyordu. sonra kapı mı çalıyordu, açılıyor muydu neydi. bu, birdenbire parmaklarını göz kapaklarından çekiyordu ve iki tane reptilian/serpentine göz... yani insan gözü lenslerini çıkartmış ve odasında gizlice gözlerini hafif hafif ovalayarak dinlendiriyormuş diana. korkunç olansa, insan vücudunda/yüzündeyken o gözlerini görmekti. dediğim gibi, tam reptilyen formlarında o gözler tamamlayıcı bir unsurdu ama insan formundayken o yılansı gözleri aniden görmek bana ufak çaplı bir travma yaşatmıştı çocukken.
diana vardı, uzaylılardan. bu insan kılığında gezse de genelde, esasen reptilyen bir uzaylıydı.
bunun tam uzaylı halini görmek çok da korkunç gelmemişti bana, ama bir sahnesinde...
ki o zaman kendisinin "gerçek" halini de bilmiyorduk galiba henüz...
diana, odasında yalnız başınaydı ve gözlerini ovuşturuyordu. sonra kapı mı çalıyordu, açılıyor muydu neydi. bu, birdenbire parmaklarını göz kapaklarından çekiyordu ve iki tane reptilian/serpentine göz... yani insan gözü lenslerini çıkartmış ve odasında gizlice gözlerini hafif hafif ovalayarak dinlendiriyormuş diana. korkunç olansa, insan vücudunda/yüzündeyken o gözlerini görmekti. dediğim gibi, tam reptilyen formlarında o gözler tamamlayıcı bir unsurdu ama insan formundayken o yılansı gözleri aniden görmek bana ufak çaplı bir travma yaşatmıştı çocukken.

devamını gör...
193.
kaşık yalayamamak:
babam çok sigara içen biri, ağız bakımı da çok iyi değil. küçükken bize yemek yedireceği zaman yemeği kaşığa aldıktan sonra kaşığın altını diliyle yalayıp temizler öyle bize verirdi, aşırı tiksinirdim :d o yüzden asla kaşığı yalamaz sadece içindekileri ağzıma alırdım hala da öyleyim ahshahag asla kaşık yalayamam.
babam çok sigara içen biri, ağız bakımı da çok iyi değil. küçükken bize yemek yedireceği zaman yemeği kaşığa aldıktan sonra kaşığın altını diliyle yalayıp temizler öyle bize verirdi, aşırı tiksinirdim :d o yüzden asla kaşığı yalamaz sadece içindekileri ağzıma alırdım hala da öyleyim ahshahag asla kaşık yalayamam.
devamını gör...
194.
küçükken yazın olan kuran kursuna gitmiştim. tabii ben çok istemiştim çünkü yeni açılmıştı ve ultra lüks sayılacak bir binaydı. hem de yaşıtım birçok arkadaşım vardı. ancak bir gün çocuklar arasında kavga çıktı. olaya jandarmalar da müdahil oldu.
unutamadığım şey ise dayak yiyen çocuklardan birinin, yardım istemek amacıyla benim ranzama gelmiş olması ve diğerleri ona vururken onun bana bakıp yardım istemesiydi. elbette yardım edemedim çünkü döven çocuklarla aramızda 5-6 sınıf vardı.
bunun bende travma olara kaldığını ise daha sonra anladım. arkadaşımla bir yere giderken şaka amacıyla ona arkadan dokunmaya çalışan tekinsiz birkaç kişi yüzünden kendimi kontrol edemeyip fevri bir şekilde bağırmaya başladım. sanki amerikan şeytanları tarafından ele geçirilmiştim. beynim bu kadar bağırmaya gerek yok diyordu ama bedenim beni dinlemiyordu. kontrolü kaybetmek ve aynı anda ne yaptığının bilincinde olmak korkunç bir deneyimmiş.
unutamadığım şey ise dayak yiyen çocuklardan birinin, yardım istemek amacıyla benim ranzama gelmiş olması ve diğerleri ona vururken onun bana bakıp yardım istemesiydi. elbette yardım edemedim çünkü döven çocuklarla aramızda 5-6 sınıf vardı.
bunun bende travma olara kaldığını ise daha sonra anladım. arkadaşımla bir yere giderken şaka amacıyla ona arkadan dokunmaya çalışan tekinsiz birkaç kişi yüzünden kendimi kontrol edemeyip fevri bir şekilde bağırmaya başladım. sanki amerikan şeytanları tarafından ele geçirilmiştim. beynim bu kadar bağırmaya gerek yok diyordu ama bedenim beni dinlemiyordu. kontrolü kaybetmek ve aynı anda ne yaptığının bilincinde olmak korkunç bir deneyimmiş.
devamını gör...
195.
cenaze vardı. epey kalabalık bir evde insanlar bir yandan ağlıyor bir yandan da eski günlerden, büyüklerden söz ediyordu. babalar, dedeler, atalar, soy sop muhabbeti dönüyordu ortada. henüz 3-4 yaşlarında bir çocuktum ve yarım yamalak kulak misafiri olduğum konular yüzünden bazı şeyleri merak eder olmuştum. biz kimdik? nereden geliyorduk? atalar ne demekti? atalarımız kimlerdi?
merakımı gidermek için babaanneme sordum:
"...ata ne demek? bizim atamız kim? nereden geldik?"
"sizun atanuz dedendu uşağum. hepunuz onun taşaklarundan geliyisunuz. baban, emicen, halan, abilerun, kuzenlerun... hepunuz onun soyisunuz."
"o ne?"
"pipinun altundaki toplar var ya onlardu heheheh..."
"!!!???..."
böyle uzunca bir süre boyunca dedemin toplarında dünyaya gelmeyi bekleyen milyonlarca ufacık çocuk var sanmıştım.
nasıl oluyor da bu çocuklar oraya sığabiliyor, içeride ne yapıyorlar diye düşünüp minik aklımla anlama uğraşına girerken asıl gerçeği abimden öğrendiğimde epey rahatlamıştım...
"abi abi abi! sana bir sorum var?"
"nedir?"
"biz dedemin toplarından gelmişiz ya hala orada bekleyen küçük çocuklar mı var? ne yapıyorlar içeride?"
"ahahaha kim dedi bunu sana?"
"babaannemmm!”
"ahh ya! sandığın gibi değil biraz büyü ben sana anlatacağım nasıl olduğunu..."
merakımı gidermek için babaanneme sordum:
"...ata ne demek? bizim atamız kim? nereden geldik?"
"sizun atanuz dedendu uşağum. hepunuz onun taşaklarundan geliyisunuz. baban, emicen, halan, abilerun, kuzenlerun... hepunuz onun soyisunuz."
"o ne?"
"pipinun altundaki toplar var ya onlardu heheheh..."
"!!!???..."
böyle uzunca bir süre boyunca dedemin toplarında dünyaya gelmeyi bekleyen milyonlarca ufacık çocuk var sanmıştım.
nasıl oluyor da bu çocuklar oraya sığabiliyor, içeride ne yapıyorlar diye düşünüp minik aklımla anlama uğraşına girerken asıl gerçeği abimden öğrendiğimde epey rahatlamıştım...
"abi abi abi! sana bir sorum var?"
"nedir?"
"biz dedemin toplarından gelmişiz ya hala orada bekleyen küçük çocuklar mı var? ne yapıyorlar içeride?"
"ahahaha kim dedi bunu sana?"
"babaannemmm!”
"ahh ya! sandığın gibi değil biraz büyü ben sana anlatacağım nasıl olduğunu..."
devamını gör...
196.
çocukken çok şiddet gördüm. 2000 li yıllarda ilkokula gidiyordum. öğretmenimiz sınıf başkanına konuşanları not aldırtırdı. derse girmeden önce bu isimleri öğretmene verirdi ve listedekileri hemen her ders sıra dayağına çekerdi. ben de bir çok kez bu listeye girmiştim. derste konuşanları tahtaya kaldırıp tokatlar, kafasını yumruklardı. bir defa kızın birini tokatlarken kulağına vurmuştu kızın kulağından sıvı gelmişti. daha öncesinde de yaramazlık yaptığım için ailemden şiddet gördüğüm de olmuştu. yaşadığımız yer kenar mahalle olduğu için psikolojik sorunları olan diğer yaşı büyük çocuklardan da şiddet görmüştüm defalarca. tüm bunlara rağmen ayakta kaldım, yaşıyorum...
devamını gör...
197.
narkozdur.
9 yaşında geçirdiğim trafik kazası sonucu günler sonra tam ameliyata girecekken hasta bakıcı manyağın biri tarafından, "şimdi sana ne yapacaklar biliyor musun? her yerini kesip sonra dikmeye çalışacaklar bakalım artık yaşarsaaaaan yaşarsın." denip korkutularak ömrümün sonuna kadar anksiyete sahibi olmamı ve hala narkozdan delicesine korkmamı sağlamıştır. pis herif.
9 yaşında geçirdiğim trafik kazası sonucu günler sonra tam ameliyata girecekken hasta bakıcı manyağın biri tarafından, "şimdi sana ne yapacaklar biliyor musun? her yerini kesip sonra dikmeye çalışacaklar bakalım artık yaşarsaaaaan yaşarsın." denip korkutularak ömrümün sonuna kadar anksiyete sahibi olmamı ve hala narkozdan delicesine korkmamı sağlamıştır. pis herif.
devamını gör...
198.
hiç uzatmayacağım. çocukluğumun en büyük travması annemdir.
devamını gör...
199.
4 yasinda 1 aile kavgasinda ananemin dudagini kepceyle patlattin
devamını gör...
200.
güvercin evet geçekten güvercin.bu p*ç hayvan açık camımdan odama girdi ve deli gibi çırpınmaya başladı.çırpınırken bana çarptı.o korkudan çırpındı ben evi ayağa kaldırdım.aradan 17 yıl geçmiş ama çok net hatırlıyorum.
devamını gör...