41.
“gülleri sarı severim, toprağı ıslak.
türküleri yanık, şiirleri hoyrat!
havayı nemsiz, çayı demsiz.
bir seni olduğun gibi,
bir seni her şeye rağmen.
bir seni, hala...”
ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
42.
belki biraz klasik olacak fakat orhan veli'nin güzel havalar şiiridir benim için. en sevdiğim mevsimin ilkbahar olması ve hep bu mevsimde sorumluluklarımı boşlamam, gezip sosyalleşmem ve eve girmek istememem bu şiiri çok benimsememe sebep olmuştur.
"beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti."
"beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti."
devamını gör...
43.
(bkz: aydın mısın)
devamını gör...
44.
benim dengemi bozmayınız .
sezen aksu'nun çok güzel okuduğu turgut uyar şiiri.
sezen aksu'nun çok güzel okuduğu turgut uyar şiiri.
devamını gör...
45.
devamını gör...
46.
holofira
bilesin kavuşmak yok islamlıkta
gavuşan kısmı ancak gavurdur.
s.çobanoğlu
bilesin kavuşmak yok islamlıkta
gavuşan kısmı ancak gavurdur.
s.çobanoğlu
devamını gör...
47.
ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi alevden?
sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu.
h. nihal atsız
bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi alevden?
sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu.
h. nihal atsız
devamını gör...
48.
kanla kirlenmis evrak
karanlik sözler yaziyorum hayatim hakkinda.
asklarim, inançlarim isgal altindadir
tabutumun üstünde zar atiyorlar
cebimdeki adreslerden umut kalmamistir
topraga sokuldugum zaman çapa vuran adamlar
denize yaklasinca kumlar ve çakil taslari
geçmis günlerimi asagilamaktadir.
karanlik sözler yaziyorum hayatim hakkinda.
ve rüzgar burusturuyor polis raporlarini
kadinlar fazlasiyla günaha giriyorlar
bazi solgun gömleklerin çözük dügmelerinden
çelik tirpan gibi silkiniyor çocuklar
denizin satirlari arasinda.
gece arsizca kükrüyor pasli beyninde sehrin
küfre yaklastikça inancim artiyor.
karanlik sözler yaziyorum hayatim hakkinda
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayi tanimaktan
saçlarim çok yoruldu gençlik uykularimda
acilar çekebilecek yasa geldigim zaman
aciyla ugrasacak yerlerimi yok ettim.
ve simdi birçok sayfasini atlayarak bitirdigim kitabin
basindan baslayabilirim.
ismet özel
devamını gör...
49.
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
ataol behramoğlu
ataol behramoğlu
devamını gör...
50.
yeah, yeni rolie ve patek
çünkü çektik eziyet
shawty beni seçecek
şişe kırıp çevirek
üzerimde nakit tek
hepsi ekmek ve börek
ın de bando, in de trap
money, power en respect
cebimde bi dolu haze
shawty tadı da çilek
gel dumanımı çek
baby kafamız fişek
harbi anadolu flex
baba fly like a sinek
ıcy her iki bilek
doldur hennessy'i sek
for da gang benim squad dat is de set
benim param wedding cake
seninkisi crap
drip like şelale
senin gacı wet
boynumdaki chain
yeah, chain on my neck
drip çok pahalı
havalı, gacı shawty çok pahalı
life-lifestyle, bütün şişeler pahalı
yine ez, yeni benz, çok pahalı
drip, drip, drip, drip
drip çok pahalı
havalı, gacı shawty çok pahalı
life-lifestyle, bütün şişeler pahalı
ın da m's, yeni benz, çok pahalı
drip, drip, drip, drip
bro biz doğuştan yüzdük
köpek balıkların arasında yüzdük
kafam güzel devirmişim burda yüzlük
çöplüklerden çıkıp paranın içine düştük
düşmanlarımızın arasında güldük
kurşun yedik azer bülbül
ah, bad bitch adı zümrüt
spliphe'ı sardım shawty verdi bana küllük
yeah, jo-jointim söndü
başım döndü
gözüm açık
önce kördüm
hayat yalan
köşkü gördüm
bütün acılarımı içime gömdüm
drip çok pahalı
havalı, gacı shawty çok pahalı
life-lifestyle, bütün şişeler pahalı
ın da m's, yeni benz, çok pahalı
drip, drip, drip, drip
drip çok pahalı
havalı, gacı shawty çok pahalı
life-lifestyle, bütün şişeler pahalı
ın da m's, yeni benz, çok pahalı
drip, drip, drip, drip
murda.
devamını gör...
51.
yalnız bir opera - murathan mungan
uzun bir şiir fakat pişman olacağınızı zannetmiyorum. :))
uzun bir şiir fakat pişman olacağınızı zannetmiyorum. :))
devamını gör...
52.
asaf halet çelebi - ibrahim
devamını gör...
53.
üçüncü şahsın şiiri
devamını gör...
54.
telsizci hamdi.
ibrahim.
sessiz gemi.
ibrahim.
sessiz gemi.
devamını gör...
55.
kar mûsikîleri
bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,
bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
duydumsa da zevk almadım islav kederinden.
zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
tanbûri cemil bey çalıyor eski plâkta.
birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
gönlüm dolu istanbul'un en özlü sesiyle.
sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
uykumda bütün bir gece körfez'deyim artık!
yahya kemal beyatlı
bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,
bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
duydumsa da zevk almadım islav kederinden.
zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
tanbûri cemil bey çalıyor eski plâkta.
birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
gönlüm dolu istanbul'un en özlü sesiyle.
sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
uykumda bütün bir gece körfez'deyim artık!
yahya kemal beyatlı
devamını gör...
56.
resulullahla benim aramdaki farklar
ah muhsin ünlü
resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?
resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret! ’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’
ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz
resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.
ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.
annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
ah muhsin ünlü
resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?
resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret! ’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’
ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz
resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.
ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.
annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
devamını gör...
57.
şimdi vazgeçmek ya da uyumak zamanı. murathan mungan- arasta şiiri.
devamını gör...
58.
hani o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın
hani o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırım birkaç kelime
bir alev halinde düştün elime
hani ey gözyaşım akmayacaktın
hani ey gözyaşım akmayacaktın
bu öksüz tavrını takmayacaktın
hani o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırım birkaç kelime
bir alev halinde düştün elime
hani ey gözyaşım akmayacaktın
hani ey gözyaşım akmayacaktın
devamını gör...
59.
nâdanı terk etmedin yârânı arzularsın,
hayvânı sen geçmedin insânı arzularsın.
“men arefe nefsehû fakad arefe rabbehû”
nefsini sen bilmedin subhânı arzularsın.
sen bu evin kapusın henüz bulup açmadın,
içindeki kenz-i bî-pâyânı arzularsın.
taşra üfürmek ile yalunlanır mı ocak,
yönün hakk’a dönmedin ihsânı arzularsın.
dağlar gibi kuşatmış benlik günâhı seni,
günâhın bilmeden gufrânı arzularsın.
cevizin yeşil kabını yemekle dad bulunmaz,
zâhir ile ey fakîh kur’ânı arzularsın.
şarâbı sen içmedin sarhoş u mest olmadın,
nice hakk emrine fermânı arzularsın.
gurbetliğe düşmedin mihnete sataşmadın,
kebab olup pişmedin büryânı arzularsın.
yabandasın evin yok bir yanmış ocağın yok.
ıssız dağın başında mihmânı arzularsın.
ben bağı ile bostanı gezdim hıyâr bulmadım,
sen söğüt ağacından rummânı arzularsın.
başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile
yunusleyin niyâzi irfânı arzularsın.
hayvânı sen geçmedin insânı arzularsın.
“men arefe nefsehû fakad arefe rabbehû”
nefsini sen bilmedin subhânı arzularsın.
sen bu evin kapusın henüz bulup açmadın,
içindeki kenz-i bî-pâyânı arzularsın.
taşra üfürmek ile yalunlanır mı ocak,
yönün hakk’a dönmedin ihsânı arzularsın.
dağlar gibi kuşatmış benlik günâhı seni,
günâhın bilmeden gufrânı arzularsın.
cevizin yeşil kabını yemekle dad bulunmaz,
zâhir ile ey fakîh kur’ânı arzularsın.
şarâbı sen içmedin sarhoş u mest olmadın,
nice hakk emrine fermânı arzularsın.
gurbetliğe düşmedin mihnete sataşmadın,
kebab olup pişmedin büryânı arzularsın.
yabandasın evin yok bir yanmış ocağın yok.
ıssız dağın başında mihmânı arzularsın.
ben bağı ile bostanı gezdim hıyâr bulmadım,
sen söğüt ağacından rummânı arzularsın.
başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile
yunusleyin niyâzi irfânı arzularsın.
devamını gör...
60.
tanıdığım bir ağaç var
etlik bağlarına yakın
saadetin adını bile duymamış
tanrının işine bakın
geceyi gündüzü biliyor
dört mevsimi, rüzgarı, karı
ay ışığına bayılıyor
ama kötülemiyor karanlığı
ona bir kitap vereceğim
rahatını kaçırmak için
bir öğrenegörsün aşkı
ağacı o vakit seyredin.
etlik bağlarına yakın
saadetin adını bile duymamış
tanrının işine bakın
geceyi gündüzü biliyor
dört mevsimi, rüzgarı, karı
ay ışığına bayılıyor
ama kötülemiyor karanlığı
ona bir kitap vereceğim
rahatını kaçırmak için
bir öğrenegörsün aşkı
ağacı o vakit seyredin.
devamını gör...