seni sen yapan özelliklerin
kalabalık ortamlardan ışık hızıyla uzaklaşabilmem. çok kalabalık ve gürültülü ortamlardan pek hoşlanmayıp evimde battaniye altında çay içmeyi tercih etmem.
devamını gör...
peyk
ananemin vakti zamanında meteor, kuyrukluyıldız ufo tarzı şeylerin geneli için kullandığı tabirdir.
düdüt: 9 yaşındaki ufo geeki yolgezer roswell'i duyar ve bir heves ananesine koşa koşa anlatır. ananesi ise ''peyktir peyk'' der forum modu gibi kapatır konuyu falan... allah'tan pentagon okeyledi de artık varlar biliyoruz.
düdüt: 9 yaşındaki ufo geeki yolgezer roswell'i duyar ve bir heves ananesine koşa koşa anlatır. ananesi ise ''peyktir peyk'' der forum modu gibi kapatır konuyu falan... allah'tan pentagon okeyledi de artık varlar biliyoruz.
devamını gör...
winston churchill
bir siyasetçinin görevi nedir sorusuna “yarın, önümüzdeki ay, önümüzdeki yıl neler olacağını şimdiden söyleyip, zamanı gelince de neden gerçekleşmediklerini açıklamak" diyebilen vecizelerin adamıdır.
devamını gör...
amnezifobi
kişinin hafızasını kaybetmekten korkmasıdır.
devamını gör...
hamadryades
yunan mitolojisinde, ağaçların yeşermesinden mutluluk, kurumasından ise acı duyan ve ağaçla birlikte ölen ağaç perileridir.
devamını gör...
amak-ı hayal
şehbenderzâde filibeli ahmed hilmi tarafından 1910 yılında yazılmış tasavvufi roman. bir tür fantastik eser sayılabildiğinden, fantastikseverler tarafından oldukça ilgi görmüş bir kitaptır. günümüz türkçesine hayal pınarları olarak çevrilmiştir. pek çok yayınevi tarafından günümüz türkçesiyle basılsa da, sadık okurları, kitabı, yazıldığı şekliyle okumayı önerirler.
roman binbir gece masalları'nda olduğu gibi bir çerçeve hikaye ve bu ana hikayeye bağlı hikayeler etrafında döner. yalnız burada bütün hikayeler romanın başkahramanı raci'nin başından geçer.
raci varlık bunalımında bir gençtir. günün birinde tanıştığı aynalı baba'dan çok etkilenir ve onunla her buluşmasında, aynalı baba'nın yaptığı kahveyi içip hayaller görmeye başlar. gördüğü her hayal onu farklı bir dünyaya götürür.
eser, tamamen tasavvuf felsefesindeki vahdet-i vücud inancını anlatmak için yazılmıştır. ve pek çok kişi tarafından tasavvufa giriş kitabı gibi nitelendirilmektedir.
roman binbir gece masalları'nda olduğu gibi bir çerçeve hikaye ve bu ana hikayeye bağlı hikayeler etrafında döner. yalnız burada bütün hikayeler romanın başkahramanı raci'nin başından geçer.
raci varlık bunalımında bir gençtir. günün birinde tanıştığı aynalı baba'dan çok etkilenir ve onunla her buluşmasında, aynalı baba'nın yaptığı kahveyi içip hayaller görmeye başlar. gördüğü her hayal onu farklı bir dünyaya götürür.
eser, tamamen tasavvuf felsefesindeki vahdet-i vücud inancını anlatmak için yazılmıştır. ve pek çok kişi tarafından tasavvufa giriş kitabı gibi nitelendirilmektedir.
devamını gör...
kırmızı topuklu ayakkabı giyilmesini yasaklamak
fransa kralı 14.louis'in icraatı.

1.63 cm’lik kral, boyunun kısalığının çaresini 10 cm'lik topuklularda buldu. hatta kendisine erkeksi bir hava kattığını düşünüyordu.
favori rengi kırmızıydı. kırmızı ; savaşı, iktidar gücünü simgeliyordu.
kırmızı topuklu ayakkabıyı tekelleştirmek kastıyla kral bir ferman yayınlatır. günümüz khk'sı.
1670 yılında hanedan üyeleri dışında bu ayakkabıların giyilmesini yasaklar.

1.63 cm’lik kral, boyunun kısalığının çaresini 10 cm'lik topuklularda buldu. hatta kendisine erkeksi bir hava kattığını düşünüyordu.
favori rengi kırmızıydı. kırmızı ; savaşı, iktidar gücünü simgeliyordu.
kırmızı topuklu ayakkabıyı tekelleştirmek kastıyla kral bir ferman yayınlatır. günümüz khk'sı.
1670 yılında hanedan üyeleri dışında bu ayakkabıların giyilmesini yasaklar.
devamını gör...
intihar etmek
çocukluğunda ip atlamasına izin vermediğiniz çocuklar büyür ve o iple kendini asar dediğim konudur.
devamını gör...
alfred tarski
doğum günü olan 14 ocak* dünya mantık günü ilan edilmiş olan, dünyanın en büyük mantıkçılarından kabul edilen polonyalı..
kümeler kuramıyla küçük yaşta kafayı bozmuş tarski. ilk makalesini 19 yaşında yayımlamış bununla ilgili. yaşadığı dönem ve coğrafya politik olarak arapsaçı olduğu için, bu kadar mücadele içinde nasıl bu kadar bilgi üretmiş şaşılasıdır. meşhur doğruluk kuramını, kümeler kuramı çalışırken ortaya çıkmıştır. 'doğru kavramının kendisiyle arasında uçurum olan insan için herhangi hesaplama kıstası mümkün müdür' sorusunu sormuş. aslında halting problemi de bu sorunun içindedir. tarski'nin amacı semantiğe başvurmaksızın açık bir doğruluk kıstası elde etmek. yani şöyle ifade edebiliriz : (∀x))(xdoğrudur↔t(x)) burda t(x) semantik bi terim olmayacak. ayrıca bu aritmetik bi dildir ve konusu sayılardır. tarski'nin doğruluk tanımı sadece aritmetiğin sayılarını değil kümeler kuramını da kapsar. ancak sonlu kümeleri bu kuramda yalnız bir sayı ile kodlanır. bu sebeple aritmetiğin 'doğru' kümesini aritmetik dilinin kendi içinde tanımlamanın hiçbir imkanı yoktur. tanım için bir meta-dil'e ihtiyaç vardır. elimizde daha zengin* bir dil varsa ancak ve ancak o zaman doğruluğu teyit edebiliriz. tarski'nin logical consequence'i budur işte.
mantıkçı pozitivistlerin de umudu olmuş kendisi. popper, tarski'den sonra yanlışlamayı falan unutmuş. hatta çokça nakledilir ''tarski sayesinde doğru kelimesini rahatlıkla kullanıyorum artık'' minvalindeki sözü. halbuki tarski ilk başta doğruluk kuramı'nın bilim felsefecilerinin kıçını yırttığı doğrulukla alakası olmadığını söylemesine rağmen kendini şöhrete kaptırmış ve 'evreka' modunu açıp bi çok pozitiviste abilik görevi yapmış.
kümeler kuramıyla küçük yaşta kafayı bozmuş tarski. ilk makalesini 19 yaşında yayımlamış bununla ilgili. yaşadığı dönem ve coğrafya politik olarak arapsaçı olduğu için, bu kadar mücadele içinde nasıl bu kadar bilgi üretmiş şaşılasıdır. meşhur doğruluk kuramını, kümeler kuramı çalışırken ortaya çıkmıştır. 'doğru kavramının kendisiyle arasında uçurum olan insan için herhangi hesaplama kıstası mümkün müdür' sorusunu sormuş. aslında halting problemi de bu sorunun içindedir. tarski'nin amacı semantiğe başvurmaksızın açık bir doğruluk kıstası elde etmek. yani şöyle ifade edebiliriz : (∀x))(xdoğrudur↔t(x)) burda t(x) semantik bi terim olmayacak. ayrıca bu aritmetik bi dildir ve konusu sayılardır. tarski'nin doğruluk tanımı sadece aritmetiğin sayılarını değil kümeler kuramını da kapsar. ancak sonlu kümeleri bu kuramda yalnız bir sayı ile kodlanır. bu sebeple aritmetiğin 'doğru' kümesini aritmetik dilinin kendi içinde tanımlamanın hiçbir imkanı yoktur. tanım için bir meta-dil'e ihtiyaç vardır. elimizde daha zengin* bir dil varsa ancak ve ancak o zaman doğruluğu teyit edebiliriz. tarski'nin logical consequence'i budur işte.
mantıkçı pozitivistlerin de umudu olmuş kendisi. popper, tarski'den sonra yanlışlamayı falan unutmuş. hatta çokça nakledilir ''tarski sayesinde doğru kelimesini rahatlıkla kullanıyorum artık'' minvalindeki sözü. halbuki tarski ilk başta doğruluk kuramı'nın bilim felsefecilerinin kıçını yırttığı doğrulukla alakası olmadığını söylemesine rağmen kendini şöhrete kaptırmış ve 'evreka' modunu açıp bi çok pozitiviste abilik görevi yapmış.
devamını gör...
pieter bruegel the elder
flaman rönenans ressamı. "the elder" * türkçeye baba olarak çevrilmiş lakabının sebebi aynı isimle yine ressam bir oğlu olması (bkz: pieter brueghel the younger).
genre painting denen bir konu üzerinde yoğunlaşmış resim türünün öncülerindendir. konusu ise köylüler ve manzaradır.
rönesans döneminin köy hayatını resmeden ilk ressamı olmuştur. köylü düğünlerini, karnavallarını deneyimleyebilmek için zaman zaman köylü kılığına girer gelin ve damadın akrabasıymış gibi davranırmış. onun eserlerine kadar resimlerde köylülere yer verilse bile onları aşağılayacak ya da komik duruma düşürecek şekilde yer verilmişti, bruegel ise köylüleri oldukları gibi resmetti.
ayrıntılı ve gerçekçi resimleri belçika tarihçileri için önemli bir kaynak olmuştur. 16. yy günlük yaşantısına ışık tutan önemli bir belge niteliğindedir hepsi.
ilk eserleri bir sürü küçük figürün olduğu bir sahneyi uzaktan resmetmiş şekilde olsa da son eserlerinde büyük bir ya da birkaç figür içermekte. bunun sebebinin zamanla daha çok ayrıntıyı öğrendiği için her birini göstermek istemesi olduğunu düşünüyorum.
the blue cloak tablosu ile ilgili tek tabloda 112 atasözü: pieter bruegel bu başlığa bakmanızı da öneririm.
küçük bir bilgi: bruegel ismi aslında brueghel'dir. pieter'ın oğulları bu h harfini atmadan kariyerlerine devam etmiştir. oğullarının ikisi de başarılı ressamlar olmuştur. the younger babasının işlerini kopyalayarak ticari anlamda başarı elde etmiştir. diğer oğlu jan brueghel the elder ise daha yaratıcı davranmıştır ve flaman barok stiline geçişte önemli bir ressam olmuştur. peter paul rubens gibi isimlerle çalışmıştır.
otoportre
children's games
hunters in the snow
the peasant and birdnester
genre painting denen bir konu üzerinde yoğunlaşmış resim türünün öncülerindendir. konusu ise köylüler ve manzaradır.
rönesans döneminin köy hayatını resmeden ilk ressamı olmuştur. köylü düğünlerini, karnavallarını deneyimleyebilmek için zaman zaman köylü kılığına girer gelin ve damadın akrabasıymış gibi davranırmış. onun eserlerine kadar resimlerde köylülere yer verilse bile onları aşağılayacak ya da komik duruma düşürecek şekilde yer verilmişti, bruegel ise köylüleri oldukları gibi resmetti.
ayrıntılı ve gerçekçi resimleri belçika tarihçileri için önemli bir kaynak olmuştur. 16. yy günlük yaşantısına ışık tutan önemli bir belge niteliğindedir hepsi.
ilk eserleri bir sürü küçük figürün olduğu bir sahneyi uzaktan resmetmiş şekilde olsa da son eserlerinde büyük bir ya da birkaç figür içermekte. bunun sebebinin zamanla daha çok ayrıntıyı öğrendiği için her birini göstermek istemesi olduğunu düşünüyorum.
the blue cloak tablosu ile ilgili tek tabloda 112 atasözü: pieter bruegel bu başlığa bakmanızı da öneririm.
küçük bir bilgi: bruegel ismi aslında brueghel'dir. pieter'ın oğulları bu h harfini atmadan kariyerlerine devam etmiştir. oğullarının ikisi de başarılı ressamlar olmuştur. the younger babasının işlerini kopyalayarak ticari anlamda başarı elde etmiştir. diğer oğlu jan brueghel the elder ise daha yaratıcı davranmıştır ve flaman barok stiline geçişte önemli bir ressam olmuştur. peter paul rubens gibi isimlerle çalışmıştır.
otoportre
children's games
hunters in the snow
the peasant and birdnester
devamını gör...
abi sen kız mısın
sorgulayan insan sorusudur. bu soruyu soran kişi potansiyel felsefe bölümü akademisyenidir.
devamını gör...
bir kadının sözlük yazarı olma nedeni
sorunsalı mı? kadının her alanda olması neden bu kadar sorun haline geliyor anlamıyorum korkutuyor mu?
devamını gör...
tüm eş cinsellerin kendisine yürümek istediğini sanan hetero erkek
sözlüğün küfürsüz olması dolayısıyla bugünlük benden yırtan pipi kafalı erkektir.
devamını gör...
8 mart dünya emekçi kadınlar günü
8 mart bir gün hep beraber kutlayabilecegimiz bir gün olur umarım.
devamını gör...
tanrı'ya sorulacak tek soru
ne için yeryüzündeyim?
kocaman evrende küçücükte olsa bir görevim var mı? yoksa öylesine mi? hiç mi yani...
(bkz: allah affetsin dedirten şeyler)
kocaman evrende küçücükte olsa bir görevim var mı? yoksa öylesine mi? hiç mi yani...
(bkz: allah affetsin dedirten şeyler)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
acaba diyorum:
az önce kaydoldum sözlüğe, burası kafa sözlük, bir de kafa dergisi var, e bir de kafa radyo.
şimdi, bunların arasındaki ilişki ne? bir ilişki varsa eğer radyoda da matrax var.
matrax varsa çooookk eskilerden zekirdek de var.
şimdilerde nerede o zekirdekçiler, o güzel insanlar.
acaba buradalar mı? burada eski zekirdek havaları eser mi?
düşünceler, düşünceler...
aylar sonra gelen edit: yazdıklarımla hiç alakası yok lan. bu kafa başka kafa.
az önce kaydoldum sözlüğe, burası kafa sözlük, bir de kafa dergisi var, e bir de kafa radyo.
şimdi, bunların arasındaki ilişki ne? bir ilişki varsa eğer radyoda da matrax var.
matrax varsa çooookk eskilerden zekirdek de var.
şimdilerde nerede o zekirdekçiler, o güzel insanlar.
acaba buradalar mı? burada eski zekirdek havaları eser mi?
düşünceler, düşünceler...
aylar sonra gelen edit: yazdıklarımla hiç alakası yok lan. bu kafa başka kafa.
devamını gör...
misc radyo yayını
hala spawn meriç mi değil mi yorumunu göremediğim başlığa sahip, hala sürmekte olan yayın.
devamını gör...
moderatörlerin kol gezmesi
oyun bossları ile savaşır gibi, örüntülerini tespit ederek sıyrılabilinecek durum.
mesela saat 2 civarında sabit, bol giyimli kukla ve hazall etkindir. yoldaş ile pavlov, çoğunlukla birlikte girerler. iko'yu görürseniz koşarak kaçın. o gün ekmek yok.
bu taktiklerle siz de bir sonraki devriyeye kadar "türk erkek/kadınlarının biraz şey olması" patlatabilirsiniz.
mesela saat 2 civarında sabit, bol giyimli kukla ve hazall etkindir. yoldaş ile pavlov, çoğunlukla birlikte girerler. iko'yu görürseniz koşarak kaçın. o gün ekmek yok.
bu taktiklerle siz de bir sonraki devriyeye kadar "türk erkek/kadınlarının biraz şey olması" patlatabilirsiniz.
devamını gör...