aşık veysel şatıroğlu
bugün ölümünün 48. yılı.
"..dünyaya geldiğim anda yürüdüm aynı zamanda,iki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece.."
yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı .dünya gözüyle göremediklerini gönül gözüyle gördü. çalıp söyledikleriyle çevresine ışık saçtı.
"bir gün veysel, bir köy kahvesinde yine sazını almış türkü söylerken kahvedekilerden biri veysel’e sorar:- veysel emmi, diğer aşıklar sazın sapında dolaşıyorken sen neden tek bir yere basıp türkünü söylüyorsun ?akabinde veysel cevabı yapıştırır:
- onlar benim bulduğum yeri arıyorlar da onun için her yere basıyorlar. ben doğru yeri bulduğum için aynı yere basıyorum."
"..dünyaya geldiğim anda yürüdüm aynı zamanda,iki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece.."
yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı .dünya gözüyle göremediklerini gönül gözüyle gördü. çalıp söyledikleriyle çevresine ışık saçtı.
"bir gün veysel, bir köy kahvesinde yine sazını almış türkü söylerken kahvedekilerden biri veysel’e sorar:- veysel emmi, diğer aşıklar sazın sapında dolaşıyorken sen neden tek bir yere basıp türkünü söylüyorsun ?akabinde veysel cevabı yapıştırır:
- onlar benim bulduğum yeri arıyorlar da onun için her yere basıyorlar. ben doğru yeri bulduğum için aynı yere basıyorum."
devamını gör...
kısıtlamada burada olsam hiç sıkılmam denilen mekan
evimdir. sıkılmıyorum ki ben evde. aylarca çıkma deseler çıkmam
devamını gör...
ibb'nin mükemmel deprem afişi
devamını gör...
boğaç boray
cem yılmaz’ın yazıp yönettiği pek yakında filminde ozan güven’in canlandırdığı karakterdir.
dizi oyuncusu olarak ünlenen ve sosyal medyada 4 milyon takipçi ile fenomen olan boğaç boray son eseri vur kaç ile de güzel bir reklam çalışmasının da yardımı ile ününe ün katmaktadır. haftada seksen kağıt kesen ünlü oyuncu solo test ile de kendini geliştirmeyi ihmal etmez.
zafer ve filmci arkadaşları arzuyu geri kazanmak için şahikalar filmini çekmeye karar verince ve enis fosforoğlu başrol teklifini reddedince gözler dünyanın en ünlü oyuncularından biri olan boğaç boray’a çevrilir ama boğaç boray’ı filmde oynatmak için tek çare ününü elinden almaktır.
bunun için de tarkan’ı çıkartanlardan biri olan ve senay sarıca, popçu taner ve meyyal’in kariyerini bitiren zeki işe el atar ve kısa sürede boğaç’ın takipçi sayısı önce elli bine sonra da kırk dokuza düşer.
boğaç’ı ikna etmek yine de zor olur. çünkü görüşmeye gelirken kendisine bir otobüs vurup kaçar. bu kazadan sonra istese yürüyebileceği bir felç halinde kalan boğaç, eşkiya filminde gaza getirdiği ve kariyerini bitirdiği 6. polis zafere borcunu ödemek üzere murat karakterini oynamayı kabul eder. bu günlerde boğaç boray olarak tanına ünlü yıldız eşkiya filminde 6. polis olan pepe muharrem’dir aslında.
şahikalar herkes için come back tadında bir film olur. boğaç boray harikalar yaratır ve her şey yoluna girer.
ayrıca, yani, hiç…
dizi oyuncusu olarak ünlenen ve sosyal medyada 4 milyon takipçi ile fenomen olan boğaç boray son eseri vur kaç ile de güzel bir reklam çalışmasının da yardımı ile ününe ün katmaktadır. haftada seksen kağıt kesen ünlü oyuncu solo test ile de kendini geliştirmeyi ihmal etmez.
zafer ve filmci arkadaşları arzuyu geri kazanmak için şahikalar filmini çekmeye karar verince ve enis fosforoğlu başrol teklifini reddedince gözler dünyanın en ünlü oyuncularından biri olan boğaç boray’a çevrilir ama boğaç boray’ı filmde oynatmak için tek çare ününü elinden almaktır.
bunun için de tarkan’ı çıkartanlardan biri olan ve senay sarıca, popçu taner ve meyyal’in kariyerini bitiren zeki işe el atar ve kısa sürede boğaç’ın takipçi sayısı önce elli bine sonra da kırk dokuza düşer.
boğaç’ı ikna etmek yine de zor olur. çünkü görüşmeye gelirken kendisine bir otobüs vurup kaçar. bu kazadan sonra istese yürüyebileceği bir felç halinde kalan boğaç, eşkiya filminde gaza getirdiği ve kariyerini bitirdiği 6. polis zafere borcunu ödemek üzere murat karakterini oynamayı kabul eder. bu günlerde boğaç boray olarak tanına ünlü yıldız eşkiya filminde 6. polis olan pepe muharrem’dir aslında.
şahikalar herkes için come back tadında bir film olur. boğaç boray harikalar yaratır ve her şey yoluna girer.
ayrıca, yani, hiç…
devamını gör...
28 şubat normal sözlük darbesi
cidden mi? yani bu kadarı olamaz. ben çok nadir geceleri erken uyurum. dün gece erken yattım, sözlükte darbe olmuş. en son böyle erken yattığımda da 15 temmuz darbesi olmuştu. ben hep kaçırıyorum bu darbeleri. eyy darbeciler! neden darbe yapmak için benim uyumamı bekliyorsunuz? * bundan sonra uyumayacağım erken saatte, yaramıyor.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
gülünce ışık saçan o gözler yaşla doldu.
devamını gör...
geçmiş
hiç geçmeyendir. üzerine yapışır geçmiş. tabi seni sen yapandır bir yandan. acılarını, sevinçlerini sakladığın zaman dilimidir. ama orada takılı kalmak seni diplere doğru çeker. yapılması gereken, geçmişten ders alıp şimdiyi ve geleceği güzel kılmaya çalışmaktır.
devamını gör...
yazarların yazmayı tercih ettiği başlıklar
bazı yazarlarda bir serzeniş oluyor zaman zaman ,
sözlük sıkıcı, konular basit, aşk yok, siyaset çok, gençlere hitap ediyor, ilim bilim yok, goy goy çok, yaşlıların egemenliği vs.vs. türden başlıklar açılmakta.
ben de burada belki biraz formatın da dışına çıkarak, ilgi alanlarımızı yazabileceğimizi düşündüğüm bu başlığı açtım .
bundaki amacım, kimsenin ilgisini tercihini sorgulamak değil, tam tersine, bazen hepimizin içine düştüğü egoistçe yaklaşımdan bir nebze de olsa kurtulup, başka düşüncelere, başka fikirlere, başka tercihlere de zaman ayırıp, onlara da az da olda eğilim gösterip, ortada bir yerde buluşulabilir mi sorusuna cevap aramak.
mesela ben, gündemi takip etmeyi severim, gerçek gündemi, siyaseti, ekonomiyi, ülke ve dünya halklarının sorunlarını irdelemeyi daha çok tercih ediyorum.
bunu sürekli yaparak, acaba diğer yazarların zevk renk ve tercihlerini dikkate almıyor ve sözlükte tek düze bir gidişatı bencilce bir yaklaşımla körüklüyor olabilir miyim acaba diye düşünüyorum.
büyük katılımcı bir fikir beyanının da, ben gibi diğer yazarların da ufkunu açacağını, bunun da hem bireysel, hemde sözlük varlığına olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum...
edit; bir çok konuda olduğu gibi, onu da severim bunu da şeklindeki yuvarlak tanımlardan ziyade, gerçekten samimî ve açık tanımların yapılmasının daha olumlu bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.
edit 2; görüldüğü üzere başlıklarla ilgili memnuniyetsizlik belirten yazarların, samimiyetsizliğini ortaya koyan başlık oldu bu. 'biz şikayet etmeye devam eder, çözüm için de herhangi bir katkıda bulunmayız ' deme gibi bir durum.
edit 3; bu #386205 tanıma ve sayın yazara özel mesaj yoluyla düşüncemi aktarmak istedim, ancak mesaj alımı kapalı olduğundan bu yolu kullanmak zorunda kaldım, yönetimin anlayışına sığınıyorum.
ben yukarıda aynen şu ifadeyi kullandım;
" bundaki amacım, kimsenin ilgisini tercihini sorgulamak değil, tam tersine, bazen hepimizin içine düştüğü egoistçe yaklaşımdan bir nebze de olsa kurtulup, başka düşüncelere, başka fikirlere, başka tercihlere de zaman ayırıp, onlara da az da olda eğilim gösterip, ortada bir yerde buluşulabilir mi sorusuna cevap aramak "
yani salt kendi tercihlerimizin peşinden koşmak, sürekli bunları aramak ve karşı tarafa da dikte etmek yerine, zor da olsa farklı fikirkere de şans tanısak ne kaybederiz diyorum.
çok güzel bir konu yakalamışsınız
( gümüş konusu ) ,ama keşke eksik veya yanlış da olsa, bunu başlık halinde koysaydınız ortaya.
buna benzer bir çok konuda olduğu gibi büyük olasılıkla bu konuya da büyük bir ilgi gösterilmeyecekti.
ama bir kişi bile bunu görür okur ve az da olsa fikir sahibi olursa ben bunu fayda olarak görenlerdenim .
ve söylediğim de tam da bu zaten,
kişiler, başlıkları, konuları beğenmediklerini söylemenin yanında, kendi ilgi alanlarını da ortaya koymaktan çekinmesinler, herkes fikrini açıkça paylaşsın,
bu durum, zaman içinde kişilerin aradığını bulduğu bir yer olma yolunda, sözlüğe olumlu katkı sağlayacaktır.
"yazar arkadaşımızın, sadece kendi takip ettiği konulara başlık açması yeterli zaten,"
demiş sayın yazar, yani adeta benim düşündüğümü söylemiş.
meselenin özü de zaten burada yatıyor, insanlar bir çok şeyi beğenmiyor ama beğendiği konuyla ilgili de bir tek başlık açmıyor.
yani gündem belirlemeyip, gündemin esiri oluyor.
sözlük sıkıcı, konular basit, aşk yok, siyaset çok, gençlere hitap ediyor, ilim bilim yok, goy goy çok, yaşlıların egemenliği vs.vs. türden başlıklar açılmakta.
ben de burada belki biraz formatın da dışına çıkarak, ilgi alanlarımızı yazabileceğimizi düşündüğüm bu başlığı açtım .
bundaki amacım, kimsenin ilgisini tercihini sorgulamak değil, tam tersine, bazen hepimizin içine düştüğü egoistçe yaklaşımdan bir nebze de olsa kurtulup, başka düşüncelere, başka fikirlere, başka tercihlere de zaman ayırıp, onlara da az da olda eğilim gösterip, ortada bir yerde buluşulabilir mi sorusuna cevap aramak.
mesela ben, gündemi takip etmeyi severim, gerçek gündemi, siyaseti, ekonomiyi, ülke ve dünya halklarının sorunlarını irdelemeyi daha çok tercih ediyorum.
bunu sürekli yaparak, acaba diğer yazarların zevk renk ve tercihlerini dikkate almıyor ve sözlükte tek düze bir gidişatı bencilce bir yaklaşımla körüklüyor olabilir miyim acaba diye düşünüyorum.
büyük katılımcı bir fikir beyanının da, ben gibi diğer yazarların da ufkunu açacağını, bunun da hem bireysel, hemde sözlük varlığına olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum...
edit; bir çok konuda olduğu gibi, onu da severim bunu da şeklindeki yuvarlak tanımlardan ziyade, gerçekten samimî ve açık tanımların yapılmasının daha olumlu bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.
edit 2; görüldüğü üzere başlıklarla ilgili memnuniyetsizlik belirten yazarların, samimiyetsizliğini ortaya koyan başlık oldu bu. 'biz şikayet etmeye devam eder, çözüm için de herhangi bir katkıda bulunmayız ' deme gibi bir durum.
edit 3; bu #386205 tanıma ve sayın yazara özel mesaj yoluyla düşüncemi aktarmak istedim, ancak mesaj alımı kapalı olduğundan bu yolu kullanmak zorunda kaldım, yönetimin anlayışına sığınıyorum.
ben yukarıda aynen şu ifadeyi kullandım;
" bundaki amacım, kimsenin ilgisini tercihini sorgulamak değil, tam tersine, bazen hepimizin içine düştüğü egoistçe yaklaşımdan bir nebze de olsa kurtulup, başka düşüncelere, başka fikirlere, başka tercihlere de zaman ayırıp, onlara da az da olda eğilim gösterip, ortada bir yerde buluşulabilir mi sorusuna cevap aramak "
yani salt kendi tercihlerimizin peşinden koşmak, sürekli bunları aramak ve karşı tarafa da dikte etmek yerine, zor da olsa farklı fikirkere de şans tanısak ne kaybederiz diyorum.
çok güzel bir konu yakalamışsınız
( gümüş konusu ) ,ama keşke eksik veya yanlış da olsa, bunu başlık halinde koysaydınız ortaya.
buna benzer bir çok konuda olduğu gibi büyük olasılıkla bu konuya da büyük bir ilgi gösterilmeyecekti.
ama bir kişi bile bunu görür okur ve az da olsa fikir sahibi olursa ben bunu fayda olarak görenlerdenim .
ve söylediğim de tam da bu zaten,
kişiler, başlıkları, konuları beğenmediklerini söylemenin yanında, kendi ilgi alanlarını da ortaya koymaktan çekinmesinler, herkes fikrini açıkça paylaşsın,
bu durum, zaman içinde kişilerin aradığını bulduğu bir yer olma yolunda, sözlüğe olumlu katkı sağlayacaktır.
"yazar arkadaşımızın, sadece kendi takip ettiği konulara başlık açması yeterli zaten,"
demiş sayın yazar, yani adeta benim düşündüğümü söylemiş.
meselenin özü de zaten burada yatıyor, insanlar bir çok şeyi beğenmiyor ama beğendiği konuyla ilgili de bir tek başlık açmıyor.
yani gündem belirlemeyip, gündemin esiri oluyor.
devamını gör...
yaban otu olan funda
beğeni konusunda bonkör ve hoş sohbet bir yazardır kendisi. zaman içinde daha ileri bir noktaya ulaşacağına gönülden inanıyorum.
devamını gör...
uzun entrylerin okunmaması
tüketim çılgınlığının yansımasıdır. bir an önce olsun, bitsin ve diğerine geçelim kültürünün ürünüdür.
ben hep uzun enrtryler yazarım ve çoğunlukla okunmaz. çünkü meselelere dar kalıplardan bakmak kolayımıza geliyor. bir konuyu tartışırken başka yerlere de dokunulması gerektiğini düşünemiyoruz. sözgelimi mutsuz insandan bahdederken: "hayallerine ulaşamamış insandır" der geçeriz. peki neden, nasıl ulaşamadı ? hayallerine ulaşamamakla mutsuzluk arasında nasıl bir korelasyon var ? bunları da konuşmak lazım. o yüzden entryler uzuyor.
ben hep uzun enrtryler yazarım ve çoğunlukla okunmaz. çünkü meselelere dar kalıplardan bakmak kolayımıza geliyor. bir konuyu tartışırken başka yerlere de dokunulması gerektiğini düşünemiyoruz. sözgelimi mutsuz insandan bahdederken: "hayallerine ulaşamamış insandır" der geçeriz. peki neden, nasıl ulaşamadı ? hayallerine ulaşamamakla mutsuzluk arasında nasıl bir korelasyon var ? bunları da konuşmak lazım. o yüzden entryler uzuyor.
devamını gör...
çekiliş kazanmış insan
bir adet sakızla bisiklet,haftalık basketbol gazetesinden de nba şapkası kazanmışlığım var.
devamını gör...
ateist kaplumbağa
kendisi çıtayı allahuekber dağlarına koymuş biz eteklerine papatyalar topluyoruz.
bazen tanımlarımı beğeniyor ya o an; sanki başım okşanmış da "aferin küçük" denmiş gibi hissediyorum.
nickaltına yazma küstahlığında bulunduğum harika ötesi mütevazı yazar.
bazen tanımlarımı beğeniyor ya o an; sanki başım okşanmış da "aferin küçük" denmiş gibi hissediyorum.
nickaltına yazma küstahlığında bulunduğum harika ötesi mütevazı yazar.
devamını gör...
bir millet uyanıyor
gazeteci/yazar nizamettin nazif tepedelenlioğlu'nun 1933 tarihli bir millet uyanıyor eserinin sinema uyarlamalarıdır.
ilki muhsin ertuğrul'un, türkiye'de sesli çekilen ilk film özelliğine sahip filmi. ikinci uyarlaması ise 1966 yılında ertem eğilmez'in yönettiği filmdir.
filmde kartal tibet, turgay toksöz, münir özkul, ihsan yüce, erol taş, hayati hamzaoğlu, önder somer, danyal topatan gibi efsane oyuncular oynamaktadır.
konusuna gelecek olursak ;
birinci dünya savaşı sırasında çanakkale savaşı'na katılan 96. alay büyük yararlılıklar göstermiş, bu arada alayın mevcudundan çoğu şehit olmuştur. mütarekeden sonra da sağ kalanlar evlerine, köylerine giderler.
kurtuluş savaşı'nın hazırlıkları başlayınca alayın komutanı 96. alay'dan hayatta kalanları toplar ve bunların halkı bilinçlendirip yunan çeteciler ile savaşı anlatılır son mahkeme sahnesi ise bir efsanedir. hayati hamzaoğlu'nun dağa çıkan türk eşkiya rolü ve erol taş'ın eşinin kendisine fırlatıp sen tak bu yazmayı dediği sahne pek bir mükemmeldir. filmin içinden harika bir replik:
ordularımız dağılmış olabilir payitahtımız ele geçirilebilir padişahımız korkmuş sindirilmiş olabilir ama türk milleti her zaman başbuğlar yetiştirmiştir bekleyin biri daha geliyor mustafa kemal geliyor
4. antalya film festivali'nde "en başarılı tarihi film" ödülünü almıştır ayrıca.
ilki muhsin ertuğrul'un, türkiye'de sesli çekilen ilk film özelliğine sahip filmi. ikinci uyarlaması ise 1966 yılında ertem eğilmez'in yönettiği filmdir.
filmde kartal tibet, turgay toksöz, münir özkul, ihsan yüce, erol taş, hayati hamzaoğlu, önder somer, danyal topatan gibi efsane oyuncular oynamaktadır.
konusuna gelecek olursak ;
birinci dünya savaşı sırasında çanakkale savaşı'na katılan 96. alay büyük yararlılıklar göstermiş, bu arada alayın mevcudundan çoğu şehit olmuştur. mütarekeden sonra da sağ kalanlar evlerine, köylerine giderler.
kurtuluş savaşı'nın hazırlıkları başlayınca alayın komutanı 96. alay'dan hayatta kalanları toplar ve bunların halkı bilinçlendirip yunan çeteciler ile savaşı anlatılır son mahkeme sahnesi ise bir efsanedir. hayati hamzaoğlu'nun dağa çıkan türk eşkiya rolü ve erol taş'ın eşinin kendisine fırlatıp sen tak bu yazmayı dediği sahne pek bir mükemmeldir. filmin içinden harika bir replik:
ordularımız dağılmış olabilir payitahtımız ele geçirilebilir padişahımız korkmuş sindirilmiş olabilir ama türk milleti her zaman başbuğlar yetiştirmiştir bekleyin biri daha geliyor mustafa kemal geliyor
4. antalya film festivali'nde "en başarılı tarihi film" ödülünü almıştır ayrıca.
devamını gör...
biriyle dertleştikten sonra gelen pişmanlık hissi
ne demişler efenim; söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esiri...
devamını gör...
ray charles
1930 doğumlu amerikalı efsane piyanist. kendisi 7 yaşında glokom'dan dolayı görme yetisini kaybetmiştir.
devamını gör...
6 ocak 2021 trump'ın mitingi sonrası abd’de çıkan olaylar
trump'ın seçim sonuçlarını kabul etmemesi ve akabinde taraftarlarını kongre binasına yürümeye davet etmesi sonucu çıkan olaylardır.
canlı yayın için
ek1: trump şu an attığı tweet ile "abd gerçeği istiyor diyerek kitlesini gaza getirmeye devam ediyor.
ek2: senatörlerin gizli geçitten kaçtıkları, kongre binası içinde kavgalar dışarıda ise silahlı çatışmalar olduğu söyleniyor.
kaynak
ek3: pentagon olaylara müdahale etmeyeceğini belirtti.
kaynak
ek4: kongre binası içinde silahların çekildiğine dair bir paylaşım
ek5: kongre binası içinde arbede devam ediyor.
ek6: bir kadının boynundan vurulduğu görüntüler
ek7: nancy pelosi'nin bilgisayarı, e-postaları, ofisi ve kürsülere kadar hemen her şey trump taraftarlarınca yağmalanıyor.
ek8: trump'ın başkan yardımcısı mike pence olaylara karışanların yargılanacağını belirten bir tweet attı ve twitter'da trump'ı takip etmeyi bıraktı.
ek9: seçimin galibi joe biden olaylara katılanları kanunsuzlar olarak niteledi ve derhal isyana son vermeleri çağrısında bulundu.
ek10: trump taraftarlarına evinize dönün, gösteriyi bitirin çağrısı yaptı.
canlı yayın için
ek1: trump şu an attığı tweet ile "abd gerçeği istiyor diyerek kitlesini gaza getirmeye devam ediyor.
ek2: senatörlerin gizli geçitten kaçtıkları, kongre binası içinde kavgalar dışarıda ise silahlı çatışmalar olduğu söyleniyor.
kaynak
ek3: pentagon olaylara müdahale etmeyeceğini belirtti.
kaynak
ek4: kongre binası içinde silahların çekildiğine dair bir paylaşım
ek5: kongre binası içinde arbede devam ediyor.
ek6: bir kadının boynundan vurulduğu görüntüler
ek7: nancy pelosi'nin bilgisayarı, e-postaları, ofisi ve kürsülere kadar hemen her şey trump taraftarlarınca yağmalanıyor.
ek8: trump'ın başkan yardımcısı mike pence olaylara karışanların yargılanacağını belirten bir tweet attı ve twitter'da trump'ı takip etmeyi bıraktı.
ek9: seçimin galibi joe biden olaylara katılanları kanunsuzlar olarak niteledi ve derhal isyana son vermeleri çağrısında bulundu.
ek10: trump taraftarlarına evinize dönün, gösteriyi bitirin çağrısı yaptı.
devamını gör...
veda mektubu
herhangi bir ayrılık öncesi son sözü söylemektir. bazen çok zarif bazen de çok üzücü olabilir.
yeni türkü - olmasa mektubun
yeni türkü - olmasa mektubun
devamını gör...