arkadaşının arkadaşın olmadığını anladığın an
başlık "mayamitu" tarafından 13.11.2020 09:57 tarihinde açılmıştır.
241.
genelde ters tarafta olduğum andır. birisi bana batmaya başladıysa bir sene gözlemleyip laps diye iletişimi kopartırım. açıklama, kavga falan benlik işler değil.
devamını gör...
242.
borç vermeyi reddettiği andır. arkadaşın istemiş ulan ne demek yok? borç al da getir bi zahmet.
devamını gör...
243.
en yakın arkadaşım diyemediğimiz ama sırf ona ait bir özellik sebebiyle hayatımızdaki kimsenin sahip olmadığı bir noktada olan arkadaşlıklar vardır. en çok onlarla zaman geçirmeyiz hatta seçeneklerimiz arasında olduklarında bazen diğer seçeneklere yöneliriz. ama değerlidir de anlatabiliyor muyum?
bir arkadaşım var. bana sorarsanız hayatlarımızın kesişen bazı noktalarında iyi zaman geçiriyoruz. birbirimizin günlük rutinlerine dahiliz gibi bir şey. ikindi üstü hep aynı saatte içilen ikinci kahve gibi. ilki yakalanan ilk fırsatta içilirken ikinci kahve daha keyfidir. belirli bir saate sahip olan da odur. arkadaşlığımız da tıpkı böyle.
aylar önce benim hayal bile edemeyeceğim kadar ağır bir şey yaşadı. destek olmaya hazırdım, hepimiz hazırdık. yok saymaya mı çalışıyor yoksa tamamen kendine mi saklıyor bilmiyorum ama bu konuya ket vurmuş durumda. psikolog olduğu için sanırım bir parça olsun rahatlıyor içim. en azından aşamaları iyi tahlil ediyordur. tabii saçma bir varsayım ama..
tabii kontrol edemediği bazı şeylerin farkındayım. o günden sonra gizli bir neşenin altına saldırganlık sakladı. büyük acılar çekmiş birçok insan bence kısa bir süre de olsa bu tavra bürünüyordur. "siz ne yaşadınız ki peh!" tavrına. geçici bir şeydir diye düşünmüştüm, en azından bana sıra gelmez diye. benimki de epey bencilce biliyorum. o günden beri insanların dış görünüşlerinden tutun da en hassas noktalarına kadar ince ince saldırmaya başladı. ben de devamlı kendimi "neler yaşadı biliyorsun, seninle ilgili değil" diye fısıldarken bulmaya başladım. son günlerde sıra bana da geldi. bunu da olabildiğince görmezden geldim ve kırmadan püskürtmeye çalıştım fakat son hamlesiyle arkadaşı olmadığımı, aslında arkasını temizlemeye yardımcı olduğumu ve maalesef bunun farkında olduğunu gördüm.
iş yerinde yabancı uyruklu bir iş arkadaşımız var. 15 yıl önce falan filistin'den gelmiş ve tamamen iş sebebiyle. kaldı ki şu açıklamayı yapmak da bana üzücü geliyor. ailesini çok ama çok uzun zamandır görmüyor, bizlere uyum sağlamakta zorlanıyor. onunla ne kadar aşağılayıcı ve alaycı bir tavırda konuştuğuna inanamazsınız. ilginç tarafı ise asla söylediği şeyleri açık bir niyetle söylemeden ağzından kaçmış gibi davranması. zaten işin bu noktasında bile beynimden vurulmuşa dönmüşken kadına dönüp dedi ki "yagami şimdi size neyi neden söylediğimi açıklar. sırf bu yüzden her yere onunla gidesim geliyor bazen haha"
ben onun arkadaşı değilim. ben onun arkadaşı olamamışım, hiçbir zaman. o kadar üzüldüm ki. o kadar kırıcıydı ki. hâlbuki ben her zaman cümlelerini seçmekte zorlandığını düşünmüştüm. zahmete girmiyormuş meğer.
bir arkadaşım var. bana sorarsanız hayatlarımızın kesişen bazı noktalarında iyi zaman geçiriyoruz. birbirimizin günlük rutinlerine dahiliz gibi bir şey. ikindi üstü hep aynı saatte içilen ikinci kahve gibi. ilki yakalanan ilk fırsatta içilirken ikinci kahve daha keyfidir. belirli bir saate sahip olan da odur. arkadaşlığımız da tıpkı böyle.
aylar önce benim hayal bile edemeyeceğim kadar ağır bir şey yaşadı. destek olmaya hazırdım, hepimiz hazırdık. yok saymaya mı çalışıyor yoksa tamamen kendine mi saklıyor bilmiyorum ama bu konuya ket vurmuş durumda. psikolog olduğu için sanırım bir parça olsun rahatlıyor içim. en azından aşamaları iyi tahlil ediyordur. tabii saçma bir varsayım ama..
tabii kontrol edemediği bazı şeylerin farkındayım. o günden sonra gizli bir neşenin altına saldırganlık sakladı. büyük acılar çekmiş birçok insan bence kısa bir süre de olsa bu tavra bürünüyordur. "siz ne yaşadınız ki peh!" tavrına. geçici bir şeydir diye düşünmüştüm, en azından bana sıra gelmez diye. benimki de epey bencilce biliyorum. o günden beri insanların dış görünüşlerinden tutun da en hassas noktalarına kadar ince ince saldırmaya başladı. ben de devamlı kendimi "neler yaşadı biliyorsun, seninle ilgili değil" diye fısıldarken bulmaya başladım. son günlerde sıra bana da geldi. bunu da olabildiğince görmezden geldim ve kırmadan püskürtmeye çalıştım fakat son hamlesiyle arkadaşı olmadığımı, aslında arkasını temizlemeye yardımcı olduğumu ve maalesef bunun farkında olduğunu gördüm.
iş yerinde yabancı uyruklu bir iş arkadaşımız var. 15 yıl önce falan filistin'den gelmiş ve tamamen iş sebebiyle. kaldı ki şu açıklamayı yapmak da bana üzücü geliyor. ailesini çok ama çok uzun zamandır görmüyor, bizlere uyum sağlamakta zorlanıyor. onunla ne kadar aşağılayıcı ve alaycı bir tavırda konuştuğuna inanamazsınız. ilginç tarafı ise asla söylediği şeyleri açık bir niyetle söylemeden ağzından kaçmış gibi davranması. zaten işin bu noktasında bile beynimden vurulmuşa dönmüşken kadına dönüp dedi ki "yagami şimdi size neyi neden söylediğimi açıklar. sırf bu yüzden her yere onunla gidesim geliyor bazen haha"
ben onun arkadaşı değilim. ben onun arkadaşı olamamışım, hiçbir zaman. o kadar üzüldüm ki. o kadar kırıcıydı ki. hâlbuki ben her zaman cümlelerini seçmekte zorlandığını düşünmüştüm. zahmete girmiyormuş meğer.
devamını gör...
244.
gerçekte arkadaşlık diye bir şey yoktur. sadece bir menfaat ortaklığıdır aslında. kimi seni bir kız, kimi de senden daha iyi birini, kimi de kendisine dalkavukluk etmediğin için anında gerçek yüzünü gösterir.
devamını gör...
245.
bi kaç defa oldu ondan sonra fark ettim, yıl içinde kendi hayatımın kendi çapında bir şeyler yaşadım. normalde anında herkese haber verir her şeyi anlatırdım. sonra bir şeyler oldu elime telefonu aldığımda haber verecek bir kişi bile bulamadım. bing bengler içimde yaşandı, bitti.
devamını gör...
246.
kimseye anlatamadığım bir imkansız aşkım vardı bir tek ona anlatabildim. o iş haliyle olmadı ve çok zor günler geçirdim, arkadaşıma mesaj atıp müsait olduğu bir zamanda görüşelim dedim, görüşemedik ve ben derdimle boğuldum. bir kere anlatsam rahatlayacağım derdimle. hep böyle bir arkadaştı, bana bir dost olarak ayıracak 5 dakikası bile yoktu
devamını gör...
247.
seni sadece dert anlatmak için aradığını ve içten içe sana haset duyduğunu farkettiğin an.
devamını gör...
248.
daha anlamadım..
devamını gör...
249.
birilerinin lafına gidip, bana laf sokma çabasına girdiğinde...
devamını gör...
250.
neredeyse her gün bulunduğu semtine gitmeme rağmen seni bir daha ne zaman göreceğim dediği an.
devamını gör...
251.
"ben sana her şeyi anlatıyorum" dediği her konu için bambaşka insanlardan farklı farklı detaylar öğrendiğim an. aynı gün "seni taşıyamıyorum artık" demişti. o cümleyle bitti her şey. 20 yıllık arkadaştık.
devamını gör...
252.
bilenler bilir iş arkadaşları her ne kadar beraber zaman geçirsenizde araya giren bir mesafe ya da belirli bir zaman diliminde ilk unutulan ve unutan olurlar. yine böyle bir arkadaşım ama ne arkadaşım beraber takım liderliği adayı gosterildik, iş yerinde bir çok öneri ve şikayeti birlikte söyledik falan. her neyse dışarıda bile buluşur beraber vakit geçirir iyi bir arkadaştık. her neyse ben iş yerinden ayrıldım vedalaştık orada ki bir çok kişi ile ama bu arkadaşım ile vedalaşmadık çünkü zaten dışarıda hep görüşüyorduk. bu adam beni düğününe en mutlu gününe çağırmadı. inanılmaz derece şaşırdım yani o kadar küfür ettiği arkasından konuştuğu kişiler ile halay çekti inanılır gibi değil.
devamını gör...
253.
bence arkadaş demek zaten çıkar ilişkisi gibi bir şey her sohbet muhabbet ettiğiniz kişi arkadaşınızdır. iş arkadaşı, ev arkadaşı, oyun arkadaşı gibi yani bence arkadaşlarınızı gözünüzde fazla büyütmemenizi öneririm.. mevzu dost gerisini sallayın.
devamını gör...
254.
valla şu saatten sonra hiç umrumda değiller. isterse arkadaşım değil kapının sapı olduğunu anlayayım...
devamını gör...
255.
senin zor durumda kalacağını bile bile üzerine düşen sorumluluğu almaması ve sebebini sorunca herhangi bir üzüntü veya pişmanlık belirtisi göstermeden "unuttum" demesi. *
devamını gör...
256.
ailesinin yapmadığı güzelliği yapmanıza rağmen, düşmanınızın atmadığı kazığı attığı an.
devamını gör...
257.
ceketi alip oradan ayrilirim.ortami berbat etmeye gerek yok.sessizce selam sabah etmeden giderim.bir daha da ne güvenirim ne de konusurum.
devamını gör...
258.
bunu anlamanın en iyi yolu şudur diye başlayabilmek isterdim fakat nedense her seferinde, darbeyi almadan anlayamıyorum. hatta bir seferinde yaklaşık dört sene sonra aslında o dönemde darbe almış olduğumu anladım.
*
iyi insan olmak çok zor. iyi insan olma kriterini burada, karşındaki insanı iyi niyetli görmek gibi anlayın.
hep başıma geldi. belki yine gelir.
kısmet.
*
iyi insan olmak çok zor. iyi insan olma kriterini burada, karşındaki insanı iyi niyetli görmek gibi anlayın.
hep başıma geldi. belki yine gelir.
kısmet.
devamını gör...
259.
kendisi krediyle ev almıştı. harama çok karşı biriydi sözde. kimin nasıl ev aldığı beni hiç ilgilendirmiyor tabiki. ben borsada bir miktar kaybedince bana borsa haram borsadan para kazanan böyle olur işte diye bir cümle kurdu. o an anladım olmadığını.
devamını gör...
260.
arkadaş , birbirinin arkasını kollayan demek olduğuna göre arkanızı kollamayan biri arkadaşınız olamaz.
devamını gör...