çocuklarla girilen komik diyaloglar
başlık "bal porsuğu" tarafından 11.12.2020 19:46 tarihinde açılmıştır.
281.
kızım beş yaşındayken bir sabah yine okula gitmek için hazırlandık. tam kapıdan çıkacak iken kızım döndü ve bana dedi ki; "baba, biliyor musun öğretmenim benim her yerimi karıştırıyor."
önce ne duyduğumu anlamadım, arkasından başımdan aşağı kaynar sular döküldü, boynumda başlayan sıcaklığın her tarafıma yayıldığını hissettim ama sakin kalmalı, kızımı ürkütmeden sohbete devam etmesini sağlayıp, neler olduğunu anlamam lazımdı.
nasıl yani kızım dedim sesim titreyerek.
"yani işte saçın kırmızı, gözlerin yeşil, ojelerin pembe diyor" dedi. meğer öğretmeni şakalaşıyormuş.
ufak bir felçten sonra kendime geldim. çocukların neyi nasıl ifade edeceği hiç belli olmuyor.
önce ne duyduğumu anlamadım, arkasından başımdan aşağı kaynar sular döküldü, boynumda başlayan sıcaklığın her tarafıma yayıldığını hissettim ama sakin kalmalı, kızımı ürkütmeden sohbete devam etmesini sağlayıp, neler olduğunu anlamam lazımdı.
nasıl yani kızım dedim sesim titreyerek.
"yani işte saçın kırmızı, gözlerin yeşil, ojelerin pembe diyor" dedi. meğer öğretmeni şakalaşıyormuş.
ufak bir felçten sonra kendime geldim. çocukların neyi nasıl ifade edeceği hiç belli olmuyor.
devamını gör...
282.
dedem biz daha doğmadan önce vefat etmiş. o yüzden elimizdeki fotoğrafları oldukça az ben de net olan fotoğraflarından birkaçını odama asmıştım. yeğenim(4) dedemi fotoğrafından tanıyor. “merve dedem nereye gitti?” diye sordu gelemeyeceği uzak bir yere gittiğini ama bizi izlediğini dedeme bir şey söylemek isterse söyleyebileceğini anlattım ve “uzak da olsa niye gelmiyor ki otobüs yok mu?” diye bir cevap aldım. otobüs olmadığını söylediğimde “uçak da mı?” yok diye sordu onun da olmadığını söylediğimde tek tek trenin, geminin, metronun olup olmadığını sordu. en son hiçbirinin olmadığı cevabını alınca “e biz gidip alalım navigasyona yazarız” diyerek ona da bir çözüm üretti. yol olmadığını, navigasyonun bizi götüremeyeceğini söyleyince de “yoksa bize küstü mü bizi özlemiyor mu?” diyerek beni şaşırtıp kelimelerimi tüketmeye devam etti. çocuk aklı farklı çalışıyor gerçekten
devamını gör...
283.
ailenin içine düştüğü kaos ortamıdır. öğlen okuldan eve yemeğe geldi kızım. babası hoşlanmadığı bir şaka yapmış. bizimki ağlayarak yeter artık anneme anlatacağım dışarda yaptığını dedi. ben ve eşim şok tabi. ne yaptı ki baban dedim. babam hep gözlüklü kadınlara bakıyor dedi* bence babam işe de gitmiyor. hem parktan ise mi gidilir diyor*parklar buluşma alanı. biriyle buluşuyor olabilir* eşim tamam ben gidiyorum o zaman deyince hadi bay bay naş naş dedi* gercekten ya parktan ise gidilir mi * benim kız acımadı harcadı babayı. aman babalar iyi geçinin kızlarla durum ciddi.*
devamını gör...
284.
285.
patronun çocuğu geldi. tatlı da kerata. yenisin sen diyo. dedim yeniyim tanışalım. tanıştık. tatlı olduğu gibi yakışıklı da. evde kum torbasında çalışıyormuş. tam avcı he.
arniş: kız arkadaşın var mı x?
x: var. 2 tane.
arniş: 2 mi? ikiyse iyi. adam olana çok bile. saçlarını çekmeyi unutma.
x: tamam arniş abla.
arniş: kız arkadaşın var mı x?
x: var. 2 tane.
arniş: 2 mi? ikiyse iyi. adam olana çok bile. saçlarını çekmeyi unutma.
x: tamam arniş abla.
devamını gör...
286.
geçen gün 6. sınıfa giden oğlumun ingilizce sınavı vardı. "hadi gel çalışalım." dedim. "yok ben kendim çalışacağım. sonra arkadaşlar 'annen çalıştırıyor o yüzden 100 alıyorsun.' diyorlar. bu sefer kendi başıma çalışıp kendi emeğimle kaç alacağımı test etmek istiyorum." dedi. şok oldum.*
devamını gör...
287.
geçenlerde kardeşime kıyafet çıkartıyordum. bir ceket bir tane de böyle şişme yelek gibi olanı vardı. bu seferlik yelek giy çok güzel zaten dedim. kıyafet seçiminde az çektirmediğinden tepkisi hem komik hem de çok tatlı geldi. tepkisi ise şöyle: "önemli olan giydiğin şeylerin güzelliği değil içinin güzelliği." büyümüş de küçülmüş gibi bir şey oldu biraz. *
devamını gör...
288.
küçük kardeşimin(4) evde tiktok şarkıları söylemesinden gına gelince eğer tiktok izlersen beynin küçülür diye korkutmuştum, o zamandan beri gelip gidip "abla onu çekenlerin beyni yok dimi" diyip duruyor.
devamını gör...
289.
ben de yeğen istiyorum diye zırlamak üzereyim. sabah sabah arkadaşımın yeğeniyle uyanmış oldum. müthiş bir çocuk ya maşallah.
arniş: günoş.
x: senin saçların ne renk? siyah mı, beyaz mı?
x: saçlarını pembeye boyayalım mı?
arniş: boyayalım.
x: ben seni çok seviyorum.
arniş: ben de seni çok seviyorum xsu.
arniş: günoş.
x: senin saçların ne renk? siyah mı, beyaz mı?
x: saçlarını pembeye boyayalım mı?
arniş: boyayalım.
x: ben seni çok seviyorum.
arniş: ben de seni çok seviyorum xsu.
devamını gör...
290.
eve gelen misafir çocuğuyla sohbet ediyordum.arkadaşlariyla kavga ettiğinden, olaylardan bahsediyordu.sonra bı tane kızı anlatmaya başladı.kızı hiç sevmiyormuş çünkü gıcığın tekiymiş bir de çirkinmiş.siz erkekler hiç değişmezsiniz:))
devamını gör...
291.
x kişisi, farklı bir şehirdeki kardeşinin yanına, sözde ziyaret adı altında ikinci kez evlendirdiği çocuğunun altınını almaya gider. herkes bu ziyaretin bu amaçla gerçekleştiğini bilmektedir fakat kimse dillendirmez.
konuşma sırasında sohbet bir şekilde dönüp dolaşıp evliliğe gelir. kardeş de hazır fırsatını bulmuşken konuyu kapatmak amacıyla hediyeleri getirir. bu sırada x kişisi "ay ben onun için mi geldim? vallahi almam. yok, asla olmaz" diye söylenmeye başlar. o sırada 4 yaşındaki torun bir anda koşarak salona girer ve bombayı patlatır.
"sana al demiyorlar, götür diyorlar, götür! senin değil bu! götür ve sus artık!"
konuşma sırasında sohbet bir şekilde dönüp dolaşıp evliliğe gelir. kardeş de hazır fırsatını bulmuşken konuyu kapatmak amacıyla hediyeleri getirir. bu sırada x kişisi "ay ben onun için mi geldim? vallahi almam. yok, asla olmaz" diye söylenmeye başlar. o sırada 4 yaşındaki torun bir anda koşarak salona girer ve bombayı patlatır.
"sana al demiyorlar, götür diyorlar, götür! senin değil bu! götür ve sus artık!"
devamını gör...
292.
-sana yardım ederim ama bir şartım var.
- şartın neymiş?
-beni öpmeyeceksin.
-neden, seni öpmemden rahatsız mı oluyorsun?
-evet, tüm insanların beni öpmesinden rahatsız oluyorum.
yaş:7
- şartın neymiş?
-beni öpmeyeceksin.
-neden, seni öpmemden rahatsız mı oluyorsun?
-evet, tüm insanların beni öpmesinden rahatsız oluyorum.
yaş:7
devamını gör...
293.
dün akşam küçük oğlumun* tabağına tencerenin dibinde kalan son bulgur pilavını koymuştum.*
-bu bulgur pilavı niye az?
+bitti canım, bu kadar kalmış.
-hiç koymasaydın da olurmuş, tabağa "bulgur pilavıııııı" diye bağırıp bırakmışsın gibi olmuş.
+hay allahım yarabbim nereden buluyorsun bu lafları?*
-bu bulgur pilavı niye az?
+bitti canım, bu kadar kalmış.
-hiç koymasaydın da olurmuş, tabağa "bulgur pilavıııııı" diye bağırıp bırakmışsın gibi olmuş.
+hay allahım yarabbim nereden buluyorsun bu lafları?*
devamını gör...
294.
”senin çocukların neredee??"
"benim çocuğum yok ki!"
"sen evli değil misin?"
"değilim."
"niyeee?"
"hmmm... çünkü…. onu bulamadım henüz! heheh..."
"aaaa kayıp mıııı? hemen gidip bulalım yoksa çocukların olmaz!!!!"
“nereye?”
“yatağın altına baktın mı, ya orada uyumuşsa???"
"hadi!”
"benim çocuğum yok ki!"
"sen evli değil misin?"
"değilim."
"niyeee?"
"hmmm... çünkü…. onu bulamadım henüz! heheh..."
"aaaa kayıp mıııı? hemen gidip bulalım yoksa çocukların olmaz!!!!"
“nereye?”
“yatağın altına baktın mı, ya orada uyumuşsa???"
"hadi!”
devamını gör...
295.
kardeşim oğluma winnie the pooh'un pelüş oyuncağını gösterip; bak poyraz sen bunu tanıyor musun adı winnie demişti. oğlumun tepkisi ayı yani.
devamını gör...
296.
“sana bir şey soracam ben!”
“sor bakalım.”
“sen artık evlenmicen di mi?”
“bilmem, evleneyim mi?”
“evlenmeee!”
“ahah nedenmiş?”
“evlenince çocuğun olur, sonra beni daha az seversin...”
“...”
“sor bakalım.”
“sen artık evlenmicen di mi?”
“bilmem, evleneyim mi?”
“evlenmeee!”
“ahah nedenmiş?”
“evlenince çocuğun olur, sonra beni daha az seversin...”
“...”
devamını gör...
297.
“neden geç kaldın?"
"işteydim, hem bugün tatil değil ki."
"neden çalışıyorsunuz ya babam da çok çalışıyor, hep başka ülkelere gidiyor.
"çünkü çalışması gerek."
"valla ben büyüyünce az çalışıcam, sizi de çalıştırmayacam. o zaman daha çok görücez birbirimizi. ben sizden çok uyuyorum, biraz da siz dinlenin!!!"
"..."
"işteydim, hem bugün tatil değil ki."
"neden çalışıyorsunuz ya babam da çok çalışıyor, hep başka ülkelere gidiyor.
"çünkü çalışması gerek."
"valla ben büyüyünce az çalışıcam, sizi de çalıştırmayacam. o zaman daha çok görücez birbirimizi. ben sizden çok uyuyorum, biraz da siz dinlenin!!!"
"..."
devamını gör...
298.
birkaç hafta önce ailece bir araya geldiğimiz bir akşam, yakında 8 yaşında olacak kuzenim karanlık bir yere çağırdı beni, elime bir not verdi ve kimsenin görmeyeceği bir yerde açmamı söyledi. notu açtım, herkesin içinde açıp alnıma yapıştırsam da kimsenin anlayabileceği bir not değildi.
o gün gittikleri kütüphaneyi çizmiş, adresi anlayabileceğim şekilde tarif etmiş ve oraya gitmemi söylemiş. kendimi bildim bileli okula giden biriyim, o doğduğundan beri de okula giden biriyim, kütüphaneye gidince aklına gelebilecek ilk kişiyim haliyle.
kağıtlar buzdolabında asılı. gelip gördüğünde mutlu olacak biliyorum. sonra heveslenip bir başka not yazıp karanlıkta verecek onu da biliyorum.
o gün gittikleri kütüphaneyi çizmiş, adresi anlayabileceğim şekilde tarif etmiş ve oraya gitmemi söylemiş. kendimi bildim bileli okula giden biriyim, o doğduğundan beri de okula giden biriyim, kütüphaneye gidince aklına gelebilecek ilk kişiyim haliyle.
kağıtlar buzdolabında asılı. gelip gördüğünde mutlu olacak biliyorum. sonra heveslenip bir başka not yazıp karanlıkta verecek onu da biliyorum.
devamını gör...
299.
çoğunluğu kuzenlerle dolu kalabalık bir iftar sofrası. etrafta da birkaç küçük var. yeğenlerden biri muzur bir oğlan. baş belası yaramaz bir çocuk. bir türlü yerinde durmuyor. tam iftar saatine gelmişken sorular sorup annesini dürtüyor ve masanın dibinde bombayı patlatıyor...
“anneeeee ben de yiyeceeem???”
“uslu dur!”
“abi siz şöyle geçin...”
“beni baş köşeye koyma, oruçlu bile değilim.”
“babaaaaaaa ya ben de oturucam yanına!!!!”
“dur oğlum siz yediniz zaten...”
“anneeeeeeee yaaaaa bananneeeee...”
“hadi dayısı sen gel yanıma.”
“banane, ben oraya geçmeeeem!”
“oğlum şımarma!!!”
“hah hadi okundu, afiyet olsun...”
“anneeeeee!!!!!”
“şşşş sus artık!”
tam derin bir sessizlik ve ilk lokmalar yeniyorken bomba gelir...
“annemle babam ben yattıktan sonra çıplak çıplak oyun oynuyorlar, seslerini de duyuyoruuuum, babam annemi hep ağlatıyoo!”
“!!!???”
“…”
“anneeeee ben de yiyeceeem???”
“uslu dur!”
“abi siz şöyle geçin...”
“beni baş köşeye koyma, oruçlu bile değilim.”
“babaaaaaaa ya ben de oturucam yanına!!!!”
“dur oğlum siz yediniz zaten...”
“anneeeeeeee yaaaaa bananneeeee...”
“hadi dayısı sen gel yanıma.”
“banane, ben oraya geçmeeeem!”
“oğlum şımarma!!!”
“hah hadi okundu, afiyet olsun...”
“anneeeeee!!!!!”
“şşşş sus artık!”
tam derin bir sessizlik ve ilk lokmalar yeniyorken bomba gelir...
“annemle babam ben yattıktan sonra çıplak çıplak oyun oynuyorlar, seslerini de duyuyoruuuum, babam annemi hep ağlatıyoo!”
“!!!???”
“…”
devamını gör...
300.
dört yaşındaki minik yeğen gidip gelip yüzümü inclemeye başlar ve dayanamayıp burnumu mıncıklayarak söyler.
"burnuuun..."
"ne olmuş burnuma?"
"burnun ne kadar küçük!!!"
"aaa, sağ ol canım benim..."
"eveeeet, güzel ama benim de saçlarım seninkinden daha güzel."
"evet saçların çok güzel, ne yapmamız gerek?"
"benim saçlarımı senin de burnunu keselim!!!"
"?!!.."
"burnuuun..."
"ne olmuş burnuma?"
"burnun ne kadar küçük!!!"
"aaa, sağ ol canım benim..."
"eveeeet, güzel ama benim de saçlarım seninkinden daha güzel."
"evet saçların çok güzel, ne yapmamız gerek?"
"benim saçlarımı senin de burnunu keselim!!!"
"?!!.."
devamını gör...