921.
seviyorum seni
ekmeği tuza banıp, banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
(bkz: nazım hikmet ran)
devamını gör...
922.
bir hançer gibi çeksen de sevgini
onu ancak öldürmeye yarar:
uçarı kuşu sevdanın
alıp başını gitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk, iki kişiliktir.

yitik bir ezgisin sadece,
tüketilmiş ve düşmüş gözden;
düşlerinde bir çocuk hıçkırır
gece camlara sürtünürken;
çünkü hiçbir kelebek
tek başına yaşamaz sevdasını,
severken hiçbir böcek
hiçbir kuş yalnız değildir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
devamını gör...
923.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.

nazım hikmet
devamını gör...
924.
sana bir şiirler olmuş sevgilim
yüzün gözün söz içinde
hangi imla kitabına baksam
"ben"den ayrı yazılıyorsun
özdemir asaf
devamını gör...
925.
yalnız insan deli rüzgar
ne zevk alır ne haz verir
dokunduğu küldür uçar
sunduğu tozdur silinir *
devamını gör...
926.
ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapımı bad-ı sabahtan gayrı
devamını gör...
927.
dilimin altında özlem var
ve karışık bir dua
boğulmuş anılar
seni getirmez bana

şiirler bana seni getiremez
ne de bir yazdan kalan kırıntılar
bir taş olabilseydim
uyku ya da rüzgar

ilkbahar yine gelecek
belki yine mutlu olurum
bir dilsizin şarkısına benzeyecek
senden sonra mutluluğum.

bir ölüme alışmak gibi
geçecek birbirimize olan sevgimiz
insanın tek bir yüzü yoktur ki
ya da tek bir geleceği

taştan bir kutuda uyuduğumda
beni acıtan karanlıkta
düşünüp onsuz da olabileceğimi

gecedir, rüzgarın ıslak sesi
gözlerime karanlık dolduğunda
çağırıp dargınlık meleğini.

içimde cam kırıklarına benzeyen bir gönül kırıklığı
kapatıyorum sayfalarını eskimiş bir kitabın
tozlu hüzünler, solgun bir gülümseyiş tadı
artık eskimiş bir hayatın sayfalarını kapatıyorum
kapatıyorum geçmiş bir denizin kapılarını.
devamını gör...
928.
"ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
aysel git başımdan seni seviyorum."
devamını gör...
929.
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
devamını gör...
930.
aynalardan sundum gönlümü sana
ruhum gözlerinin rengine tutsak
bir gece kuş gibi girsem rüyana
eder misin bana aşkını yasak.
devamını gör...
931.
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım
diyorum

kahrol, kahrol!
diyorum

palyaço
devamını gör...
932.
seviştik
evet bu bi günah
bilirsin tanrı herşeyi görür
sanırım orada durup saatlerce bizi izledi
ama şuna eminim ki
ikimizden biri olmayı her şeyden çok isterdi
devamını gör...
933.
gözlerinin kahvesinden koy ömrüme
kırk yılın hatırına sen kalayım.
devamını gör...
934.
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille
sevmelerim
sevmelerim gibisi
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel.......
(bu sadece bir tanesi)
devamını gör...
935.
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim, bir sinema yağmura çalar
devamını gör...
936.
seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim
"uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil
devamını gör...
937.
sevgilerde
sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.

bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.

siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. yılların telâşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vaktiniz olmadı.

behçet necatigil
devamını gör...
938.
"yüreğimi korkak büyütmedim ben.
kaybettiklerim, dağıttığım servetimdir."
devamını gör...
939.
kamu bimarına canan deva-yı derd eder ihsan
niçün kılmaz bana derman beni bimar sanmaz mı?
devamını gör...
940.
geri gelen mektup

ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

hüseyin nihal atsız
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevilen şiirin en vurucu dizeleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim