sevilen şiirin en vurucu dizeleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
başlık "ışıkhüzmesindegezendoga" tarafından 10.11.2020 18:01 tarihinde açılmıştır.
1461.
"deli gibi uykum var nermin
gözlerimi tankerler boşaltıyor
gözlerini gözlerimden al
beraber bir şeylere bakalım"
bilmeyen kaldı mı bu şiiri bilmiyorum gerçi ama muhteşem muhteşem...
gözlerimi tankerler boşaltıyor
gözlerini gözlerimden al
beraber bir şeylere bakalım"
bilmeyen kaldı mı bu şiiri bilmiyorum gerçi ama muhteşem muhteşem...
devamını gör...
1462.
dizeleri paylaşmak yetersiz kalır şiirler için, anlamak istiyorsak tamamını okumak daha doğru olur diye düşünüyorum. o yüzden tamamını paylaşıyorum;
iyi olurdu buradan
ayrılmak,
gitmek artık,
nalları dikmek, bütün anıları
terk etmek
filan,
ama kalmanın da
bir tadı var:
kendilerini
afet
sanıp
şimdi kirli dairelerinde
sabırsızlıkla melodram dizisinin
başlamasını bekleyen
bütün o yavrular,
ve bütün o delikanlılar,
yıllık'larda
pürüzsüz ciltleriyle
bir gün
önemli biri
olacaklarından emin emin
sırıtan,
şimdi polis onlar, daktilograf,
sosisli sandöviç satıcısı,
tımarcı,
toz
zerrecikleri,
kalıp diğerlerinin
ne olduklarını
görmek güzel - yalnız
banyoya girdiğinde
aynayı es geç
ve sifonu çektiğinde
arkana bakma.
katıla katıla gülünesi - charles bukowski
iyi olurdu buradan
ayrılmak,
gitmek artık,
nalları dikmek, bütün anıları
terk etmek
filan,
ama kalmanın da
bir tadı var:
kendilerini
afet
sanıp
şimdi kirli dairelerinde
sabırsızlıkla melodram dizisinin
başlamasını bekleyen
bütün o yavrular,
ve bütün o delikanlılar,
yıllık'larda
pürüzsüz ciltleriyle
bir gün
önemli biri
olacaklarından emin emin
sırıtan,
şimdi polis onlar, daktilograf,
sosisli sandöviç satıcısı,
tımarcı,
toz
zerrecikleri,
kalıp diğerlerinin
ne olduklarını
görmek güzel - yalnız
banyoya girdiğinde
aynayı es geç
ve sifonu çektiğinde
arkana bakma.
katıla katıla gülünesi - charles bukowski
devamını gör...
1463.
"yaşamak bu yangın yerinde, her gün yeniden ölerek
zalimin elinde tutsak, cahile kurban olarak.."
ataol behramoğlu
zalimin elinde tutsak, cahile kurban olarak.."
ataol behramoğlu
devamını gör...
1464.
"ah, kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya,
kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar,
evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya."
evet yine bir gülten akın şiiriyle sizlerleyim. ama bu aralar ruh halim tam olarak gülten akın napayım?
durup ince şeyleri anlamaya,
kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar,
evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya."
evet yine bir gülten akın şiiriyle sizlerleyim. ama bu aralar ruh halim tam olarak gülten akın napayım?
devamını gör...
1465.
...bu hasis devirde yetmişlik ninem
diyor ki, altınla süslensin sinem
mahşerde, maaşlı olsa cehennem.
atını cennete süren olur mu...
(nejdet rüştü efe)
diyor ki, altınla süslensin sinem
mahşerde, maaşlı olsa cehennem.
atını cennete süren olur mu...
(nejdet rüştü efe)
devamını gör...
1466.
felaketim olurdu, ağlardım.
devamını gör...
1467.
her aşk bir mecnun büyütmez ve her insan kendini sever sadece
-kuklacı
-kuklacı
devamını gör...
1468.
öptü beni
bunlar kainat kadar gerçek dudaklardır dedi
bu ıtır senin icadın değil, saçlarından uçan bahardır dedi
ister gökyüzünde seyret
ister gözlerimde
körler onları görmese de yıldızlar vardır dedi. nazım hikmet
bunlar kainat kadar gerçek dudaklardır dedi
bu ıtır senin icadın değil, saçlarından uçan bahardır dedi
ister gökyüzünde seyret
ister gözlerimde
körler onları görmese de yıldızlar vardır dedi. nazım hikmet
devamını gör...
1469.
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip…
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
ahmed arif.
öyle mahzun, öyle garip…
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
ahmed arif.
devamını gör...
1470.
ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür. (bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
1471.
kavafis'le devam edelim.
...
neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar,
neden herkes dalgın dönüyor evine?
çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.
ve sınır boyundan dönen habercilere göre,
barbarlar diye kimseler yokmuş artık.
peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?
bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.
...
neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar,
neden herkes dalgın dönüyor evine?
çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.
ve sınır boyundan dönen habercilere göre,
barbarlar diye kimseler yokmuş artık.
peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?
bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.
devamını gör...
1472.
"...kaşların yay kirpiğin ok
vurduğunu öldürürsün..."
vurduğunu öldürürsün..."
devamını gör...
1473.
yalnız lütfen kendi cesaretini topla başka cesaretlere karışma
kendi cesaretini de başkasına toplatma
koftur kulak asma asrın şu son eklediği
kimin gözü bol keseden sana he demeklere keser
kimde var göz sana mahsus cesareti görecek
kendi cesaretini de başkasına toplatma
koftur kulak asma asrın şu son eklediği
kimin gözü bol keseden sana he demeklere keser
kimde var göz sana mahsus cesareti görecek
devamını gör...
1474.
anısı ıssızlıktır.
acısı bilincidir.
bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan.
gülemiyorsun ya, gülmek
bir halk gülüyorsa gülmektir!
ne kadar benziyoruz türkiye’ye ahmet abi.
(...)
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
gelse de öyle sürekli değil.
bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
o kadar çabuk, o kadar kısa, işte o kadar...
ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar?
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar?
mendilimde kan sesleri.
(bkz: edip cansever)
acısı bilincidir.
bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan.
gülemiyorsun ya, gülmek
bir halk gülüyorsa gülmektir!
ne kadar benziyoruz türkiye’ye ahmet abi.
(...)
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
gelse de öyle sürekli değil.
bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
o kadar çabuk, o kadar kısa, işte o kadar...
ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar?
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar?
mendilimde kan sesleri.
(bkz: edip cansever)
devamını gör...
1475.
"lübnan selvilerinin tanrısı gibi tatlı
sidiğini göğe
yükseklere attıran
ben kulunuzu bağışlayın
siğilotları"
sidiğini göğe
yükseklere attıran
ben kulunuzu bağışlayın
siğilotları"
devamını gör...
1476.
nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önüme
alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar
gidip gelmelerim bu dar sokaklarda
insanların koşup dolduğu bu dar yapılarda
bir kısır döngüye girmek için bütün çabalar
biz bunun için mi geldik*.
alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar
gidip gelmelerim bu dar sokaklarda
insanların koşup dolduğu bu dar yapılarda
bir kısır döngüye girmek için bütün çabalar
biz bunun için mi geldik*.
devamını gör...
1477.
"ve ben
neden
bahar geldi de hâlâ
muşambası kopuk
kara bir koltuk
gibi oturmaktayım?
kasketini kendi kendine giydi kafam,
fırladım matbaadan
sokaktayım .
yüzümde mürettiphanenin
kurşunlu kiri,
cebimde 75 kuruşum var.
havada bahar..."
bu şiirin her dizesi benim için vurucu cümledir ama kimseyi meşgul etmemek adına sadece bu kısmını paylaştım.. ama illa sade bir cümle diyorsan" muşambası kopuk kara bir koltuk " çok güzel, enfes bir benzetme..
bu arada bahar henüz doğmamış kızımın da adıdır..ne zaman doğacağı belli de değil.. bahar işte.. ne zaman geleceği belli olmaz!
neden
bahar geldi de hâlâ
muşambası kopuk
kara bir koltuk
gibi oturmaktayım?
kasketini kendi kendine giydi kafam,
fırladım matbaadan
sokaktayım .
yüzümde mürettiphanenin
kurşunlu kiri,
cebimde 75 kuruşum var.
havada bahar..."
bu şiirin her dizesi benim için vurucu cümledir ama kimseyi meşgul etmemek adına sadece bu kısmını paylaştım.. ama illa sade bir cümle diyorsan" muşambası kopuk kara bir koltuk " çok güzel, enfes bir benzetme..
bu arada bahar henüz doğmamış kızımın da adıdır..ne zaman doğacağı belli de değil.. bahar işte.. ne zaman geleceği belli olmaz!
devamını gör...
1478.
”senin saçların öyle gür ki
rüzgâr esse kıyamet kopar.“ cahit külebi
rüzgâr esse kıyamet kopar.“ cahit külebi
devamını gör...
1479.
kelimeler de yumurtalar gibi
kırıldılar mı bir kez
olanaksızdır onarılmaları...
anne sexton - sözcükler
kırıldılar mı bir kez
olanaksızdır onarılmaları...
anne sexton - sözcükler
devamını gör...
1480.
o saatlerde serpilir gülüşün
bir avuç su gibi içime, ey yar
senin de başında o çılgın rüzgar
deli deli esiverirse bir gün
beni unutma
ben ayağımda çarık, elimde asa
senin için şu yollara düşmüşüm
senelerce sonra sana dönüşüm
bir mahşer gününe de rastlasa
beni unutma
halâ duruyorsa yeşil elbisen
onu bir gün benim için giy
saksıdaki pembe karanfilde çiğ
ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
beni unutma
büyük acılara tutuştuğum gün
çok uzaklarda da olsan yine gel
bu ölürcesine sevdiğine gel
ne olur tanrıya kavuştuğum gün
beni unutma
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103